BM Myanmar'da ordunun darbe karşıtlarına yönelik şiddeti artırmasından endişeli

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

BM Myanmar'da ordunun darbe karşıtlarına yönelik şiddeti artırmasından endişeli

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşmiş Milletler, Myanmar'da darbeyle yönetime el koyan ordunun, ülkenin kuzey bölgelerine asker sevkiyatını yoğunlaştırmasının ardından darbe karşıtı gruplar ve sivillere yönelik şiddetin vahim boyutlara yükselmesinden endişe edildiğini bildirdi.
BM İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü Tom Andrews, ülkedeki son gelişmelere ilişkin Genel Kurul raporunu değerlendirdi.
Myanmar ordusunun kuzey eyaletlerine on binlerce asker ve ağır mühimmat konuşlandırmasının Arakan eyaletinde 2016 ve 2017'de yaşanan soykırımın öncesindeki asker sevkiyatlarına benzediğine işaret eden Andrews, "Her şeye hazırlıklı olmalıyız, zira asker konuşlandırılan bölgedeki halk, daha fazla kitlesel vahşete karşı kendilerini hazırlamış durumda. Umarım haksız çıkarım" dedi.
Andrews, uluslararası camianın Myanmar ordusuna para, silah ve meşruluk kapısını kapatması çağrısında bulundu ve yakın zamanda binlerce siyasi tutuklunun serbest bırakılmasını örnek vererek bu tür yaptırımların işe yaradığına dikkati çekti.
Güneydoğu Asya Uluslar Birliğinin (ASEAN) 26 Ekim'de başlayacak 2021 Liderler Zirvesi'ne Myanmar askeri yönetimini davet etmemesini olumlu karşılayan Andrews, "Bu karar, askeri yönetimin üçüncü temel ihtiyacına, yani meşruluk arayışına darbe vurmuştur. Askeri yönetimi silah ve paradan mahrum bırakmak için daha fazlası yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Andrews, BM Güvenlik Konseyi'ne daha önce yaptığı "Myanmar'a karşı silah ambargosu uygulama" çağrısını yineledi.
Şimdiye kadarki sembolik yaptırım kararlarının Myanmar ordusuna geri adım attıramadığını belirten Andrews, "Askeri yönetim için en yüksek gelir kaynağı petrol ve gaz endüstrisidir. Konsey üyesi ülkelere, bundan önce yüzlerce sivil toplum kuruluşunun yaptığı çağrıya kulak vererek, orduya ait Myanmar Petrol ve Gaz Şirketi'ne yaptırımda bulunma çağrısı yapıyorum" dedi.

Myanmar'daki askeri darbe
Myanmar ordusu, 2020'deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat'ta yönetime el koymuştu.
Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve 1 yıllığına olağanüstü hal (OHAL) ilan etmişti.
Myanmar Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşu verilerine göre ordunun darbe karşıtı protestocu ve isyancı gruplara silahlı müdahalesi sonucu bugüne kadar bin 100'ün üzerinde kişi hayatını kaybetti, 9 binden fazla gösterici gözaltına alındı.
Ülkede geniş katılımlı gösteriler sürerken, üst düzey hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.



ABD'nin “Biladuşşam” hakkındaki açıklamaları Lübnan'ı karıştırdı

Adalet Bakanı Adil Nasar, cumartesi günü Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldi (Meclis Başkanlığı)
Adalet Bakanı Adil Nasar, cumartesi günü Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldi (Meclis Başkanlığı)
TT

ABD'nin “Biladuşşam” hakkındaki açıklamaları Lübnan'ı karıştırdı

Adalet Bakanı Adil Nasar, cumartesi günü Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldi (Meclis Başkanlığı)
Adalet Bakanı Adil Nasar, cumartesi günü Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldi (Meclis Başkanlığı)

ABD’nin Suriye ve Lübnan Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Lübnan'ın Şam'la ilişkileri normalleştirmesi konusunda yaptığı açıklamaların yol açtığı kafa karışıklığını gidermeye çalıştı. Barrack, Lübnan'ın Hizbullah'ın silahları sorununu bir an önce çözmemesi halinde ‘bölgesel güçlerin pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı’ uyarısında bulundu.

Barrack, sosyal medya platformu X üzerinden cuma günü yaptığı açıklamada, bunun ‘Lübnan'a yönelik bir tehdit değil, Suriye'nin attığı büyük adımları övmek’ olduğunu belirtti. Barrack ayrıca, Lübnan ile Suriye arasındaki ilişkileri desteklemeye kararlı olduklarını da sözlerine ekledi.

Barrack'ın son açıklamaları Lübnan siyasi çevrelerinde şok etkisi yarattı. Meclis kaynakları, Barrack'ın ‘Lübnan'ın hassas ve kırılgan durumunun ve Suriye'den farklı olan dengelerinin farkında olduğunu’ belirttiler.

Barrack, Hizbullah'a silahlarını teslim etmesi için cazip bir teklifte bulundu. Teklifte daha önce yaptırım listesinde yer alan Hizbullah’ın siyasi ve askeri kanatlarını ilk kez ayrı ayrı tanınması yer aldı.

Öte yandan Adalet Bakanı Adil Nassar, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Lübnan hapishanelerinde tutuklu bulunan Suriyeliler meselesinin ‘oradaki yetkililerle görüşülerek ve Lübnanlı askerlerin öldürülmesi veya terör suçlarından hüküm giymemiş Suriyeli mahkumların iadesi için bir anlaşma imzalanarak’ çözüme kavuşturulabileceğini söyledi.