Irak: Şii partiler arasındaki bölünme, müzakere masasında Sünni ve Kürt partilerin elini güçlendiriyor

Ninova’da önceki gün seçim sonuçlarına itiraz olarak Haşdi Şabi’ye destek için gösteri düzenlendi. (AFP)
Ninova’da önceki gün seçim sonuçlarına itiraz olarak Haşdi Şabi’ye destek için gösteri düzenlendi. (AFP)
TT

Irak: Şii partiler arasındaki bölünme, müzakere masasında Sünni ve Kürt partilerin elini güçlendiriyor

Ninova’da önceki gün seçim sonuçlarına itiraz olarak Haşdi Şabi’ye destek için gösteri düzenlendi. (AFP)
Ninova’da önceki gün seçim sonuçlarına itiraz olarak Haşdi Şabi’ye destek için gösteri düzenlendi. (AFP)

Irak’ta tüm parti ve oluşumlar hükümetin kurulması amacıyla siyaset sahnesindeki ağırlıklarına göre müzakere heyetleri kurmaya başlamasına rağmen, Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu müzakere komitesi kurduğunu ilan etmeyen tek grup oldu. Ülkedeki üç ana bileşenin (Şii-Sünni-Kürt) milletvekili sayıları kesin olmayan seçim sonuçlarına göre yer yer değişmeye devam ederken, tüm taraflar 10 Ekim’de düzenlenen seçimlerin nihai sonuçlarının bugün veya yarın ilan edilmesini bekliyor.
Kesin olmayan seçim sonuçlarına göre Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi büyük bir başarı ortaya koyarken, Fetih Koalisyonu ise yönetici kadrolarının henüz hazmedemediği ağır bir yenilgi aldı. Ancak Şii siyaset sahasındaki baş rakibinin aldığı bu yenilgi Sadr’ı sevindirmesine rağmen, Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki’nin yükselişi önümüzdeki süreçte Sadr’ı endişelendirecek gibi duruyor. Maliki, 37 sandalye alarak Şii parti ve oluşumlar arasında ikinci sıraya yükselirken, Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim ve Nasr Koalisyonu lideri Haydar el-İbadi bu seçimlerden çok ağır bir yenilgiyle ayrıldı. Halihazırda ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturma hususunda Sadr ile rekabet edecek konuma gelen isim Maliki oldu.
Maliki’ye yakın isimlerden yapılan açıklamalara göre, Maliki’nin koalisyonu ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturmak amacıyla diğer parti ve oluşumlarla uzlaşılara başladı. En büyük meclis bloğuyla ilgili Federal Mahkeme’nin içtihadı ise tartışma ve eleştiri konusu olmaya devam ediyor.
Müzakere masasında Şii parti ve oluşumlara karşı eli güçlenen Sünni Araplar ve Kürtlerin değişen siyasi ağırlıkları hükümet kurma müzakerelerinde en nihayetinde cumhurbaşkanlığı ve meclis başkanlığı koltuklarını almalarını kolaylaştırabilir. Zira Şii parti ve oluşumların içinde sert ihtilaflar ve bölünmeler başladı. Görev süresi sona eren Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum (İlerleyiş) Partisi 41 sandalye ile Sünni cephede birinci sıraya yerleşirken, iş insanı Hamis el-Hancerin liderliğindeki Azim Koalisyonu ise sadece 14 sandalye kazanabildi. İki Sünni grup arasındaki bu uçurum Meclis Başkanlığı koltuğuna ikinci kez oturması noktasında Halbusi’nin elini güçlendiriyor. Zira Azim Koalisyonu da bu koltuğu almak istiyor. Fakat Azim Koalisyonu’nun Halbusi’nin koltuğunu almak için seçimde aday gösterdiği önemli Sünni isimlerden sadece Eski Meclis Başkanı Mahmud el-Meşhedani meclise gidebilecek. Buna karşılık Azim’in gösterdiği adaylardan Halid el-Ubeydi, Selim el-Cuburi, Selman el-Cumeyli, Kasım el-Fehdavi ve Salah el-Cuburi bu seçimden yenilgiyle ayrıldı. Bu nedenle Halbusi, Sünni Arapların kotasına tahsis edilen meclis başkanlığı koltuğuna ikinci kez oturma hususunda ister Sadr ile yapacağı müzakerelerde ister ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturma noktasında Sadr’ı geçmeye çalışan Maliki ile yapacağı müzakerelerde daha güçlü bir konuma geldi.
Kürtlerin durumuna gelince, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi 32 sandalye alarak Kürt partiler arasında birinci sıraya yükseldi. Bu durum Kürtlerin de Sünniler gibi müzakere masasına güçlü bir şekilde gitmesi anlamına geliyor. Geçmişte Barzani ve Sadr arasında birtakım uzlaşmalar yapılmıştı. Aynı şekilde seçimden önceki süreçte Erbil’i ilk kez ziyaret eden Maliki ve Barzani arasında da benzer uzlaşmalar yapıldı. Fakat Irak’taki siyasi gelişmeleri takip eden gözlemciler, Barzani ve Sadr’ın uzlaşmasının mümkün olduğu bu dönemde bu uzlaşmayı bazı iç ve dış faktörlerin etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Sadr’ın İsrail ile normalleşmeye karşı sert muhalif tavrı bu faktörler arasında yer alıyor. Nitekim geçtiğimiz süreçte Erbil’de İsrail ile normalleşme çağrısı yapılan bir konferans düzenlendi. Barzani ve Maliki arasındaki geçmiş tecrübeler (bazıları bugün devam ediyor) sebebiyle iki isim arasında güvensizlik atmosferi hakim. Muhtemelen Barzani, Sadr veya Maliki ile bakanlık kotaları üzerinde müzakere edecek. Ancak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih’i ikinci kez aday gösterme ısrarı sebebiyle Barzani cumhurbaşkanlığı koltuğunu müzakere konusu yapmak istemeyebilir.
Görev süresi sona eren Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, seçim sürecine ilişkin itirazların dikkate alınmasının ve hukuki yollarla değerlendirilmeye devam edilmesinin önemini vurguladılar. Salih ve Zeydan, dün yaptıkları ortak açıklamada, “İktidarın meşruiyet kaynağı olması dolayısıyla halkın hakemliğine başvurmak temel ve anayasal bir ilke. Seçimler, ulusal bir kazanım ve vatandaşa ve onun tercihlerine başvurmak için barışçıl demokratik bir süreçtir. Gerçek iradelerinin bir ifadesi olması için Iraklıların seçim sürecine güvenmelerini sağlamak gerekir” denildi.
Şu anki seçim sürecine yönelik itirazlara da değinilen açıklamada, “İtirazların hukuki bağlamda kabul edildiğini ve bunları sonuçlandırmak için Anayasa ve kanuna göre değerlendirildiğini vurguluyoruz. Seçim süreci hakkında sunulan tüm şikayet ve itirazları yüksek bir mesleki profesyonellik, sorumluluk ve tam bir tarafsızlıkla inceleyen Seçim Komiserliği’ne ve bu konuyu tam bir ciddiyet ve çaba ile takip eden yetkili yargı organına desteğimizi vurguluyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada tüm taraflara “ülkenin yüksek menfaatini dikkate alan milli ve sorumlu bir tavır alma, sükunete uyma, sağduyu dilini hakim kılma ve toplumsal barış ve güvenliğe zarar verecek her türlü gerilimden kaçınma” çağrısı yapıldı.
Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:
“Ulusal kazanımların karşılanması için çabalar ikiye katlanmalı. Ülke, halkın iradesini dile getirecek, reform ve kalkınma beklentilerine cevap verecek ve halkın daha iyi bir geleceğe yönelik özlemini karşılama gücüne sahip bir devlet inşa ederek ülkenin yüksek menfaatini koruyan etkin bir hükümet kurmak için çalışacak bir meclisin kurulmasını bekliyor.”



Faşir’den kaçanlar: Ağaçlara asılı cesetler gördük

HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Faşir’den kaçanlar: Ağaçlara asılı cesetler gördük

HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)

Faşir’deki saldırılardan sağ kalanlar, geçtiğimiz ekim ayında Sudan'ın Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) eline geçmesinden bu yana maruz kaldıkları veya tanık oldukları korkunç ihlalleri anlattılar.

Yedi yakın aile üyesiyle birlikte Faşir’den kaçan, ancak beraberindekilerin başlarına ne geldiğini bilmeyen Ahmed Cibril, “O gece çıplak ayakla ve pijamalarımızla yola çıktık ve yolda HDK üyelerinin yoğun ateşi altında kaldık... Birçoğu öldü ve yaralandı” dedi. Faşir’den yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki et-Tavile Mülteci Kampı’na giderken onlarca kişinin açlık ve susuzluktan öldüğünü, diğerlerinin ise aldıkları ağır yaralar nedeniyle hayatını kaybettiğine tanık olduğunu ekledi.

Telefonla Şarku’l Avsat’a konuşan sağ kalanlar, HDK’nın yüzlerce aileyi gözaltı merkezlerinde ve barınaklarda zorla alıkoymaya devam ettiğini ve birçoğunun açlıktan öldüğünü veya vurulduğunu söyledi.

Sağ kalanlardan biri şöyle dedi:

Ağaçlara asılmış kadın ve erkeklerin cesetlerini gördük, kimse onlara yaklaşamadı.

Faşir'in HDK’nın eline geçmesinden birkaç gün sonra şehirden ayrılan Avukat Adam İdris şöyle konuştu:

“HDK bizi camilere gitmeye zorladı, orada bizi videoya aldı ve ardından her şeyin normal seyrinde gittiğini söyleyen videolar yayınladı, oysa gerçekte silahsız vatandaşları gözaltına alıyor ve serbest bırakılmaları karşılığında büyük miktarlarda para talep ediyordu.”

İki çocuk annesi bir kadın ise şöyle anlattı:

“Kadınları sıraya dizip silahlarını bize doğrulttular ve sonra para ve altın var mı diye bakmak için giysilerimizi aradılar. HDK üyeleri tarafından cinsel şiddete ve insanlık dışı muameleye maruz kaldık. Bize ırkçı hakaretler ettiler.”

Sudan’da 2023 yılının nisan ayı ortalarında, tüm güçleri tek bir ordu altında birleştirme çabaları sırasında ordu ile HDK arasında başlayan anlaşmazlık silahlı çatışmaya dönüştü.


Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.