Irak’ta seçim sonuçlarına yönelik yüzlerce itiraz karara bağlandı

Seçimi kaybeden partilerin gerginliği tırmandırma ihtimaline ilişkin çelişkili haberler aktarılıyor.

Seçimi kaybeden partilerin destekçileri Bağdat’taki Yeşil Bölge çevresinde gösteri düzenliyor. (AFP)
Seçimi kaybeden partilerin destekçileri Bağdat’taki Yeşil Bölge çevresinde gösteri düzenliyor. (AFP)
TT

Irak’ta seçim sonuçlarına yönelik yüzlerce itiraz karara bağlandı

Seçimi kaybeden partilerin destekçileri Bağdat’taki Yeşil Bölge çevresinde gösteri düzenliyor. (AFP)
Seçimi kaybeden partilerin destekçileri Bağdat’taki Yeşil Bölge çevresinde gösteri düzenliyor. (AFP)

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği, şimdiye kadar seçim sonuçlarına gelen yaklaşık bin 400 itirazdan yüzlercesini karara bağladığını duyurdu. 2018 seçimlerinde aldığı onlarca sandalyeyi son seçimde kaybeden partiler gösterilerine devam etti. Bu partilerin gerginliği tırmandırma faaliyetlerine ilişkin çelişkili haberler aktarılıyor. Gösterilerin devam ettiği bir ortamda, Seçim Komiserliği, itirazların sonuçlarıyla ilgili inceleme işlemlerinin tamamlanmasının ardından sonuçları önümüzdeki günlerde Komiserliğin internet sitesinde yayınlayacağını duyurdu.
Seçim Komiserliği’nin medya sorumlularından Mühenned Mustafa, dün yaptığı açıklamada, “İtirazlar kontrol edilerek incelendikten ve tetkik edildikten sonra rapor haline getirilerek Seçim Komiserliği Konseyi’ne gönderildi. Önümüzdeki günlerde tüm tetik ve inceleme işlemlerini bitirerek önem sırasına göre sınıflandırıp internet sitesinde yayınlamaya çalışacağız. Seçimlerde rekabet edenler tarafından Seçim Komiserliği’ne sunulan şikayetlerin sayısı şimdiye kadar bin 400’e ulaştı. Belirlenen merkezlerin sayısı iyi ve bunların içeriğini sadece ilgili komiteler aracılığıyla biliyoruz. Seçim sonuçlarını değiştirecek itirazların olmaması halinde kesin olmayan seçim sonuçları esas alınacak” dedi.
Seçim Komiserliği, daha sonra yaptığı açıklamada, kendisine ulaşan yüzlerce itirazı karara bağladığını ve geri kalan itirazları incelemeye devam ettiğini belirterek, “İtirazların çoğu ya açık ve belirli kanıtlara dayanmıyordu ya da seçim merkezlerinin tümüne itiraz ediyordu” ifadelerini kullandı.
Bağdat ve diğer vilayetlerde seçimleri kaybeden ve seçim sonuçlarına itiraz eden Haşdi Şabi’nin siyasi kanadını destekleyenlerin oluşturduğu ve Organizasyon Komitesi adını verdiği oluşum yaptığı açıklamada, seçim sürecindeki gidişatı düzeltmesi için Seçim Komiserliği’ne 3 gün süre tanıdı. Seçim sonuçlarını reddeden partilerin tüm açıklamaları ve bildirileri Koordinasyon Grubu tarafından ilan edilirken, ilk kez bu açıklama, kendini Organizasyon Komitesi olarak isimlendiren yeni bir oluşum tarafından yapıldı. Organizasyon Komitesi, dünkü açıklamasında, “Seçim sonuçlarına yönelik itirazımızı yinelediğimizi vurgularken, aynı zamanda oyların kaderiyle oynama planına katıldıkları ve ortalığı karıştırmak ve Irak’ı Amerikan projelerine doğru itmeyi planlayan kişilerin ellerinde kontrol edilebilir bir araç haline geldikleri için Yüksek Seçim Komiserliği üyelerinin yargılanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kaydetti.
Seçim Komiserliği Konseyi seçim sonuçlarını destekleyen ve övgüde bulunan bir açıklama yayınlarken, kendini Organizasyon Komitesi diye isimlendiren oluşum, açıklamasında, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, BM Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert’i değiştirme çağrısında bulundu. Açıklamada Avrupa Birliği’ne (AB) de çağrıda bulunuldu ve AB gözlemcilerinin seçim merkezlerinde bulunduğu sırada kaydettikleri raporlardan faydalanarak rolünü yerine getirmesi talep edildi. Açıklamada ayrıca Yüksek Yargı Konseyi ve Federal Mahkeme’den Seçim Komiserliği’nin erteleme ve oyalama durumuna son vermesi istendi.
Kufe kentindeki Ehli Beyt Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Galib ed-Dami, Irak’ta bir kesimin seçim sonuçlarına itiraz eden açıklamaları ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Seçim Komiserliği ve Irak hükümetinden övgüyle söz ettiği açıklaması arasındaki çelişkiyi Şarku’l Avsat’a değerlendirdi. Dami, “BMGK’nin açıklaması, seçim sonuçlarını kabullenmeyi reddeden ve aldığı büyük yenilgiye itiraz eden tarafların pozisyonuna karşı Seçim Komiserliği ve Irak hükümetinin pozisyonunu güçlendirdi. BMGK’nin açıklaması, dengeleri değiştirmek için silah kullanma tehdidinde bulunabilecek grupların güçlerini zayıflattı. Çünkü bu gruplar uluslararası toplumun gözü önünde olmaya başladı. Bu da en nihayetinde bu grupları uzlaşmaya zorlayacak” diye konuştu.



Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu askeri operasyona hazırlık amacıyla Mukalla Limanı’nın tahliyesini istedi

Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
TT

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu askeri operasyona hazırlık amacıyla Mukalla Limanı’nın tahliyesini istedi

Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu bugün, tüm sivillere Hadramut ilindeki Mukalla Limanı’nı bir sonraki duyuruya kadar derhal tahliye etmeleri çağrısında bulundu. Koalisyon, bu önlemin onların güvenliğini sağlamak amacıyla alındığını vurguladı.

Tahliye talebinin liman çevresinde yapılacak askeri operasyon hazırlıkları ile birlikte can ve mal güvenliğini korumayı amaçladığını açıklayan Arap Koalisyonu, herkesin verilen talimatlara uymasını ve güvenliklerinin sağlanması için iş birliği yapmasını istedi.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral el-Maliki, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Reşad el-Alimi’nin Güney Geçiş Konseyi'ne (GGK) bağlı silahlı unsurların Hadramut’taki sivillere karşı işlediği ciddi ve korkunç insani ihlalleri nedeniyle talebi üzerine sivilleri korumak için acil önlemler alınacağını açıkladı. Bu önlemler, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) gerilimi yatıştırmak, GGK güçlerini geri çekmek, mevzilerini Vatan Kalkanı Güçleri'ne devretmek ve yerel makamların sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak için yorulmak bilmeden sürdürdükleri ortak çabaların devamı niteliğinde. Arap Koalisyonu güçleri, bu çabaları bozacak her türlü askeri eyleme, sivil hayatları korumak ve Suud Arabistan-BAE’nin çabalarının başarısını sağlamak için doğrudan ve derhal müdahale edileceğini teyit ediyor.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı'nın meşru Yemen hükümetine yönelik sürekli desteğini ve kararlı tutumunu teyit eden Tümgeneral Maliki, herkesi ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, itidal göstermeye ve güvenlik ve istikrarı korumak için barışçıl çabalara yanıt vermeye çağırdı.


Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu’ndan Mukalla Limanı’na gelen askeri teçhizata “sınırlı” saldırı

Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
TT

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu’ndan Mukalla Limanı’na gelen askeri teçhizata “sınırlı” saldırı

Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare

Yemen'de meşru hükümete destek veren Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı, Mukalla Limanı’nda dışarıdan verilen askeri desteği hedef alan ‘sınırlı’ bir hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral el-Maliki, yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz cumartesi ve pazar günü, iki geminin Koalisyon Ortak Kuvvetler Komutanlığı'ndan resmi izin almadan Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na girerken görüldü. İki geminin mürettebatı, izleme sistemlerini devre dışı bıraktı ve çatışmayı körüklemek amacıyla Yemen'in doğu illerindeki (Hadramut ve el-Mahra) Güney Geçiş Konseyi (GGK) güçlerini desteklemek için büyük miktarda silah ve savaş aracı indirdi. Bu eylem, ateşkese ve barışçıl bir çözüm arayışına karşı yapılmış açık bir ihlaldir. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2216 sayılı kararı da ihlal edilmiştir.” İfadelerini kullandı.

Tümgeneral Maliki, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin Arap Koalisyonu güçlerine yönelik Hadramut ve el-Mahra’daki sivilleri korumak için gerekli tüm askeri önlemleri alması yönündeki talebine dayanarak güvenliği ve istikrarı tehdit eden bu silahların oluşturduğu tehlike ve gerginlik çerçevesinde bu kararı aldıklarını açıkladı.

Arap Koalisyonu Hava Kuvvetleri, bu sabah, Mukalla Limanı’nda iki gemiden indirilen silah ve savaş araçlarını hedef alan sınırlı bir askeri operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyon, uluslararası insani hukuk ve geleneksel kurallar çerçevesinde ve hiçbir yan hasar meydana gelmeyecek şekilde belgelendikten sonra gerçekleştirildi.

Tümgeneral Maliki, Arap Koalisyonu’nun Hadramaut ve el-Mahra'da gerilimi azaltmaya ve sükuneti sağlamaya devam edeceğini, meşru Yemen hükümeti ve koalisyonla koordinasyon sağlanmadan herhangi ülkenin Yemen’deki herhangi bir gruba askeri destek sağlamasını engelleyeceğini, böylece Suudi Arabistan ve Arap Koalisyonu’nun güvenlik ve istikrarı sağlama ve çatışmanın yayılmasını önleme çabalarının başarıya ulaşmasının amaçlandığını vurguladı.


İsrail askerleri Filistinli işçileri rüşvet karşılığında askeri kontrol noktalarından geçirdi

İsrailli askerler, Batı Şeria ile Kudüs arasındaki Kalandiya Kontrol Noktası’nda bekleyen Filistinlileri izliyor. (EPA)
İsrailli askerler, Batı Şeria ile Kudüs arasındaki Kalandiya Kontrol Noktası’nda bekleyen Filistinlileri izliyor. (EPA)
TT

İsrail askerleri Filistinli işçileri rüşvet karşılığında askeri kontrol noktalarından geçirdi

İsrailli askerler, Batı Şeria ile Kudüs arasındaki Kalandiya Kontrol Noktası’nda bekleyen Filistinlileri izliyor. (EPA)
İsrailli askerler, Batı Şeria ile Kudüs arasındaki Kalandiya Kontrol Noktası’nda bekleyen Filistinlileri izliyor. (EPA)

İsrail askerî ve adli polisinin yürüttüğü soruşturmalar, Batı Şeria’daki Filistinlilerin İsrail’e çalışmak amacıyla girebilmek için askerî kontrol noktalarında görev yapan İsrail askerlerine rüşvet verdiğini ortaya koydu.

Soruşturmaya yakın kaynaklar, “bu tür rüşvetlerin ürkütücü bir boyuta ulaştığını” ileri sürerek, bunun “silahlı unsurların İsrail kentlerine sızmasına ve saldırılar düzenlemesine imkân tanıdığını” savundu.

Üç kontrol noktası belirlendi

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot gazetesinden aktardığı habere göre aralarında subay rütbesi taşıyan askerlerin de bulunduğu kişiler, yaptıklarının İsrail içinde saldırılara yol açabileceğini bilmelerine rağmen, para karşılığında geçiş ve kaçak giriş organize etti.

ergvfre
İsrailli duvarın yanında, El Halil yakınlarında zeytin toplayan bir Filistinli. (Reuters)

Haberde, kaçak geçişlerde kullanılan üç askerî kontrol noktasının tespit edildiği belirtildi. Bunlardan birinin Ofer Kontrol Noktası, diğer ikisinin ise Biddu ve Aksa kasabaları yakınında, üçüncüsünün ise Şuafat çevresinde bulunduğu, söz konusu noktaların tamamının Kudüs’ün kuzeyinde yer aldığı kaydedildi. Soruşturmalara göre, geçen cuma günü Bisan saldırısını düzenleyen ve iki İsraillinin ölümü, dört kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının faili Ahmed Ebu’r-Rab’ın da İsrail’e bu kontrol noktalarından birinden girdiği iddia edildi.

Rüşvetin yöntemi ve tutarları

Habere göre Filistinliler, rüşveti kimlik kartının içine koyarak ya da araç durdurulup yolcular indirildiğinde arka koltuğa bırakılan bir zarfla veriyordu. Zarfı alan subayın, işçileri tekrar araca bindirerek geçişe izin verdiği belirtildi.

İkinci İntifada’nın ardından, 2002 yılından itibaren İsrail, 1967 öncesi sınırlar ile Batı Şeria arasında (Yeşil Hat) Filistinlilerin geçişini engellemek amacıyla bir güvenlik duvarı inşa etti. Toplam uzunluğu 770 kilometreyi bulan duvarın yaklaşık 142 kilometrelik bölümü Doğu Kudüs çevresinde yer alıyor ve yüksekliği sekiz metreyi buluyor. Ancak çevresel gerekçeler ve anlaşmazlıklar nedeniyle bazı bölümleri hâlâ tamamlanmış değil.

rg
Ramallah yakınlarındaki İsrail’e ait Atara Kontrol Noktası’nda bekleyen araçlar (AFP)

Gazze savaşının başlamasıyla birlikte İsrail’in yaklaşık 150 bin Filistinli işçinin çalışma izinlerini iptal etmesi, ciddi bir ekonomik krize yol açtı. Bunun üzerine on binlerce işçi kontrol noktalarını aşmaya veya yüksek duvarı tırmanarak geçmeye çalıştı.

Hbaere göre bazı durumlarda minibüslerdeki her yolcu için 50 şekel (yaklaşık 16 dolar) rüşvet ödendi. Bazı vakalarda bir binek aracın geçirilmesi karşılığında  bin 500 şekel (yaklaşık 470 dolar) verildi. Bir olayda ise Filistinli bir iş insanının, polis aracıyla İsrail’e sokulması karşılığında 5 bin  şekel (yaklaşık bin 560 dolar) ödediği belirtildi.

Kaçak geçişlerin bir bölümünün Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimleri içinden yapıldığı, bazı askerlerin sahte resmî çalışma izinleri düzenlediği ve bu tür izinlerin sayısının yaklaşık 300 olduğu tahmin ediliyor.

Telegram kayıtları ve genişleyen soruşturma

İbranice basında yer alan bilgilere göre, rüşvet teklifleri başlangıçta Filistinlilerden gelse de zamanla İsrailli askerlerin de para karşılığı geçiş teklif etmeye başladığı ifade edildi. Sürecin ilerlemesiyle birlikte kaçak geçişlerin askerler ile Filistinli kaçakçılar arasında Telegram üzerinden kurulan ağlar aracılığıyla organize edildiği aktarıldı.

Kayıtlara geçen görüşmelerde, İsrailli bir subayın ödemeyi mutlaka nakit istediği ortaya çıktı. Üst rütbeli bir subayın şüphelenerek gizli soruşturma başlatmasıyla, sadece rüşvet ağının değil, iki askerî birlik arasındaki rekabet nedeniyle bir birliğin diğerini yetersiz göstermek amacıyla kasıtlı olarak Filistinlileri geçirdiği de tespit edildi.

dfrgt
İsrail güvenlik güçleri, Filistin’in Kefr Kaddum köyü yakınlarında Filistinli göstericilerle karşı karşıya. (AFP)

Soruşturma, sadece kaçak geçişlerle sınırlı kalmadı. Sivil idareye bağlı sağlık biriminde görev yapmış eski bir çalışanın, Filistinlilerin sağlık durumlarına dair bilgilerini kullanarak nadir bulunan ilaçları temin edip sattığı, evinde yapılan aramada büyük miktarda ilaç ele geçirildiği bildirildi.

Ordu kaynakları, bu dosyalar kapsamında onlarca asker ve subayın gözaltına alındığını, haklarında yargı süreci başlatılarak cezalandırılacaklarını açıkladı.