Paris’ten Tahran'a müzakerelere yönelik somut adımlar atma çağrısı

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell. (Reuters)
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell. (Reuters)
TT

Paris’ten Tahran'a müzakerelere yönelik somut adımlar atma çağrısı

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell. (Reuters)
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell. (Reuters)

Fransa’dan dün yapılan açıklamada İran’dan nükleer programı yönelik  müzakere yönündeki niyetini ‘sözde değil, fiilen’ göstermesi ve somut adımlar atması istendi. Açıklamada İran nükleer programıyla ilgili uluslararası anlaşmaları ihlal eden tehlikeli eylemlerine son vermeye çağrıldı. ABD de Tahran'ı askeri seçeneğe başvurmakla tehdit ederken Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise İranlılarla görüşmeye hazır olduğunu ancak zamanın daraldığını vurguladı.
Borrell dün, İran-ABD hattındaki dolaylı görüşmeleri koordine eden AB yetkilileri ve 2015 nükleer anlaşmasının diğer tarafları ile Brüksel'de bir toplantı yapmak istediğini açıkça belirttiğini vurguladı. Washington’da gazetecilere verdiği demeçte İranlıları ağırlamaya istekli olduğunu söyleyen Borrell ancak toplantının ne zaman gerçekleşeceğini şimdilik söyleyemeyeceğini dile getirdi.
Avrupalı bir kaynağın aktardığı bilgilere göre tüm taraflar anlaştıktan sonra İran nükleer anlaşmanın müzakerecilerini bir toplantıya çağıracak olan Borrell, Washington ve Tahran'dan yanıt bekliyor.
Borrell, İranlıların haziran ayında Viyana'da yapılan son görüşmelerde olduğu gibi taslak metinleri tartışmak isteyip istemediklerine ilişkin bir soruya “Üzgünüm ki bilmiyorum” cevabını verdi.
Diğer yandan Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anne-Claire Legendre konuya dair şu açıklamada bulundu:
“İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğine hızlıca yeniden başlaması ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nı (KOEP) ihlal ederek sürdürdüğü eşi benzeri görülmemiş risk taşıyan tüm faaliyetlerini acilen sona erdirmesi gerekiyor.”
Legendre, çevrimiçi düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, Fransa, Almanya, İngiltere, Rusya ve Çin’in yanı sıra 2018'de anlaşmadan çekilen ABD'nin İran'ı Viyana müzakerelerine gecikmeden geri dönmeye çağırdığını da sözlerine ekledi.
Zamanın olası bir anlaşmaya karşı hızla ilerlediğini vurgulayan Legendre şu ifadeleri kullandı:
“Zirâ İran zamanı nükleer ihlallerini artırmak için kullanıyor. Bu da KOEP’e dönüş konusundaki şüpheleri artırıyor. İran, Viyana'daki müzakere masasına geri dönmek ve KOEP’e yeniden uyum sağlama yönünde en kısa sürede anlaşmaya varmak konusunda aynı iradeye sahip olduğunu eylemleriyle göstermeli.”
ABD’den çarşamba günü yapılan açıklamada, diplomatik çabalar başarısız olduğu takdirde İran’a karşı askeri seçeneğe başvurulabileceği ima edilmişti.
Nükleer anlaşma; İran’ın nükleer silah geliştirmeme taahhüdü, nükleer programına katı kısıtlamalar getirmesi ve bu programı Birleşmiş Milletler (BM) gözetimine tabi tutması karşılığında Tahran’a  yönelik Batı ve BM yaptırımlarının bir kısmının kaldırılmasını öngörüyor. Ancak Tahran, ABD'nin 2018 yılında anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’ı yeniden yaptırımlara tâbi tutması ardından çoğu taahhüdünden kademeli olarak vazgeçmişti.
Viyana'da İran ile anlaşmaya taraf diğer ülkeler ve dolaylı yoldan ABD arasında nisan ayında müzakereler başlamış ancak İbrahim Reisi'nin İran Cumhurbaşkanı olmasının ardından görüşmeler haziran ayında askıya alınmıştı.
İran dün UAEA’yı bir yanda İran, diğer yanda ise İsrail ile ilişkilerinde çifte standartlı davranmakla suçladı. BM Viyana Ofisi Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kazım Garibabadi, Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:
“İsrail'in nükleer programına yönelik sessizlik ve kayıtsızlık, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT) üyelerine olumsuz bir mesaj gönderiyor. Bu anlaşmaya üyelik, en güçlü doğrulama ve gözetim prosedürlerinin kabulüne sağlıyor. Bunun dışında kalmak ise herhangi bir yükümlülüğü kabul etmemek demektir.”
Garibabadi açıklamasıyla, UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi’nin 8 Ekim'de Energy Intelligence tarafından yayınlanan röportajında söylediklerine de yanıt vermiş oldu. Nitekim Grossi, söz konusu röportajda neden İsrail'in nükleer programına değil de İran’ın nükleer programına bu kadar çok zaman ayrıldığına dair bir soruya “İsrail ile ilişkilerimizi NPT’ye taraf olmayan bir ülke düzeyinde yürütüyoruz. Bunu durumu iyi veya kötü şeklinde değerlendirmeyeceğim” cevabını vermişti.



Mezun olduğu liseden Netanyahu'ya tepki: "Adını silin"

Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
TT

Mezun olduğu liseden Netanyahu'ya tepki: "Adını silin"

Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)
Öğrenciler, Netanyahu'nun lise fotoğrafı ve adının onur köşesinden kaldırılmasını istiyor (Jewish Telegraphic Agency/Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun adının, ABD'de mezun olduğu lisedeki onur köşesinden kaldırılması isteniyor.

Pensilvanya eyaletindeki Cheltenham Lisesi'nden en az 200 öğrenci, 1967'de mezun olan Netanyahu'nun adının ve fotoğrafının onur köşesinden kaldırılması için imza toplayarak okul yönetimine dilekçe verdi. 

Öğrenciler, talepleri için Netanyahu hakkındaki yolsuzluk soruşturmalarını ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) çıkardığı yakalama kararını gerekçe gösterdi.

UCM, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki kararını 21 Kasım 2024'te duyurmuştu.

New York Times'ın (NYT) aktardığına göre imzacı iki öğrencinin, lisenin mezunlar derneğine gönderdiği e-postada şu ifadelere yer veriliyor: 

Öğrenciler her gün onur köşesinde bu mezunları gördüğünde, onların örnek alınması gereken kişiler olduğunu anlıyor ve bir gün onlar gibi olmak için çaba gösteriyor. Bu nedenle, onun adının bu köşede yer almasının doğru olmadığını düşünüyoruz.

Okuldaki öğrencilerin yaklaşık yüzde 15'i dilekçeyi imzaladı. New York Times'ın aktardığına göre okul yönetimi dün toplantı düzenledi ancak henüz bir karar verilmedi. 

İsrail başbakanının ailesi, 1956-1958 ve 1963-1967'de Pensilvanya'daki Cheltenham bölgesinde yaşamıştı. Benjamin Netanyahu 1967'de, abisi Yonathan Netanyahu da 1964'te Cheltenham Lisesi'nden mezun olmuştu. İki kardeş de mezuniyetin ardından İsrail'e dönerek orduya katılmıştı.

İsrail Başbakanlık Ofisi'nden NYT'ye gönderilen açıklamada, "Başbakan Netanyahu, Cheltenham Lisesi'nde aldığı mükemmel eğitimi çok takdir ediyordu" dendi ancak dilekçeye dair bir şey söylenmedi. 

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Times