Süper Lig kulüplerinin Avrupa macerası tehlikede... Gülhan: Araç haline gelen bir futbolun Avrupa'da başarılı olması söz konusu olamaz

Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA
Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA
TT

Süper Lig kulüplerinin Avrupa macerası tehlikede... Gülhan: Araç haline gelen bir futbolun Avrupa'da başarılı olması söz konusu olamaz

Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA
Türkiye, UEFA sıralamasında bu sezonu ilk 15 içinde bitiremezse Süper Lig şampiyonu, 2023-24 sezonunda ön eleme turundan turnuvaya katılacak / Fotoğraf: AA

Avrupa futbolunun en önemli organizasyonları Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi, kulüplere hem ekonomik hem de prestij açısından katkılar sunuyor. 
Türk temsilcilerinin bu alandaki temsiliyeti tehlike altında. Avrupa kupalarında ülkelere tanınan kontenjanlar UEFA sıralamasına göre belirleniyor.
Son yıllarda uluslararası arenada başarısız sonuçlar alarak sıralamada 19. sıraya gerileyen Süper Lig kulüpleri, yeni bir tehlikeyle karşı karşıya.
Toplamda 24 bin 500 puanı bulunan ve UEFA sıralamasında 19. basamakta yer alan Türkiye, Çekya, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Hırvatistan'ı geçemezse 2023-24 sezonunda Avrupa'daki temsiliyet haklarını azaltarak ön eleme turlarıyla oldukça zora sokacak.
2021-22 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nde ise Galatasaray ve Fenerbahçe, sergileyecekleri performansla bir anlamda bu alandaki geleceklerini de tayin edecek.
Söz konusu takımlar kalan maçlarını kazanıp rakiplerini geride bırakamaz ve ilk 15 ülke içerisine giremezlerse, 2023-24 sezonunda Süper Lig şampiyonu Şampiyonlar Ligi'ne 1, Konferans Ligi'ne ise 3 takım katılma hakkı elde edecek. UEFA Avrupa Ligi'ne ise Türk ekipleri katılamayacak.

5 takımdan 3'ü yola devam etse de tehlike büyük
Bu sezon Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve Sivasspor ile Avrupa kupalarında temsil edilen Türkiye, yoluna üç takımla devam ediyor.
Şampiyonlar Ligi'nde yer alan Beşiktaş, Ajax, Borussia Dortmund ve Sporting Lizbon ile mücadele ettiği grubunda geride kalan üç maçından da yenilgiyle ayrıldı ve ülke puanına katkı sunamadı.

Fenerbahçe, Antwerp karşısında öne geçse de üstünlüğünü koruyamayarak sahadan 1 puanla ayrıldı / Fotoğraf: AA
UEFA Avrupa Ligi gruplarında yoluna devam eden ekiplerden Fenerbahçe, Eintracht Frankfurt, Olympiakos ve Antwerp ile üst tura çıkma mücadelesi verdiği grupta 2 galibiyet, 1 yenilgi elde etti.
Bu sezon Türk temsilcileri arasındaki en başarılı takım Galatasaray oldu. Marsilya, Lazio ve Lokomotiv Moskova ile gruptan çıkmak için yarışan sarı-kırmızılılar, Lazio ve Lokomotiv Moskova'yı mağlup ederken Marsilya ile berabere kaldı ve liderlik koltuğunu korudu. 

Türkiye, UEFA sıralamasında 19. basamakta
Türkiye, bir dönem üst sıralarda yer aldığı UEFA sıralamasında son yıllarda aldığı başarısız sonuçlarla 19. sıraya kadar geriledi.
2017-18 sezonunda 6 bin 800 puan toplayan Türk temsilcileri, 2018-19'da 5 bin 500, 2019-20'de 5 bin, 2020-21'de ise 3 bin 100 puan topladı. 
Bu sezon şu ana kadar 4 bin 100 puana ulaşan Türk ekipleri, toplamda 24 bin 500 puanla 19. oldu.
Türkiye'nin en yakın rakipleri 18. Çekya 24 bin 600, 17. Güney Kıbrıs 24 bin 625, 16. Yunanistan 24 bin 700 ve 15. sırada bulunan Hırvatistan 24 bin 900 oldu.
14. sıradaki İsviçre'nin puanı ise 27 bin 425. Çekya'nın 3, Güney Kıbrıs'ın ve Yunanistan'ın 2'şer ve Hırvatistan'ın ise 1 takımı Avrupa kupalarında yoluna devam ediyor.

Müslüm Gülhan / Fotoğraf: Independent Türkçe
"Aynı tas aynı hamam devam ediyor"
Spor yazarı ve teknik direktör Müslüm Gülhan, Türk ekiplerinin uluslararası arenada aldıkları başarısız sonuçlar ile Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Avrupa kupalarındaki şanslarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Avrupa kupalarında Türk temsilcilerinin son yıllarda aldığı başarısız sonuçların Süper Lig'in kalitesiyle doğrudan ilgili olduğunu dile getiren Gülhan, "Süper Lig'in kalitesine bakabilmek için önce TFF'nin tüm kurulları ve komisyonlarıyla futbolu nasıl yönettiğine bakmak gerekiyor" dedi.
AİHM'nin, TFF'nin tüm kurullarını değiştirmesi yönünde karar aldığını ifade eden Gülhan, "TFF, Genel Kurul'da karar aldı ama uygulamayı sonraki toplantıya erteledi. Aynı tas aynı hamam devam ediyor. Kulüplere bakınca yönetici profilleri siyasi kurgu üzerinden geliyor. Milli Takım'da da aynı durum söz konusu. Siyaset futbolu ele geçirmiş ve bunu kendi argümanları için kullanıyor. Bu hale gelince de futbolun kendi koşulları amaç olmaktan çıkıp araç haline geliyor. Araç haline gelen bir futbolun ve buna göre dizayn edilmiş bir ligin Avrupa'da başarılı olması söz konusu olamaz" diye konuştu. 

"Süper Lig'in kalitesi, çevre liglerle kıyaslandığında hemen hemen en kötüsü"
Avrupa'nın çok önemsenmesi gerektiğini vurgulayan Gülhan, bu arenada bir yüzleşme gerçekleştiğini ifade ederek, şöyle devam etti: 
"Türkiye liginin, kulüplerin, Milli Takım'ın, TFF'nin ve yöneticilerin ne olduğuyla ilgili genel bir değerlendirme alıyorsunuz orada. Bu nedenle çok önemli. Netice itibariyle Süper Lig'in kalitesi, Avrupa'nın beş büyük ligini dışarı çıkarıyorum çevre liglerle kıyaslandığında hemen hemen en kötü lig. Menajerler üzerinden bir sistem yaratılarak tamamen bir rant kurgusu haline getirilmiş. Bundan nemalanan insanlar geldikleriyle gittikleri arasındaki farka baktığınızda her şeyi çok net anlayabiliyorsunuz. Burada bir çelişki ortaya çıkıyor. Kulüpler inanılmaz derecede borçlandırılmış, kişiler de ekonomik düzeyi yükselmiş koşullar çıkıyor. Bunların hepsini topladığında Yunanistan'ın da altında kalıyorsun Güney Kıbrıs'ın da..."

"Bu koşullar devam ettiği sürece daha da geriye gideceğiz"
Türkiye'nin gerisinde kaldığı Yunanistan, Güney Kıbrıs, Hırvatistan ve Çekya'nın asistan lig olduğunu ve bu organizasyonlarda oyuncu yetiştiriciliğinin ön planda tutulduğunu aktaran Gülhan, "Avrupa'nın 5 majör ligi olmayı hedefleyen bir amaçları yok. Yetiştirici formatında lig düzeyini yapıyorlar. Lejyoner futbolcuları var ve Avrupa'nın tüm liglerinde çok sayıda buralardan oyuncu oynuyor. Biz bunu da daha düzgün oturtamadık. Bu koşullar devam ettiği sürece daha da geriye gideceğiz" ifadelerini kullandı. 

Beşiktaş, bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı 3 maçtan da yenilgiyle ayrıldı / Fotoğraf: AA
"Beşiktaş'ın gruptan çıkması mucizelere kalır"
Gülhan, Türkiye'yi Avrupa kupalarında temsil eden Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bundan sonra yapabileceklerini ve gruptan çıkma şanslarını da yorumladı.
Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden Beşiktaş'ın Dortmund, Ajax ve Sporting Lizbon ile mücadele ettiği grubunda hiç şansı kalmadığını söyleyen Gülhan, "Gruptan çıkması mucizelere kalır. Onu bırakın Avrupa Ligi'ne gitmek için de pek şansı kalmadı. Avrupa Ligi'ne gitmesi için Sporting'i yenmesi lazımdı, kendi evinde yenildi. En azından deplasmanda bir şansı olurdu. Sporting'in şimdi gruptan çıkma şansı bile var. Beşiktaş'ın Dortmund ve Sporting deplasmanları kaldı. İçeride ise kalitesi ortada olan Ajax ile oynayacak. Yenmesi mucizelere bağlı. Yapabileceği bir şey yok. Beşiktaş büyük ihtimalle ne Avrupa Ligi'ne gidebilecek ne de gruptan çıkabilecek. Belki de puansız kapatıp geri dönecek. Bir şansı olduğunu sanmıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Beşiktaş'ın elde ettiği başarısızlıkta Sergen Yalçın'ın da payı olduğunu dile getiren Gülhan, şu eleştiriyi yaptı:
"Şampiyonlar Ligi'ni Süper Lig formatında oynatmaya çalıştı. Orası başka bir arena, futbolun kendi kurguları orada çok önemli. Eğer o kurguları kullanamazsanız duvara çarparsınız. Yalçın geçen sene çok başarılı görünmesine rağmen elindeki argümanların Avrupa için yeterli olmadığı ortaya çıktı. O kurguyu yapamadı. Son çıkardığı kadro çok popülistti. Sıradan bir savunma kurgusu, kalecin çaylak... Kadro mühendisliği çok kötü yapıldı Şampiyonlar Ligi için. Bu kadro Süper Lig için yeter ama orası için her konuda yetersiz kaldı."

"Sadece Avrupa Ligi'nde değil Süper Lig'de de sıkıntılar yaşayacak"
UEFA Avrupa Ligi D Grubu'nda Olimpiakos, Eintracht Frankfut ve Antwerp maçlarını geride bırakan Fenerbahçe'yi yorumlayan Gülhan, sarı-lacivertli ekibin kadro yapısına ve Ali Koç'a eleştirilerde bulundu: 
"Fenerbahçe'nin 30 kişilik kadrosuna baktığınızda 1 sol, 1 de sağ beki var. Orta sahanın ortasında oynayabilecek 8 göbek oyuncusu var. 6 forveti, 4 de stoperi var... Böyle bir kadro mühendisliği olur mu? Bunu Pereira değil Ali Koç yaptı. Çok öne çıkıp bir şeyler dizayn etmeye çalışıyor ama futbolu bilmediğinin farkında değil. Bu çok kötü bir şey. Koca takımda 1 sol 1 de sağ bek var. Gelen hoca ile konuşmaz mısınız 'şunu aldık, sen hangi sistemi oynatmak istiyorsun, düşüncen nedir' diye. Adam geldi, kendine göre bir sistem kurdu. Bu sistem Fenerbahçe'de uymuyor. Mesut Özil'i de burada kullanamıyor ve çelişki yaşıyor. Bunların hepsinin başında Ali Koç'un futbolla ilgili Fenerbahçe'yi dizayn etmeye çalışmasıyla felaket yaşıyor. Bundan sonra sadece Avrupa Ligi'nde değil Süper Lig'de de sıkıntılar yaşayacak. Bu sistemle devam etmesi çok zor."

Moskova'dan galibiyetle dönen Galatasaray, namağlup yoluna devam ediyor / Fotoğraf: AA 
"Hem Türkiye'ye hem de Avrupa'ya baktığımızda en iyi konumdaki takım Galatasaray"  
Şu anda hem Türkiye'de hem de Avrupa'da yarışan takımlara bakıldığında en iyi konumdaki takımın Galatasaray olduğunu öne süren Gülhan, "Fatih Terim kadroyla oynamayı çok seviyor, sıkıntı da orada başladı. Çok fazla kadroyla oynamaya başlayınca oradan kurumsal bir yapı çıkmadı. Kurumsal yapı çıkmayınca maç içinde yakaladığı avantajların hepsini kaybetti. Ya berabere kaldı ya da mağlup oldu. Şimdi baktığınız zaman istikrarı yakaladı, sistematik kurgusu devam ediyor. Böyle devam ettikçe oyunda kurumsallaşma oluyor. O da Beşiktaş'ın, Fenerbahçe'nin yapamadığı bir avantaj oluyor" ifadelerini kullandı. 

"Gruptan çıkma şansı bir tek Galatasaray'ın var, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın yok"
Galatasaray'da Marcao'nun oyunun lideri olduğunu, Beşiktaş ve Fenerbahçe'de böyle bir oyuncunun yer almadığını dile getiren Gülhan, şöyle devam etti:
"Kişilik sorunları olmasına rağmen Marcao orada bir oyun lideri oldu. Çok etkili, takımı arkadan dizayn ediyor. Yanında kaleci de çok etkili ama bütün dizaynı Marcao yapıyor ve burada avantaj elde ediyor. Galatasaray, Marcao'nun olduğu tüm maçları üst düzey oynuyor. Fatih Terim de 70. dakikalara kadar oyuncu değşikliğini beklemeye başladı. Bu da oyunun bozulmamasına neden oldu ve takım bir kurgu yakaladı."
İstanbul temsilcisinde oyuncu kalitesi ve profilinin iyi durumda olduğunu söyleyen Gülhan, "Genç ve dinamik bir kadro ile oynuyorlar. Kulübe ile saha arasında rotasyon avantajları çok iyi. O yüzden avantajlılar. Gruptan çıkma şansı bir tek Galatasaray'ın var. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın yok" dedi.

"Aynı antrenörler ligin içinde dönüp duruyor, aynı başarısızlıklar devam ediyor"
Gülhan, Avrupa ile Türk ekipleri arasındaki makasın daraltılması için şu öneriyi sundu:
"Bu yönetici profillerinden kulüplerin kurtulması lazım birincisi bu. TFF'den kurtulmak lazım ikincisi bu. TFF'nin tüm kurul ve komisyonlarının özerklik kazanması lazım. Futbolun siyasetin elinden kurtulması lazım. Bunlar yapılmadığı sürece hiçbir şekilde başarı elde edilemez. Bakın aynı antrenörler ligin içinde dönüp duruyorlar. Aynı başarısızlıklar, aynı format devam ediyor. Antalya'da olan Kayseri'ye, Kayseri'de olan Erzurum'a, Erzurum'da olan da Göztepe'ye gidiyor. Bir şey değişmiyor aynı antrenör. Bir değişkenlik yok. Son zamanlarda beni heyecanlandıran bir tek İlhan Palut var. Umarım kalite bakımından bir çıbanbaşı olur da en azından aradan biri çıkmış olur."
Independent Türkçe



Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

2026'da emeklilikten döneceği iddia edilen Tyson Fury, Anthony Joshua'yla uzun zamandır beklenen "Britanya Savaşı"nı düzenlemek yerine dünya şampiyonluklarını geri kazanmayı hedeflemiş gibi görünüyor.

Fury, birleşik ağırsıklet dünya şampiyonu Usyk'e üst üste ikinci yenilgisini aldığı geçen aralık ayında boksu bırakmıştı.

Ancak iki kez şampiyon olan Fury, 2022'de yaptığı gibi 6 ay sonra ringe dönüşünü neredeyse kesinleştirdi. Fury bu yıl Instagram'da 18 Nisan 2026'da Usyk'le üçüncü kez dövüşeceğini duyurdu.

Eldivenlerini asmadan önce Anthony Joshua'yla bir Britanya süper maçına çıkacağı uzun süredir konuşuluyordu ancak Ukraynalı'yla bir üçleme, önceliği olmaya devam ediyor gibi görünüyor.

Fury, "Kral, tahtına dönmeli" diye yazdı.

Bu uzun ve yalnız yolda sadece ben yürüyebilirim ancak uzun ve zorlu mücadelelerin ardında ölümsüzlük var! Tanrılar tek kişilik orduyla savaşıyor, bu savaş 2000 yıldan fazla süre önce Yesuar adıyla bilinen bir adam tarafından kazanıldı. Onun kutsal adıyla ilerliyorum, 2026.

34-2-1'lik karnesiyle Fury, Usyk'e üst üste yenilmeden önce Francis Ngannou'ya karşı zorlanmıştı.

Bu son gönderi geri dönüşün hâlâ mümkün olduğunu ima etse de Fury, son zamanlarda emeklilik kararında tutumunu değiştiriyor. Ekimde ringe geri dönmek için "hiçbir nedeni" olmadığını söylemişti.

FurociTV'ye verdiği röportajda Fury, şöyle konuşmuştu:

Boks ringine geri dönmem için gerçek bir neden yok. 37 yaşındayım, son 25 yıldır yumruk yiyorum, neden boksa geri dönmek isteyeyim? Eskiden para ve unvanlar içindi ama artık harcayabileceğimden fazla param var, sınırsız sayıda kemerim ve unvanım var. Peki bu beni daha mutlu ediyor mu? Hayır. Kovalamak, zaferden daha mı iyiydi? Evet. Dürüst olmak gerekirse, tırmanış dağın zirvesinden daha iyiydi. Her zaman böyledir. İstediğim zaman boksa geri dönebilirim ama istemiyorum. O gürültüye, ilgi odağı olmaya veya tekrar yumruklanmaya hiç ilgim yok, ilgilenmiyorum, bana hiçbir faydası yok. Bugün bana 1 milyar sterlin teklif etseniz bile bu hiçbir şeyi değiştirmez çünkü artık başkalarının ne düşündüğünü umursamayacak noktayı geçtim.

Independent Türkçe


Renard Şarku'l Avsat'a: Yeşil Şahinler Arjantin senaryosunu tekrarlayabilir

Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
TT

Renard Şarku'l Avsat'a: Yeşil Şahinler Arjantin senaryosunu tekrarlayabilir

Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)

 

 

 

Washington: Sultan el-Subhî

Suudi Arabistan Milli Takımı Teknik Direktörü Fransız Hervé Renard, 2026 Dünya Kupası'nda Yeşil Şahinler'i bekleyen görevin zorluğunu kabul ederek, kura çekiminin onları bir kez daha zorlu bir gruba yerleştirdiğini vurguladı.

Kura çekiminin ardından Şarku'l Avsat'a konuşan Renard, "Suudi Arabistan'ın grubu her zaman zordur. Dört yıl önce Arjantin ve Meksika ile oynamıştık, bugün FIFA sıralamasında en üst sırada yer alan ve tartışmasız dünyanın en iyisi olan İspanya ile karşılaşıyoruz. Ayrıca çok güçlü bir takım olan Uruguay ile de karşılaşıyoruz" dedi.

Şöyle devam etti: "Yeşil Burun Adaları milli takımı da ilk kez sahneye çıkacak ve dünyaya büyük bir performans sergileyebileceğini kanıtlamaya çalışacak. Dünya Kupası'nın doğası bu... Seviye yüksek ve kolay maç yok."

Şarku'l Avsat'ın, İspanya büyüklüğündeki bir takıma karşı Arjantin karşısındaki kazanma senaryosunun tekrarlanma olasılığına ilişkin sorusuna Renard, kendinden emin bir şekilde, "Öncelikle şunu söyleyeceğim: İspanya'yı yenebiliriz” dedi.

Renard, 2026 Dünya Kupası hazırlık programının başlangıç ​​tarihi hakkında şunları söyledi: "Henüz bilmiyoruz. Maç yerleri, konaklama ve tüm organizasyon detayları tamamen netleştiğinde hazırlıklara başlayacağız. (Nerede olduğunu) öğrendiğimizde her şeyi organize edebiliriz."

Şarku'l Avsat'ın 2022 Dünya Kupası hazırlıkları ile yaklaşan hazırlıklar arasındaki farklarla ilgili sorusuna Renard, "Farklı bir takımımız var. Önceki nesilden sadece dört oyuncumuz var. Bazıları Dünya Kupası'nda ilk kez oynayacak. Tecrübeye ihtiyaçları var, ancak bazen bu maçlar, özellikle de İspanya maçı, tecrübe kazanmak için bir fırsattır" dedi.

2026 Dünya Kupası kura çekiminde Suudi Arabistan Milli Takımı, tarihi güç, Avrupa becerisi ve Afrika hırsının birleştiği H Grubu'nda Uruguay, İspanya ve Yeşil Burun Adaları ile karşı karşılaşacak.

Yeşil Şahinler, mücadeleye Uruguay ile zorlu bir maçla başlayacak ve ikinci turda dünya lideri İspanya ile karşılaşacak. Grup aşamasında ise turnuvaya ilk kez katılarak sürpriz yaratma hedefinde Yeşil Burun Adaları ile karşılaşacak.  


Şampiyonluk son yarışa kaldı: F1 tarihinden 5 efsanevi geri dönüş

Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
TT

Şampiyonluk son yarışa kaldı: F1 tarihinden 5 efsanevi geri dönüş

Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Formula 1'de son haftaya kalan şampiyonluk yarışını ve geçmişten günümüze uzanan efsane geri dönüşleri inceliyoruz.

2025'te Formula 1, şampiyonluk mücadelesinin son yarışa kadar sürdüğü nadir sezonlardan birini daha gördü.

Zirve hâlâ değişebilir: Lando Norris, Oscar Piastri ve Max Verstappen arasındaki puan farkı, sıralamayı tek bir yarışta tersine çevirebilecek kadar az.

Verstappen’in Las Vegas ve Katar'daki zaferleri, McLaren pilotlarının sezon boyu süren ikili şampiyonluk mücadelesine katılmasını sağladı.

fdbgr
Abu Dabi'deki yarışta alınabilecek 25 puan olduğundan üçüncü sıradaki Piastri'nin de matematiksel olarak şansı var (F1)

Bu yılın hikâyesi sadece hızdan ibaret değil. Aynı zamanda strateji, baskıyla başa çıkma ve doğru zamanda doğru hamleleri yapmakla ilgili. Tarih bize gösteriyor ki Formula 1'de şampiyonluk matematiksel olarak garanti altında değilse hiçbir fark, son yarış öncesinde güvenli değildir. Geçmişte, bazı şampiyonlar yalnızca bir yarış galibiyetiyle, bazılarıysa sezon finalinde bir puan farkla zafer elde etti. İşte, Formula 1 tarihine damga vurmuş 5 efsane geri dönüş:

1976 - James Hunt 

1976 sezonu, James Hunt ve Niki Lauda arasında geçen ünlü şampiyonluk mücadelesiyle F1 tarihinin en bilinen sezonlarından biri.

Sezonun ilk yarışlarında Lauda favori gibi görünüyordu ve 16 yarışlık sezonun 10. ayağı olan Almanya Grand Prix'sine Hunt'ın 23 puan önünde gelmişti. Avusturyalı pilotun Nurburgring'de geçirdiği korkunç kazada ciddi yanıklara maruz kalmasıyla tablo değişti.

sdfeg
James Hunt, 7 sezon süren F1 kariyerine 10 yarış galibiyeti sığdırdı (Wikimedia Commons)

Sadece iki ay sonra 4 yarış kala geri dönmesini sağlayan olağanüstü bir iyileşme sürecinin ardından Lauda, Japonya'daki sezon finaline Hunt'ın üç puan önünde girdi.

Ancak Fuji'deki sağanak yağmurda yarışmanın pilotlar için güvenli olmadığını düşünen Lauda yarıştan çekildi ve üçüncü olan Hunt, ilk ve tek dünya şampiyonluğunu kazandı.

1982 - Keke Rosberg

1982 Formula 1 sezonunun üçte ikisinden biraz fazlası tamamlandığında, Keke Rosberg 23 puanla şampiyonada 5. sıraya yerleşirken, Didier Pironi 39 puanla liderdi. Pironi ve en yakın rakipleri John Watson, Alain Prost ve Lauda ikişer zafer elde etmişken Rosberg henüz galibiyet alamamıştı.

fg
Keke Rosberg'in oğlu Nico Rosberg de bir F1 şampiyonu (Reuters)

Ancak Pironi'nin Almanya Grand Prix'sinde geçirdiği ve F1 kariyerini sona erdiren kazada sakatlanmasıyla Rosberg kendini şampiyonluk mücadelesinde buldu. Dijon'da kazanarak şanssızlığını kıran Rosberg, sezon finaline en yakın rakibi Watson'a karşı 9 puanlık bir avantajla girdi.
Watson, Caesars Palace Grand Prix'sini ikinci sırada tamamlarken, Rosberg'in 5.'liği Fin pilotun tek pilotlar şampiyonluğunu kazanması için yeterli oldu.

1983 - Nelson Piquet

Alain Prost, Hollanda Grand Prix'sinde kendisinden beklenmedik bir şekilde Piquet'ye çarptığında bile, Renault adına Fransa'nın ilk dünya şampiyonu olmaya aday görünüyordu.

erf
1978'den 1991'e kadar F1'de yarışan Nelson Piquet'nin üç şampiyonluğu var (Reuters)

Prost, Ferrari'nin Hollanda GP galibi René Arnoux'nun 8 puan önündeydi ve Piquet üçüncü sırada 14 puan gerideydi. Ancak BMW motorlu BT52'yle Monza ve Brands Hatch'te üst üste gelen zaferler, Brezilyalı Piquet'nin Kyalami finaline giderken Prost'la arasında sadece iki puan kalmasını sağladı. Prost'un turbo motoru onu yarı yolda bırakınca da Piquet'nin şampiyonluk yolu açılmıştı.

Üçüncü olan Brezilyalı, BMW'ye ilk ve tek F1 şampiyonluğunu kazandırmıştı.

2007 - Kimi Räikkönen

Pilotlar şampiyonasındaki en unutulmaz geri dönüşlerden biri, çaylak Lewis Hamilton'la iki kez dünya şampiyonu Fernando Alonso arasında McLaren'da yaşanan gergin takım içi mücadeleyle bilinen 2007 sezonunda gerçekleşti.

Hamilton, 84 puanla son 5 yarışa girerken sıralamanın zirvesindeydi; Alonso'nun 5, üçüncü sıradaki Felipe Massa'nın ise 15 puan önündeydi. 4. sırada ise 68 puanla Kimi Raikkonen vardı. Fin pilot, Ferrari tulumuyla ilk sezonunda o ana kadar üç galibiyet elde etmişti.

wdc
Kimi Raikkonen hâlâ Ferrari'nin son şampiyon pilotu (Reuters)

Belçika'da bir galibiyet daha alması Raikkonen'in farkı kapatmasına yardımcı olsa da Hamilton ve Alonso, bitime iki yarış kala hâlâ öndeydi. Ancak Hamilton, sondan bir önceki yarışta ıslak zeminde pit girişindeki çakıllara saplanıp F1'de ilk kez yarış dışı kaldığında, Çin'de zaferi Raikkonen elde etti ve şampiyonluk yarışında Hamilton'la arasında sadece 7 puan vardı.

"Buz Adam" lakaplı pilot, sezonun kapanış yarışı olan Brezilya Grand Prix'sinde de zafere ulaşırken, Alonso ve Hamilton sırasıyla üçüncü ve 7. sırada kaldı. Bu sayede Raikkonen, McLaren ikilisinin sadece bir puan önünde şampiyonluğu kazandı. Sezonun bitiminde Fin pilot 110 puana ulaşmışken, McLaren pilotları 109'ar puan toplamıştı.

2012 - Sebastian Vettel

Geriden gelip şampiyon olmayı çok iyi bilen Sebastian Vettel, 2010'da (o yıl puanlama sistemindeki değişiklikle artık galibiyete 25 puan veriliyordu) ilk şampiyonluğunu Alonso'nun sadece 4 puan önünde almıştı.

Ancak geri dönüşün çarpıcılığı sözkonusu olduğunda 2012 sezonu özellikle unutulmazdı. 2012 sezonunun ilk 7 yarışının her birinde farklı bir sürücü zafere ulaştı ve bunlardan biri de Vettel'di.

egr
Red Bull'un dahi mühendisi Adrian Newey, Sebastian Vettel ve Red Bull takım patronu Christian Horner, Vettel'in üçüncü şampiyonluğunu kutluyor (Reuters)

Bu arada Alonso şampiyonada liderliğe yükseldi ve 8 yarış kala Vettel'in 140 puanına karşılık 164 puana sahipti. Alman pilot daha sonra sezonun son bölümünde üst üste 4 yarış kazanarak gücünü gösterdi ve Brezilya'daki finale girerken Alonso'nun 13 puan önünde yer aldı.

Vettel'in Bruno Senna'yla ilk turda yaşadığı kazanın ardından arka sıralara düşmesiyle, bu avantaj yarış başlayalı henüz birkaç dakika olmuşken buharlaşmış gibi görünüyordu. Red Bull pilotu, aracında hasar oluşmasına ve yağmurun başlamasıyla birlikte uzun bir pit stop yapmasına rağmen çizgiyi 6. sırada geçerek yarışı ikinci bitiren Alonso'nun üç puan önünde kalmayı başardı.

Bakalım pazar günü tüm bu efsanevi geri dönüşlere bir yenisi daha eklenecek mi? Şampiyona lideri olan McLaren'ın Britanyalı pilotu Lando Norris'in şampiyonluğu kazanabilmesi için podyuma çıkması yetiyor. Max Verstappen'in zafere ulaşması içinse yarışı birinci bitirmesi yetmeyecek, aynı zamanda Lando Norris'in podyumun dışında kalmasını, yani ilk üçe girememesini bekleyecek. 

Abu Dabi Grand Prix'si yarış programı 

BeIN Sports'tan izlenebilen Formula 1 Abu Dabi GP'sinin programı şöyle: 

Birinci antrenman - 5 Aralık 12.30

İkinci antrenman - 5 Aralık 16.00

Üçüncü antrenman - 6 Aralık 13.30 

Sıralama turları - 6 Aralık 17.00

Yarış - 7 Aralık 16.00

Kaynaklar: F1, Race Mate, Goodwood