Rusya'da Kovid-19 vakaları ve can kayıpları en üst seviyeye ulaştı

Rusya'da yeni tip koronavirüs salgınının başlangıcından bu yana "günlük en yüksek" vaka ve virüs kaynaklı can kaybı sayısı kayıtlara geçti.

Rusya'da Kovid-19 vakaları ve can kayıpları en üst seviyeye ulaştı
TT

Rusya'da Kovid-19 vakaları ve can kayıpları en üst seviyeye ulaştı

Rusya'da Kovid-19 vakaları ve can kayıpları en üst seviyeye ulaştı

Rusya Koronavirüs Enfeksiyonu Kontrol ve Önleme Merkezinden yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 37 bin 141 kişide virüs tespit edilmesiyle salgının başından bu yana en yüksek günlük vaka tespit edilirken, toplam vaka sayısı 8 milyon 168 bin 305'e çıktı.
Ülkede, son 24 saatte iyileşen sayısı 25 bin 453 artarak 7 milyon 117 bin 60'a ulaştı.
Son 24 saatte 1064 kişinin Kovid-19'dan hayatını kaybetmesiyle de salgının başından bu yana en yüksek günlük can kaybının kaydedildiği ülkede, şimdiye kadar virüs nedeniyle 228 bin 453 kişi hayatını kaybetti.
Başkent Moskova'da son 24 saatte vaka sayısı 8 bin 166 artarak 1 milyon 753 bin 847, virüs kaynaklı yaşamını yitirenlerin sayısı da 79 artışla 30 bin 537 oldu.

Ülkedeki toplumsal bağışıklık oranı yüzde 45,7
Kovid-19'a karşı kitlesel aşılama sürecinin 18 Ocak'ta başladığı Rusya'da yaklaşık 53 milyon 511 bin 786 kişinin aşının ilk dozunu yaptırdığı, 49 milyon 161 bin 150 kişinin ise tam aşılandığı kaydedildi.
Ülkede, toplumsal bağışıklığın yüzde 45,7'ye çıktığı belirtildi.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP