Kayıtlara geçen en uzun Kovid-19 vakası: Hastalık 335 gün sürdü

Koronavirüs vakalarına dair 2020'de toplanan veriler kadınların Kovid-19 nedeniyle ölme riskinin erkeklerden az olduğunu göstermişti (Unsplash)
Koronavirüs vakalarına dair 2020'de toplanan veriler kadınların Kovid-19 nedeniyle ölme riskinin erkeklerden az olduğunu göstermişti (Unsplash)
TT

Kayıtlara geçen en uzun Kovid-19 vakası: Hastalık 335 gün sürdü

Koronavirüs vakalarına dair 2020'de toplanan veriler kadınların Kovid-19 nedeniyle ölme riskinin erkeklerden az olduğunu göstermişti (Unsplash)
Koronavirüs vakalarına dair 2020'de toplanan veriler kadınların Kovid-19 nedeniyle ölme riskinin erkeklerden az olduğunu göstermişti (Unsplash)

Yeni bir araştırmaya göre kanserden kurtulan bir kadın, şimdiye kadar bildirilen en uzun Kovid-19 vakası oldu.
47 yaşındaki ismi verilmeyen kadının ilk kez 2020 baharında ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin hastanesine kaldırıldığı bildirildi. Kovid teşhisi konan hastanın durumu 335 gün pozitif kaldı ve evde oksijen desteği almasına neden olan semptomları da devam etti.
Araştırmacılar, enfeksiyonun ilk döneminde toplanan örneklerden alınan genetik verileri ilerleyen aylarda alınan örneklerle karşılaştırdı. Analizler virüs suşunun değişmediğini gösterdi.
Başka bir deyişle hasta yeniden enfekte olmamıştı, neredeyse bir yıl boyunca aynı virüsü barındırmaya devam etmişti.
Science Magazine'in aktardığına göre hasta daha önce lenfoma tedavisi görmüştü. Koronavirüsün bağışıklık sistemi zayıfladığı için hastanın vücudunda bu kadar uzun süre kalabildiği düşünülüyor.
Hasta yaklaşık kanser nedeniyle üç yıl önce CAR T hücre tedavisi görmüştü. Bu tedavide genetiğiyle oynanan yapay T-hücre reseptörlerini taşıyan hücreler hastalara uygulanıyor.
CAR T tedavisi bu hastada başarıyla sonuçlanmıştı. Ancak vücutta antikor üreten B hücrelerinin çoğunu tüketerek bağışıklık sistemini de zayıflatmıştı.
ABD’de daha önce bir lösemi hastasının koronavirüsü 70 gün boyunca bulaştırabildiği vaka örnekleri de kayda geçmişti. Ancak bunun şimdiye dek kayda geçen en uzun vaka olduğu belirtiliyor.
Henüz hakem onayından geçmeyen araştırmanın yazarı, moleküler virolog Elodie Ghedin, bağışıklık sisteminin zayıfladığı hastalardaki koronavirüs enfeksiyonların genetik açıdan epey bilgi verdiğini ifade etti.
Araştırmacılar, bu hastadan ve kronik enfeksiyondan mustarip diğer vakalardan alınan örnekleri analiz ederek virüsün nasıl evrildiğini analiz edebilir.
Nitekim söz konusu hastadan örneklenen koronavirüste, iki genetik delesyon (genomun bazı parçalarını silen mutasyonlar) tespit etti. Üstelik bunlardan biri, virüsün hücreyi istila ederken kullandığı sivri uçlu proteinini kodlayan genlerde meydana gelmişti.
Kronik enfeksiyonlar nadir görülse de yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Uzmanlara göre virüsün zayıf bağışıklık sistemine sahip bir vücutta gelişmek için daha fazla zaman ve alan bulma imkanı oluyor.
Ghedin, bu tür vakaların "virüsün genetik alanı nasıl keşfettiğinin görülmesi için bir pencere açtığını" ifade ediyor.
Independent Türkçe, Science Magazine, Livescience



İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
TT

İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)

Araştırmacılar insan hücrelerinin içinde yeni bir organel keşfetti. 

Tıpkı organlar gibi organeller de hücre içinde belirli işlevleri yerine getirmek üzere özelleşmiş yapıları ifade ediyor. Örneğin mitokondri enerji üretiminden sorumluyken, endoplazmik retikulum proteinleri taşımak gibi görevleri üstleniyor. 

Virginia Üniversitesi ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nden bilim insanları hücrelerin şeklini koruyan filamentleri incelerken, ürettikleri üç boyutlu görüntülerde sürekli karşılarına çıkan alışılmadık bir yapı olduğunu fark etti.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada hücrede belirli bir görevi yerine getirdiği düşünülen bu yapının daha önce tanımlanmamış bir organel olduğuna karar verildi.

Bilim insanları hemifüzom (hemifusome) adını verdikleri yapının insan hücrelerindeki proteinlerin ayrıştırılması, geri dönüştürülmesi ve dışarı atılmasında rol oynadığını tahmin ediyor.

Ekip kullanılan görüntüleme tekniği veya organelin küçük boyutu nedeniyle bugüne kadar gözden kaçmış olabileceğini düşünüyor. Çapı yaklaşık 100 nanometre olan hemifüzomun boyutu, küçük bir mitokondrinin yarısı bile değil.

Kriyo-elektron tomografi (cryo-ET) denen bir teknik kullanan ekip, bu sayede hücrelerin net görüntülerini oluşturmayı başardı. Hücrelerin dondurulmasını içeren bu yöntem, biyolojik yapıların bozulmadan görüntülenmesini sağlıyor.

Bilim insanları daha önce gözlemlemedikleri bir vezikül yapısını inceliyordu. Balon benzeri yapılar olan veziküller, hücrelerin içinde ve hücreler arasında protein ve hormon gibi maddeleri taşıyor.

Çalışmada iki katmanlı bir yağ bariyeriyle ayrılan iki vezikülün birbirine kaynaştığı gözlemlendi. 

Makalenin yazarlarından Seham Ebrahim, "Biyofizik açısından bile bu bir dönüm noktası" diyerek ekliyor: 

Çünkü biyofiziksel olarak veziküllerin bu hemifüzyon durumunda var olabileceği her zaman tahmin edilse de canlı bir hücrede ilk kez görüldü.

Araştırmacılar hemifüzyon iki çift tabakanın kısmi birleşmesi anlamına geldiği için organele hemifüzom adını verdi.

Ebrahim, yeni keşfedilen organelin, veziküllerin "bağlandığı ve kargo aktardığı" bir "yükleme iskelesi" görevi gördüğünü söylüyor.

Taşıma sürecinde daha önce bilinmeyen bu adım, çeşitli genetik hastalıklar hakkında kritik bilgiler sağlama potansiyeline sahip. 

Ancak hemifüzomun hücredeki rolünün net olarak belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bilim insanları daha sonra genetik bozukluklara karşı yeni tedaviler geliştirilebileceğini umuyor. 

Ebrahim, "Bu daha başlangıç" diyerek ekliyor: 

Artık hemifüzomların var olduğunu bildiğimize göre, sağlıklı hücrelerde nasıl davrandıklarını ve işler ters gittiğinde ne olduğunu sormaya başlayabiliriz. Bu bizi karmaşık genetik hastalıkların tedavisi için yeni stratejilere götürebilir.

Independent Türkçe, Live Science, IFLScience, Nature Communications