Sudan Başbakanı Hamduk’tan siyasi krizin çözümü için yol haritası

Hamduk, söz düellosunun durdurulması çağrısı yaptı.

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk. (EPA)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk. (EPA)
TT

Sudan Başbakanı Hamduk’tan siyasi krizin çözümü için yol haritası

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk. (EPA)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk. (EPA)

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, ülkesinde şu an yaşanan siyasi gerilimi en kötü ve en tehlikeli kriz olarak nitelendirdi. Hamduk, krizden çıkılması, gerginliğin derhal durdurulması, diyalogun başlatılması ve geçiş organlarının derhal çalışmaya başlaması amacıyla 10 maddelik bir yol haritası uygulama sözü verdi.
Doğu Sudan sorununu, bölgedeki ekonomik ve sosyal durumu ele alan bir proje paketi için gerekli finansmanı sağlamak üzere uluslararası bir konferans yoluyla çözme sözü veren Hamduk, limanın ve ulusal yolların yeniden açılmasını talep etti. Ulusal askeri doktrine sahip ortak bir ulusal orduya erişmek ve söz konusu ordunun görevlerini yerine getirme yönünde yetkin olması için güvenlik ve askeri sektörde reform yapmak için ortaklar ve geçiş kurumlarıyla birlikte çalıştığını vurguladı.
Hamduk, devlet televizyonunun yayınladığı konuşmasında, söz düellosu yoluyla yürütülen savaşa bir son verilmesi, siyasi mücadelede devlet kurumlarının sömürülmemesi ve parti devleti düşüncesinin ulus devlet düşüncesi lehine parçalanması çağrısında bulundu. 21 Eylül’de kaydedilen başarısız darbe girişiminin fitneye kapı araladığını, diktatörlüklere karşı harekete geçip askeri darbeleri önlemeye teşvik etmek yerine karşılıklı suçlamaların yapıldığını belirten Hamduk, devrimin hedeflerine ulaşmada sıfır tolerans göstereceği sözü verdi. Hamduk açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Halkımız devrimde ağır bir bedel ödedi. Özgürlük, barış ve adalet sloganlarını yaşatmadıkça, özgür ve adil seçimlerden doğan demokratik bir sivil devlete geçişi sağlamadıkça, bizi ne tarih affeder ne de kendimizi affedebiliriz.”
Başbakan omuzlarındaki tarihsel sorumluluk için, ‘halkın meslektaşlarına ve kendisine verdiği güvene’ dayanarak diyalog kapılarını yeniden açmak ve ortak bir zemin bulmak için devrimin bileşenleri ve tüm geçiş organlarıyla uzun toplantılar gerçekleştirildiğini söyledi. Ülkedeki siyasi krizi, sivil askeri bölünmeyi ulusal bir proje üzerinde anlaşmamaya bağlayan Hamduk şu ifadeleri kullandı:
“Bizi şaşırtmadı. İleriye doğru yaptığım girişimde de buna değindim. Bu krizin gözden kaçırmamamız gereken temel nedeni, devrim güçlerinin üzerinde uzlaştığı bir ulusal proje üzerinde anlaşamamaktır. Kriz sivillerin kendi içindekilerin yanı sıra ordu ile de yaşanan derin bölünmelerden kaynaklanmaktadır.”
Bölünmenin sorumluluğunun devrim düşmanlarına ait olduğunu vurgulayan Hamduk sözlerine şöyle devam etti:
“Daha önce de çatışmanın sivillerle ordu arasında değil, demokratik geçiş kampı ile devrim karşıtı kamp arasında olduğunu söyledim. Bu taraf veya arabulucu olarak dahil olmadığım bir çatışma. Benim tutumum açık ve kesin bir şekilde; devrimin görevlerini tamamlama yönünde sivil demokratik geçişi tamamıyla desteklemektir.”
Hamduk’un 10 maddelik yol haritasında şu başlıklar yer alıyor:
-Gerginliğin derhal durdurulması
- Diyalogun başlatılması
- Geçiş organlarının derhal göreve geri dönmesi
-Anlaşmazlıkların doğru konumlandırılması
- Terörizm ve ulusal tehdit konularının spekülasyona ve şüpheye konu edilmemesi gerektiği yönünde anlaşma sağlanması
-Özgürlük ve Değişim bileşenleri ile devrim güçleri arasındaki çatlağın sona erdirilmesi
- Geçiş sürecinde tabanın genişletilmesi
-Mağdur ailelerinin isteklerini gerçekleştirilmesi
- Geçiş dönemi adaletinin uygulanması
-Siyasi, maddi ve yasal değerlerin unutulmaması
Açıklamasında “Diğer ülkelere zarar veren şey, ulusal güvenlik konularının geçici amaçlar uğruna, açık pazarda sunulmasıdır” ifadelerini kullanan Hamduk, siyasi çatışmalarda tek taraflı adım atmama, devlet kurumlarını istismar etmeme, geçiş otoritesinin bileşenleri arasında fikir birliği yönünde anayasal belgeyi referans olarak benimseme çağrısında da bulundu.
‘Ülkedeki çeşitliliği, devrim ve değişim güçlerini yansıtan, devrimin kalesini ve referansını, denetim organını, yasalar ve mevzuatın kaynağını temsil eden Yasama Konseyi’nde yürüttüğü tartışmaların çıktılarını tercüme edip uygulama sözü veren Hamduk, “Tüm taraflarla birlikte bu adımların uygulanmasını denetleyeceğim” dedi.
Başarısızlık veya hayal kırıklığı yayma yönündeki girişimleri de eleştiren Hamduk sözlerini şöyle sürdürdü:
“Döviz kurunun istikrarlı olduğu, gerekli ihtiyaçların karşılandığı, üretim ve ihracat hareketliliğinin arttığı bir dönemde artık bunlar işlemiyor. Bugün, son dönemde ekonomik göstergelerin iyileşmekte olduğunu güvenle teyit edebiliriz.”
Hamduk, Doğu Sudan sorunu konusunda da “Güç paylaşımını saran krizle başa çıkma konusunda kapsamlı bir görüş sunma, Doğu meselesinin ortaya koyduğu acil kalkınma sorularını yanıtlama yönünde sürekli çalışıyorum” açıklamasını yaptı.
Doğu’da ekonomik ve sosyal durumu ele alan bir proje paketi için gerekli finansmanı sağlama yönünde uluslararası bir konferans düzenlenmesi konusunda fikir birliği olduğunu belirten Hamduk, Doğu siyasi ve sosyal güçlerini, gündeme getirilen konularda uzlaşma sağlama yolunda masaya davet etti.
Hamduk, limanın ve yolların açılması ve doğrudan diyaloga başvurulması için Doğu Sudan’a mesaj gönderdi:
 “Doğudaki insanlarımızı, ülkenin güvenliğine, gücüne ve egemenliğine zarar vermemek, halkımızın acılarını artırmamak için liman ve yolları açmaya ve doğrudan diyaloga başvurmaya çağırıyorum.”
Demokratik geçişi tamamlayarak ülkeyi seçilmiş bir hükümete teslim etmeye olan bağlılığını teyit eden Hamduk, geçiş makamı taraflarına gönderdiği mektupta “Vatan, şahsi husumetler ve geçici duygular üzerine inşa edilmez” diyerek geçiş süreci ortakları arasındaki tartışmalara ve karşılıklı suçlamalara atıf yaptı.
Aynı zamanda geçiş dönemini darbeler veya sabotaj eylemleri yoluyla durdurma girişimlerine tolerans göstermeme, geçiş kurumlarının gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi yönünde çalışma, askeri kuruma ve rolüne saygı gösterilmesini sağlama sözü de verdi.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.