Lübnan Meclis Başkanı Berri Şarku'l Avsat konuştu: İsrail ile sınırları çizme müzakerelerinin atmosferi olumludan da öte

Berri, Lübnan’ın Caesar (Sezar) Yasası’ndan istisnalar elde ettiğini söyledi.

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 20 Ekim’de ABD’li arabulucu Amos Hochstein’ı kabul etti (AFP)
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 20 Ekim’de ABD’li arabulucu Amos Hochstein’ı kabul etti (AFP)
TT

Lübnan Meclis Başkanı Berri Şarku'l Avsat konuştu: İsrail ile sınırları çizme müzakerelerinin atmosferi olumludan da öte

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 20 Ekim’de ABD’li arabulucu Amos Hochstein’ı kabul etti (AFP)
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 20 Ekim’de ABD’li arabulucu Amos Hochstein’ı kabul etti (AFP)

Lübnan’ın bol miktarda gaz ve petrol bulunduğuna inanılan ek su alanları elde etme talebinin ardından daha önce ortaya çıkan bir engelden sonra ABD’liler, Lübnan ve İsrail arasındaki dolaylı müzakereleri yeniden canlandırdı. Lübnan, müzakerelerin dayandığı hatları benimsememeyi ve konunun yıllardır baş müzakerecisi olan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin açıkladığı çerçeve anlaşmaya geri dönmeyi kabul ederek dolaylı olarak süreçten geri adım atmıştı.
Müzakere sürecindeki yeni ABD arabulucusu ve ABD Dışişleri Bakanı’nın Enerji Güvenliği Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein, ABD’nin Lübnan Büyükelçisi Dorothy Shea’nın da katılımıyla bir dizi Lübnanlı yetkiliyi ziyaret etti.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada atmosferin olumludan daha ötesi olduğunu dile getirdi. Berri, ABD tarafıyla yapılan görüşmelerin başlangıçta, ABD’lilerin sınırdaki Birleşmiş Milletler (BM) karargahında gerçekleşen dolaylı müzakerelere alternatif olarak yürütmeyi önerdiği mekik müzakereleri fikrini önemsemediğini söyledi. Nebih Berri, “Müzakerelere dayanak olarak daha önce açıkladığımız çerçeve anlaşmaya geri dönülmesi ve müzakerelerin daha önce olduğu gibi BM genel merkezine dönmesiyle sona eren kapsamlı bir tartışma yaşandı” dedi. Berri, ABD’lilerden ilk onayın geldiğini ve ABD Temsilcisinin İsrail’in onayını almak için Tel Aviv’i ziyaret edeceğini açıkladı.
Berri ayrıca, Caesar (Sezar) Yasası’na rağmen Lübnan’a Suriye topraklarından gaz ve elektrik ithal etme izin veren istisnalar sağlanacağına dair ABD güvencesi aldığını da belirtti.
Geçen salı akşamı bir heyet başkanlığında Beyrut’a gelen Hochstein, Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati ile bir araya geldi.
Bilgi sahibi kaynaklar, Cumhurbaşkanı Avn ve ABD Temsilcisi arasındaki görüşmeyi olumlu olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Cumhurbaşkanı, müzakerelerin sürdürülmesinin önemine ve bu konuyu takip etmek ve sonraki adımları belirlemek için ilgili taraflarla temaslarını sürdürecek olan Hochstein’in rolüne dikkati çekti” dedi.
Kaynaklar, Hochstein’in konuyu görüşmek üzere İsrail’deki yetkililerle bir araya geleceğini söylerken, müzakerelerin yakında yeniden başlayacağına dair hiçbir veri olmadığını ve şu ana kadar hiçbir şeyin çözülmediğini belirtti.
ABD Temsilcisinin Meclis Başkanı ile bir araya geldiği görüşmede, Lübnan ile İsrail arasındaki deniz ve kara sınırlarının çizilmesi başta olmak üzere birçok konu ele alındı. Berri’nin ofisinden yapılan açıklamaya göre, geçen yıl Ekim ayında açıklanan çerçeve anlaşması onaylandı.
Kaynaklara göre Meclis Başkanı, ABD’nin bu konuda sarf ettiği yeni çabalarla Nakura’da müzakereleri yeniden başlatmak için yeni bir fırsat olduğunu söyledi. Hochstein ile yaptığı görüşmede Berri, ‘Lübnan’ın Ürdün’den Mısır gazı ve elektriği ithal etme konularında Caesar Yasası’nın denetiminden çıkarılmasının önemini’ de dile getirirken, ABD Temsilcisi ise Berri’ye ‘bu konulara ilişkin ilerlemeye dair’ iyimser bir hava yansıttı.
Temsilciler Meclisi Başkanı, geçen yıl Ekim ayının başlarında Güney Lübnan’da sınırın çizilmesini, BM himayesi altında ve ABD arabuluculuğunda müzakere etmek için bir ‘çerçeve anlaşma’ ilan etmişti. Uluslararası Kuvvetlerin (UNIFIL) Lübnan’ın güneyindeki Ras en-Nakura bölgesindeki karargahında beş tur müzakere gerçekleştirildi. Bunların ilki, geçen yıl 14 Ekim’de yapıldı. Tartışmalı bölgenin yaklaşık 860 kilometrekare olduğu belirtilirken Lübnan, 2 bin 290 km üzerinde hak iddia ederek haritalar sundu. Bu durum, konuya yaklaşımda bir anlaşmazlığa yol açtı ve müzakereler 5 turdan sonra durdu.
Harita anlaşmazlığı nedeniyle Lübnan ile İsrail arasındaki müzakerelerin askıya alındığı dönemde ABD merkezli ‘Halliburton’ şirketi, birkaç hafta önce (arama ve üretim alanında çalışan ve Akdeniz’de kaynak geliştirmeye odaklanan) Yunan şirketi ‘Energean’ lehine entegre bir hizmet sözleşmesi sağladığını duyurdu. Sözleşmeye göre Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz bölgesinde 3 ila 5 kuyudan bir sondaj kampanyası uygulanabilecek. Bu, Lübnan’da olumsuz tepkilere yol açarken Lübnan, konuya ilişkin olarak BM’ye bir mektup gönderdi. Mektupta ‘Lübnan’ın haklarına ve egemenliğine yönelik herhangi bir saldırıyı önlemek amacıyla tartışmalı bir bölgede sondaj değerlendirme çalışmasının yapılmaması için’ Güvenlik Konseyi’ne çağrı yapıldı. Aynı şekilde Lübnan, tartışmalı bölgelerde gelecekte yapılması planlanan sondaj faaliyetlerini önleme ve uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturabilecek adımlardan kaçınma çağrısında bulundu.



İsrail savaş uçakları, Husilere ait 53 noktayı bombaladı, Galaxy Leader gemisini batırdı

Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)
Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)
TT

İsrail savaş uçakları, Husilere ait 53 noktayı bombaladı, Galaxy Leader gemisini batırdı

Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)
Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)

 

İsrail ordusu dün, Hudeyde, Ras İsa ve Salif limanlarında Husilere ait hedefleri ve Ras el-Hatib’deki elektrik santralini vurduğunu açıkladı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee yaptığı açıklamada, İsrail’in onlarca savaş uçağıyla Husilere ait altyapı tesislerini bombaladığını ve tahrip ettiğini söyledi. Adraee açıklamasında, “Bu saldırılar, Husi rejiminin İsrail Devleti'ne, vatandaşlarına ve sivil altyapısına karşı topraklarına yönelik insansız hava araçları (İHA) ve karadan karaya füzeler fırlatılması da dahil olmak üzere tekrarlanan saldırıları çerçevesinde gerçekleştirildi” dedi.

İsrail ordusu, hedeflerinin arasında Husilerin 2023 yılının kasım ayında ele geçirdiği ‘Galaxy Leader’ adlı ticari geminin de bulunduğunu açıklarken, Husilerin gemide uluslararası sularda deniz araçlarını izlemek için bir radar sistemi kurduğunu öne sürdü. İsrail basını, saldırı sırasında Yemen'e 53 bomba atıldığını bildirdi.

Husiler, Galaxy Leader'ın İsrail gemisi olduğunu ve ticari gemilerin İsrail'e gitmesini engellemek amacıyla Kızıldeniz'den Hudeyde'ye götürdüklerini açıklamıştı. İsrail ise geminin İngiltere'ye ait olduğunu ve Japonya tarafından işletildiğini duyurmuştu.

Husilerin kontrolündeki medya kuruluşları, İsrail'in Hudeyde, Ras Isa ve Salif limanları ve Ras Hatib’deki elektrik santraline karşı hava saldırıları düzenlendiğini doğruladı. İsrail saldırıları sonucunda ölen veya yaralananların olduğu yönünde henüz bir haber gelmedi.

İsrail ordusu dün akşam Yemen'deki Hudeyde, Ras İsa ve Salif limanları ile Ras el-Hatip’deki elektrik santralinin tahliye edilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu. İsrail Ordu Sözcüsü Adraee, yazılı olarak yaptığı açıklamada, “Hudeyde, Ras İsa ve Salif limanları ile Ras el-Hatip’deki elektrik santralinde bulunanlara, terörist Husi rejiminin kontrolü altında bulunanlara acil uyarı. İsrail ordusu, bu bölgelerde yürütülen askeri faaliyetler nedeniyle yakın zamanda bu bölgelere hava saldırıları düzenleyecektir. Güvenliğiniz için, belirtilen bölgelerde bulunanların yanı sıra bu bölgelere yakın demirlemiş gemilerin de derhal tahliye edilmesini tavsiye ederiz” ifadelerini kullandı.

Deniz güvenlik kaynakları dün sabah, ‘Magic Seas’ adlı Liberya bandıralı Yunan yük gemisinin önce sekiz küçük tekne tarafından silahlı ve roketli saldırıya uğradığını, ardından da dört deniz aracı tarafından saldırı düzenlendiğini bildirdi.

İran ile ittifak halindeki Yemenli Husiler, 2023 yılının kasım ayından bu yana Kızıldeniz’de seyrüsefer halinde olan nakliye gemilerine karşı 100'den fazla saldırı düzenledi. Husiler, bu saldırıları İsrail ile Hamas arasındaki savaşta Filistinlilerle olan dayanışmalarının bir göstergesi olarak nitelendiriyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Husiler bu süre zarfında iki gemiyi batırdı, bir gemiyi ele geçirdi ve en az dört denizciyi öldürdü. Bu saldırılar küresel seyrüsefer trafiğini aksattı ve denizcilik şirketlerini rotalarını değiştirmek zorunda bıraktı. Bu durum, ABD'yi bu yıl Husilere karşı yoğun saldırılar düzenlemeye itti.

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz mayıs ayında, ülkesinin Yemen'deki Husilere ait hedefleri bombalamayı durdurduğunu açıkladı ve milislerin Ortadoğu'daki önemli seyrüsefer güzergahlarından akışı engellemeyi bırakmayı kabul ettiğini belirtti.

Husiler geçtiğimiz haziran ayında, Washington'ın İsrail'in İran'a yönelik saldırılarına katılması halinde, Kızıldeniz'deki ABD gemilerini hedef alacakları tehdidinde bulunsa da ABD'nin geçtiğimiz ay İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının ardından şimdiye kadar bu tehdidi gerçeğe dönüştürüp dönüştürmeyeceklerini açıkça ifade etmediler.