Irak’ta seçimi kaybeden partiler itirazların karara bağlanmasını bekliyor

Irak’ta protestoların süresiz oturma eylemine dönüşmesinin ardından gerginliği yatıştırma çabaları sürüyor. Irak Başbakanı Kazimi, yol kesme ve sosyal hayatı olumsuz etkileyecek türden eylemlerin yapılmasına karşı uyardı.

Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)
Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)
TT

Irak’ta seçimi kaybeden partiler itirazların karara bağlanmasını bekliyor

Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)
Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)

Irak seçimlerinde yenilgiye uğrayan partiler diğer siyasi taraflarla müzakerelere başlamadan önce Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’ne sunulan itirazların lehte sonuçlanmasını beklerken, seçim sonuçlarına yönelik protestoların başkent Bağdat’taki Yeşil Bölge girişinin önünde süresiz oturma eylemine dönüşmesinin ardından gerginliği düşürmeye yönelik çabalar dün de devam etti.
Irak Başbakanı ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı Mustafa el-Kazimi yaptığı açıklamada, ülkesinin uluslararası norm ve yasalara bağlılık çerçevesinde Irak için BM Yardım Misyonu’nu (UNAMI) her türlü tehdide karşı korumaya ve UNAMI’yi görevlerini yerine getirmesini desteklemeye bağlı olduğunu vurguladı. Kazimi, Bakanlar Kurulu Milli Güvenlik Toplantısı sırasında yaptığı konuşmada, Irak’ın, herhangi başka bir ülkeye yönelik saldırının başlangıç noktası olmayı reddetme konusundaki kararlı pozisyonunu yineledi.
Şarku’l Avsat’ın Irak resmi haber ajansı INA’dan aktardığı habere göre Kazimi, “Gösteriler anayasal bir haktır. Görüş dile getirme hakkını sağlamak güvenlik güçlerinin görevidir. (Görüş dile getirme hakkı) kanun ve düzeni ihlal etme veya halka baskı uygulama, yol kesme, sosyal hayatı felç etme ya da kamu ve özel mülkiyetlere saldırma ve devletin saygınlığına halel getirme şeklinde olmamalıdır” dedi.
Irak hükümetinden yapılan açıklamaya göre, Kazimi, konuşmasının devamında, “Hükümet, seçimlerin düzenlenmesi için büyük bir rol oynadı. Güvenlik birimleri seçim merkezlerinin, seçmen ve adayların güvenliğinin sağlanmasında başarılı oldu. Seçimler ilk kez sokağa çıkma yasağı olmadan ve patlamalar, suikastlar ve terör eylemleri gerçekleşmeden yapıldı” ifadelerini kullandı.
Seçimlere yönelik itirazların yürürlükteki yasal prosedürler kapsamında olması gerektiğinin altını çizen Başbakan Kazimi, bunun doğal ve doğru bir hukuki süreç olduğunu belirtti. Kazimi ayrıca göstericilere güvenlik güçlerinin güvenliği ve sosyal hayatın akışını koruma görevlerini yerine getirmeleri için yardımcı olmaları çağrısında bulundu.
Kazimi’nin bu açıklamaları, Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri’nin Yüksek Seçim Komiserliği’ne itirazları ciddiyetle inceleme çağrısı yaptığı bir dönemde geldi. Amiri, Yüksek Seçim Komiserliği’ni ‘tarafsızlığını ispatlamak ve herkesi tatmin etmek’ için tüm itirazları ciddiyetle incelemeye davet etti. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, Amiri yaptığı basın açıklamasında, “Barışçıl ve medeni yöntemlerle ve kanunlarca belirtilen esaslara göre hak talep etmenin Anayasa tarafından güvence altına alınan bir hak olduğuna şüphe yoktur. Tüm protestocu kardeşlerime, barışçıl gösterilere gösterdikleri ilgi ve vatanın koruyucuları olan güvenlik güçleriyle yaptıkları üstün iş birlikleri için teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum. Umarım bu barışçıl yaklaşımı sürdürür ve lastik yakma ve yol kesme olaylarına bir an önce son verirler. Bunlar kesin surette gözetilmesi gereken meselelerdir” ifadelerini kullandı.
Irak’ta 10 Ekim’de düzenlenen parlamento seçimlerinin ardından Meclis’te birçok sandalyesini kaybeden Şii partilerin destekçilerinin Bağdat şehir merkezinde yer alan ve hükümet binalarının bulunduğu Yeşil Bölge önündeki oturma eylemi ikinci gününe girdi. Eylemciler ‘seçim sonuçlarının elle sayımının tekrarlanmasını ve seçim sürecine karışan şaibeli durumların düzeltilmesini’ talep ediyor.
DPA’da yer alan habere göre dün Babil, Vasıt, Zikar ve Diyala vilayetlerinde de aynı taleplerle benzer gösteriler başladı.
Seçimi kaybeden partilerin destekçilerinin oturma eylemine geçmesinin ardından seçimde büyük bir başarı kaydeden parti ve oluşumlar gerginliği düşürmek için birtakım girişimlerde bulundu. Seçimi kaybeden partiler yenilgiyi kabul etmeyip seçmen tabanına yönelik seçim sonuçlarının büyük oranda manipüle edildiği söylemine başvururken, seçimi kazanan partiler ise ilk Meclis oturumunun düzenlenmesi, ‘en büyük meclis bloğunun’ belirlenmesi ve daha sonra yeni meclis başkanı ile cumhurbaşkanının seçilmesi için prosedürleri başlatmak istiyor.
Bu seçimde 73 sandalye ile en fazla sandalye sayısına ulaşan Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi ile Fetih Koalisyonu gibi sandalye sayısı oldukça gerilere düşen parti ve oluşumlar arasında yaşanan ihtilaflar Şiiler arasındaki krizini gün yüzüne çıkardı. Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu elde ettiği 33 sandalye ile Şii siyasi gruplar arasında Sadr Hareketi’nden sonra ikinci sıraya yerleşti. Fakat Koalisyon kendini seçim sonuçlarını reddeden Koordinasyon Grubu’nun bir parçası olarak niteliyor. Maliki’nin koalisyonu fazladan sandalye arayışında değil sadece seçimi kaybeden partileri sakinleştirmeye ve Sadr Hareketi ile ertelenen savaş kapsamında ellerindeki sandalyeler ile ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturmaya çalışıyor.
Şarku’l Avsat’ın güvenilir bir kaynaktan edindiği bilgiye göre, taraflar arasındaki gerginliği düşürme çabalarına halihazırda Ulusal Hikmet Akımı lideri ve Devlet Güçleri İttifakı Başkanı Ammar el-Hekim öncülük ediyor. Kaynak, “Süreç henüz müzakere aşamasına ulaşmadı. Fakat bu süreç siyasetin daha fazla tıkanmaması ve düzeltilmesi çabasıdır” dedi.
Hekim önceki akşam Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile görüştü. Hekim dün ise Sadr Hareketi Meclis Grup Başkanı Hasan el-Azzari başkanlığındaki Sadr heyeti ile bir araya geldi. Hekim’in ofisinden yapılan açıklamada, “Ammar el-Hekim, ulusal uyumun ve tüm taraflar arasında karşılıklı itimat mesajları verilmesinin önemini vurguladı. Seçimler Irak’ı önceki dönemde yaşadığı siyasi krizden çıkarmanın aracıydı. Bu nedenle seçim sonuçları, Irak halkının hizmet, iş fırsatları, devlet ve egemenliği koruma yönündeki beklentileri ve taleplerinin gerçekleşmesine katkıda bulunmalıdır. Hikmet Akımı, tüm siyasi oluşumlarla sahip olduğu iyi ilişkiler sayesinde bakış açılarını birbirine yakınlaştırmada rol oynadı ve oynayacak. Bu rol, Irak'ın birinci dereceden çıkarları için görüş birliği sağlama ihtiyacını görmemizden kaynaklanmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Seçimi kaybeden ve Yeşil Bölge girişinin önündeki gösterileri artırmaya başlayan siyasi gruplar, Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’ne sundukları itirazlar incelenmediği sürece her türlü müzakere teklifini reddedeceğini ilan etti. Hekim’in üstlendiği gerginliği düşürme çabalarının olumlu sonuç verip vermeyeceğini kimse bilmezken, Kürt ve Sünni partileri, hükümetin kurularak seçim sürecinin tamamlanması için geri kalan taraflar üzerinde baskı kurmaya başladı. Şii taraflar ise Sünni ve Kürt partilerinin Şii ortaklarından bağımsız hareket edemeyecekleri görüşünde.
Kanun Devleti Koalisyonu’ndan milletvekili seçilen Muhammed es-Sayhud, yaptığı açıklamada, “Sünni ve Kürt siyasi gruplar Şii siyasi grupların (bir kısmıyla) ittifak kurarak diğer Şii siyasi blokları boykot edemez. Yani bu gruplar Sadr Hareketi ile ittifak kurup Koordinasyon Grubu’ndaki güçleri terk edemez. Sünni ve Kürt siyasi gruplar, Şii siyasi konsensüs ile ittifak kurarak, diyalog yaparak ve müzakere ederek Irak hükümetinin kurulması için çalışacaktır. Bu, söz konusu grupların geçtiğimiz yıllar boyunca yaptığı bir şey. Bu gruplar yeni hükümetin kurulmasıyla ilgili ciddi diyalog ve müzakerelere girebilmek için Şii pozisyonun birleşmesini bekleyecek” dedi.
Yüksek Yargı Konseyi üyelerinden oluşan Seçim Komiserliği Yargı Komisyonu, seçim sonuçlarına ilişkin itirazları incelemeden Komiserliğe geri gönderdi. Komisyon bu karara gerekçe olarak ‘itirazların nihai seçim sonuçlarının ilan edilmesinde önce gelmesini’ gösterdi. Komisyon, Seçim Komiserliği’ne ‘nihai seçim sonuçlarını ilan etme, yapılacak yeni itirazları bekleme ve kanunun belirlediği süre içinde incelenip karara bağlanması amacıyla önceki ve yeni itirazları birleştirme’ çağrısında bulundu.

Irak seçim sonuçları
Irak'ta 10 Ekim'de yapılan erken genel seçimlerde Mukteda Sadr'a bağlı Sadr Grubu nihai olmayan sonuçlara göre 73 sandalye elde ederken, İran'ın desteklediği Haşdi Şabi gruplarının yer aldığı Fetih Koalisyonu 14 vekil çıkarabildi.
Eski Başbakanlardan Haydar İbadi ve Şii dini ve siyasi lider Ammar Hekim'in ittifakı ise 4 sandalye kazanabildi. Söz konusu Şii gruplar, seçimlere şaibe karıştırıldığını iddia ediyor.
Sadr Hareketi lideri Mukteda Sadr dışındaki Şii siyasetçilerin bulunduğu çatı kuruluş, 16 Ekim’de bir açıklama yapmış ve nihai sonuçları tanımayacaklarını bildirmişlerdi.
Öte yandan katılım oranının yüzde 41 olduğu seçimlerde Kürt partiler ise parlamentoya 61 vekil gönderdi. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) 33, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 15, Yeni Nesil Hareketi 9, Kürdistan İslami Birlik (Yekgırtu) Parti 3 ve Adalet Toplumu da 1 sandalye elde etti.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.