Libya Ortak Askeri Komite ülkedeki milislerin silahsızlandırılmasını ele alacak

Arap Parlamentosu, Libyalıları ülkenin ‘yüksek çıkarlarını korumaya’ çağırdı

ABD Dışişleri Bakanlığı dün Libya'yı gözaltı merkezlerindeki göçmenlerin durumunu iyileştirmeye çağırdı (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı dün Libya'yı gözaltı merkezlerindeki göçmenlerin durumunu iyileştirmeye çağırdı (Reuters)
TT

Libya Ortak Askeri Komite ülkedeki milislerin silahsızlandırılmasını ele alacak

ABD Dışişleri Bakanlığı dün Libya'yı gözaltı merkezlerindeki göçmenlerin durumunu iyileştirmeye çağırdı (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı dün Libya'yı gözaltı merkezlerindeki göçmenlerin durumunu iyileştirmeye çağırdı (Reuters)

Libya’da çatışan her iki tarafın da temsil edildiği 5+5 Ortak Askeri Komite, geçtiğimiz günlerde, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplumun gözetiminde, ülkedeki silahlı milislerin dağıtılması ve silahsızlandırılması konusunda üzerinde anlaşmaya varılan eylem planının nasıl uygulanacağını görüşmek üzere önümüzdeki hafta bir toplantı yapmaya hazırlanıyor.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanlık Ofisi Müdürü ve Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) bağlı askeri güçlerin temsilcilerinin de yer aldığı 5+5 Ortak Askeri Komite’deki LUO heyetinin bir üyesi olan Korgeneral Hayri et-Temimi, yaptığı açıklamada, “Uluslararası toplumun, Libya’daki paralı askerler dosyasını bu yılın sonunda yapılması planlanan seçimlerden önce sonuçlandırılması arzunu yansıtan toplantında resmi güvenlik kurumlarında çalışması için gerekli şartları taşıyan kişilerin yeniden topluma kazandırılmasıyla ilgili şartların belirleneceğini ve herhangi bir suça karışan unsurların yargıya sevk edilmesinin açıklanacağını söyledi.
Öte yandan ABD yönetimi, LUO lideri Mareşal Halife Hafter'e, hakkında açıklan ve ‘savaş suçu işlemekle’ suçlandığı bir davada soruları yanıtlaması için iki hafta süre verdi.
Başkent Trablus’taki Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri ise geçtiğimiz Cuma akşamı Hafter hakkında açılan davanın görüldüğü mahkemeye bir mektup yazdı. Mişri mektupta, “Hafter, Libya'da sorguya çekildiği takdirde idam cezasına çarptırılmayacaktır” dedi. Mişri, Hafter'in avukatı tarafından sunulan ve Hafter’in ancak Libya askeri yasalarına göre cezalandırılabileceği belirtilen yasal itiraza da karşı çıktı.
Diğer taraftan Libya-ABD Birliği Başkanı İsam Umeyş, ekibinin Hafter'in avukatının ‘yalanlarını’ ortaya koymak için Mişri'den gelen resmi mektup kullandığını doğruladı ve Hafter'in mahkemeye çıkmasını talep etti. Umeyş, hakimin kararının, Hafter'in artık huzuruna çıkıp ifade vermesi gerektiği anlamına geldiğine dikkati çekti.
ABD Bölge Mahkemesi Yargıcı Leonie Brinkema, Hafter'in sunduğu bahaneyi bir kez daha reddederek ifade vermesi için 28 Ekim’ kadar süre tanımıştı. Halen ABD vatandaşlığı bulunan ve Virginia'da mülk sahibi olan Hafter, Virginia'daki birkaç federal davada Libya iç savaşında ‘cinayet işlemek ve işkence yapmakla’ suçlanıyor.
Şarku’l Avsat’ın Associated Press'ten aktardığı habere göre Hafter, avukatlarının söylediği ve mahkeme tutanaklarına geçtiği üzere ‘soruları yanıtlamasını istemenin onu devlet sırlarını ifşa ederek Libya yasalarını ihlal etmeye ve ölüm cezasına çarptırılmaya zorlayacağı’ gerekçesiyle ifade vermekten kaçınmaya çalışıyor.
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin Washington'daki kişisel temsilcisi Muhammed ed-Darrat, hakimin, Hafter'in en fazla iki hafta içinde mahkemede ifade vermesi gerektiğine karar verdiğini ve Libya Savunma Bakanlığı’nın onaylanmadığı açıkladığı, Hafter’in avukatı tarafından sunulan belgelerde belirtilenleri de kabul etmediğini söyledi.
Bir başka gelişmede ise ABD Dışişleri Bakanlığı, Libyalı yetkilileri, yeniden göçmenleri tahliye etmeye başlamasının ve hükümetin göçmenlerin haklarını savunmasının memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Bakanlıktan dün yapılan açıklamada, Libya'daki yetkililere göçmenlerin durumunun iyileştirilmesi, gözaltı merkezlerindeki yoğunluğun ele alınması ve son ölüm vakalarının soruşturulması çağrısı yapıldı.
Aynı şekilde Arap Parlamentosu Başkanı Adil bin Abdurrahman el-Usumi, Parlamento’nun ilk oturumunun açılışında yaptığı konuşmada, kardeş ülke Libya’ya tam destek verildiğini vurgulayarak, Libyalıları birleşmeye ve cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini gerçekleştirmeye yönelik gerekli adımları atmaya çağırdı.
Dün Arap Birliği Genel Sekreterliği Genel Merkezi’nde düzenlenen bir oturumda Usumi, ulusal birliği sağlamak, iç güvenlik ve istikrarı artırmak ve Libya devletinin güvenliğini ve egemenliğini korumak için cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini düzenlemeye yönelik adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak Libya tarihindeki bu hassas aşamada Libyalılara birleşme ve ülkenin yüksek çıkarlarını gözetme çağrısında bulundu.



Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.