İsrailli bir yetkiliden nükleer sürece ilişkin açıklama: ‘ABD ve İsrail’in İran nükleer tehdidine ilişkin stratejik algıları farklı’

İsrailli yetkili açıklamalarını ABD merkezli Monitor sitesine yaptı.

İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi
İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi
TT

İsrailli bir yetkiliden nükleer sürece ilişkin açıklama: ‘ABD ve İsrail’in İran nükleer tehdidine ilişkin stratejik algıları farklı’

İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi
İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi

İsrailli yetkililer son günlerde İran'a yönelik düşmanca söylemlerini artırdı. İsrail ordu komutanlığı, İran'daki hedefleri vurmaya yönelik güçlü bir hazırlık yapmak amacıyla Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi'nin talimatlarını kasti bir şekilde hava kuvvetlerine sızdırdı. Genelkurmay Başkanı sızdırılan talimatlarında askeri tatbikat planı için harekete geçilmesini talep ediyor.
İsrail Maliye Bakanı Avigdor Liberman yaptığı açıklamada Tahran ile çatışmanın kaçınılmaz ve an meselesi olduğunu söyledi.
İsrailli Kanal 12 televizyonunun savaş muhabiri Nir Dvory, Kochavi'nin Hava Kuvvetleri'ne ‘İran nükleer tesislerine saldırma olasılığına ilişkin tatbikatları sürdürme’ talimatını verdiğini söyledi. Söz konusu tatbikatlar iki yıl önce durdurulmuştu. Bu talimat üzerine İsrail Hava Kuvvetleri söz konusu tatbikatlar için plan geliştirmeye başladı.
Dvory, tatbikatlara ilişkin talimatların sızdırılmasının yalnızca Tahran'a yönelik bir tehdit olmadığını, aynı zamanda İran'ı nükleer anlaşmaya geri döndürmeye çalışan ABD’li ve Batılı liderlere bir uyarı niteliğinde yapıldığını açıkladı.
Dvory İsrailli askeri yetkililerden alıntı yaptığı açıklamasında şunları söyledi:
“İsrail’de ve ABD’de İran'ı nükleer anlaşmaya geri getirmenin açık operasyonlarla desteklenen, gerçek ve etkili askeri seçenek olmadan zor olacağına dair bir kanaat var."
Kanal 12 televizyonunda 18 Ekim'de yer alan haberde, İsrail yönetiminin, İran'ın nükleer tesislerine saldırı kabiliyetini artırmak için 5 milyar yeni İsrail şekeli (yaklaşık 1,53 milyar dolar) fon ayırdığı iddia edildi.
İsrail Maliye Bakanı Avigdor Liberman da Walla News haber sitesine yaptığı açıklamada, İsrail ile İran arasındaki gerilime ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İran ile 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın yenilenmesi için yapılması planlanan müzakerelere değinen Liberman, "Herhangi bir diplomatik süreç veya anlaşma İran'ın nükleer programını durduramaz" dedi.
Açıklamalarında İran'ı hedef alan Liberman, Tahran ile çatışmanın kaçınılmaz ve an meselesi olduğunu söyledi.
Liberman açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Örneğin Kuzey Kore'yi görüyoruz. Tüm diplomatik adımlara rağmen faaliyetlerini benzeri görülmemiş bir şekilde yoğunlaştırdığına tanık oluyoruz. Özellikle Yahudi halkı yanılsamalar içinde yaşamamalıdır. Hitler 1923'te kitabını kaleme aldı ve ardından iktidarı ele geçirdi. Daha sonra ise suç teorilerini uygulamaya başladı. İran, İsrail'in yok edilmesi gerektiği teorisini dillendirmekten vazgeçmiyor. Her yıl İsrail'in yok edilmesi çağrısında bulunan Yahudi düşmanlarının toplandığı uluslararası bir konferans düzenliyor.”
Diğer yandan, ABD merkezli Monitor sitesine açıklamalarda bulunan bir İsrailli yetkili, Tel Aviv'de hayal kırıklığının yaşandığını, ABD ve İsrail'in aynı hedef üzerinde anlaşamadıklarını ve iki ülkenin İran nükleer tehdidine ilişkin stratejik algılarının temelde farklı olduğunu dile getirdi.
Söz konusu yetkili, ABD ve İsrail ulusal güvenlik danışmanlarının İran konusunda yaptığı görüşmelerin iyi olduğunu, atmosferin çok dostane ve açık bir şekilde ilerlediğin ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi.
İsrailli yetkili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak durum temelde kötü. Şu an nükleer anlaşmaya yeniden dönme çabalarının başarısız olması durumunda İran'a karşı ortak bir operasyonel acil durum planı yok. Daha da kötüsü, Amerikalıların böyle bir duruma kesinlikle bir çözümü bulunmuyor. Bir B planları yok. Gerçekten sinir bozucu olan şey, bunu umursamıyor olmaları. Olaylara bizden tamamen farklı bakıyorlar. Bu elbette onların hakkı. Ama bizim için büyük bir endişe kaynağı.
Diplomatik seçeneğin başarısız olması durumunda ABD'nin diğer seçenekleri tartışacağını belirten kamuoyu açıklamalarına ikna olmadığını belirten İsrailli yetkili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu açıklamaları kendi inisiyatifleriyle mi yoksa İsrail'in talebi üzerine mi yaptıkları belli değil. Washington yönetimi İran'a değil, Çin'e, ABD’nin iç sorunlarına ve koronavirüs salgınına odaklanıyor. Kongre'de yasa çıkarmak için her gün savaş veriyorlar. İsrail'in çabaları, askeri harekatın İran nükleer anlaşmasına da bir çözüm getirebileceğine Amerikalıları ikna etmeye odaklanıyor. ABD ciddi niyet ortaya koymaları için çaba yürütülüyor. Fakat bu çabalar başarısız oldu.”
Monitor, Savunma Bakanı Benny Gantz liderliğindeki İsrailli yetkililerin ABD'li yetkililere İran nükleer dosyası bağlamında bir dizi tedbir sunduğunu bildirdi. İran üzerindeki baskıyı artırmak için harekete geçmek üzere ortaya atılan bu tedbirler arasında bir veya iki uçak gemisini hareket ettirmek ya da Sığınak Yok Eden Bomba” (Bunker Buster) ile Tahran’ı tehdit etmek yer alıyor. Böylece Tahran'ın tehdidin ciddi olduğunu anlaması hedefleniyor.
İsrailli yetkili konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“ABD’li yetkililerle İsraillilerle yaptığı görüşmelerde İranlılar nükleer anlaşmaya geri dönmezlerse ne yapmayı planladıkları soruldu. ABD’liler son çare olarak askeri faaliyette bulunmayı seçebileceklerini iddia ettiler. Ancak İsrail tarafı bu açıklamaya ikna olmadı. İsrail tarafı sıfırdan yüze bir seferde çıkılmayacağını, askeri bir operasyona hazırlanmanın zaman alacağını söylüyor. Askeri seçenek tedbir ve standardı olan bir plan ve kararlılık ve motivasyon gerektirir. ABD tarafında buna dair herhangi bir işaret gözlemlemedik.  Bizi korkutan da bu.”
İsrail'in İran'a yönelik sert söyleminin İsrail muhalefetinin lideri Likud Partisi Genel Başkanı Binyamin Netanyahu üzerinde herhangi bir etkisi bulunmuyor.
Netanyahu Tel Aviv'de dün bir bilimsel konferansta yaptığı konuşmada, İran nükleer programı nedeniyle geceleri uyumadığını belirtirken hükümetin bu dosyada ciddi bir şey yaptığını görmediğini söyledi.
Netanyahu ayrıca Bennett hükümetinin, İran nükleer anlaşması dosyasında savaşmadığını ileri sürdü.



İslamabad'da mahkeme binası önünde intihar bombası saldırısı: En az 12 kişi hayatını kaybetti

Pakistan'ın Multan kentinde bir tankerin patlamasının ardından yanmış bir arabayı inceleyen itfaiyeci (Arşiv – AFP)
Pakistan'ın Multan kentinde bir tankerin patlamasının ardından yanmış bir arabayı inceleyen itfaiyeci (Arşiv – AFP)
TT

İslamabad'da mahkeme binası önünde intihar bombası saldırısı: En az 12 kişi hayatını kaybetti

Pakistan'ın Multan kentinde bir tankerin patlamasının ardından yanmış bir arabayı inceleyen itfaiyeci (Arşiv – AFP)
Pakistan'ın Multan kentinde bir tankerin patlamasının ardından yanmış bir arabayı inceleyen itfaiyeci (Arşiv – AFP)

Pakistan İçişleri Bakanı bugün, başkent İslamabad'daki bir mahkeme binası yakınında meydana gelen intihar saldırısında en az 12 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Patlama, İslamabad'daki bir mahkeme binasının yakınında meydana geldi. Avukat Rüstem Malik, patlamadan sonra AFP'ye verdiği demeçte, “Arabamı park edip mahkeme binasına girerken kapıda bir patlama sesi duydum” dedi.

AFP’nin röportaj yaptığı tanıklardan biri olan Malik, “Tam bir kaos ortamıydı. Avukatlar ve insanlar sağa sola koşmaya başladı. Kapıda iki ceset vardı ve birkaç araba yanıyordu” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan Pakistan güvenlik güçleri, Pakistan Talibanı (Tehrik-i-Taliban Pakistan) militanlarının Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletindeki bir askeri okulda öğrencileri kaçırma girişimini engelledi. Polis bugün yaptığı açıklamada, bir intihar bombacısının arabayla bombalı saldırı düzenlediğini ve beş militanın da okula yöneldiğini söyledi.

Saldırı dün akşam, intihar bombacısının Afganistan sınırına yakın Hayber Pahtunhva eyaletinin Vana kentindeki bir askeri okula saldırmaya çalışmasıyla başladı. Bu bölge, birkaç yıl öncesine kadar Pakistan Talibanı, El Kaide ve diğer yabancı militanların üssüydü.

Yerel polis şefi Alamgir Mahsud, Pakistan güçlerinin dün akşam iki silahlı saldırganı öldürdüğünü, diğer üçünün ise askeri okula girmeyi başardığını, ancak idari binada mahsur kaldıklarını bildirdi.

Mahsud, yaptığı açıklamada, “Tüm öğrenciler, öğretmenler ve personel güvende” dedi. Mahsud, askeri okulda konuşlu güvenlik güçlerinin saldırganların ana binaya ulaşmasını engellediğini belirtti. Mahsud’a göre, bomba yüklü araçla düzenlenen büyük çaplı intihar saldırısı, askeri okula yakın çok sayıda evde ağır hasara yol açtı ve en az 16 sivilin yaralanmasına neden oldu. Mahsud, çatışmada bazı askerlerin de yaralandığını ifade ederek, operasyonun tamamlanmasının ardından daha fazla bilginin paylaşılacağını söyledi.

Pakistan ordusu dün yaptığı açıklamada, saldırının ‘el-Havaric’ tarafından gerçekleştirildiğini duyurdu. El-Havaric terimi, hükümet tarafından yasaklanmış Tehrik-i-Taliban Pakistan hareketinin üyeleri için kullanılıyor. Bu hareket, ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılıyor.


İran, Irak seçimlerinin sonuçlarına ‘her ne olursa olsun’ saygı duyacağını açıkladı

Iraklı bir seçmen, Irak'ın güneyindeki Zikar vilayetinin Nasıriye kentindeki bir sandıkta oy kullanıyor. (AFP)
Iraklı bir seçmen, Irak'ın güneyindeki Zikar vilayetinin Nasıriye kentindeki bir sandıkta oy kullanıyor. (AFP)
TT

İran, Irak seçimlerinin sonuçlarına ‘her ne olursa olsun’ saygı duyacağını açıkladı

Iraklı bir seçmen, Irak'ın güneyindeki Zikar vilayetinin Nasıriye kentindeki bir sandıkta oy kullanıyor. (AFP)
Iraklı bir seçmen, Irak'ın güneyindeki Zikar vilayetinin Nasıriye kentindeki bir sandıkta oy kullanıyor. (AFP)

İran’ın Irak Büyükelçisi Muhammed Kazım Al Sadık bugün yaptığı açıklamada, ülkesinin ‘Irak’taki altıncı dönem parlamento seçimlerinden çıkacak her sonucu destekleyeceğini ve buna saygı göstereceğini’ belirtti. Al Sadık, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğine vurgu yaptı.

İran’ın ISNA haber ajansına konuşan Al Sadık, mevcut seçimlerin ‘ülkenin gelecekteki cumhurbaşkanını, meclis başkanını ve başbakanını belirleyeceği için son derece önemli’ olduğunu söyledi.

Seçim sürecinin ‘yasal süreler içinde tamamlanmasını’ temenni eden Al Sadık, “Biz Irak halkının iradesine saygı duyuyoruz. Seçimlerden çıkacak her türlü sonucu İran olarak destekleyeceğiz” dedi.

Al Sadık, Tahran ile Bağdat arasındaki ilişkilerin derin ve kapsamlı olduğunu belirterek, “Yeni Irak hükümetinin bu ikili iş birliği ivmesini sürdürmesini umuyoruz” ifadesini kullandı.


Netanyahu: Lübnan ve Gazze'de ateşkesi demir yumrukla uygulamaya kararlıyız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
TT

Netanyahu: Lübnan ve Gazze'de ateşkesi demir yumrukla uygulamaya kararlıyız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmalarını zorla uygulayacağını duyurdu. Netanyahu, ‘İsrail’e zarar vermek isteyen herkese karşı mücadele edeceğine’ söz verdi.

Netanyahu, Knesset'te yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bizi yok etmek isteyenlere karşı, var olan ateşkes anlaşmalarını demir yumrukla uygulamaya kararlıyız. Lübnan'da her gün neler olduğunu görebilirsiniz.”

“İran'ın kötücül nüfuzunun sona erdirilmesi”

ABD'nin Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Hazine Müsteşarı John Hurley dün, Beyrut'taki yetkililere ‘İran'ın Hizbullah aracılığıyla sağladığı kötücül nüfuzunu sona erdirmeleri’ çağrısında bulundu.

Görsel kaldırıldı.
İsrail Hava Kuvvetleri’nin dün Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye yakınlarında bulunan Cermak bölgesine düzenlediği bombardıman sonrası yükselen dumanlar (AFP)

Hurley, ülkesinin Hizbullah destekçisi Tahran'dan gelen finansman kaynaklarını kesme konusunda ‘çok ciddi’ olduğunu vurguladı.

Washington, Lübnan’a Hizbullah’ın finansman kaynaklarını ve Tahran'dan gelen fon transferlerini kesmesi için baskı yaparken, Lübnanlı yetkililere de partiyi silahsızlandırması için baskı yapmaya devam ediyor.

Lübnanlı yetkililerle görüştükten sonra ABD Büyükelçiliği’nde aralarında Fransız Haber Ajansı AFP’nin de olduğu ajanslara konuşan Hurley, şunları söyledi:

“Lübnan halkının ülkesini geri kazanmasının anahtarının, İran'ın Hizbullah aracılığıyla yaptığı kötü niyetli etkisini sona erdirmek olduğuna inanıyoruz.”

Hurley, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanı (Joseph Avn), Başbakan (Nevaf Selam) ve diğer üst düzey yetkililere, özellikle gelecek yıl yapılacak parlamento seçimlerine kadar olan süreçte, şu anda bir fırsat penceresi olduğunu çok açık bir şekilde ifade ettik.”

Hurley, Hizbullah'ın finansman kaynaklarını kurutmak için yetkililere baskı yapmak amacıyla, ABD Başkanı Donald Trump’ın Terörle Mücadele Yardımcısı Sebastian Gorka liderliğindeki ABD heyetin bir üyesi olarak pazar günü Beyrut'a geldi.

ABD’li heyet, Avn, Selam ve bazı yetkililerle bir araya geldi. Lübnanlı yetkililer, Lübnan'ın kara para aklama ve kaçakçılıkla mücadele için onaylanmış tüm prosedürleri uyguladığını garanti ettiler.

Hurley, mevcut ABD yönetiminin, İran'ın yaklaşık bir yıl kadar önce ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes anlaşmasına varılmasından öncesinde İsrail ile yaşadığı son savaşta zayıflayan Hizbullah’a sağladığı fonu kesme konusunda çok ciddi olduğunu vurguladı.

ABD Hazine Bakanlığı perşembe günü, 2025 yılında döviz büroları aracılığıyla İran’dan Hizbullah’a on milyonlarca dolar transferini kolaylaştırmakla suçlanan üç Hizbullah üyesine yaptırım uyguladı.

Bakanlık, yılın başından bu yana İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı kolu Kudüs Gücü'nün çoğunlukla döviz büroları aracılığıyla Hizbullah'a 1 milyar dolardan fazla para aktardığını açıkladı.

Görsel kaldırıldı.
İsrail tarafından düzenlenen suikasta kurban giden Hizbullah’ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın birinci ölüm yıldönümünde Hizbullah bayrakları ve Nasrallah’ın fotoğraflarıyla Hizbullah destekçileri, Ekim 2025 (AFP)

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla AFP'ye konuşan Lübnanlı yetkiliye göre ABD heyeti, Beyrut’taki toplantılarında Lübnanlı yetkililere ‘yıl sonuna kadar somut adımlar atılması’ talebiyle ‘kararlı ve net’ bir mesaj gönderdi. Bu mesaj, ‘kara para aklama ve nakit temelli ekonomiyle mücadeleyi ve Karz-ı Hasen Vakfı’nın kapatılmasını’ da içeriyordu. Hizbullah'a bağlı bir finans kuruluşu olan Karz-ı Hasen Vakfı, altın teminat karşılığında kredi veriyor. ABD, Karz-ı Hasen Vakfı’na yaptırımlar uyguluyor.

Hurley bu konuda, Lübnanlı yetkililerin havaalanında nakit ve altın akışını durdurmada bir miktar başarı elde ettiklerini ve bunun limanlara ve tüm sınır geçişlerine yayılmasını umdukları açıklamasında bulundu.