Fetüsler Kovid-19’a farklı şekillerde yanıt veriyor

Erkek fetüs plasentası dişi fetüs plasentasından daha yüksek bağışıklık aktivitesine sahip
Erkek fetüs plasentası dişi fetüs plasentasından daha yüksek bağışıklık aktivitesine sahip
TT

Fetüsler Kovid-19’a farklı şekillerde yanıt veriyor

Erkek fetüs plasentası dişi fetüs plasentasından daha yüksek bağışıklık aktivitesine sahip
Erkek fetüs plasentası dişi fetüs plasentasından daha yüksek bağışıklık aktivitesine sahip

Science Translational Medicine dergisinin son sayısında yayınlanan yeni bir araştırma, Kovid-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 virüsü testinde pozitif çıkan hamile kadınlarda, erkek fetüs taşıyan kadınların dişi fetüs taşıyanlara kıyasla daha yüksek bağışıklık aktivitesine sahip olduğunu gösterdi.
Harvard Üniversitesi’ne bağlı Massachusetts Genel Hastanesi’nde görev alan, çalışmanın baş araştırmacısı ve perinatoloji uzmanı Andrea Edlow’un belirttiğine göre, enfeksiyon sonrasında bağışıklık aktivasyonun artmasına bağlı olarak belirli genlerin ve proteinlerin önemli ölçüde yükselmiş seviyeleri, erkek fetüslerin rahim içinde SARS-CoV-2 ile enfekte olmaktan korunmasına yardımcı olabilir, ancak vücutta oluşan iltihap fetüs veya bebek için risk oluşturabilir. Bunun yanı sıra Kovid-19’lu hamile kadınların, erkek fetüslere, kız fetüslere göre çok daha az bağışıklık aktardığı bunun bebeğin virüs ile enfekte olma riskini etkileyebileceği belirtildi.
Edlow, 20 Ekim tarihinde çalışma ile ilgili olarak Harvard Üniversitesi web sitesinde yayınlanan bir raporda, “Fetüsün cinsiyeti, annenin Kovid-19 antikorlarını üretme ve bebeğine aktarmasını etkiliyordu” ifadelerine yer verdi. Söz konusu çalışma, bir annenin Kovid-19 enfeksiyonunda antikorlarını fetüse aktarmasında bebeğin cinsiyetindeki farklılıkların ele alındığı ilk çalışma olurken aynı zamanda annenin enfekte olması durumunda plasenta tepkisinin cinsiyetten cinsiyete farklılıklarını inceleyen ilk çalışma oldu.
Salgına yönelik yürütülen çalışmalar, erkek yetişkinler, çocuklar ve bebekler arasında Kovid-19 enfeksiyonunun bulaşma oranının daha yüksek olduğunu ve kadınlara göre daha şiddetli semptomların olduğu enfeksiyonlar geliştirdiklerini gösterdi. Aynı şekilde erkek fetüsler ve bebekler de, kız bebeklere karşılaştırıldıklarında doğum öncesi ve doğum sonrası 1 aylık dönemde daha savunmasızlardır. Bu nedenle Edlow ve ekibi, annede gelişen SARS-CoV-2 enfeksiyonundan etkilenen hamilelik durumundan sonra doğumda alınan plasentayı, annenin kanını ve kordon kanını inceleme kararı aldı.
Çalışmaya 68 hamile kadın katıldı, içlerinden 38’i Kovid-19 karşıtı aşı geliştirilmeden önce hamileliğinin son 3 ayındayken enfekte olmuştu. Diğer 30’u ise hamilelik sırasında Kovid-19 testi negatif çıkan sağlıklı hamilelerdi. Her iki grupta da fetüslerin yarısı erkek yarısı kızdı.
Yapılan yeni bir keşifte, Edlow ve meslektaşları Kovid-19’lu hamile kadınlar tarafından taşınan dişi fetüslerle karşılaştırıldığında, erkek fetüslerin plasentalarının, fetüsleri rahimdeki viral istilacılardan korumada önemli bir rol oynayan ‘interferon uyarıcı genlerin’ (ISG’ler) çok daha yüksek bir seviyede salgılandığını gösterdi.
Bununla birlikte, interferon uyarıcı genlerin (ISG’ler) salgılanmasının artması, sitokinler olarak adlandırılan bağışıklık hücrelerinin üretimi aynı zamanda rahim içinde iltihaplanmaya neden olabilir. Böyle bir durum ise, ileride bebeğin nörogelişimsel veya metabolik hastalıklar geliştirme riskinin artmasına yol açabilir. Edlow bununla ilgili olarak “Çalışmamız bu riskleri özel olarak değerlendirmemiş olsa da, bu gözlemler söz konusu bebeklerin takip edilmesini ayrıca erkek ve dişi fetüslere farklı şekilde bakılmasının önemini artırıyor” dedi.
İkinci bir önemli bulguda ise, Edlow ve ekibi, Kovid-19’lu annelerden erkek fetüsü olanların, kız fetüsü olan annelere göre, virüse karşı daha düşük düzeyde antikor ürettiğini ve erkek fetüse daha az antikor aktardığını tespit etti. Edlow bu durumun erkeklerin bebeklik döneminde SARS-CoV-2 ile enfekte olmaya karşı daha savunmasız olabileceğini ve fetüsün cinsiyetinin annenin virüse karşı bağışıklık tepkisini etkileyebileceğini gösteriyor.
Edlow ve meslektaşları bunun ardından, Kovid-19 aşısının sağladığı antikorların doğasını ve bu antikorların hamilelik sırasında aşının zamanlamasından ve fetüsün cinsiyetinden nasıl etkilendiğini incelemeyi planlıyor. Edlow, “Annelerin üç trimesterin (hamileliğin her üç aylık dönemi) farklı dönemlerinde Kovid-19’a karşı aşılanması halinde plasentaya ne olduğunu ve fetüsün cinsiyetinin bu yanıtı nasıl etkilediğini bilmek istiyoruz” dedi.



Yıldız oyuncu kana bulandı: İkonik korkunun yeni uyarlaması için geri sayım

Yıldız oyuncu kana bulandı: İkonik korkunun yeni uyarlaması için geri sayım
Yıldız oyuncu kana bulandı: İkonik korkunun yeni uyarlaması için geri sayım
TT

Yıldız oyuncu kana bulandı: İkonik korkunun yeni uyarlaması için geri sayım

Yıldız oyuncu kana bulandı: İkonik korkunun yeni uyarlaması için geri sayım
Yıldız oyuncu kana bulandı: İkonik korkunun yeni uyarlaması için geri sayım

Stephen King uyarlaması korku serisinde ürkütücü Palyaço Pennywise'ı canlandırdıran Bill Skarsgård, bu kez Robert Eggers'ın yeni filminde tüm zamanların en ünlü vampirlerinden biri olan Nosferatu'ya dönüşüyor.

Ancak korku hayranları Skarsgård'ı Kont Orlok rolünde tam anlamıyla görmek için beklemeye devam etmek zorunda çünkü filmin ilk fragmanı, vampirin görünüşünü sır gibi saklıyor.

Skarsgård fragmanda neredeyse hiç görünmüyor ancak karakterinin varlığı akıldan çıkmıyor.

Cadı (The Witch) ve The Lightouse'la korku hayranlarının favorisi haline gelen yönetmen Eggers, Nosferatu'da 1922 yapımı aynı adlı ikonik Alman Ekspresyonist sessiz filmi yeniden uyarlıyor.

Filmin senaryosu da Eggers imzasını taşıyor. Yönetmenin bir önceki filmi, 2022 yapımı Viking intikam destanı Kuzeyli'ydi (The Northman).

Bir vampirin saplantısının gotik hikayesi

Nosferatu, genç bir kadınla ona aşık korkunç vampir arasındaki saplantının gotik hikayesini anlatıyor.

Ünlü aktör Johnny Depp'in babasının ayak izlerini takip eden kızı Lily-Rose Depp, Nosferatu'nun saplantılı olduğu kadın Ellen Hutter rolünde. 

Nicholas Hoult ise Ellen'ın emlakçı eşi Thomas Hutter'ı canlandırıyor ve yeni müşterisi Kont'un, asırlık bir vampir olduğunu bilmeden onunla temasa geçiyor.

Friedrich Harding rolündeki Aaron Taylor-Johnson'a Emma Corrin, Willem Dafoe, Ralph Ineson ve Simon McBurney eşlik ediyor.

Daha önce, Harry Styles ve Anya Taylor-Joy sırasıyla Thomas Hutter ve Ellen Hutter rollerinde yer alması planlanmıştı. Ancak her ikisi de program çakışmaları nedeniyle korku filminde rol almaktan vazgeçmişti.

Independent Türkçe, Variety, Deadline