Libya Ulusal Birlik Hükümeti ile Doğu Libyalı milletvekilleri ihtilafı büyüyor

Tarhuna’da kimliği belirlenemeyen 35 kişinin daha cesedi bulunurken olaya karışanlardan hesap sorulması istendi

Libyalılar, yetkililerin Tarhuna’daki toplu mezarlarla ilgili suçlara karışanlardan hesap sorulması talebiyle gösteri düzenledi (Reuters)
Libyalılar, yetkililerin Tarhuna’daki toplu mezarlarla ilgili suçlara karışanlardan hesap sorulması talebiyle gösteri düzenledi (Reuters)
TT

Libya Ulusal Birlik Hükümeti ile Doğu Libyalı milletvekilleri ihtilafı büyüyor

Libyalılar, yetkililerin Tarhuna’daki toplu mezarlarla ilgili suçlara karışanlardan hesap sorulması talebiyle gösteri düzenledi (Reuters)
Libyalılar, yetkililerin Tarhuna’daki toplu mezarlarla ilgili suçlara karışanlardan hesap sorulması talebiyle gösteri düzenledi (Reuters)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile Doğu Libya (Sirenayka) bölgesinin milletvekilleri arasındaki anlaşmazlıklara bir yenisi daha eklendi. Başbakan Yardımcısı Hüseyin el-Katrani, Libya Uluslararası Telekom Şirketi’nin (LITC) ‘hassas öneme sahip üst düzey hizmet kuruluşlarından biri’ olduğunu vurgulayarak şirketin yönetim kurulunun değiştirilmesine karşı uyardı.
Dibeybe’ye hitaben yazdığı bir mektupta, bu adımın ‘UBH’nin tabutuna çakılan son çivi ve yeniden bir bölünme sürecinin başlangıcı olacağı’ uyarısında bulunan Katrani, Libya Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İmad es-Sayih’in, Temsilciler Meclisi (TM) ile hükümet arasında seçim yasaları konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimlerin ertelendiğini duyurmak zorunda kalabileceğini söyledi. Katrani, “Koltukta oturan kimse seçim istemez. Sadece Libya halkı seçimlerin yapılmasını istiyor, ama onların da elinden bir şey gelmiyor. Gördüklerimden anladığım kadarıyla seçim olmayacak” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı, geçtiğimiz Cumartesi akşamı Libya’daki aşiretlerin liderleriyle yaptığı görüşmede, Bingazi'de paralel bir hükümet kurma niyeti olduğuna dair söylentileri bir kez daha yalanlarken Başbakan Dibeybe’yi de ülkenin doğusunda durdurulan projeleri görmezden gelmekle suçladı. Buna karşın Başbakan Dibeybe, yardımcısı Katrani’nin suçlamaları karşısında sessizliğini korurken suçlamalar hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Dibeybe, dün de projelerin yeniden canlandırılması ve yeniden inşa sürecinin hızlandırılmasına katkı sağlayan takip mekanizmalarının geliştirilmesi amacıyla Libya Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak ile bazı şehirlerde başlatılan kalkınma projelerini yerinde denetlemeye devam etti.
Dibeybe, Şakşak ile yaptığı toplantıda, yurt içinde ve yurt dışında tedavi konusunun ele alındığını ve borçların incelenmek ve onaylamakla görevli komisyonların çalışmalarını takip etmek için çalıştıklarını söyledi. Libya Başbakanı, ‘düzenleyici kararları henüz yayımlanmamış olan Kurumsal Yönetim Düzenlemeleri’nin yürürlüğe girmesine’ karar verildiğine işaret etti.
Öte yandan ülkenin doğusunda faaliyet gösteren Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) bağlı 106. Tugay, unsurlarına yönelik en büyük taktik tatbikatı gerçekleştirmeye hazırlanıyor. TM’ye bağlı Genelkurmay Başkanı Korgeneral Abdurrazık en-Nazuri, geçtiğimiz Cumartesi akşamı Tobruk’ta yaptıkları toplantıda, Başbakanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’ye başkomutan sıfatıyla asker selamı verdi.
Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, toplantıda, 5+5 Ortak Askeri Komitesi'nin ateşkesin pekiştirilmesi, sahil yolunun açılması ve çeşitli taraflardan tutukluların serbest bırakılması konusunda atılan önemli adımların ele alındığını söyledi. Menfi, toplantıda ayrıca yaklaşan seçimlerin yapılmasına katkıda bulunmak için ordunun birleştirilmesi, başarılı olmasının sağlanması ve istikrar ve güvenliğin tesis edilmesi için çabaların sürdürülmesine değinildiğine işaret etti.
Cumartesi akşamı Tobruk'ta TM Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Talal el-Mihub ile seçim ve uzlaşı dosyalarını ve ordunun birleştirilmesi konusunu görüşen Menfi, Mihub’un, kendisine komitenin savunma ve ulusal güvenlik dosyasındaki görevleri hakkında bilgi verdiğini söyledi.
Diğer taraftan Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi, seçimlerin, seçimlerin başarıya ulaşmasını garanti eden yasal ve anayasal bir çerçeveye göre yapılması ve tüm siyasi partilerin, ülkeyi siyasi, ekonomik, güvenlik ve sosyal olarak kendisine yük olan geçiş aşamalarından kurtaracak seçim sonuçlarını kabul etmesi gerektiğini vurguladı.
Lafi, Trablus'ta BM Genel Sekreter Yardımcısı ve BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Koordinatörü Raisedon Zenenga ile yaptığı görüşmede, “Önümüzdeki haftalarda, seçimlerin zamanında yapılmasını sağlayan kararlar alarak mevcut duruma ilişkin kapsamlı bir vizyona ulaşmak için çalışılmasına ihtiyaç var” yorumunda bulundu. Zenenga’nın, UNSMIL’in tüm ilgili tarafların mutabakatı ile seçimleri zamanında yapılmasını istediğinin altını çizdiğini aktaran Lafi,  ayrıca Başkanlık Konseyi'nin Libyalıların istediği kişilerden oluşan bir iktidarın kurulmasını sağlayacak bir seçim sürecinin sorunsuz işleyişini desteklemedeki rolüne övgüde bulunduğunu da kaydetti.
Bir başka gelişmede Libya Kayıp İnsanları Arama ve Kimlik Tespit Etme Kurumu, Tarhuna'daki yedi bölgeden kimliği belirsiz 35 ceset çıkarmayı başardı. Mağdurların ve kayıp yakınlarının bir kısmı, yetkilileri, bunun sorumlularına hesap sormaya çağırdı.
Yetkililer tarafından dün akşam yayınlanan istatistiklere göre Terhune’de arama yapılan 245 sahada, beş toplu mezar ve iki tane de tek kişinin olduğu mezar keşfedildi.
BM İnsan Hakları Konseyi'ne bağlı kurulan Bağımsız Araştırma Misyonu başkanlığını yapan eski Fas adalet bakanı Muhammed Ucar 4 Ekim'de, “Misyon, Terhune'de 2016 yılından 2020 yılına kadar sivillere yönelik toplu katliam yapıldığına dair kanıtların toplandığını doğruladı” açıklamasında bulunmuştu.



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.