Sudan'da hükümet karşıtlarından sonra destekçileri de sokaklara indi

Hükümetin feshi talebiyle başkentin farklı noktalarında 6 gündür süren eylemlerin ardından bugün de binlerce hükümet destekçisi sivil yönetim ve devrime sahip çıkılması çağrısıyla meydanları doldurdu.

AA
AA
TT

Sudan'da hükümet karşıtlarından sonra destekçileri de sokaklara indi

AA
AA

Sudan’ın çeşitli eyaletlerinde binlerce kişi, Aralık 2018’deki halk devrimine sahip çıkılması ve sivil yönetim talebiyle gösteriler düzenledi.
Başkent Hartum’un merkezi ile Bahri ve Umdurman bölgelerinde, Kesele, Gadarif, Niyala, Cineyne, Sinnar, Damazin, Medeni, Ubeyd gibi birçok kentte devrimi ve mevcut sivil hükümeti destekleyenler meydan ve sokaklara indi.
Sivil yönetime geçilmesi ve asker sivil ortaklığının sona ermesi çağrısı yapılan gösterilerde eylemciler, demokratik sivil dönüşümün bir an önce tamamlanmasını, iktidar koalisyonu Özgürlük ve Değişim Güçleri ittifakından ayrılan Misak-ı Vatani oluşumu ile askerin, hükümetin feshi yönündeki çağrılarının reddedilmesini istedi.
Öğleden sonra farklı semtlerden konvoylar halinde gelerek Hartum’un en işlek caddelerinden Sittin’de toplanan göstericiler, yaktıkları lastiklerle yolu trafiğe kapattı.
Göstericiler, “Bütün güç halkın elinde", "Sivil yönetim” ve "Devrim yolculuğunu tamamlayacağız" şeklinde sloganları attı.
Başbakan Abdullah Hamduk hükümetinden bazı isimler de sivil yönetim gösterilerine destek verdi.
Sudan Meslek Odaları Birliğinin öncülük ettiği protestocu gruplar, askerle ortaklığın sona erdirilmesi, iktidarın devrimci güçlere bırakılması, darbelerin reddedilmesi, Beşir rejiminin tasfiyesi, kapsamlı barışın sağlanması, devrimci güçlerden bir parlamentonun kurulması ve suçluların Uluslararası Ceza Mahkemesine teslimi gibi 13 maddelik talep listesi açıklamıştı.
İktidar koalisyonu Özgürlük ve Değişim Güçlerinin de aralarında olduğu çok sayıda parti ve grup gösterilere destek veriyor.
Kıta tarihinde 11 ile en fazla askeri darbe girişimiyle karşılaşan Sudan'da, bağımsızlığını kazandığı 1956'dan günümüze kadar yönetimin değiştiği 3 darbe gerçekleşti, 3 kez de halk ayaklanması sonucu iktidar değişti.
Sudan'da 19 Aralık 2018'de hayat pahalılığı nedeniyle başlayan gösterilerin ülke genelinde rejim karşıtlığına dönüşmesi üzerine, ordunun 11 Nisan 2019'daki müdahalesiyle 30 yıllık Ömer el-Beşir dönemi sona ermişti.
Ülkede Ağustos 2019'dan bu yana sivil gruplar, ordu ve barış anlaşmasına imza atan silahlı hareketlerin iktidarı paylaştığı geçiş dönemi devam ediyor.
Anayasal Bildiri anlaşmasına göre Sudan'da, Devlet Başkanlığı Konseyi (Egemenlik Konseyi), kabine ve parlamento olmak üzere 3 yönetim mekanizması bulunuyor.
Parlamentonun henüz açılamadığı Sudan'da geçiş döneminin ardından 2024'teki seçimlerle askerlerin yönetimi tamamen sivillere devretmesi bekleniyor.
Hükümet destekçisi gruplar, askerin Egemenlik Konseyi'nin yönetimini sivillere bırakmasını ve seçimlere gidilmesini talep ederken, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis önünde toplanan hükümet karşıtlarının asker tarafından desteklendiğini iddia ediyor.
Hükümetin feshini talep eden grupların Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Başbakanlık ve parlamento çevresindeki gösterileri de sürüyor.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.