Dibeybe, Katrani’nin ayrılmasıyla ortaya çıkan krizi kontrol altına almaya çalışıyor

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, paralı askerlerin akıbetinin görüşülmesi için Paris Konferansı’na davet edildi.

Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş önceki gün başkent Trablus’ta düzenlenen Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı’nın kapanış oturumunda Kuveytli mevkidaşı Şeyh Ahmed Nasır es-Sabah ile ortak basın toplantısı düzenledi. (EPA)
Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş önceki gün başkent Trablus’ta düzenlenen Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı’nın kapanış oturumunda Kuveytli mevkidaşı Şeyh Ahmed Nasır es-Sabah ile ortak basın toplantısı düzenledi. (EPA)
TT

Dibeybe, Katrani’nin ayrılmasıyla ortaya çıkan krizi kontrol altına almaya çalışıyor

Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş önceki gün başkent Trablus’ta düzenlenen Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı’nın kapanış oturumunda Kuveytli mevkidaşı Şeyh Ahmed Nasır es-Sabah ile ortak basın toplantısı düzenledi. (EPA)
Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş önceki gün başkent Trablus’ta düzenlenen Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı’nın kapanış oturumunda Kuveytli mevkidaşı Şeyh Ahmed Nasır es-Sabah ile ortak basın toplantısı düzenledi. (EPA)

Libya Temsilciler Meclisi milletvekillerine, ülkenin doğusundaki Tobruk kentindeki meclis binasında pazartesi günü düzenleyeceği toplantıya katılım çağrısı yaptı. Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ülkenin doğusundan sorumlu yardımcısı Hüseyin el-Katrani’nin kendisine başkaldırmasının yarattığı krizi kontrol altına almak için yeni girişimlerde bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) Siyasi İşler ve Barış İnşası Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo da ülkede yaşanan krizlerle eş zamanlı olarak ilk BM gözlemci grubunun Libya’ya ulaştığını bildirdi.
 Libya ziyaretini tamamlayan DiCarlo şu açıklamada bulundu:
“Libyalı yetkililerin talebi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden çıkan yetki doğrultusunda, Libya Ateşkes İzleme Mekanizması’nı desteklemesi için Birleşmiş Milletler gözlemcilerinden oluşan birinci grup (önceki akşam Libya’ya) ulaştı.”
5+5 Ortak Askeri Komite’den ve güvenlik süreciyle ilgili ortak hedefinden övgüyle söz eden DiCarlo, Komite’nin hazırladığı ‘Libya’daki tüm paralı askerlerin, yabancı savaşçıların ve yabancı kuvvetlerin aşamalı, dengeli ve eşzamanlı olarak çıkarılmasına’ yönelik eylem planını ‘önemli bir başarı’ olarak niteledi.
DiCarlo, önceki gün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, uluslararası çaptaki Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı’nda yakalanan ivmenin korunması gerektiğini vurgulayarak özgür ve tarafsız parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinin 24 Aralık’ta düzenlenmesinin son derece önemli olduğunu belirtti. Libyalı liderlere ve kurumlara, seçim sürecinde hedeflenen kadın katılımını ve yeni Meclis’te sandalyelerin en az yüzde 30’unun kadınların almasını güvence altına alma çağrısında bulunan DiCarlo, seçimlerin düzenlenmesi için teknik destek sunmaya devam etme sözü verdi.

Fransa’dan Menfi’ye davet
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan Fransa’nın başkenti Paris’te birçok ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla düzenlenecek uluslararası konferansa katılım daveti aldı. İki liderin gündeminde, Libya topraklarındaki paralı askerlerin ve yabancı güçlerin çıkarılması meselesinin olması bekleniyor.
Menfi, önceki gün bakanlar düzeyinde uluslararası katılımla düzenlenen Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı çalışmalarına katılan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile bir araya geldi. Menfi, Le Drian ile görüşmesinde Libya halkının sürdürülebilir istikrara ulaşma beklentilerini gerçekleştirecek şekilde parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinin eşzamanlı yapılarak mevcut aşamanın aşılması için uluslararası alandaki çabaların uyumluluğunun önemini vurguladı.
Le Drian da yeni yönetimin iktidara gelmesinden bu yana ülke genelinde hayatın normale döndüğüne ve istikrarın sağlandığına şahit olduğunu belirterek başkent Trablus’ta hakim olan huzur ve güven ortamından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Le Drian ayrıca seçimlerin belirlenen tarihte yapılmasına yönelik umudunu dile getirdi. Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı’nın kapanış bildirisinde, Libya’nın egemenlik, bağımsızlık, bölgesel barışına ve ülke birliğine bağlı kalan ve Libya’nın içişlerine yönelik müdahaleleri kesin surette reddeden Dibeybe hükümetinin, silah yasağını delme ve Libya’da kaos çıkarma girişimlerini kınadığı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Libya’ya ilişkin kararlarını uygulamaya, 1. ve 2. Berlin Konferansları’ndan çıkan kararlara ve Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda kabul edilen yol haritasına bağlı kaldığı ifade edildi.
Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş, konferansın kapanış bildirisini Kuveytli mevkidaşı Şeyh Ahmed Nasır es-Sabah ile düzenlediği ortak basın toplantısında okudu. Menguş, Libyalı yetkililerin uluslararası yükümlülük ve taahhütlere bağlı olduğunu, hukuka saygı duyduğunu, İnsan Hakları Konseyi’ne bağlı Bilirkişi Heyeti ile iş birliği yaptığını ve işlerini kolaylaştırdığını belirtti. Ayrıca Dibeybe hükümetinin 5+5 Ortak Askeri Komitesi’nin ateşkes anlaşmasındaki maddeleri uygulamak için harcadığı çabaları ve Komite çalışmalarının 13’üncü turunda kabul edilen eylem planını da desteklediğini vurguladı.
Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı da polis ve güvenlik memurları ile tüm güvenlik birimlerinin Libya İstikrarı Destekleme Girişimi Konferansı’nın güvenliğini sağlamada gösterdiği çabalara övgüde bulundu. Bakanlığın açıklamasında, bu çabaların Libya Devleti’nin örnek imajını ortaya koyduğu belirtildi.
Diğer yandan Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ülkenin doğusundan sorumlu olan yardımcısı Hüseyin el-Katrani krizini kontrol altına almaya çalışıyor. Katrani, Dibeybe’yi Sireneyka bölgesini görmezden gelmekle suçladıktan sonra hükümetten ayrıldı. Dibeybe, yardımcısı Ramazan Ebu Cennah başkanlığındaki 10 kişilik bir hükümet heyetini resmi çalışmalar kapsamında bir haftalığına ülkenin doğusundaki Bingazi kentine gönderdi. Söz konusu ziyaretle Katrani ile görüşme gerçekleştirilmesi, hükümete karşı aldığı pozisyonun tartışılması ve görevine dönmeye teşvik edilmesi amaçlanıyor.

Şukri’den Bingazi’ye ziyaret
Mısır Konsolosluk binasının hazırlanmasıyla ilgili devam eden çalışmaları yerinde incelemek için önceki gün Bingazi kentini ziyaret eden Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Katrani ve Bingazi Belediye Başkanı’nın da aralarında bulunduğu Libya’nın doğusun önde gelen isimlerle ortak iş birliğini güçlendirme yollarını görüştü. Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sefir Ahmed Hafız, Bakan Şukri’nin Mareşal Halife Hafter ile görüşmesinde ‘Mısır’ın, Libya’nın güvenlik ve istikrarının sağlanması çabalarına tam destek sağladığını ve kardeş Libya halkının birleştirici ve müreffeh bir ülkenin ortak bayrağı altında geleceğe doğru yeni bir başlangıç yapma, ülkeyi, birliğini, egemenlik ve istikrarını geri alma beklentilerini karşılayacak şekilde Libya krizinin çözüme kavuşmasına büyük önem verdiğini’ dile getirdi.
Libya Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Blihak dün yaptığı kısa açıklamada, Meclis Başkanlığı’nın milletvekillerine, pazartesi günü Tobruk’ta düzenlenecek oturuma katılma daveti gönderdiğini belirtti. Oturumun gündemine ilişkin ise detay vermedi.



Lübnan’da esrarengiz kayıp: Emekli subay Ahmed Şükr nasıl tuzağa düşürüldü?

TT

Lübnan’da esrarengiz kayıp: Emekli subay Ahmed Şükr nasıl tuzağa düşürüldü?

Lübnan’da esrarengiz kayıp: Emekli subay Ahmed Şükr nasıl tuzağa düşürüldü?

Günlerdir kayıp olan Lübnanlı emekli Genel Güvenlik subayı Ahmed Şükr’ün ailesinin yaşadığı şok sürerken, Lübnanlı güvenlik ve yargı kaynaklarından sızan bilgiler, Şükr’ün 1986 yılında Güney Lübnan’da kaybolan İsrailli pilot Ron Arad dosyasıyla bağlantılı “şüpheli ilişkiler” nedeniyle İsrail istihbaratı tarafından kaçırılmış olabileceğine işaret ediyor.

Şükr’ün kardeşi Abdüsselam Şükr, ağabeyinin kayboluşuna giden süreci şöyle anlattı: “Kongo’nun başkenti Kinşasa’da yaşayan Lübnanlı bir gurbetçi (A.M.), aylar önce Ahmed Şükr’le temasa geçerek Şuveyfat bölgesindeki dairesini kiralamak istedi. Taraflar anlaşmaya vardı ve 500 dolar kira ödendi. Söz konusu kişi daha sonra birkaç kez Lübnan’a geldi; bu ziyaretlerden birinde Şükr’le evinde görüştü. Ardından, Afrika’da büyük bir yatırımcı olduğunu söylediği Selim Kassab adlı bir kişinin (sonradan sahte isim olduğu ortaya çıktı) Zahle’de arazi satın almak istediğini, bu konuda yardıma ihtiyaç duyduğunu iletti.”

Abdüsselam Şükr, gurbetçinin araziyi yerinde incelediğini, ülkeyi terk ettikten iki hafta sonra da yatırımcının satın almaya karar verdiğini bildirdiğini söyledi. Görüşmenin, Ahmed Şükr’ün kaybolduğu gün saat 16.30’da yapılmasının özellikle dayatıldığını belirten Abdüsselam, ağabeyinin “o saatte bölgenin karanlık olacağı ve arazinin net görülemeyeceği” uyarısına rağmen bu ısrarın sürdüğünü aktardı. Gurbetçi ise ayağının kırıldığını öne sürerek görüşmeye katılamayacağını, yatırımcının Ahmed Şükr’le birlikte araziyi tek başına ziyaret edeceğini bildirdi.

fgtyuı
Doğu Lübnan’dan kaçırılan Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı’ndan emekli subay Ahmed Şükr (Aile arşivi – Şarku’l Avsat)

Belirlenen saatte yapılan buluşmanın ardından Ahmed Şükr’ten bir daha haber alınamadı. Abdüsselam Şükr, “Onunla ilgili bildiklerimiz yalnızca güvenlik ve yargı kaynaklarından sızan bilgiler” dedi. Bu bilgilere göre, kaçıranlar Zahle’de bir ev kiraladı ve Şükr’ün kaçırılmasının ardından tüm izleri sildi. Güvenlik kameraları aracın Batı Bekaa’daki Soveyra Belediyesi yönüne gittiğini tespit etti; ancak bu noktadan sonra izler kayboldu. Soveyra’nın, geçmişte Güneybatı Şam’dan Lübnan’a uzanan bir kaçakçılık hattı olarak kullanıldığı belirtiliyor.

“Devlete sadıktı”

Abdüsselam Şükr, ağabeyinin kırk yıl boyunca askeri görev yaptığını vurgulayarak, “Onun sadakati yalnızca devlete ve kurumlara oldu; hayatı boyunca hiçbir partiyle ilişkisi olmadı. Biz siyasetten uzak bir aileyiz” dedi.

Ahmed Şükr’ün, kuzeydoğudaki Bekaa bölgesine bağlı Nebi Şit kasabasındaki memleketinden başlayan titiz bir planla tuzağa düşürüldüğünü ve Zahle kentine çok yakın bir noktada kaybolduğunu aktaran aile, olayın ardından kasaba muhtarı Abbas Şükr’ün evinde taziye ve protesto ziyaretlerinin sürdüğünü belirtti.

cgt
Kaçırılan Ahmed Şükr’ün kardeşi Abdüsselam Şükr, Nebi Şit kasabasından Şarku’l Avsat’a konuştu (Şarku’l Avsat)

Aileye göre Ahmed Şükr, dokuz yıl önce Genel Güvenlik’ten emekli oldu; hizmeti sırasında Suriye sınırındaki el-Masnaa ve el-Kaa sınır kapıları dahil birçok noktada görev yaptı. Abdüsselam Şükr, “Ağabeyim 1979’da askeri hizmete girdi. Bu da Ron Arad’ın 1986’daki kayboluşu sırasında onun ‘devlet görevlisi’ olduğunu gösterir. Devlet görevlilerinin parti ilişkileri olmaz” ifadelerini kullandı.

Aile, İsrail’in Temmuz 2024’te Beyrut’un güney banliyösünde öldürdüğü Hizbullah yöneticisi Fuad Şükr’le akrabalık iddialarını da reddetti. Abdüsselam Şükr, “Kasabada kimse Fuad Şükr’ü tanımıyordu. 1980’lerin başında kasabadan ayrıldı ve bir daha dönmedi; akrabalarından da uzaktı” dedi. Ağabeyinin emeklilikten sonra Bekaa dışına çıkmadığını, evinde kaldığını ve akşamları arkadaşlarıyla kâğıt oynadığını söyledi.

Dosyada resmi temaslar

Ailenin evinde şaşkınlık ve belirsizlik hâkim. Dosyanın resmi makamlarca ele alınması ise, Şii Yüksek İslam Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib’in Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve İçişleri Bakanı Ahmed el-Haccar ile temasa geçmesinin ardından hız kazandı. Abdüsselam Şükr, Cumhurbaşkanı Avn’ın güvenlik ve yargı makamlarından soruşturmanın genişletilmesini ve olayın aydınlatılmasını istediğini aktardı. Ayrıca Emel Hareketi yetkililerinin de Meclis Başkanı Nebih Berri ile dosya konusunda temas halinde olduğunu belirtti.

Kayıp gizemi

Abdüsselam Şükr, “Ron Arad dosyasıyla ilişkilendirmeye dair sızıntıların doğru olup olmadığının yargı ve güvenlik makamlarınca net biçimde açıklanmasını istiyoruz. Bizi ilgilendiren, Genel Güvenlik ve İç Güvenlik Güçleri Bilgi Şubesi’nin resmi bulgularıdır” dedi.

Şükr, kayboluşun kilit isminin Kinşasa’da yaşayan ve Güney Lübnan’ın Kana kasabasından olduğu belirtilen (A.M.) olduğunu savundu. “Devlet, Interpol üzerinden bu kişinin yakalanmasını ve Lübnan’a getirilmesini sağlamalı” diyen Şükr, söz konusu kişinin telefonlarına cevap vermediğini, hakkında elde edilen tüm bilgi ve video kayıtlarının güvenlik birimlerinin elinde bulunduğunu ifade etti.

Aile, gurbetçi A.M.’nin “Mossad ile planı kuran ve operasyonu profesyonelce yürüten” kişi olduğuna inanıyor. Lübnanlı güvenlik kaynaklarından aktarılan bilgilere göre, kaçıranlar ne Zahle’nin Duhur bölgesindeki evde ne de Şuveyfat’taki dairede parmak izi bıraktı; kullanılan araç da henüz tespit edilemedi.


Gazze’nin imarı denkleminde sessiz rekabet: Mısır ve ABD planları

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndan bir kare (AFP)
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndan bir kare (AFP)
TT

Gazze’nin imarı denkleminde sessiz rekabet: Mısır ve ABD planları

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndan bir kare (AFP)
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndan bir kare (AFP)

Kahire ile Washington’un Gazze’nin yeniden imarı için bir planın hayata geçirilmesi gerektiği konusunda uzlaşmasına rağmen, izlenecek yol haritası hâlâ belirsizliğini koruyor. Ayrıca bu kapsamda düzenlenmesi planlanan konferansın tarihi de netleşmiş değil.

İsrail basınında “kısmi imar” seçeneğine dair girişimlere ilişkin sızıntılar gündemdeki yerini korurken, Washington’un bu İsrail çizgisiyle örtüşen yeni bir yaklaşım geliştirdiği görülüyor. Buna karşın ABD’nin, Gazze’nin tam ve kapsamlı yeniden inşasını öngören Mısır planını açık biçimde dışlamadığı da dikkat çekiyor. Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hilaf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Kahire’nin hedefinin “Gazze’nin yeniden imarı konusunda entegre bir sürecin başlatılması” olduğunu vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı da Şarku’l Avsat’a, Gazze’nin yeniden imarı konusunda ortaklarla etkin şekilde temas hâlinde olunduğunu doğruladı.

Birinci yol: Mısır girişimi

Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının 10 Ekim’de yürürlüğe girmesinin ardından iki ayrı hat ortaya çıktı: Biri Mısır öncülüğünde, diğeri ise İsrail yaklaşımıyla uyumlu görünen ABD hattı. Her iki yaklaşım da yaklaşık iki yıldır İsrail saldırılarıyla büyük ölçüde yıkılan Gazze’nin yeniden imarına dair sahadaki tasavvurları şekillendiriyor.

Ateşkesin ardından daha hızlı devreye giren Mısır hattında, Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi Gazze’nin yeniden imarı için bir konferans düzenleneceğini yineledi. Kasım ayı sonu olası tarih olarak telaffuz edilse de konferans gerçekleşmedi. Mısır Dışişleri Sözcüsü, haftalar önce yaptığı açıklamada, gecikmenin nedenini “erken toparlanma ve yeniden imar konferansının başarısı için uygun ortamın hazırlanması” olarak açıkladı.

Süreci hızlandırmak amacıyla Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdülati, Aralık ayı başında Berlin’de Alman mevkidaşı Johann Wadephul ile düzenlenen basın toplantısında, “ABD ile yeniden imar konferansı için ortak başkanlık oluşturulmasını görüşüyoruz ve en kısa sürede tarih üzerinde uzlaşmayı umuyoruz” dedi.

fg
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’ta, sert hava koşulları altında kurulan yerinden edilmiş kişilere ait çadırların genel görünümü, 18 Aralık 2025. (Reuters)

4 Mart’ta Kahire’de düzenlenen “Arap Olağanüstü Zirvesi”nde kabul edilen “Gazze’nin Yeniden İmarı ve Kalkınması Planı”, Filistinlilerin yerinden edilmeden erken toparlanma ve yeniden inşa sürecini öngörüyor. Beş yıla yayılan planın maliyetinin yaklaşık 53 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Kahire ayrıca, Birleşmiş Milletler koordinasyonunda uluslararası bir bağış konferansı çağrısında bulundu.

“Tehcir olmadan imar”

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve akademisyen Ahmed Fuad Enver’e göre Mısır, hangi plan uygulanırsa uygulansın Gazze’nin “yaşanabilir bir yer” hâline getirilmesini ve bunun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edecek bir tehcire yol açmamasını hedefliyor. Enver, “Mısır diplomasisi, daha önce Şarm eş-Şeyh Barış Konferansı’nda olduğu gibi bu süreçte de başarı sağlayabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Enver’e göre Mısır’ın önceliği, Filistinliler için bir “can simidi” oluşturmak ve ortaklarla ciddi iş birliği içinde yeniden imar için gerekli ivmeyi sağlamak. Bu yaklaşımın, Filistinlilerin haklarına zarar vermemesi ve güvenlik kaygılarını artırmaması temel şart olarak görülüyor.

İkinci Yol: ABD–İsrail uyumlu hat

ABD hattının ilk işaretleri 21 Ekim’de ortaya çıktı. Donald Trump’ın damadı Jared Kushner, İsrail’de düzenlediği basın toplantısında, İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde Gazze’nin yeniden imarının “titizlikle ele alındığını” söyledi. Kushner, “Hamas’ın kontrolünde olan bölgelere herhangi bir yeniden imar fonu tahsis edilmeyecek” ifadesini kullandı.

Bu hafta başında Wall Street Journal’da yayımlanan bir haberde ise Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff tarafından hazırlandığı belirtilen “Gündoğumu Projesi”nden söz edildi. Plana göre, Hamas’ın silahsızlandırılması şartıyla, yeniden imar süreci 10 yıla yayılacak ve güneyde Refah’tan başlayacak. “Yeni Refah” olarak adlandırılan bu yaklaşımda, yaklaşık 2 milyon Filistinlinin yeniden inşa sürecinde nerede yaşayacağına dair net bir çerçeve bulunmuyor.

Enver, bu ABD yaklaşımını “İsrail’in taleplerini önceleyen, müzakereci bir paket” olarak nitelendiriyor ve Kahire ile Tel Aviv arasında temel vizyon farkı olduğuna dikkat çekiyor.

Hangi Yol ağır basacak?

Bu farklı yaklaşımlar sürerken, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da cumartesi günü yaptığı açıklamada, “İsrail’in katı tutumuna rağmen umut verici bazı mutabakatlar bulunduğunu” belirtti. Fidan, Gazze’nin yeniden imarına dair “ön değerlendirme niteliğinde bir çalışmanın” ele alındığını söyledi.

fg
Filistinli işçiler, birkaç gün önce Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaş nedeniyle zarar gören bir yolu onarıyor. (AFP)

Öte yandan Bloomberg, ABD ve müttefiklerinin Gazze’nin yeniden imarı için gelecek ay başında bir konferans düzenlemeyi değerlendirdiğini, toplantının Washington, Mısır ya da başka bir merkezde yapılabileceğini yazdı. Mısır Dışişleri Sözcüsü Hilaf, bu haberlere ilişkin olarak “Mısır ve ABD dâhil olmak üzere ilgili tüm taraflar arasında istişare ve koordinasyonun sürdüğünü” vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise konuya ilişkin ayrıntı vermekten kaçınarak, “Ortaklarla etkin temas hâlindeyiz, şu aşamada resmî bir açıklama yok” demekle yetindi.

Ahmed Fuad Enver’e göre, devam eden müzakereler ışığında Mısır hattının başarı şansı daha yüksek. Enver, Washington’un sürecin ikinci aşamasında İsrail’e tamamen angaje olma riskini göze almayacağını ve Mısır–Arap önerilerine daha açık bir yaklaşım geliştirebileceğini savunuyor.


Netanyahu, Refah'taki patlamada bir subayın yaralanmasının ardından Hamas'ı tehdit etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu, Refah'taki patlamada bir subayın yaralanmasının ardından Hamas'ı tehdit etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, Refah'ta bir İsrail ordu subayının patlayıcı cihazla yaralanmasının ardından Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini söyledi.

Netanyahu, Hamas'ın "iktidardan uzaklaştırılması, silahsızlandırılması ve aşırıcılığın ortadan kaldırılması"nı içeren ateşkes anlaşmasına uyması gerektiğini belirterek, hareketin silahsızlanmayı açıkça ve sürekli olarak reddetmesinin "açık ve devam eden bir ihlal" olduğunu vurguladı.

Netanyahu açıklamasında, "İsrail, askerin yaralanmasına neden olan hareketin ihlallerine karşılık verilecektir" uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması geçen ekim ayında yürürlüğe girmişti ve ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Hamas'ın silahsızlandırılmasını da içermesi beklenen anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in Gazze'nin bazı bölgelerinden daha fazla çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğindeki "barış konseyini" içeren yeni bir yönetim yapısının uygulanmasını içeriyor.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre planlanan uluslararası gücün, şu anda İsrail askeri kontrolü altında bulunan Gazze Şeridi'nin bir bölümüne konuşlandırılması bekleniyor.