Irak seçimlerinde zafer kadınların

Iraklı kadınlar parlamento seçimlerinde rekor bir sayıya ulaştı

Bağdat’ta bir kadın adayın seçim afişini asmak için çalışan işçiler (Reuters)
Bağdat’ta bir kadın adayın seçim afişini asmak için çalışan işçiler (Reuters)
TT

Irak seçimlerinde zafer kadınların

Bağdat’ta bir kadın adayın seçim afişini asmak için çalışan işçiler (Reuters)
Bağdat’ta bir kadın adayın seçim afişini asmak için çalışan işçiler (Reuters)

Geçen hafta gerçekleştirilen Irak genel seçimlere aday olarak katılan Iraklı kadınlar, anayasanın kadınlar için belirlediği, parlamentoda yüzde 25’lik kadın kotası ayrıcalığından yararlanmaksızın, kadın sayısında daha önce görülmeyen bir rekor kaydederek meclisteki yerlerini aldılar.
Seçimlerde, feminist zaferin yanı sıra görülmemiş rekorlar da kaydedildi. Genel seçimlerde protesto hareketinden 15 adayın kazandığı zaferin yanı sıra 35’ten fazla bağımsız aday başarı elde etti. Parlamentoda 72 sandalye kazanan Sadr Hareketi’nin zaferi de, önceki dört meclis oturumunda bu başarıyı elde edememiş olması sebebiyle rekor rakamlar arasında sayılabilir.
Irak Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği, daha önce seçimlerinde 97 kadının zaferini duyurarak, erken genel seçimlerde kazanan kadın adayların başarısının kadınların siyasi katılımları ve Iraklı kadınların taleplerini temsil etmeleri açısından gerekli bir adım olduğunu belirtmişti.
Genel Sekreterliğe bağlı Kadınların Güçlendirilmesi Dairesi Genel Müdürü Yusra Kerim Muhsin “Seçim sonuçlarının ön analizine göre, Iraklı kadınlar, azınlıklardan iki kazanan da dahil olmak üzere, belirlenen kadın kotası üzerinde 14 sandalyelik bir artışla 97 sandalye kazanmayı başardılar” açıklamasında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan aldıüı bilgilere göre sonuçlar kadınların meclisteki koltuklarını kotaya (57 milletvekili) ihtiyaç duymadan kendi oylarıyla kazandığını gösterdi. Muhsin, kadınların verdiği mesajın parlamentoya girmekle son ermediğini, kadınların siyasi sürecin ve karar almanın çeşitli aşamalarına katılmaya çabalarını sürdürmeleri, kadınların sorunları ile haklarının güvence altına alınması için çalışmaları ve toplumdaki konumlarını güçlendirecek yasalara dikkat çekmeleri gerektiğini belirtti.
Söz konusu kotaya ilişkin yasa, siyasi blokların ve partilerin seçimlerde toplam adaylarının yüzde 25’ini kadınlar aday göstermesini ve adayların aldığı oy sayısına bakılmaksızın her 4 kazananda (3 erkek ve bir kadın) bir kadının seçilmesini gerektiriyor. 2014 seçimlerinde Sivil İttifak adayı Casim el-Halefi, yaklaşık 17 bin oy almasına rağmen meclis koltuğunu kaybetti. Onun yerine binden biraz fazla oy almasına rağmen Şuruk el-Abayci koltuğu kazandı. Zira kota sistemi gereğince, oylarına bakılmaksızın el-Abayci’nin kazanması ile el-Halifi koltuğunu kaybetti.
Seçim uzmanı Kasım Muhammed Cabbar “Son seçimlerdeki, çoklu seçim sistemi kadınların parlamentodaki sayılarını artırmalarını ve kadın milletvekili kotasına ihtiyaç duymamalarını sağladı.” dedi. Cabbar Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda “Rakip listelerin keskin bir kutuplaşması, kadınlara rahatlıkla kazanmaları için iyi bir fırsat sağladı.” ifadelerini sözlerine ekledi.
Cabbar ayrıca şunları söyledi:
“Kutuplaşma derken, rakabet halindeki blokların izleyicileri, adayı iyi tanımasalar da seçim bölgesindeki bir liste veya koalisyonun adaya oy vermeyi tercih etmelerini kastediyorum. Örneğin Hukuk Devleti Koalisyonu Bağdat’taki 12 No’lu bölgede yalnızca bir kadını aday gösterdi. Koalisyonu destekleyen seçmenlerinin ise, diğer birçok blok ve listelerde olduğu gibi, söz konusu adaya oy vermekten başka seçeneği kalmamıştı.”
Cabbar, kota sisteminin, anayasanın kadınlara tanıdığı istisnai bir hak olduğunu ve parlamentodaki kadınların payının dolması ile genellikle kadın milletvekili adaylıklarının durduğunu, ancak bu durumun kadınların yüksek oy almaları halinde parlamentoya girmesine engel olmadığını, yasa gereğince oy sayılarında erkeklere göre bir üstünlük elde ettikleri takdirde, kadınların tüm parlamento koltuklarında yer almasına olanak sağladığını belirtti.



Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.


Irak... Sadr, Basra ve Vasit'teki “Seraya es-Selam” güçlerinin faaliyetlerini askıya aldı

Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
TT

Irak... Sadr, Basra ve Vasit'teki “Seraya es-Selam” güçlerinin faaliyetlerini askıya aldı

Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)

Irak Şii ulusal hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, dün Seraya es-Selam'ı dondurma ve Basra ile Vasit vilayetlerindeki karargahlarını 6 aylığına kapatma kararı aldı.

Es-Sadr, “X” platformunda yaptığı bir paylaşımda, “(Seraya es-Selam'daki) mücahitlerin itibarına zarar veren tekrarlanan ihlallere bir çözüm bulunana kadar, üçüncü taraflarca yapılmış olsa bile, Basra ve Kut'taki genel merkezlerin faaliyetlerini altı aylığına dondurulmasına ve kapatılmasına karar verildi” ifadelerini kullandı.

Sadr şöyle devam etti: "Onların itibarı, benim için varlıklarından daha önemlidir. Tüm mücahitlere, disiplinli olanlara ve yozlaşmışların ve benzerlerinin ihlallerini, fitne girişimlerini ve suistimallerini bilenlere selamlarımı iletiyorum.”