Umman'da bulutların üzerine çıkmak isteyen ziyaretçilerin adresi: "Semhan Dağı"

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Umman'da bulutların üzerine çıkmak isteyen ziyaretçilerin adresi: "Semhan Dağı"

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Umman'da doğal güzellikleriyle dikkati çeken Zufar kenti, "Semhan Dağı" ile bulutların üstüne çıkmak isteyen ziyaretçilerin de uğrak yeri.
Ülkenin güneyinde bulunan, temiz havası ve yeşil örtüsüyle yerli ve yabancı turistleri çeken Zufar kenti, doğa tutkunlarının ilgi odağı haline gelmiş durumda.
Sisli ve yağışlı bir iklime sahip kentte, 2 bin rakımlı Semhan Dağı da dikkat çeken bölgelerden.
Dağ, bulutların üzerinde kalan zirvesi ile ziyaretçilerine görsel şölen sunuyor.

Sis bulutları doyumsuz manzara sunuyor
Sis bulutlarının etrafı sardığı dağa gelenler, seyri doyumsuz manzaranın da keyfini çıkarıyor. Doğa ve fotoğraf tutkunları, adeta bir denizi andıran beyaz manzarayı unutulmaz kılmaya çalışıyor.
Dağ eteklerinde yoğun olarak sığla ağaçları ve çeşitli bitkiler bulunuyor.
Semhan Dağı'nın bulunduğu bölgede hayvancılık da yapılıyor; inek ve develer bu bölgede otlatılıyor.

Şehrin gürültüsünden kaçanlar buraya geliyor
AA muhabirine konuşan Ummanlı Ahmed Müslim Keşub, dağın zirvesinde bulutları yukarıdan seyretmekten büyük bir zevk aldığını belirtiyor.
Semhan Dağı'nın, Zufar kenti üzerinde tarihi, kültürel ve ekonomik bir etkiye sahip olan antik Mirbat kentine baktığını belirten Keşub, "Şehrin stresi ve gürültüsünden kaçmak isteyenler, kafa dinlemeye ve bu muhteşem manzarayı izlemeye buraya geliyor" dedi.
Zufar kentinin de beyaz kumsallar, yumuşak kumlar, sıra dağlar, vadiler, düz ovalar, çöller, su kaynakları, şelaleler ve mağaralar gibi doğal ortamları ile turistik bölgelere sahip olduğu belirtiliyor.



5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
TT

5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)

Tunç Çağı'nda Avrasya'da yaşanan veba salgının yayılmasında koyunların kritik bir rol oynamış olabileceği tespit edildi. 

İnsanlara bulaşan pek çok hastalık hayvansal kökenli. Hayvanlarda bulunan patojenler bir noktada insanlara geçerek onlar arasında yayılıyor. 

Tarihteki en ölümcül zoonotik hastalıklardan biri olan veba da sıçanların üzerinde yaşayan pireler yoluyla insanlara bulaşarak milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Diğer yandan 14. yüzyıldaki Kara Ölüm diye bilinen salgından sorumlu patojen, yaklaşık 5 bin yıl önce yayılmaya başlayan patojenden genetik olarak farklı. İnsanlar arasında yayılan bu Yersinia pestis türünün yaklaşık 2 bin yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor.

Ancak uzmanlar bu patojenin insanlara nasıl sıçradığını bilmiyordu. Bilim insanları hayvanlardaki hastalıkların geçmişte insanlara nasıl bulaştığını öğrenerek gelecekte yaşanabilecek bu tür olaylara karşı hazırlıklı olabilir.

Aralarında Harvard Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı bir araştırma ekibi, Tunç Çağı'ndaki Yersinia pestis'in kökenini saptamak için bugünkü Rusya'da bulunan Arkaim arkeolojik kazı alanındaki hayvanlarının kemiklerini ve dişlerini inceledi.

Araştırmacılar 4 bin yıllık bir koyunda, o dönemde insanlara bulaştığı bilinen Y. pestis türünü tespit etti.

Bilim insanları koyundan alınan Y. pestis genomunu diğer eski ve modern genomlarla karşılaştırdı. Koyundan alınan örnek, aynı zamanlarda yakın bir bölgede yaşayan bir insana bulaşan patojenin genomuna çok benziyordu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de dün (11 Ağustos) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Christina Warinner şöyle diyor:

Bir koyuna ait olduğunu bilmeseydik, herkes bunun başka bir insan enfeksiyonu olduğunu varsayardı; neredeyse ayırt edilemezler.

Ekip, patojenin henüz bilinmeyen bir yaban hayvanından koyunlara ve oradan da insanlara sıçradığını tahmin ediyor. Öte yandan hastalığın insanlardan koyunlara bulaşmış olması da muhtemel. 

Sözkonusu patojen, diğer veba salgınlarından farklı olarak pireler aracılığıyla bulaşmasını sağlayacak genetik materyalden yoksun. Araştırmacılar bu nedenle başka bir kaynaktan yayılmış olması gerektiğini söylüyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden makalenin bir diğer yazarı Dr. Felix Key "Elimizdeki bulgular eski koyun ve insan enfeksiyonlarının, hâlâ bilinmeyen bir kaynaktan muhtemelen münferit olaylarla yayıldığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Sıradaki adım, o kaynağı bulmak.

Araştırmacılar o dönemde bölgede yaşayan Sintaşta-Petrovka halkının sığır, koyun ve at yetiştiriciliğiyle ilgilendiğine de dikkat çekiyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Taylor Hermes "Bu erken dönem çoban topluluklarının tahıl depoları, fareleri ve pireleri çekmezdi ve daha önce Sintaşta bireylerinde Y. pestis enfeksiyonları bulunmuştu" diyerek soruyor: 

Kayıp halka çiftlik hayvanları olabilir mi?

Bu toplulukların kullandığı hayvanların yabandaki canlılarla temasa geçmesi hastalığın yayılmasını sağlamış olabilir.

Bilim insanları bunu ve patojenin kısa sürede nasıl geniş bir alana yayıldığını anlamak için çalışmalarına devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Cell