İçişleri Bakanı Soylu: Türkiye'de teröristler 180 sayısının altına düştü

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Şimdi Türkiye'de teröristler 180 sayısının altına düştü. Burada büyük bir mücadele veriliyor." dedi.

AA
AA
TT

İçişleri Bakanı Soylu: Türkiye'de teröristler 180 sayısının altına düştü

AA
AA

Soylu, 46. yaşını kutlayan Hak-İş Konfederasyonunun Başkanlar Kurulu Toplantısı'nda konuştu.
Batılı ülkeleri eleştiren Soylu, "vekaletler savaşı" diye tarif edilen yeni bir savaş modeli olduğunu, küresel terör örgütlerinin üretildiğini söyledi.
Bakan Soylu, Türkiye'nin yaşanan karmaşadan kendisini izole etmek için çaba harcadığını belirtti.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın ateş çemberine döndürüldüğünü ifade eden Soylu, Batı'nın tüm sorunları Doğu'ya yıkma politikası yürüttüğünü dile getirdi.
Göç konusuna değinen Soylu, son 5 yılda 2 milyon 350 bin kişinin doğu ve güney sınırlardan Türkiye'ye girişinin engellendiğini, 1 milyon 150 bin kaçak göçmenin yakalandığını bildirdi.
İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin mücadelesinin kaçak göçte büyük bir caydırıcılık ortaya koyduğunu, göç dalgasının durabilmesi için kaynağında mücadeleye ve iyileştirmeye ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Batı'nın bir tiyatro oynadığını, bu tiyatronun figüranının da Avrupa olduğunu kaydeden Soylu, Türkiye'de de "Batı tapınakçılarının", Batı'yı tapınma tarzı haline getirenlerin olduğunu ifade etti.

"Türkiye'de teröristler 180 sayısının altına düştü"
Terörle mücadeleye de değinen Bakan Soylu, "Batı, terör örgütünü destekler mi? Sözde desteklemez ama Amerika dahil, Fransa dahil PKK, PYD terör örgütünü binlerce tırlık malzemelerle, kurdukları karargahlarla, yeni verdikleri silahlarla... Son 10 günde dört AT-4 ele geçirdik. Helikopter düşürür, karşıdaki her türlü imhayı sağlayabilir." ifadelerini kullandı.
Tunceli'de yaptığı ziyaretleri ve incelemeleri anlatan Bakan Soylu, o bölgede 2016'nın sonunda 570 teröristin bulunduğunu, şu anda bu rakamın 21 olduğunu belirtti.
"Şimdi Türkiye'de teröristler 180 sayısının altına düştü. Burada büyük bir mücadele veriliyor." diyen Soylu, terör örgütüne bu yıl katılan kişi sayısının 46 olduğunu bildirdi.
Bakan Soylu, Türkiye'nin PKK'yı, DEAŞ'ı, FETÖ'yü önemli ölçüde kontrol altına aldığını ve etkisiz hale getirdiğini söyledi.

"Kimsenin kaçak göç bekçisi değiliz"
Vefat eden Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar'ın önemli adımlar attığını belirten Soylu, Türk mühendislerinin kazandırdıklarının Batı'yı çıldırttığını dile getirdi.
Batı'nın göç konusundaki tutumunu eleştiren İçişleri Bakanı Soylu, "Biz kimsenin hesap edemediği, aklının ermediği maliyetin sorumlusu değiliz. Biz kimsenin de kaçak göç bekçisi değiliz. Bu göçmenler Batı'ya ve onların ülkesine gitmek istiyorlar. Onlar niye istemiyorlar?" diye konuştu.
İçişleri Bakanı Soylu, Yunanistan'ın göçmenlere yaptıklarına Batı'nın ses çıkarmadığını, yaşananların çifte standart olduğunu söyledi.
Batı'nın ve Avrupa'nın yaptığının ahlaksızlık olduğunu ifade eden Bakan Soylu, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını vurguladı.
Bakan Soylu, 10 büyükelçinin tutuklu Osman Kavala'ya ilişkin açıklamasını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hukukun üstünlüğünden bahsedenler, dönem dönem 'Hukuka müdahale etmeyin.' diyenler de bizi eleştirenler de bunlar. Siz ne pervasız, edepsizsiniz. Türkiye'ye 10 tane büyükelçi 'Şu adamı çıkarın, şu adamı şöyle yapın.' diyecek. Yarın bizden Apo'yu da çıkarmamızı isteyebilirler. Yarın 6-8 Ekim olaylarının faili, yönlendiricisi, PKK'nın oyuncağı, gurur duyduğu Selahattin Demirtaş'ı da çıkarmamızı isteyebilirler."

"FATF, Türkiye'yi gri listeye aldı"
Vize serbestisi konusunda da açıklamalarda bulunan Bakan Soylu, verilen hiçbir sözün yerine getirilmediğinin altını çizdi.
Mali Eylem Görev Gücü'nün Türkiye'yi gri listeye alma kararını eleştiren Soylu, "Bu kararın haklı ve yerinde bir karar olmadığını, bizatihi siyasi karar olduğunu hep birlikte biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti:
"Dün Paris'te kısa adı FATF olan Mali Eylem Görev Gücü, terörle mücadelede, kara para aklamada, terörizmin finansmanında yer alan ve dünyada kendine ait bir ölçü, kriteri olan FATF, Türkiye'yi gri listeye aldı. Yani bir sıkılaştırılmış takip sürecine almaya karar verdi. Burada daha önce 2019'da bazı eksiklikler tespit edilmişti ve Türkiye olarak bu başlıklara yönelik bizim de içinde bulunduğumuz çok ciddi önlem ve tedbir aldık, adım attık. Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanında etkinliğin artırılmasına ilişkin ulusal strateji belgesini yürürlüğe aldık. Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun'u, geçen yılın kasım ayında çıkardık. Yine aynı tarihte Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'u çıkardık, Dernekler Kanunu'nda bu konuda bazı değişiklikler yaptık."
Bu konuda yapılan düzenlemeleri anlatan Bakan Soylu, kolluk birimlerinde terörizmin finansmanıyla mücadele şube müdürlüklerinin kurulduğunu, ayrıca terörizmin finansmanıyla mücadele büro amirliklerinin oluşturulduğunu bildirdi.
Bakan Soylu, uyuşturucu, terör, kara para aklama konularında birçok operasyon yapıldığını hatırlattı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin mal varlığını dondurma kararlarının 24 saatten kısa sürede uygulamaya konulduğunu kaydeden Bakan Soylu, MASAK'ın yeniden yapılandırıldığını ifade etti.
İçişleri Bakanı Soylu, "Terörü finanse eden de teröre güç veren, yön veren de Avrupa'dır, Batı'dır. Bunun maliyetini, mücadelesini yaşayan biziz ama suçladıkları Türkiye." diye konuştu.
FETÖ'yle iltisaklı 205, DEAŞ'la iltisaklı 86, PKK'yla iltisaklı 65 kişi ve 12 kuruluş ile DHKP-C'yle iltisaklı 9 kişi olmak üzere toplam 365 şahıs ve 12 kuruluşun mal varlıklarının dondurulduğu bilgisini paylaşan Bakan Soylu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına istinaden 395 şahıs ve 95 kuruluşun mal varlıklarının da dondurulduğunu kaydetti.

"PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık"
Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesi kapsamında da 100 şahıs ve 135 kuruluşun mal varlıklarının dondurulduğunu anlatan Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Bu kararlar, Avrupa'da bu konuda alınan kararların toplamından fazladır. Bir eksiğimiz vardı, Osman Kavala'yı serbest bırakmadık, Demirtaş'ı serbest bırakmadık. PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık, onların PKK/PYD'sine Suriye'de fırsat tanımadık. Eksiğimiz bu. Bir de LGBT'yi aile yapımızı bozmasın, çocuklarımızı ahlaksızlığa sevk etmesin, ülkemizin ahlakını bozmasın diye engelledik."
Bakan Soylu, Türkiye'nin alt edilebilecek ülke olmaktan çıktığını, 2023'ten sonra atılacak güçlü adımlardan ve Türkiye'nin sadece etrafındaki coğrafyaya değil, dünyaya sözünü geçirebilecek ülke olmasından korkulduğunu sözlerine ekledi.



Venezuela, CIA bağlantılı paralı askerlerin yakalandığını duyurdu

ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
TT

Venezuela, CIA bağlantılı paralı askerlerin yakalandığını duyurdu

ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)

Venezuela, dün yaptığı açıklamada, ABD savaş gemisi USS Gravely'nin Trinidad ve Tobago'ya varışı ile Karayip takımadalarında planlanan askeri tatbikatı "provokasyon" olarak nitelendirdi ve CIA ile bağlantılı olduğu söylenen paralı askerlerin yakalandığını duyurdu.

Hükümet, "Venezuela, Trinidad ve Tobago'nun CIA ile koordinasyon halinde Karayipler'de savaş çıkarmak amacıyla gerçekleştirdiği askeri provokasyonu kınıyor" ifadesini kullanan bir açıklama yayınlayarak, "CIA için çalışan bir grup paralı askerin yakalandığını" açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuelalı mevkidaşı Nicolas Maduro'ya baskısını artırmasının ardından, perşembe günü USS Gravely savaş gemisinin bir Deniz Piyade birliği ile birlikte Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için geleceği duyuruldu.


Trump, Çin ile "harika bir anlaşma" yapma konusunda iyimser

Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)
Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)
TT

Trump, Çin ile "harika bir anlaşma" yapma konusunda iyimser

Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)
Trump'ın da katıldığı, 26 Ekim'de Kuala Lumpur'da Kamboçya ile Tayland arasında imzalanan barış anlaşmasından (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticari gerginliği çözmeyi amaçlayan iki günlük yoğun görüşmelerin ardından perşembe günü Güney Kore'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldiğinde, "mükemmel" bir anlaşmaya varılacağına olan güvenini dile getirdi.

Hazine Bakanı Scott Bessent ve Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng'in iki günlük görüşmelerinin ardından Kuala Lumpur'da gazetecilere konuşan ABD Başkanı, "Sanırım bir anlaşmaya varacağız" dedi. Trump, "Bu hem Çin için hem de bizim için harika olur" ifadesini kullandı.

Trump'ın Kuala Lumpur'da Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesi kapsamında düzenlediği toplantıda gündeminin başında, Kamboçya Başbakanı Hun Manet ile Tayland Başbakanı Anutin Charnvirakul arasında ateşkes anlaşmasının imzalanması töreninde yer aldı. Trump, ateşkesi "büyük bir adım" olarak nitelendirirken, "Kamboçya ile büyük bir ticaret anlaşması ve Tayland ile çok önemli bir nadir toprak elementleri anlaşması" imzaladığını ifade etti.


 ABD’nin kontrolüne boyun eğdiği suçlamaları Netanyahu’yu öfkelendirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)
TT

 ABD’nin kontrolüne boyun eğdiği suçlamaları Netanyahu’yu öfkelendirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a bağlı Hamad ilçesinde rehinelerin cesetlerini arayan Mısırlı ekibi izleyen Filistinliler (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki İsrail politikası konusunda ‘ABD'nin kontrolü altında’ olduğu suçlamalarına karşı kendisini ve hükümetini savundu. Netanyahu dün yapılan kabine toplantısının başında, “İsrail bağımsız bir ülkedir ve kararlarını bağımsız olarak alır” dedi.

Washington ile olan ilişkilerle ilgili eleştirileri ‘saçma iddialar’ olarak nitelendiren Netanyahu, “Washington'dayken, ABD yönetimini kontrol ettiğim söyleniyordu. Şimdi ise tam tersini, yani ABD yönetiminin beni kontrol ettiği ve İsrail'in güvenlik politikasını belirlediğini iddia ediyorlar. Bu doğru değil” ifadelerini kullandı.

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcileri Steve Witkoff ve Jared Kushner geçtiğimiz hafta İsrail'i ziyaret etti. İsrail basını bu ziyaretleri, Netanyahu üzerindeki kontrolü sıkılaştırmak ve Trump'ın İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesini önlemek için ABD’den kurduğı ‘siyasi hava köprüsü’ olarak nitelendirdi.

xcdfgrt
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, cuma günü İsrail'in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde bir konuşma yaparken (EPA)

İçeriden yükselen eleştiriler karşısında öfkeli görünen Netanyahu dün yaptığı açıklamada, “İsrail bağımsız bir devlettir ve ABD de bağımsız bir devlettir. İlişkilerimiz ortaklık ilişkileri ve bu ortaklık, şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. İran'a karşı yürütülen Yükselen Aslan Operasyonu'nun ikinci aşamasındaki operasyonel iş birliğinde, Gazze'den yaşayan tüm rehinelerin serbest bırakılmasında ve tabii ki tüm ölenlerin geri getirilmesi çabalarında ve diğer alanlarda da açıkça görüldü. Ortadoğu'nun çehresini değiştirmek için birlikte çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

ABD ordusu birkaç gün önce, ‘tarafların 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına uyduğundan emin olmak’ için Gazze Şeridi üzerinde gözetleme yapan insansız hava araçları (İHA) uçurdu. Anlaşmanın gidişatı, İsrail'in güneyindeki Kiryat Gat'ta yeni kurulan ABD Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi tarafından takip ediliyor.

“Politikamız bizim elimizde”

Güvenlik kararlarında İsrail'in egemenliğini vurgulayan Netanyahu, “Bize yönelik saldırıları tolere etmeye hazır değiliz, aksine uygun gördüğümüz şekilde bunlara yanıt vereceğiz. Bunun için kimsenin onayını istemiyoruz. Güvenliğimizi biz kontrol ediyoruz ve bunu uluslararası güçlere de açıkça belirttik. Hangi güçlerin bizim için kabul edilemez olduğunu biz belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı, “Kaderimizi kontrol etmeye devam edeceğiz” diye ekledi.

ıdfrgt
Geçtiğimiz cuma günü İsrail'in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde Başkan Yardımcısı JD Vance'in konuşmasını dinleyen ABD askerleri (EPA)

İsrail kaynaklı haberlere göre ABD, Netanyahu ve hükümetinin Hamas'a karşı harekete geçmesini, saldırılar düzenlemesini ve hatta yardım akışına engel olmasını engelledi.

ABD, Hamas ile yapılan anlaşmanın uygulanmasını ve Gazze'de güvenliğini ve idari geleceğini belirleyecek yeni bir sistemin kurulmasını sağlamak istiyor. İsrailli analistler ve politikacılar, ABD’nin Gazze Şeridi'nde inisiyatif aldığını söylüyor. ABD, İsrail'in güvenlik ve siyasi meselelerine açıkça müdahil olurken İsrail'i fiilen bir ‘Amerikan himayesi’ haline getirdi. İsrailli analistler, ‘Bibi'nin (Binyamin Netanyahu) himayesi’, ‘Tek parti karar veriyor’, ‘Savaşın uluslararasılaşması’ ve ‘ABD’nin yakın markajı’ gibi sansasyonel manşetler kullandılar.

Mısırlı ekip

İsrail televizyonu Kanal 13 cumartesi günü yayınladığı bir haberde, Netanyahu hükümetinin ABD'nin baskısına boyun eğerek kaçırılanların cesetlerini bulmak için Gazze Şeridi'ne yabancı bir ekip gönderdiği bildirince Netanyahu'ya yönelik suçlamalar yoğunlaştı. Daha sonra söz konusu ekibin Mısırlı olduğu ortaya çıktı. İsrailli 28 rehinenin cesedinden 13'ü halen Gazze'de bulunuyor.

İsrailli kaynaklar, İsrail'in ABD’nin baskısı sonucu Mısırlı ekibin Gazze Şeridi'ne girmesine izin verdiğini ve bunun amacının İsrailli rehinelerin cesetlerinin bulunmasına yardımcı olmak olduğunu belirtti.

İsrail daha önce yabancı ekiplerin Gazze Şeridi’ne girişine izin vermeyi reddetmiş ve Hamas'ın sekiz rehinenin cesedine hemen ulaşabileceğini, ancak bunu istemediğini iddia etmişti. Mısırlı ekip, cesetlere ulaşmak için Uluslararası Kızıl Haç ve Hamas ile birlikte çalışıyor.

İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrailli rehinelerin cesetlerinin bulunmasına yardımcı olmak için Mısır’dan bir ekibin ve ağır iş makinalarının Gazze Şeridi'ne girmesine izin verildiği belirtildi.

Netanyahu'nun sözcüsü uluslararası basına yaptığı açıklamada, “Başbakan, Mısır ekibinin ve ağır iş makinalarının Filistin topraklarına girişini bizzat onayladı” dedi.

Sözcüye göre Mısırlı ekibin, rehinelerin kalıntılarını arama görevini yerine getirmek için İsrail ordusunun Gazze'deki mevzilerinin arkasına (sarı hattın doğusuna) girmesine izin verildi.

Mısır bayrağı taşıyan devasa bir nakliye tırı da boşaltma kamyonları eşliğinde buldozerler, ekskavatörler ve mekanik kazı makinelerini Gazze'ye taşırken görüldü. Tır, Gazze Şeridi’nin orta kesimlerindeki ez-Zevayda bölgesinde bulunan Mısır yardım komitesine giderken kornasını çalarak ve selektör yaparak ilerledi.