Tunus’ta dış müdahaleye karşı siyasi diyalog çağrıları arttı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
TT

Tunus’ta dış müdahaleye karşı siyasi diyalog çağrıları arttı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)

Avrupa Parlamentosu (AP) ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Tunus’a ‘demokratik sürece dönme ve siyasi diyalogun başlatılmasını hızlandırma’ çağrıları tartışmaya neden oldu. Öyle ki bazı kesimler, siyasi diyalogun Tunus’ta dış müdahale yolunu kesmek için acil bir gereklilik haline geldiğini düşünürken bazıları da yozlaşmayı takip eden bir yargı sistemi ve ekonomi konusunda reform olmaksızın diyalogun anlamsız olduğunu savunuyor.
Demokratik Akım, Afak Tunus, Cumhuriyetçi Parti ve Tekettul Partisi’ni içeren Demokratik Güçler Koordinasyonu, geçen salı günü İşçi Sendikası Başkanı Nureddin et-Tabbubi ile yaptığı görüşmede ‘demokratik sisteme hızlı dönüşün gerekliliği’ konusundaki ısrarını sürdürdü.
Söz konusu çağrı, geçen salı günü AP tarafından yayınlanan ve ‘demokratik sürece dönüş, siyasi sistemde reform ve toplumsal ortaklar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla diyalog yapılası gerekliliği’ çağrısında bulunan belgeyle de uyumluydu.
Diğer yandan İşçi Sendikası liderlerinden Samir eş-Şafi, ulusal diyalogun ‘Tunus’ta siyasi, ekonomik ve anayasal zorlukların üstesinden gelmek için stratejik bir vizyonu belirginleştirmek’ amacıyla olması gerektiğini söyledi. Şafi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sendikacılar özne değil ortaktır ve Tunus’un geleceğinin, ülkenin demokratik yolunun ayrılmaz bir parçası olan katılım ilkesi olmadan çizilmesine izin vermeyeceklerdir. Ülkenin demokratik sürecinin ayrılmaz bir parçası olan katılım ilkesine itimat etmeksizin Tunus’un geleceğinin çizilmesine izin vermeyecekler.”
Demokratik Akım Partisi başkanı Gazi Şavaşi, Başbakan Necla Buden’i Tunus’taki durumu iyileştirmek için gerçekçi bir programı geliştirmeye ve onu destekleyen bir siyasi kuşak oluşturmak için ‘anayasal yetkilerini talep etmeye ve ulusal partileri ve örgütleri sürece dahil etmeye’ çağırdı. Savaşi’ye göre bu bağlamda yeni hükümet, ulusal yetkilerden değil, Cumhurbaşkanı’na sadık üyelerden ve Sosyal İşler Bakanı ve İçişleri Bakanı gibi seçim kampanyasının üyelerinden oluşuyor.
Diğer yandan siyasi aktivist ve Cumhurbaşkanı Kays Said’in kampanyasının üyelerinden olan Kays el-Karavi, Cumhurbaşkanı’nın düzenlemeyi planladığı diyalogun, öncekilerden farklı olacağını vurguladı. “Eski Cumhurbaşkanı Beci Kaid es-Sibsi’nin Nahda Hareketi ile anlaşarak sponsorluğunu yaptığı ‘Kartaca 1’ ve ‘Kartaca 2’ diyaloglarına benzemeyecek” dedi. Karavi, diyalogun herkesi kapsayacağını ve herhangi bir siyasi veya sosyal partiyi dışlamayacağını belirtti.
Aynı şekilde Cumhurbaşkanı tarafından alınan olağanüstü hal önlemlerini destekleyen Halk Akımı Partisi Sözcüsü Muhsin Nebti de ‘şu an siyasi reformları tartışmak yerine, ekonomiyi kurtarmaya ve suçlulardan hesap sormaya öncelik verilmesi gerektiğini’ dile getirdi. Nebti konuya dair şunları söyledi:
“Bu koşullarda yapılacak her türlü diyalog anlamsız olacaktır. Sosyal ve ekonomik durum düzeldikçe, hesap verme süreçleri geliştikçe ve yolsuzluk dosyaları ortaya çıktıkça, siyasi reformların yapılması ve toplumsal diyalogun sorunsuz yürütülmesi için uygun koşullar sağlanacaktır.”
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt da 20 Ekim’de Tunus Cumhurbaşkanı ile gerçekleşen görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada ‘ulusal devleti yeniden kurmaya ve halka onurlu bir yaşam sürmek için bir şans vermeye’ yönelik arzusunu dile getirdi.
Arap Birliği Genel Sekreteri geçen salı günü Arap Radyo ve Televizyon Festivali’nin 21’inci oturumunun açılışına katılmak üzere Tunus’u ziyaret etti. Genel Sekreter, Arap Birliği’nin ‘bu kararlara yol açan düşünceleri tam olarak anladığını’ belirterek Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz’dan bu yana açıkladığı tedbirlere ve ardından anayasanın birçok maddesinin askıya alınmasına atıfta bulundu.
Ebu Gayt açıklamaını şöyle sürdürdü:
“Müdahale girişimlerinin olduğunun farkındayız. Ancak Tunus halkının ve mevcut liderliğin, direnme becerisinin, vatandaşlar ve gelecek için iyi olanı seçme yeteneğinin farkında olduğundan eminiz.”
Ebu Gayt, 20 Ekim’de kendisini Kartaca Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul ettikten sonra şu açıklamaları kullandı:
“Kays Said ile görüştüm. Kendisinin Tunus’taki duruma ilişkin olumlu görüşlerini ve açıklamalarını dinledim. Kendisinde Tunus ulusal devletini yeniden kurmaya ve insanlara onurlu bir yaşam için şans vermeye yönelik güçlü bir istek gördüm. Tunus halkının farkındalık, öğrenme ve öğretme konusunda çok büyük bir kapasitesi var.”
Tunus Cumhurbaşkanlığı tarafından da şu açıklamada bulunuldu:
“Cumhurbaşkanı, Tunus’un ulusal egemenliğe karşılıklı saygı çerçevesinde, kardeş ve dost ülkelerle istişareye ve iş birliğine açık olduğunu, her türlü vesayet veya iç işlerine müdahaleyi veya çıkarları gözetmeyi reddettiğini vurguladı.”
Açıklamada ayrıca demokrasi ilkelerine bağlılığın, özgürlüklere ve insan haklarına saygının da gerekliliği hatırlatıldı.



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.