İngiltere’de vaka sayılarının artması sebebiyle yeni kısıtlamalar gündemde

İngiltere’de vaka sayılarının artması sebebiyle yeni kısıtlamalar gündemde
TT

İngiltere’de vaka sayılarının artması sebebiyle yeni kısıtlamalar gündemde

İngiltere’de vaka sayılarının artması sebebiyle yeni kısıtlamalar gündemde

İngiltere halk sağlığından bir yetkili dün (Çarşamba), kış mevsiminin gelişi ile hastanelerin hastalarla dolmasına sebep olabilecek yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka artışı ile mücadele kapsamında yeni kısıtlamaların uygulanması çağrısında bulundu. Ancak mevcut durumda bu seçeneğin uygulanması pek olası görülmüyor.
Fransız haber ajansı AFP’nin haberine göre, Avrupa’nın en yüksek verileri arasında yer alan İngiltere’deki yeni vaka sayıları geçen kış kaydedilen seviyelere yaklaştı. Hastaneye yatış oranları ve can kayıpları nispeten düşük bir seviyede seyrederken, Pazartesi günü 50 bin vaka ve 223 can kaybı kaydedildi. Bu, Mart ayından bu yana kaydedilen en yüksek can kaybı oldu. Ülkede kaydedilen toplam can kaybı ise yaklaşık 139 bin kişiye ulaştı.
İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) Konfederasyonu Başkanı Matthew Taylor, Sky News’e, “İki veya üç hafta içinde muhtemelen işlerin kötüleşeceği bir durumdayız. Bu nedenle hemen harekete geçmemiz gerekiyor.” dedi.
Taylor, hastaneler için genel olarak stresli bir dönem olan kış mevsimi yaklaşırken tedbir alınmazsa sağlık sistemi üzerindeki baskının artacağını belirtti.
Temmuz ayında İngiltere’de çoğu ihtiyati kısıtlama kaldırılırken, Matthew Taylor Muhafazakâr Başbakan Boris Johnson hükümetine sağlık krizinin kötüleşmesi durumunda, kapalı alanda maske kullanımı veya uzaktan çalışma gibi bazı önlemlerin yeniden uygulanmasını gerektiren alternatif planı etkinleştirme çağrısında bulunmuştu.
Hükümet ise, Temmuz ayında neredeyse tüm kısıtlamaları kaldırarak aşı kampanyasına güvenmeye devam etmeyi tercih etti ve kısıtlamaları sıkılaştırmayı şimdilik reddediyor.
İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng Sky News’e, “Kapanmaya geri dönmek veya yeni kısıtlamalar getirmek istemiyoruz” dedi. Kwarteng, “Şu anda üçüncü dozun gençlere uygulanması yavaşlarken, takviye aşı uygulamasına bağlı kalmak istiyoruz. Performansı iyileştirebiliriz.” dedi.
Hükümet salı günü, Delta varyantının İngiltere’de yayılan yeni türü olan mutantını ‘yakından izlediğini’ duyurdu, ancak yeni mutantın daha bulaşıcı olup olmadığı konusunda bilgi verilmedi.
Bazı bilim adamları, özellikle ergenler ve genç yetişkinler arasındaki mevcut kötü durumu, çocuklardaki aşılama oranının düşük olmasına, çok erken aşılanan kişilerin bağışıklığının düşmesine ve hükümetin bu konudaki yaklaşımının çok liberal olmasına bağlıyor.
İngiltere’de okullardaki Kovid-19 vaka sayılarındaki artış, ülkenin ergenlere aşı uygulamasını uzun bir süre ertelemeye yönelik kararıyla ilgili endişelere neden oldu.
Bloomberg haber ajansı Salı günü, güncel hükümet verilerine göre, 9 Ekim'e kadar İngiltere’de bulunan ortaokullardaki öğrencilerin yüzde 8'inden fazlasının- 11 ila 16 yaşları arasındaki – koronavirüs testlerinin pozitif çıktığını bildirdi.
Bu sayı, yetişkinler arasındaki enfeksiyon oranından sekiz kat daha yüksek. Okulların yeniden açılmasından önce Eylül ayı başlarında kaydedilen orana kıyasla ise çocuklar arasındaki vakalarda yaklaşık yüzde 2 artış kaydedildi.



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.