Süper Lig kulüplerinin Avrupa macerası tehlikede... Gülhan: Araç haline gelen bir futbolun Avrupa'da başarılı olması söz konusu olamaz

Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA
Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA
TT

Süper Lig kulüplerinin Avrupa macerası tehlikede... Gülhan: Araç haline gelen bir futbolun Avrupa'da başarılı olması söz konusu olamaz

Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA
Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA

Avrupa futbolunun en önemli organizasyonları Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi, kulüplere hem ekonomik hem de prestij açısından katkılar sunuyor. 
Türk temsilcilerinin bu alandaki temsiliyeti tehlike altında. Avrupa kupalarında ülkelere tanınan kontenjanlar UEFA sıralamasına göre belirleniyor.
Son yıllarda uluslararası arenada başarısız sonuçlar alarak sıralamada 19. sıraya gerileyen Süper Lig kulüpleri, yeni bir tehlikeyle karşı karşıya.
Toplamda 24 bin 500 puanı bulunan ve UEFA sıralamasında 19. basamakta yer alan Türkiye, Çekya, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Hırvatistan'ı geçemezse 2023-24 sezonunda Avrupa'daki temsiliyet haklarını azaltarak ön eleme turlarıyla oldukça zora sokacak.
2021-22 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nde ise Galatasaray ve Fenerbahçe, sergileyecekleri performansla bir anlamda bu alandaki geleceklerini de tayin edecek.
Söz konusu takımlar kalan maçlarını kazanıp rakiplerini geride bırakamaz ve ilk 15 ülke içerisine giremezlerse, 2023-24 sezonunda Süper Lig şampiyonu Şampiyonlar Ligi'ne 1, Konferans Ligi'ne ise 3 takım katılma hakkı elde edecek. UEFA Avrupa Ligi'ne ise Türk ekipleri katılamayacak.

5 takımdan 3'ü yola devam etse de tehlike büyük
Bu sezon Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve Sivasspor ile Avrupa kupalarında temsil edilen Türkiye, yoluna üç takımla devam ediyor.
Şampiyonlar Ligi'nde yer alan Beşiktaş, Ajax, Borussia Dortmund ve Sporting Lizbon ile mücadele ettiği grubunda geride kalan üç maçından da yenilgiyle ayrıldı ve ülke puanına katkı sunamadı.

Fenerbahçe, Antwerp karşısında öne geçse de üstünlüğünü koruyamayarak sahadan 1 puanla ayrıldı / Fotoğraf: AA
UEFA Avrupa Ligi gruplarında yoluna devam eden ekiplerden Fenerbahçe, Eintracht Frankfurt, Olympiakos ve Antwerp ile üst tura çıkma mücadelesi verdiği grupta 2 galibiyet, 1 yenilgi elde etti.
Bu sezon Türk temsilcileri arasındaki en başarılı takım Galatasaray oldu. Marsilya, Lazio ve Lokomotiv Moskova ile gruptan çıkmak için yarışan sarı-kırmızılılar, Lazio ve Lokomotiv Moskova'yı mağlup ederken Marsilya ile berabere kaldı ve liderlik koltuğunu korudu. 

Türkiye, UEFA sıralamasında 19. basamakta
Türkiye, bir dönem üst sıralarda yer aldığı UEFA sıralamasında son yıllarda aldığı başarısız sonuçlarla 19. sıraya kadar geriledi.
2017-18 sezonunda 6 bin 800 puan toplayan Türk temsilcileri, 2018-19'da 5 bin 500, 2019-20'de 5 bin, 2020-21'de ise 3 bin 100 puan topladı. 
Bu sezon şu ana kadar 4 bin 100 puana ulaşan Türk ekipleri, toplamda 24 bin 500 puanla 19. oldu.
Türkiye'nin en yakın rakipleri 18. Çekya 24 bin 600, 17. Güney Kıbrıs 24 bin 625, 16. Yunanistan 24 bin 700 ve 15. sırada bulunan Hırvatistan 24 bin 900 oldu.
14. sıradaki İsviçre'nin puanı ise 27 bin 425. Çekya'nın 3, Güney Kıbrıs'ın ve Yunanistan'ın 2'şer ve Hırvatistan'ın ise 1 takımı Avrupa kupalarında yoluna devam ediyor.

Müslüm Gülhan / Fotoğraf: Independent Türkçe
"Aynı tas aynı hamam devam ediyor"
Spor yazarı ve teknik direktör Müslüm Gülhan, Türk ekiplerinin uluslararası arenada aldıkları başarısız sonuçlar ile Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Avrupa kupalarındaki şanslarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Avrupa kupalarında Türk temsilcilerinin son yıllarda aldığı başarısız sonuçların Süper Lig'in kalitesiyle doğrudan ilgili olduğunu dile getiren Gülhan, "Süper Lig'in kalitesine bakabilmek için önce TFF'nin tüm kurulları ve komisyonlarıyla futbolu nasıl yönettiğine bakmak gerekiyor" dedi.
AİHM'nin, TFF'nin tüm kurullarını değiştirmesi yönünde karar aldığını ifade eden Gülhan, "TFF, Genel Kurul'da karar aldı ama uygulamayı sonraki toplantıya erteledi. Aynı tas aynı hamam devam ediyor. Kulüplere bakınca yönetici profilleri siyasi kurgu üzerinden geliyor. Milli Takım'da da aynı durum söz konusu. Siyaset futbolu ele geçirmiş ve bunu kendi argümanları için kullanıyor. Bu hale gelince de futbolun kendi koşulları amaç olmaktan çıkıp araç haline geliyor. Araç haline gelen bir futbolun ve buna göre dizayn edilmiş bir ligin Avrupa'da başarılı olması söz konusu olamaz" diye konuştu. 

"Süper Lig'in kalitesi, çevre liglerle kıyaslandığında hemen hemen en kötüsü"
Avrupa'nın çok önemsenmesi gerektiğini vurgulayan Gülhan, bu arenada bir yüzleşme gerçekleştiğini ifade ederek, şöyle devam etti: 
"Türkiye liginin, kulüplerin, Milli Takım'ın, TFF'nin ve yöneticilerin ne olduğuyla ilgili genel bir değerlendirme alıyorsunuz orada. Bu nedenle çok önemli. Netice itibariyle Süper Lig'in kalitesi, Avrupa'nın beş büyük ligini dışarı çıkarıyorum çevre liglerle kıyaslandığında hemen hemen en kötü lig. Menajerler üzerinden bir sistem yaratılarak tamamen bir rant kurgusu haline getirilmiş. Bundan nemalanan insanlar geldikleriyle gittikleri arasındaki farka baktığınızda her şeyi çok net anlayabiliyorsunuz. Burada bir çelişki ortaya çıkıyor. Kulüpler inanılmaz derecede borçlandırılmış, kişiler de ekonomik düzeyi yükselmiş koşullar çıkıyor. Bunların hepsini topladığında Yunanistan'ın da altında kalıyorsun Güney Kıbrıs'ın da..."

"Bu koşullar devam ettiği sürece daha da geriye gideceğiz"
Türkiye'nin gerisinde kaldığı Yunanistan, Güney Kıbrıs, Hırvatistan ve Çekya'nın asistan lig olduğunu ve bu organizasyonlarda oyuncu yetiştiriciliğinin ön planda tutulduğunu aktaran Gülhan, "Avrupa'nın 5 majör ligi olmayı hedefleyen bir amaçları yok. Yetiştirici formatında lig düzeyini yapıyorlar. Lejyoner futbolcuları var ve Avrupa'nın tüm liglerinde çok sayıda buralardan oyuncu oynuyor. Biz bunu da daha düzgün oturtamadık. Bu koşullar devam ettiği sürece daha da geriye gideceğiz" ifadelerini kullandı. 

Beşiktaş, bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı 3 maçtan da yenilgiyle ayrıldı / Fotoğraf: AA
"Beşiktaş'ın gruptan çıkması mucizelere kalır"
Gülhan, Türkiye'yi Avrupa kupalarında temsil eden Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bundan sonra yapabileceklerini ve gruptan çıkma şanslarını da yorumladı.
Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden Beşiktaş'ın Dortmund, Ajax ve Sporting Lizbon ile mücadele ettiği grubunda hiç şansı kalmadığını söyleyen Gülhan, "Gruptan çıkması mucizelere kalır. Onu bırakın Avrupa Ligi'ne gitmek için de pek şansı kalmadı. Avrupa Ligi'ne gitmesi için Sporting'i yenmesi lazımdı, kendi evinde yenildi. En azından deplasmanda bir şansı olurdu. Sporting'in şimdi gruptan çıkma şansı bile var. Beşiktaş'ın Dortmund ve Sporting deplasmanları kaldı. İçeride ise kalitesi ortada olan Ajax ile oynayacak. Yenmesi mucizelere bağlı. Yapabileceği bir şey yok. Beşiktaş büyük ihtimalle ne Avrupa Ligi'ne gidebilecek ne de gruptan çıkabilecek. Belki de puansız kapatıp geri dönecek. Bir şansı olduğunu sanmıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Beşiktaş'ın elde ettiği başarısızlıkta Sergen Yalçın'ın da payı olduğunu dile getiren Gülhan, şu eleştiriyi yaptı:
"Şampiyonlar Ligi'ni Süper Lig formatında oynatmaya çalıştı. Orası başka bir arena, futbolun kendi kurguları orada çok önemli. Eğer o kurguları kullanamazsanız duvara çarparsınız. Yalçın geçen sene çok başarılı görünmesine rağmen elindeki argümanların Avrupa için yeterli olmadığı ortaya çıktı. O kurguyu yapamadı. Son çıkardığı kadro çok popülistti. Sıradan bir savunma kurgusu, kalecin çaylak... Kadro mühendisliği çok kötü yapıldı Şampiyonlar Ligi için. Bu kadro Süper Lig için yeter ama orası için her konuda yetersiz kaldı."

"Sadece Avrupa Ligi'nde değil Süper Lig'de de sıkıntılar yaşayacak"
UEFA Avrupa Ligi D Grubu'nda Olimpiakos, Eintracht Frankfut ve Antwerp maçlarını geride bırakan Fenerbahçe'yi yorumlayan Gülhan, sarı-lacivertli ekibin kadro yapısına ve Ali Koç'a eleştirilerde bulundu: 
"Fenerbahçe'nin 30 kişilik kadrosuna baktığınızda 1 sol, 1 de sağ beki var. Orta sahanın ortasında oynayabilecek 8 göbek oyuncusu var. 6 forveti, 4 de stoperi var... Böyle bir kadro mühendisliği olur mu? Bunu Pereira değil Ali Koç yaptı. Çok öne çıkıp bir şeyler dizayn etmeye çalışıyor ama futbolu bilmediğinin farkında değil. Bu çok kötü bir şey. Koca takımda 1 sol 1 de sağ bek var. Gelen hoca ile konuşmaz mısınız 'şunu aldık, sen hangi sistemi oynatmak istiyorsun, düşüncen nedir' diye. Adam geldi, kendine göre bir sistem kurdu. Bu sistem Fenerbahçe'de uymuyor. Mesut Özil'i de burada kullanamıyor ve çelişki yaşıyor. Bunların hepsinin başında Ali Koç'un futbolla ilgili Fenerbahçe'yi dizayn etmeye çalışmasıyla felaket yaşıyor. Bundan sonra sadece Avrupa Ligi'nde değil Süper Lig'de de sıkıntılar yaşayacak. Bu sistemle devam etmesi çok zor."

Moskova'dan galibiyetle dönen Galatasaray, namağlup yoluna devam ediyor / Fotoğraf: AA 
"Hem Türkiye'ye hem de Avrupa'ya baktığımızda en iyi konumdaki takım Galatasaray"  
Şu anda hem Türkiye'de hem de Avrupa'da yarışan takımlara bakıldığında en iyi konumdaki takımın Galatasaray olduğunu öne süren Gülhan, "Fatih Terim kadroyla oynamayı çok seviyor, sıkıntı da orada başladı. Çok fazla kadroyla oynamaya başlayınca oradan kurumsal bir yapı çıkmadı. Kurumsal yapı çıkmayınca maç içinde yakaladığı avantajların hepsini kaybetti. Ya berabere kaldı ya da mağlup oldu. Şimdi baktığınız zaman istikrarı yakaladı, sistematik kurgusu devam ediyor. Böyle devam ettikçe oyunda kurumsallaşma oluyor. O da Beşiktaş'ın, Fenerbahçe'nin yapamadığı bir avantaj oluyor" ifadelerini kullandı. 

"Gruptan çıkma şansı bir tek Galatasaray'ın var, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın yok"
Galatasaray'da Marcao'nun oyunun lideri olduğunu, Beşiktaş ve Fenerbahçe'de böyle bir oyuncunun yer almadığını dile getiren Gülhan, şöyle devam etti:
"Kişilik sorunları olmasına rağmen Marcao orada bir oyun lideri oldu. Çok etkili, takımı arkadan dizayn ediyor. Yanında kaleci de çok etkili ama bütün dizaynı Marcao yapıyor ve burada avantaj elde ediyor. Galatasaray, Marcao'nun olduğu tüm maçları üst düzey oynuyor. Fatih Terim de 70. dakikalara kadar oyuncu değşikliğini beklemeye başladı. Bu da oyunun bozulmamasına neden oldu ve takım bir kurgu yakaladı."
İstanbul temsilcisinde oyuncu kalitesi ve profilinin iyi durumda olduğunu söyleyen Gülhan, "Genç ve dinamik bir kadro ile oynuyorlar. Kulübe ile saha arasında rotasyon avantajları çok iyi. O yüzden avantajlılar. Gruptan çıkma şansı bir tek Galatasaray'ın var. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın yok" dedi.

"Aynı antrenörler ligin içinde dönüp duruyor, aynı başarısızlıklar devam ediyor"
Gülhan, Avrupa ile Türk ekipleri arasındaki makasın daraltılması için şu öneriyi sundu:
"Bu yönetici profillerinden kulüplerin kurtulması lazım birincisi bu. TFF'den kurtulmak lazım ikincisi bu. TFF'nin tüm kurul ve komisyonlarının özerklik kazanması lazım. Futbolun siyasetin elinden kurtulması lazım. Bunlar yapılmadığı sürece hiçbir şekilde başarı elde edilemez. Bakın aynı antrenörler ligin içinde dönüp duruyorlar. Aynı başarısızlıklar, aynı format devam ediyor. Antalya'da olan Kayseri'ye, Kayseri'de olan Erzurum'a, Erzurum'da olan da Göztepe'ye gidiyor. Bir şey değişmiyor aynı antrenör. Bir değişkenlik yok. Son zamanlarda beni heyecanlandıran bir tek İlhan Palut var. Umarım kalite bakımından bir çıbanbaşı olur da en azından aradan biri çıkmış olur."
Independent Türkçe



Salah dünyanın en zengin oyuncuları arasında

Muhammed Salah (DPA)
Muhammed Salah (DPA)
TT

Salah dünyanın en zengin oyuncuları arasında

Muhammed Salah (DPA)
Muhammed Salah (DPA)

Liverpool'un Mısırlı forveti Muhammed Salah, Portekizli Cristiano Ronaldo ve Arjantinli Lionel Messi gibi önemli yıldızların ardından dünyanın en zengin futbolcuları listesine yedinci sıradan girdi.  

Ronaldo, Forbes'un 2025-26 futbol sezonu için en çok kazanan oyuncular listesinde 280 milyon dolar kazancı ile zirvede yer alıyor. Bu kazancın 230 milyon doları Al-Nassr'dan, 50 milyon doları ise sponsorluk anlaşmalarından geliyor.

40 yaşındaki Ronaldo, sözleşmesini uzattıktan sonra hem saha içinde hem de saha dışında takımına liderlik etmeye devam ediyor.

Lionel Messi, Amerikan kulübü Inter Miami'den kazandığı 130 milyon dolarla ikinci sırada yer alırken, Suudi Arabistan kulübü Al-Ittihad'da forma giyen Fransız Karim Benzema, 104 milyon dolarla üçüncü sırada yer alıyor.

Fransız Kylian Mbappé (95 milyon dolar) ve Norveçli Erling Haaland (80 milyon dolar) ilk beş sırayı tamamlıyor.

Yeni yüzler arasında Real Madrid'de oynayan İngiliz Jude Bellingham (44 milyon dolar) ve Barcelona'nın forveti İspanyol Lamine Yamal (43 milyon dolar) yer aldı, bu da futbol dünyasında bir gençlik hareketinin başladığını gösteriyor.

Genel olarak, en iyi 10 futbolcunun 945 milyon dolar kazanması bekleniyor. La Liga, en çok temsil edilen oyuncular listesinin başında yer alırken, Ronaldo ve Messi gibi tecrübeli oyuncularla rekabet eden genç yıldızların sayısı da giderek artıyor.


Suudi Arabistan, tarihinde yedinci kez Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı

Suudi Arabistan milli takımı oyuncuları Dünya Kupası'na katılmayı kutluyor. (Reuters)
Suudi Arabistan milli takımı oyuncuları Dünya Kupası'na katılmayı kutluyor. (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, tarihinde yedinci kez Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı

Suudi Arabistan milli takımı oyuncuları Dünya Kupası'na katılmayı kutluyor. (Reuters)
Suudi Arabistan milli takımı oyuncuları Dünya Kupası'na katılmayı kutluyor. (Reuters)

Suudi Arabistan milli takımı, dün akşam Cidde'de dolu tribünler önünde Irak ile oynadığı maçta golsüz berabere kalarak grup aşamasını zirvede tamamladı ve tarihinde yedinci kez Dünya Kupası’na gitmeye hak kazandı.

Suudi Arabistan milli takımı daha önce 1994, 1998, 2002, 2006, 2018 ve 2022 yıllarında Dünya Kupası'na katılmıştı. Şüphesiz en dikkat çekici performansı 1994 yılında ABD'de son 16 turuna yükselmesiyle oldu.

B Grubu’nda mücadele eden Suudi Arabistan puanını dörde çıkararak liderliği ele geçirirken, Irak üç puanla ikinci sırada yer aldı ve A Grubu'nda ikinci sırada yer alan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile karşılaşarak Dünya Kupası'na katılmak için son bir şans elde etti. Bu maçın galibi, yeni sistem kapsamında genişletilmiş kıtalararası play-off'lara katılmaya hak kazanacak. Bu play-off'lara Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Futbol Konfederasyonu'ndan (CONCACAF) iki takım, Afrika'dan bir takım, Güney Amerika'dan bir takım ve Okyanusya'dan bir takım olmak üzere toplam altı takım katılacak.

Diğer yandan Katar, Doha'daki Casim bin Hamad Stadyumu'nda BAE'yi 2-1 yenerek tarihinde ikinci kez ve eleme turlarından ilk kez finallere katılmaya hak kazandı.

Katar’ın gollerini Bualem Huhi (49. dakika) ve Pedro Miguel (74. dakika) kaydetti. Katar, Tarık Muhammed'in 89. dakikada kırmızı kart görmesi nedeniyle maçı on kişiyle tamamlarken, BAE ise oyuna sonradan giren Sultan Adil (90+8) ile farkı azalttı.

Katar, dört puanla A Grubu'nu birinci sırada tamamladı. 3 puanla ikinci sıraya düşen BAE ise 13 ve 18 Kasım'da iki maçlı sistemle B Grubu'nun ikinci sıradaki takımıyla (Irak) kıtalararası play-off'lara katılma hakkı kazanarak, ikinci kez Dünya Kupası'na katılma şansını sürdürdü.

Umman, A Grubu'nda bir puanla üçüncü sırada kaldı.


Ayhancan Güven'in şampiyon olduğu DTM nedir?

Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
TT

Ayhancan Güven'in şampiyon olduğu DTM nedir?

Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Ayhancan Güven'in şampiyonluğunu ilan ederek Türk motor sporları tarihinde görülmemiş bir başarı elde ettiği DTM'yi inceleyeceğiz. 

DTM'nin, tam adıyla Deutsche Tourenwagen Masters (Alman Binek Otomobili Şampiyonası), kökleri 1980'lerin ortalarına kadar uzanıyor. 1984'te Deutschen Produktionswagen Meisterschaft adıyla başlayan seri, Group A (gerçek yol otomobillerinin modifiye edilmiş versiyonları) düzenlemeleriyle yarışan üretim bazlı otomobillerle başladı.

İlk versiyon, 1984–1996 yılları arasında Deutsche Tourenwagen Meisterschaft adıyla sürdü. Bu dönemde BMW, Mercedes, Audi, Opel gibi markalar sahnede yer aldı. Ancak maliyetlerin yükselmesi ve teknik karmaşıklıklar nedeniyle seri 1996'da durduruldu. 

Yeni DTM serisi ise 2000'de yeniden başladı, bu sefer daha kontrollü teknik kurallarla ve "silhouette" (yol otomobillerine benzer görünüm altında yarış şasisi) araçlarla. 2000–2020 yılları arasında DTM'de yarışan araçlar, dışarıdan normal binek otomobillere benzese de aslında tamamen yarış için tasarlanmış özel araçlardı. Yani görünüşleri "tur (binek) otomobil" gibiydi ama teknik olarak "prototip" denen safkan yarış makinelerine çok yakındılar.

2021 itibarıyla DTM, GT3 sınıfı kurallarına geçiş yaptı. Yani artık yarışlar, üretim otomobillerin yüksek performanslı versiyonlarının modifikasyonlarıyla yapılmakta. Günümüzde DTM, genellikle Almanya'da, bazen de Hollanda, Avusturya gibi ülkelerde de düzenleniyor.

Yarış formatı da zaman içinde değişti. Örneğin 2017'den itibaren hafta sonu iki yarış (55 dakika + 1 tur) formatı benimsendi. Ayrıca pit stop stratejileri, lastik değişimleri gibi taktiksel unsurlar ön planda. 2025 sezonunda hem cumartesi hem pazar yarışlarında "55 dakika + 1 tur" formatı korunmakta ancak cumartesi yarışında bir zorunlu pit stop, pazar yarışında iki zorunlu pit stop uygulanıyor. 

40 yılı aşkın süresince DTM, Almanya'nın en tanınmış motor sporu markalarından biri haline geldi. Teknik açıdan DTM, aerodinamik gelişmeler, güvenlik sistemleri, yarış stratejileri gibi alanlarda inovasyon kaynağı oldu. 

GT (Grand Touring) yani büyük tur otomobili yarışları, yol otomobillerine daha yakın performanslı versiyonlarla yapılan yarışları tanımlar. Bu sınıfta, üretim otomobillerin modifiye edilmiş yarış versiyonları kullanılır. Motor, aerodinamik ve şasi düzenlemeleri yapılsa da otomobilin temeli hâlâ tanıdık bir modeldir.

dfgrt
8 yarış hafta sonu ve 16 yarış üzerinden koşulan sezonun son haftasına birçok pilot şampiyonluk umuduyla girmişti. Kupayı kaldıran isim Ayhancan Güven oldu (DTM)

GT3, GT4 gibi sınıflar FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) tarafından düzenlenen sınıflar. GT3 sınıfı, marka çeşitliliği, denge performansı (Balance of Performance — BoP) sistemiyle dikkat çekiyor. BoP, farklı markaların performanslarının yarış içinde dengelenmesini sağlar. GT yarışlarında strateji, lastik yönetimi, pit stop zamanlaması ve sürücünün aracı tutuşu çok kritiktir.

DTM'nin GT3'ye geçmesi, onu önceki "silhouette" dönemi araçlardan daha üretim kökenli, daha sürdürülebilir maliyetlerle ilerleyen bir seri haline getirdi. Bu sayede GT yarışlarının teknik yaklaşımları, stratejik zenginlikleri DTM içinde tamamen hakim oldu.

DTM tarihinde birçok efsane ismi görmek mümkün. Yeni DTM döneminin en başarılı sürücülerinden Bernd Schneider'nın 5 şampiyonluğu var. 

Uzun yıllar Audi'yle DTM'de yarışan Mattias Ekström'ün de iki şampiyonluğu bulunuyor. Mika Häkkinen, Ralf Schumacher, Jean Alesi gibi eski F1 pilotları da belirli dönemlerde DTM koltuğuna oturdu. 

Marküs Winkelhock, Timo Scheider, Bruno Spengler gibi isimler de DTM pistlerinin saygın sürücüleri. 

Bu sürücüler, sadece hızlı olmayı değil; strateji, istikrar ve takım uyumunu da başardı, ki özellikle GT/DTM dünyasında bu unsurlar çok önemli.

DTM, özellikle Avrupa'daki otomobil üreticileri için bir vitrin niteliği taşıyor. Marka imajı, teknik gelişim ve yarış teknolojisi test alanı olarak DTM büyük prestije sahip. GT3 dönemiyle bu rol daha da pekişti çünkü üretim otomobillere daha yakın versiyonlar yarışıyor; bu da teknoloji transferini ve tüketici bağlantısını kuvvetlendiriyor.

Ayrıca DTM, izleyiciler için yüksek temposu, kıran kırana yarışları, stratejik derinliği ve ünlü markalarıyla çekici. Pist üzerindeki görsel şölen, özellikle pist yarışlarının "binek otomobillerle" yapılması nedeniyle halkın ilgisini artırıyor.

DTM aynı zamanda sürücüler için bir kariyer basamağı. Bir pilot DTM'de başarılı olursa hem GT serilerine hem de daha üst seviye yarışlara yönelme imkanı buluyor.

Ayhancan Güven, 1 Şubat 1998 doğumlu. GT World Challenge Europe Powered by AWS+1 Karting'le başlayan kariyeri, simülasyon yarışı deneyimleriyle de şekillendi. Porsche'nin genç pilot programına seçilerek motor sporu kulvarında daha görünür hale geldi. 

2025 sezonunda Güven, Porsche destekli Manthey EMA takımıyla DTM'e katıldı. Sezonun ilk haftasında Oschersleben pistinde tarihi bir başarı elde etti. Günün ikinci yarışını kazanarak DTM tarihinde yarış kazanan ilk Türk pilot oldu. Bu zafer, onun sezon boyunca iddialı olacağının ilk sinyaliydi.

Ardından Hollanda'da (Zandvoort) birincilik elde etti. Sachsenring pistinde hafta sonunda çifte galibiyet alarak zirve yarışındaki konumunu sağlamlaştırdı. Özellikle Sachsenring'de 9. sıradan başlayıp ekstra 20 kg ağırlık cezasına rağmen kazanması çok konuşuldu. 

Sezon boyunca toplam 4 yarış galibiyetiyle en fazla yarış kazanan sürücü konumuna geldi. Sezon sonunda pilotlar klasmanında Lucas Auer'ı geride bırakarak şampiyonluğu elde etti.

Güven, sınıra yakın sürüş tarzıyla ünlü. "Arabaları genelde isimlendiriyorum; bu seneki aracımın adı Yoshi" gibi ifadelerle araçla kurduğu duygusal bağını dile getiriyor.  Ayrıca motor sporlarında idolü olarak Michael Schumacher'i gösteriyor.

Şampiyonluk onun için sadece bir zirve değil; kariyerinde yeni kapılar açacak bir dönüm noktası. GT serileri, uluslararası yarışlar ve belki daha büyük sahneler onun için artık ulaşılabilir hale geldi.

DTM, 40 yılı aşkın tarihiyle otomobil yarış dünyasında saygın bir yer tutuyor. Teknik gelişim, marka vitrinleri ve dramatik yarışlarıyla hem izleyicilerin ilgisini çekiyor hem de sürücülere kariyer basamakları sunuyor. GT3 geçişiyle modern dönemde daha da sürdürülebilir ve çekici hale gelmiş durumda.

2025 sezonunda DTM şampiyonu olan Ayhancan Güven'in kartingden başlayan yolculuğu, zorlu yarış haftaları, akılcı stratejiler ve sınırları zorlayan sürüşlerle taçlandı. Bu başarı yalnızca bir yarış zaferi değil; Türkiye'nin motor sporlarındaki yükselişinin bir başka örneği.

İlerleyen yıllarda Güven'in hangi kulvarlarda yarışacağı, DTM sahnesindeki kalıcılığı ve uluslararası alandaki başarısı merakla takip edilecek.

Yararlanılan kaynaklar: DTM, Pirelli, Red Bull