İslamcı MSP Cezayir yerel seçimlerini boykot edebilir

Cezayir: İslamcı MSP, adaylarının vetosunu protesto için yerel seçimleri boykot edebileceğini açıkladı

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
TT

İslamcı MSP Cezayir yerel seçimlerini boykot edebilir

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)

Cezayir'deki en büyük İslamcı parti olan Barış Toplumu Hareketi (MSP) 27 Kasım’da yapılması planlanan yerel seçimlerde yüzlerce adayının güvenlik gerekçesiyle veto edilmesini protesto etti. Öte yandan MSP ve Sosyalist Güçler Cephesi (FFS), Ceza Kanunu’nda siyasi aktivizmi suç sayan maddenin kaldırılması çağrısında bulundu. Madde, yönetime karşı çıkan aktivistlerin hapis cezasına çarptırılmasına öngörüyor.
Parlamentodaki tek muhalif siyasi güç olan MSP’nin Genel Başkanı Abdurrezzak Makri yaptığı açıklamada partinin seçim yarışından çekilebileceğini ima etti. Makri, aday listelerinin ‘seçmen kartı olmasına rağmen seçim kuruluna kaydedilmemeleri’ gerekçesiyle, toplu imza reddinden başlayarak gerçek hak gaspına maruz kaldığı belirtti.
Makri, adaylıkların çoğunun veto edilmesinin, adil rekabeti engellemeyi hedefleyen sistematik bir politika olduğunu belirterek, bu vetoların seçim sonuçlarını açık şekilde etkilemeye yönelik olduğu vurguladı. Abdurrezzak Makri, “Yaşananlar, gerçek bir komedi ve ülkenin demokrasi tarihinde kara bir sayfadır. Bu durum, siyasi ortaklarımızla koordine olmamızı gerektiriyor. Bu seçimlerdeki nihai pozisyon, tüm olasılıklara açıktır” diyerek, partinin seçim mücadelesinden çekilebileceğine dikkati çekti. Cezayir’de İslamcı çizgideki diğer partilerden Nahda Hareketi de (MRI) MSP’nin belirttiği nedenlerden dolayı yerel seçimlere katılmayacağını açıklamıştı.
Bin adaydan oluşan adaylık listeleri, güvenlik birimlerinin ‘elemelerine’ maruz kaldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre birçok partiyle yapılan temaslar sonrasında yeniden aday olan belediye başkanlarının çoğunluğunun adaylığı veto edildi. Bu durum, siyasi otoritelerin bin 541 belediye ve 58 valilik konseylerinin yapısını yenilemek istediği izlenimi uyandırdı. Aynı şekilde onlarca adaylık, sırf “eski Cumhurbaşkanı Buteflika’ya yakın iş insanlarıyla bir ilişkisi olduğundan şüphelenildiği” için reddedildi.
Ülkenin doğusundaki Berberi azınlığın yaşadığı Kabail (Kabileler) bölgesinde yer alan Becaye vilayetinde bulunan 4 belediye de dahil birçok yerleim merkezinde, partiler veya bağımsızlar aday göstermediği için seçim yapılmayacağı ortaya çıktı. Geçen Haziran ayında yapılan genel seçimlerinde de bölgedeki katılım sıfıra yakındı.

Aktivistlere baskı için yasa değişikliği
Öte yandan 17 Ekim’de Ulusal Meclis’teki (Parlamento’nun İkinci Meclisi) Sosyalist Güçler Cephesi (FFS) üyeleri, Adalet Bakanı’na sözlü bir soru yönelterek, Ceza Kanunu’nun 87. maddesinde yapılan değişiklikten memnuniyetsizliklerini dile getirdiler.
Üyeler, değişikliğin güvenlik yetkilileri tarafından dikte edildiğini ve Bakanlar Kurulu’nun değişiklik için ‘terörle mücadeleyi’ gerekçe gösterdiğini söyledi. Değişiklik, ‘bireysel ve kolektif özgürlükler ve barışçıl siyasi faaliyetler için bir tehdit’ olarak nitelendirildi. Aynı şekilde maddede yapılan söz konusu değişiklik, Cezayir tarafından onaylanan uluslararası anlaşmaların yanı sıra Cezayir anayasasının temel haklarla ilgili ikinci bölümünde yer alan hükümlerle çelişiyor. Ayrıca değişiklik, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne de aykırı.
Değişiklik, ‘trafiği veya hareket özgürlüğünü engellemek, meydanlarda toplanmak veya oturma eylemi düzenlemek, milletin ve cumhuriyetin simgelerine saldırmaktan’ tutuklanan herkes için ‘terörizm’ ve ‘sabotaj’ suçlaması yönlendirilmesini öngörüyor.
FFS ve MSP’ye göre bu madde, barışçıl aktivistlere ve insan hakları aktivistlerine baskı amacıyla kullanıldı. Aktivistler, devlet güvenliğini tehdit etmek ve ulusal birliği tehlikeye atmakla suçlanıyor. Bazıları, ‘vatanı ve milleti ilgilendiren siyasi görüş ve tavırlar ifade etmek, rejimin tek taraflı siyasi haritasına ve yönelimlerine karşı çıkmak ve göz altına alınmış masum vatandaşlarla dayanışma kampanyalarına katılmak veya barışçıl gösteriler düzenlemek’ suçlamalarıyla ceza mahkemelerine sevk edildi.



Yusufzay: İsrail Gazze Şeridi'nin eğitim sistemini yok etti

Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)
Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)
TT

Yusufzay: İsrail Gazze Şeridi'nin eğitim sistemini yok etti

Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)
Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)

Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay bugün kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerini kınamaya devam edeceğini vurguladı.

Kız çocuklarının eğitim hakkını savunan genç kadın zirvede yaptığı konuşmada, “İsrail Gazze Şeridi'ndeki tüm eğitim sistemini yok etti. Tüm üniversiteleri bombaladılar, okulların yüzde 90'ından fazlasını yok ettiler ve okul binalarına sığınan sivillere ayrım gözetmeksizin saldırdılar. İsrail'in uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerini kınamaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Yusufzay, eğitim hakkını savunduğu için henüz 15 yaşındayken Pakistanlı milisler tarafından vuruldu. Tedavi için İngiltere'ye götürüldü ve iyileştikten sonra bu alanda önde gelen bir aktivist oldu. Yusufzay, 17 yaşında kazandığı Nobel Barış Ödülü'yle bu ödülü alan en genç kişi unvanını kazandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Yusufzay şunları söyledi: “Filistinli çocuklar hayatlarını ve geleceklerini kaybettiler. Okulu bombalanan ve ailesi öldürülen Filistinli bir kız çocuğu hak ettiği geleceğe nasıl kavuşabilir?”

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenilir kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail'in 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısının ardından Gazze'de başlattığı savaşta çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 46 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti.