NASA'nın 12 yıl sürecek yeni uzay görevine sayılı saatler kaldı: İşte tüm bilinenler

8 göktaşına yakın geçiş yapması hedeflenen Lucy, uzay ajansının en uzun erİmli görevlerinden biri olacak (NASA)
8 göktaşına yakın geçiş yapması hedeflenen Lucy, uzay ajansının en uzun erİmli görevlerinden biri olacak (NASA)
TT

NASA'nın 12 yıl sürecek yeni uzay görevine sayılı saatler kaldı: İşte tüm bilinenler

8 göktaşına yakın geçiş yapması hedeflenen Lucy, uzay ajansının en uzun erİmli görevlerinden biri olacak (NASA)
8 göktaşına yakın geçiş yapması hedeflenen Lucy, uzay ajansının en uzun erİmli görevlerinden biri olacak (NASA)

NASA, Jüpiter’in çevresinde yer alan asteroitleri incelemek için bugün yeni bir uzay aracı fırlatıyor.
Lucy isimli uzay aracı, kamuoyunun ilgisini üzerine çekiyor. Göreve sayılı günler kala uzmanların katılımıyla halka açık çeşitli etkinlikler düzenlenmeye başlıyor.
Tam 12 yıl sürmesi planlanan göreve dair ayrıntılar da giderek netleşiyor. İşte Lucy görevi ve tüm bilinenler…

Fırlatma canlı yayımlanacak
Gaz devi Jüpiter’in yörüngesini paylaşan Truva asteroitlerini incelemek üzere 12 yıllık bir göreve çıkacak Lucy uzay aracı, Florida'daki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu'ndan fırlatılacak.
Atlas V roketiyle gerçekleşecek fırlatmanın Türkiye saatiyle 12.30’da yapılması planlanıyor.
Öte yandan NASA hava durumundaki olası değişiklikler vb. koşullara göre bu saatin değişebileceğini belirtiyor.
Fırlatma, NASA’nın internet sitesinden, sosyal medya kanallarından ve Space.com üzerinden canlı yayımlanacak. Yayın, fırlatmadan yarım saat önce başlayacak.
Öte yandan NASA, gezegenbilimcilerin ve mühendislerin katılımıyla görevle ilgili bilgilerin paylaşıldığı çeşitli etkinlikler düzenliyor.
Bu etkinliklerin de aynı kanallardan canlı yayımlanacağını belirten uzay ajansı, fırlatmaya sahne arkasından katılmak ve ekip üyeleriyle gerçek zamanlı sohbet etmek isteyenlerin Eventbrite internet sitesinden ücretsiz kayıt olabileceklerini bildirdi.

Uzay aracı hangi asteroitleri ziyaret edecek?
NASA’dan gelen açıklamada "12 yıllık görevi boyunca Lucy, rekor sayıda asteroit keşfedecek" ifadelerine yer verildi.
Açıklamada uzay aracının Mars ve Jüpiter arasında kalan Ana Kuşak’ta yer alan bir göktaşının ve Truva kuşağında yer alan 7 göktaşının yakınından geçeceği belirtildi.
Söz konusu görev için farklı özellikler taşıyan asteoritler seçildi. Bu göktaşları arasında C tipi (kondrit, kil ve silikattan yapılmış yaygın asteroitler), D tipi (organik moleküller açısından zengin asteroitler) ve P tipi (organikler açısından zengin olduğu düşünülen ve Dünya’da örneği bulunmayan asteroitler) diye sınıflandırılan göktaşları yer aldı.
Lucy, bu bölgelerdeki asteroitleri ziyaret eden ilk uzay aracı olacak. NASA yetkilileri, "Lucy bize gezegenleri oluşturan ilkel cisimlerin çeşitliliğini ilk kez gösterecek" diye konuştu.

"Lucy gökyüzünde elmaslarla"
Uzay aracı ismini insanın kalıntıları bulunan en eski atasından alıyor. 1974'te bugünkü Etiyopya'da bulunan ve yaklaşık 3,2 milyon yıl önce yaşadığı düşünülen primat Lucy, Australopithecus afarensis türünden yetişkin bir dişiydi.
Söz konusu primat da ismini The Beatles'ın "Lucy in the Sky with Diamonds (Lucy Gökyüzünde Elmaslarla)" sözlerini içeren 1967 tarihli ünlü şarkısından almıştı.

Lucy görevinin amacı ne?
NASA yetkilileri uzay aracının Güneş Sistemi’nin doğuşuna dair önemli bilgiler sağlayacağını umuyor. İşte bu nedenle araç, insanlığın doğuşuna dair eşsiz bilgiler sağlayan primat Lucy’yle aynı ismi paylaşıyor.
Görev ekibine liderlik eden Harold Levison, "Bu asteroitler, dev gezegenlerin nasıl oluştuğunu ve Güneş Sistemi’nin nasıl geliştiğini anlamamızı sağlayacak" diyor ve ekliyor:
"Bu bilimsel değeri açısından göktaşları, gerçekten gökyüzündeki elmaslar gibi."
Lucy'nin uzun yolculuğu onu en az 8 farklı asteroide götürürken uzay aracı Dünya’nın yer çekimi kuvvetinden de yararlanacak. Bu amaçla Güneş Sistemi’nin dış kısmına varmadan önce ve sonra birçok kez Dünya’nın yakınından geçecek. 
Bu rota, uzay aracını türünün ilk örneği kılıyor. Zira Lucy, Güneş Sistemi’nin dışından Dünya'ya uçacak ilk uzay aracı olacak.
Independent Türkçe, Space, NASA



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news