Mısır, aşı olmayan memurların 15 Kasım’dan itibaren devlet dairelerine girmesini yasakladı

Mısır Koronavirüs Krizi Yönetim Kurulu’nun gerçekleştirdiği toplantı (Mısır Başbakanlığı)
Mısır Koronavirüs Krizi Yönetim Kurulu’nun gerçekleştirdiği toplantı (Mısır Başbakanlığı)
TT

Mısır, aşı olmayan memurların 15 Kasım’dan itibaren devlet dairelerine girmesini yasakladı

Mısır Koronavirüs Krizi Yönetim Kurulu’nun gerçekleştirdiği toplantı (Mısır Başbakanlığı)
Mısır Koronavirüs Krizi Yönetim Kurulu’nun gerçekleştirdiği toplantı (Mısır Başbakanlığı)

Mısır, Kovid-19 aşısı olmamış devlet görevlilerinin 15 Kasım’dan itibaren, aşı olmayan Mısır halkının ise 1 Aralık tarihinden itibaren hükümet binalarına giriş yapmasını yasakladı.
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Mısır Koronavirüs Krizi Yönetim Kurulu toplantısında ülkenin tüm valiliklerinin vatandaşlara aşı sağlanmasının önemini vurgulayarak bireylerin ve toplumların güvenliğini sağlamak için kamuoyu bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
Komite, 15 Kasım tarihinden sonra hükümet çalışanlarının her hafta bir PCR testi yaptırması gerektiğini, vatandaşların ise 1 Aralık tarihinden itibaren aşı olmadığı taktirde hiçbir hükümet binasına giremeyeceğini açıkladı.
Komite, koronavirüs krizi ile mücadele etmek için 1 milyar Mısır lirası tahsis edileceğini ve tedbirlere bağlı kalarak halkın artık camilerdeki lavaboları yeniden kullanabileceğini belirtti.
Mısır Sağlık Bakanı Hala Zayed, ülkede mevcut doz sayısının geçen haftaya göre 2,7 milyon doz artarak yaklaşık 63,2 milyona ulaştığını belirterek Ekim ayında Mısır’da üretilecek iki milyon doza ek olarak Ekim ayında ülkede yaklaşık 7,8 milyon doz aşının sağlanacağını açıkladı.
Bakan Zayed, Mısır genelinde aşı merkezlerinin sayısının arttığını ve toplamda yaklaşık 31,7 milyon doz yapıldığını belirtti. Yapılan açıklamada Cuma günleri camilerin, Pazar günleri kiliselerin, mahkemelerin ve çok sayıda vatandaşların bulunduğu tesislerin aşı merkezi olarak kullanılacağını ifade etti.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.