Suudi Arabistan’dan ABD’ye ticaret ve yatırım ortaklığını güçlendirme ziyareti

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid al-Falih dün Los Angeles’taki Milken Enstitüsü’nü ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid al-Falih dün Los Angeles’taki Milken Enstitüsü’nü ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’dan ABD’ye ticaret ve yatırım ortaklığını güçlendirme ziyareti

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid al-Falih dün Los Angeles’taki Milken Enstitüsü’nü ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid al-Falih dün Los Angeles’taki Milken Enstitüsü’nü ziyaret etti. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan geçtiğimiz Avrupa ülkelerinin ardından yatırım imkanlarını ve güçlü kapasitesini ABD’ye tanıtmaya hazırlanıyor. Yatırım Bakanı Halid al-Falih, Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın geçtiğimiz hafta Ulusal Yatırım Stratejisi’ni başlatmasının ardından dün Suudi Arabistan Krallığı’nı büyük bir küresel yatırım hedefi olarak öne çıkarmayı amaçlayan ABD ziyaretine başladı.
Falih’in ABD ve Suudi Arabistan Krallığı arasındaki mevcut stratejik ticaret ve yatırım ortaklığını güçlendirmek için bir grup ABD’li yetkili ile görüşmesi bekleniyor. Ziyaret, ABD’li yatırımcılarını Suudi Arabistan’ın içinden geçtiği büyük ekonomik dönüşümün ve Vizyon 2030’un sunduğu fırsatlardan yararlanmaya teşvik ediyor.
Falih dün Los Angeles’daki Milken Enstitüsü’nde gerçekleşen konferansta, Ulusal Yatırım Stratejisi’nin yabancı yatırımcıları ve şirketleri çekmedeki rolüne atıfta bulundu. Suudi Arabistan’ın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin bir sonucu olarak dünyanın tanık olduğu dönüşümlerden yararlanmayı amaçlayan bir dizi girişimi tanıttı.
Suudi Bakan’ın ziyaret kapsamında ABD merkezli bir grup şirketin CEO’larıyla da görüşmesi planlanıyor.
Falih ziyarete ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ulusal Yatırım Stratejisi yatırımcılara Suudi Arabistan Krallığı'nda benzeri görülmemiş fırsatlar ve avantajlar sağlayarak köklü bir değişiklik getirecek. ABD’li yatırımcıları ortaklarımız olarak görüyoruz ve içinden geçtiğimiz süreçte sunulan muazzam fırsatları değerlendireceklerini umuyoruz. ABD inovasyonu ve uzmanlığı, ülkemizde uzun ve zengin bir tarihe sahip.”
Falih, ABD yatırımlarının, kalkınma yolunda yeni ve umut verici bir aşamaya doğru ilerleyen Suudi ekonomisindeki temel rolünü sürdürmelerinin önemini vurguladı.
Yatırımcıları güçlendirmek, yatırım fırsatları geliştirmek, finansman çözümü sağlamak ve rekabet gücünü artırmak çerçevesinde oluşturulan Ulusal Yatırım Stratejisi, Suudi Arabistan’ı dünyanın en büyük 15 ekonomisinden biri haline getirmeyi ve 2030 yılına kadar yatırım payını GSYİH'nın yüzde 30'una çıkarmayı amaçlıyor. Strateji aynı zamanda kamu ile özel sektörler arasındaki etkileşimin de artırılmasına da katkı sağlıyor.
Ulusal Yatırım Stratejisi, ekonomiyi geliştirmek, çeşitliliği sürdürmek, teknoloji transfer etmek ve yerelleştirmenin yanı sıra altyapıyı geliştirerek yaşam kalitesini iyileştirmek için birçok fırsat sağlıyor. Ayrıca iş fırsatları yaratmak ve istihdam ile sermaye artışını sağlamayı hedefliyor.
Yatırım stratejisi, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 planları kapsamında, ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacak ve kaynaklarını çeşitlendirecek harcamaların ve tüketimin bir çatı altında toplanmasını da içeren ve 27 trilyon riyal (7,2 trilyon dolar) olarak tahmin edilen havuz çerçevesinde faaliyet gösteriyor. Strateji, özel sektörün GSYİH'ye katkısını yüzde 65'e ve doğrudan yabancı yatırım GSYİH'nı ise yüzde 5,7'ye yükseltmeyi hedefliyor. Yeni strateji petrol dışı ihracatın GSYİH’ya katkısını yüzde 6’dan yüzde 50’ye çıkaracak. Proje ayrıca işsizlik oranını da yüzde 7’ye düşürerek, Suudi Arabistan’ı 2030 yılına kadar Küresel Rekabet Edebilirlik Endeksi'nde ilk ona sokacak.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman birkaç gün önce kalkınma projelerine yarımı teşvik etmek amacıyla el Baha, el Cevf ve Cizan bölgelerine stratejik ofisler kurularak her bölgenin karşılaştırmalı rekabet avantajlarından sağlanacak faydayı maksimize etmeyi amaçlayan adımlar attı.
Veliaht Prens açıklamasında çalışmaların, ülkenin tüm bölgelerini geliştirmek amacıyla kalkınma ajanslarının veya stratejik temsilciliklerin bulunmadığı alanlara ofisler kurularak devam edeceğini söyledi.
Diğer yandan Suudi Arabistan Ticaret Odaları Federasyonu kararların, Veliaht Prens’in sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin ülkenin tüm bölgelerine ulaşmasını sağlama konusundaki isteğini gösterdiğini vurguladı. Kararın ulusal çapta insan kaynaklarına yatırım yapmanın yanı sıra her bölgeye özgü içeriklerin ve kaynakların değerlendirilmesiyle, özel sektör ile yatırım ortaklığı olanaklarını geliştirdiğini dile getirdi.
Şura Meclisi’nin Ticaret ve Yatırım Komitesi, Dış Ticaret Genel Otoritesi'nin Suudi Arabistan’ın uluslararası yükümlülükleri konusunda kamu ve özel sektör bilincini artırmaya ilişkin raporu hakkındaki görüşünü incelemek amacıyla bir toplantı düzenledi.
Komite üyeleri, adil rekabeti ve denetim makamının çalışmalarına dikkat ekerek kapsamlı bir mevzuat ve düzenlemeler için hazırlıkları gözden geçirdi.
Şura Meclisi’nin Ticaret ve Yatırım Komitesi, Şura Meclisi’nin ihtisas komitelerinden biri konumunda. Ayrıca 12 devlet kurumu da genel olarak ticaret ve yatırımla ilgili konularda, kendi yetkinliğine göre kural ve düzenlemeleri inceleyen Şura Meclisi’nin yetkisi dahilinde bulunuyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.