Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ‘Riyad Sürdürülebilirlik Stratejisi’ni başlattı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Suudi Girişimi Forumu’nda (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Suudi Girişimi Forumu’nda (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ‘Riyad Sürdürülebilirlik Stratejisi’ni başlattı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Suudi Girişimi Forumu’nda (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Suudi Girişimi Forumu’nda (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bugün başkentte çalışmalarına başlayan Yeşil Suudi Girişimi forumunda “Riyad Sürdürülebilirlik Stratejisini” başlattığını duyurdu. Foruma sürdürülebilirlik alanında çok sayıda kanaat önderi ve uluslararası düzeyde uzman katıldı.
Forumda yaptığı açılış konuşmasında Suudi Veliaht Prens, Riyad Sürdürülebilirlik Stratejisinin, "Riyad şehrini dünyanın en sürdürülebilir şehirlerinden birine dönüştürmeyi" hedeflediğini söyledi.
Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz tarafından bugün (Cumartesi) başlatılan Yeşil Suud Girişimi ve Çevresel Sürdürülebilirlik Stratejisi’nin beş alanda 68'den fazla iddialı sürdürülebilirlik girişim başlatacağını açıkladı. Söz konusu alanlar: “Enerji ve iklim değişikliği, hava kalitesi, su ve atık yönetimi, biyolojik çeşitlilik ve doğal alanlar.”
Komisyon, stratejinin karbon emisyonlarını yüzde 50 azaltmanın yanı sıra şehrin sürdürülebilirlik girişimlerine ve projelerine 346 milyar Suudi riyali (92 milyar ABD Doları) aktarmayı ve özel sektörü yatırım fırsatlarıyla teşvik etmeyi hedeflediğini belirtti.
Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu CEO'su Fehd er-Reşid, Yeşil Suudi Girişimi Forumu’nda yaptığı konuşmada, "stratejinin Riyad'ı 2030 yılına kadar dünyanın en sürdürülebilir ve rekabetçi şehirlerinden biri haline getirmeyi hedeflediğini" söyledi.
Doğal kaynakları verimli bir şekilde yönetme çabalarına değinen Reşid, Yeşil Suudi Girişimi'nin hedeflerini desteklemek için başlatılan çevresel sürdürülebilirlik girişimlerine atıfta bulundu.
Bu girişimlerden bazıları şunlar:
“Arıtılmış su oranını yüzde 11'den yüzde 100'e çıkarmak için 30 milyar riyal (8 milyar dolar) yatırım yapmak, her damla suyun sulama için kullanımını sağlamak, başkent Riyad'ı yeşillendirmek, atıkları hammadde olarak geri dönüştürmek, yeniden kullanmak ve yüzde 94 oranında enerji sağlamak için atık yönetimi projelerine yaklaşık 56 milyar riyal (15 milyar dolar) yatırım yapmak.”
Reşid, komisyonun çevreyi korumaya yönelik proje ve girişimlere 30 milyar riyal (8 milyar dolar) yatırım yaparak Riyad'ın dört büyük projesinden biri olan Yeşil Riyad Girişimi'nin başarılarına önemli bir katkıda bulunduğunu ifade etti.
Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu CEO'su, “Yeşil Suudi Girişimi ve Çevresel Sürdürülebilirlik Stratejisi, 2030 yılına kadar kentsel alanda kişi başına düşen yeşil alan payını 1,7'den 28 metrekareye çıkarmak için toplam 15 milyon ağaç dikmeyi hedefliyor. Bunun yanı sıra Riyad şehrinde 3 bin 300'den fazla farklı büyüklükte park ve 43 büyük park inşa edilerek buralardaki yaşam kalitesinin artırılması hedefleniyor. Bu durum, Riyad sakinlerinin şehre aidiyetini artıracaktır” açıklamalarında bulundu.
Reşid, Riyad şehrinde komisyon tarafından ortaya konulacak sürdürülebilirlik projelerinin 350 bin kişiye iş imkanı sağlayacağına ve yerel ekonomiye 150 milyar riyal katkıda bulunacağına işaret etti.
Yeşil Suudi Girişimi Forumu, bugün Riyad'da, çevre alanında uzmanlaşmış çok sayıda yerel ve uluslararası düzeyde bakanlar, iş dünyasının önde gelen isimleri, öncü şahsiyetler ve akademisyenlerin katılımıyla çalışmalarına başladı.
Katılımcılar, Yeşil Suudi Girişimi Forumu’nda Suudi Arabistan'ın 2030 Vizyonu doğrultusunda stratejik sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşacak her şeyi uygulamak için izleyeceği yol haritasını ve yöntemlerini ele alacak.
Forum ayrıca entegre bir yeşil ekonomi inşa etmeyi ve Krallığın iklim değişikliği sorununu yerel ve küresel düzeyde karşılamaya yönelik taahhütlerinin kapsamını genişletme stratejilerini tartışacak.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.