Irak’ta seçimi kaybeden partiler itirazların karara bağlanmasını bekliyor

Irak’ta protestoların süresiz oturma eylemine dönüşmesinin ardından gerginliği yatıştırma çabaları sürüyor. Irak Başbakanı Kazimi, yol kesme ve sosyal hayatı olumsuz etkileyecek türden eylemlerin yapılmasına karşı uyardı.

Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)
Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)
TT

Irak’ta seçimi kaybeden partiler itirazların karara bağlanmasını bekliyor

Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)
Bağdat’ta bulunan Yeşil Bölge yakınında seçim sonuçlarına itiraz edenlerin oturma eylemi için çadır kurdu (Reuters)

Irak seçimlerinde yenilgiye uğrayan partiler diğer siyasi taraflarla müzakerelere başlamadan önce Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’ne sunulan itirazların lehte sonuçlanmasını beklerken, seçim sonuçlarına yönelik protestoların başkent Bağdat’taki Yeşil Bölge girişinin önünde süresiz oturma eylemine dönüşmesinin ardından gerginliği düşürmeye yönelik çabalar dün de devam etti.
Irak Başbakanı ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı Mustafa el-Kazimi yaptığı açıklamada, ülkesinin uluslararası norm ve yasalara bağlılık çerçevesinde Irak için BM Yardım Misyonu’nu (UNAMI) her türlü tehdide karşı korumaya ve UNAMI’yi görevlerini yerine getirmesini desteklemeye bağlı olduğunu vurguladı. Kazimi, Bakanlar Kurulu Milli Güvenlik Toplantısı sırasında yaptığı konuşmada, Irak’ın, herhangi başka bir ülkeye yönelik saldırının başlangıç noktası olmayı reddetme konusundaki kararlı pozisyonunu yineledi.
Şarku’l Avsat’ın Irak resmi haber ajansı INA’dan aktardığı habere göre Kazimi, “Gösteriler anayasal bir haktır. Görüş dile getirme hakkını sağlamak güvenlik güçlerinin görevidir. (Görüş dile getirme hakkı) kanun ve düzeni ihlal etme veya halka baskı uygulama, yol kesme, sosyal hayatı felç etme ya da kamu ve özel mülkiyetlere saldırma ve devletin saygınlığına halel getirme şeklinde olmamalıdır” dedi.
Irak hükümetinden yapılan açıklamaya göre, Kazimi, konuşmasının devamında, “Hükümet, seçimlerin düzenlenmesi için büyük bir rol oynadı. Güvenlik birimleri seçim merkezlerinin, seçmen ve adayların güvenliğinin sağlanmasında başarılı oldu. Seçimler ilk kez sokağa çıkma yasağı olmadan ve patlamalar, suikastlar ve terör eylemleri gerçekleşmeden yapıldı” ifadelerini kullandı.
Seçimlere yönelik itirazların yürürlükteki yasal prosedürler kapsamında olması gerektiğinin altını çizen Başbakan Kazimi, bunun doğal ve doğru bir hukuki süreç olduğunu belirtti. Kazimi ayrıca göstericilere güvenlik güçlerinin güvenliği ve sosyal hayatın akışını koruma görevlerini yerine getirmeleri için yardımcı olmaları çağrısında bulundu.
Kazimi’nin bu açıklamaları, Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri’nin Yüksek Seçim Komiserliği’ne itirazları ciddiyetle inceleme çağrısı yaptığı bir dönemde geldi. Amiri, Yüksek Seçim Komiserliği’ni ‘tarafsızlığını ispatlamak ve herkesi tatmin etmek’ için tüm itirazları ciddiyetle incelemeye davet etti. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, Amiri yaptığı basın açıklamasında, “Barışçıl ve medeni yöntemlerle ve kanunlarca belirtilen esaslara göre hak talep etmenin Anayasa tarafından güvence altına alınan bir hak olduğuna şüphe yoktur. Tüm protestocu kardeşlerime, barışçıl gösterilere gösterdikleri ilgi ve vatanın koruyucuları olan güvenlik güçleriyle yaptıkları üstün iş birlikleri için teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum. Umarım bu barışçıl yaklaşımı sürdürür ve lastik yakma ve yol kesme olaylarına bir an önce son verirler. Bunlar kesin surette gözetilmesi gereken meselelerdir” ifadelerini kullandı.
Irak’ta 10 Ekim’de düzenlenen parlamento seçimlerinin ardından Meclis’te birçok sandalyesini kaybeden Şii partilerin destekçilerinin Bağdat şehir merkezinde yer alan ve hükümet binalarının bulunduğu Yeşil Bölge önündeki oturma eylemi ikinci gününe girdi. Eylemciler ‘seçim sonuçlarının elle sayımının tekrarlanmasını ve seçim sürecine karışan şaibeli durumların düzeltilmesini’ talep ediyor.
DPA’da yer alan habere göre dün Babil, Vasıt, Zikar ve Diyala vilayetlerinde de aynı taleplerle benzer gösteriler başladı.
Seçimi kaybeden partilerin destekçilerinin oturma eylemine geçmesinin ardından seçimde büyük bir başarı kaydeden parti ve oluşumlar gerginliği düşürmek için birtakım girişimlerde bulundu. Seçimi kaybeden partiler yenilgiyi kabul etmeyip seçmen tabanına yönelik seçim sonuçlarının büyük oranda manipüle edildiği söylemine başvururken, seçimi kazanan partiler ise ilk Meclis oturumunun düzenlenmesi, ‘en büyük meclis bloğunun’ belirlenmesi ve daha sonra yeni meclis başkanı ile cumhurbaşkanının seçilmesi için prosedürleri başlatmak istiyor.
Bu seçimde 73 sandalye ile en fazla sandalye sayısına ulaşan Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi ile Fetih Koalisyonu gibi sandalye sayısı oldukça gerilere düşen parti ve oluşumlar arasında yaşanan ihtilaflar Şiiler arasındaki krizini gün yüzüne çıkardı. Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu elde ettiği 33 sandalye ile Şii siyasi gruplar arasında Sadr Hareketi’nden sonra ikinci sıraya yerleşti. Fakat Koalisyon kendini seçim sonuçlarını reddeden Koordinasyon Grubu’nun bir parçası olarak niteliyor. Maliki’nin koalisyonu fazladan sandalye arayışında değil sadece seçimi kaybeden partileri sakinleştirmeye ve Sadr Hareketi ile ertelenen savaş kapsamında ellerindeki sandalyeler ile ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturmaya çalışıyor.
Şarku’l Avsat’ın güvenilir bir kaynaktan edindiği bilgiye göre, taraflar arasındaki gerginliği düşürme çabalarına halihazırda Ulusal Hikmet Akımı lideri ve Devlet Güçleri İttifakı Başkanı Ammar el-Hekim öncülük ediyor. Kaynak, “Süreç henüz müzakere aşamasına ulaşmadı. Fakat bu süreç siyasetin daha fazla tıkanmaması ve düzeltilmesi çabasıdır” dedi.
Hekim önceki akşam Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile görüştü. Hekim dün ise Sadr Hareketi Meclis Grup Başkanı Hasan el-Azzari başkanlığındaki Sadr heyeti ile bir araya geldi. Hekim’in ofisinden yapılan açıklamada, “Ammar el-Hekim, ulusal uyumun ve tüm taraflar arasında karşılıklı itimat mesajları verilmesinin önemini vurguladı. Seçimler Irak’ı önceki dönemde yaşadığı siyasi krizden çıkarmanın aracıydı. Bu nedenle seçim sonuçları, Irak halkının hizmet, iş fırsatları, devlet ve egemenliği koruma yönündeki beklentileri ve taleplerinin gerçekleşmesine katkıda bulunmalıdır. Hikmet Akımı, tüm siyasi oluşumlarla sahip olduğu iyi ilişkiler sayesinde bakış açılarını birbirine yakınlaştırmada rol oynadı ve oynayacak. Bu rol, Irak'ın birinci dereceden çıkarları için görüş birliği sağlama ihtiyacını görmemizden kaynaklanmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Seçimi kaybeden ve Yeşil Bölge girişinin önündeki gösterileri artırmaya başlayan siyasi gruplar, Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’ne sundukları itirazlar incelenmediği sürece her türlü müzakere teklifini reddedeceğini ilan etti. Hekim’in üstlendiği gerginliği düşürme çabalarının olumlu sonuç verip vermeyeceğini kimse bilmezken, Kürt ve Sünni partileri, hükümetin kurularak seçim sürecinin tamamlanması için geri kalan taraflar üzerinde baskı kurmaya başladı. Şii taraflar ise Sünni ve Kürt partilerinin Şii ortaklarından bağımsız hareket edemeyecekleri görüşünde.
Kanun Devleti Koalisyonu’ndan milletvekili seçilen Muhammed es-Sayhud, yaptığı açıklamada, “Sünni ve Kürt siyasi gruplar Şii siyasi grupların (bir kısmıyla) ittifak kurarak diğer Şii siyasi blokları boykot edemez. Yani bu gruplar Sadr Hareketi ile ittifak kurup Koordinasyon Grubu’ndaki güçleri terk edemez. Sünni ve Kürt siyasi gruplar, Şii siyasi konsensüs ile ittifak kurarak, diyalog yaparak ve müzakere ederek Irak hükümetinin kurulması için çalışacaktır. Bu, söz konusu grupların geçtiğimiz yıllar boyunca yaptığı bir şey. Bu gruplar yeni hükümetin kurulmasıyla ilgili ciddi diyalog ve müzakerelere girebilmek için Şii pozisyonun birleşmesini bekleyecek” dedi.
Yüksek Yargı Konseyi üyelerinden oluşan Seçim Komiserliği Yargı Komisyonu, seçim sonuçlarına ilişkin itirazları incelemeden Komiserliğe geri gönderdi. Komisyon bu karara gerekçe olarak ‘itirazların nihai seçim sonuçlarının ilan edilmesinde önce gelmesini’ gösterdi. Komisyon, Seçim Komiserliği’ne ‘nihai seçim sonuçlarını ilan etme, yapılacak yeni itirazları bekleme ve kanunun belirlediği süre içinde incelenip karara bağlanması amacıyla önceki ve yeni itirazları birleştirme’ çağrısında bulundu.

Irak seçim sonuçları
Irak'ta 10 Ekim'de yapılan erken genel seçimlerde Mukteda Sadr'a bağlı Sadr Grubu nihai olmayan sonuçlara göre 73 sandalye elde ederken, İran'ın desteklediği Haşdi Şabi gruplarının yer aldığı Fetih Koalisyonu 14 vekil çıkarabildi.
Eski Başbakanlardan Haydar İbadi ve Şii dini ve siyasi lider Ammar Hekim'in ittifakı ise 4 sandalye kazanabildi. Söz konusu Şii gruplar, seçimlere şaibe karıştırıldığını iddia ediyor.
Sadr Hareketi lideri Mukteda Sadr dışındaki Şii siyasetçilerin bulunduğu çatı kuruluş, 16 Ekim’de bir açıklama yapmış ve nihai sonuçları tanımayacaklarını bildirmişlerdi.
Öte yandan katılım oranının yüzde 41 olduğu seçimlerde Kürt partiler ise parlamentoya 61 vekil gönderdi. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) 33, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 15, Yeni Nesil Hareketi 9, Kürdistan İslami Birlik (Yekgırtu) Parti 3 ve Adalet Toplumu da 1 sandalye elde etti.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.