Suriye Anayasa Komitesi görüşmelerinde süreç, Esed rejiminin uzlaşmaz tavrıyla tehlikeye girdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Suriye Anayasa Komitesi görüşmelerinde süreç, Esed rejiminin uzlaşmaz tavrıyla tehlikeye girdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Suriye Anayasa Komitesinin altıncı tur görüşmeleri Beşşar Esed rejimini temsil eden heyetin uzlaşmaz tutumu nedeniyle "büyük hayal kırıklığıyla" sona ererken, bir sonraki turun da tarihi belirlenemedi.
Suriye'de Mart 2011'de barışçıl halk gösterileriyle başlayan ve Beşşar Esed rejiminin müdahalesiyle kan gölüne dönen iç savaşta 10 yıl geride kaldı.
BM raporlarında Esed rejimi ve destekçilerinin defalarca savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar işlediği belgelendi. Yüz binlerce Suriyeli iç savaşta hayatını kaybetti. Milyonlarca Suriyeli de canını kurtarmak için komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
Ülkedeki kaosu sona erdirmeye yönelik siyasi çözüm arayışlarının en önemli halkasını ise Suriye Anayasa Komitesi görüşmeleri oluşturuyor.
150 üyenin katılımıyla 30 Ekim 2019'da başlayan ve 1 Kasım 2019'da sona eren açılış toplantılarının ardından Suriye Anayasa Komitesinin "Küçük Grup" diye adlandırılan 45 kişilik yazım kurulu, BM Cenevre Ofisi'nde altıncı tur görüşmelerini gerçekleştirdi.

Anayasa taslağının hazırlanması konusunda tarafların anlaştıkları duyurulmuştu
Esed rejimi, sivil toplum kuruluşları ve Suriye muhalefeti temsilcilerinin her birinden 15'er kişiden oluşan anayasanın yazımından sorumlu "Küçük Grup" üyeleri, ocak ayında başarısızlıkla sonuçlanan beşinci turun ardından 18 Ekim'de altıncı tur görüşmeleri için bir araya geldi.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, görüşmelerden bir gün önce, 17 Ekim Pazar düzenlediği basın toplantısında, yeni Suriye anayasası taslağı hazırlanması için tarafların anlaşmaya vardığını duyurdu.
Pedersen ayrıca, tarafların bir sonraki turun tarihinin belirlenmesi konusunda da anlaştıklarını aktardı.

İlk kez aynı masada karşılıklı oturdular
Pedersen basın toplantının hemen ardından BM Cenevre Ofisi'nde muhaliflerin eş başkanı Hadi el Bahra ve rejimin eş başkanı Ahmed Kuzbari ile aynı masada toplantı yaparken görüntülendi.
Altıncı turun sonuna kadar Pedersen günlük oturumların ardından iki eş başkanla baş başa toplantılar yapmaya devam etti.
İki eş başkanın sürecin başından bu yana ilk kez aynı masada karşılıklı oturması altıncı tur görüşmelerine damga vurdu.
Suriye Anayasa Komitesi üyesi Tarık El Kurdi, yaşanan olumlu gelişmeler üzerine AA muhabirine yaptığı açıklamada, Komitenin, ilk kez bu turda gerçek görevini ifa etmeye başladığını duyurdu.

Muhalifler taslak metinleri sundu
Beşinci turda muhalifler, yazımını tamamladıkları 10 temel maddeyi Anayasa Komitesine sunmuş ancak rejimi temsil eden heyet bu maddeleri müzakere etmeyi dahi reddetmişti.
Suriyeli muhalifler bu turda da anayasanın temel ilkelerine ilişkin (ordu, silahlı kuvvetler, güvenlik ve istihbarat) 4 maddeden oluşan taslak metni Pedersen'e sundu.
Rejim heyeti ise Arap milliyetçiliğinin ön plana çıkarıldığı ve terör ve aşırılıkla ilgili metinleri Pedersen'e sunarken, sivil toplum kuruluşları da "hukukun üstünlüğüne" ilişkin taslak hazırladı.

Kritik gün 18 Ekim
Özel Temsilci Pedersen, altıncı turun son gününde Suriye'nin geleceğini belirleyecek yeni anayasaya ilişkin tarafların ittifak ettiği konulara ilişkin ortak bir metin hazırlanması ve bunun basına açıklanmasını hedefliyordu.
Fakat yoğun diplomasi mekiğine rağmen, Pedersen tüm turlarda oyalama taktiğini tercih eden rejim heyetini bir türlü ikna edemedi.
Görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığı haberini, rejim heyetinin eş başkanı hukukçu Ahmed Kuzbari, AA muhabirinin, "Altıncı turda olumlu bir sonuç çıktı mı?" sorusuna, "Hayır bu turda da çıkmadı" karşılığıyla duyurdu.

Pedersen, rejimi ilk kez isim vererek suçladı
Pedersen, heyetlerin BM'den ayrılmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, "büyük bir hayal kırıklığı" yaşadığını belirtti, ilk kez isim vererek rejim heyetini suçladı.
Hafta boyunca toplantılarda iniş ve çıkışlar olduğunu dile getiren Pedersen, "Bugün (son gün) müzakere ettiğimiz ilkeleri öne çıkarmaya odaklanacak ve geçici bir anlaşmaya veya en azından bazı konularda ittifak etmeye ve neleri kabul etmediğimizi kararlaştırmaya odaklanacaktık. Bugünkü görüşmeler büyük bir hayal kırıklığıydı. Elde etmeyi umduğumuz şeyi başaramadık. Nasıl bir fikir birliğine varılacağı konusunda iyi istişarelerimiz olabilirdi fakat süreci nasıl ilerleteceğimiz konusunda doğru bir anlayıştan mahrum kaldık. Yeni bir metin sunmamaya karar veren hükümet (Esed rejimi) delegasyonuydu" ifadelerini kullandı.
Pedersen, Suriye Anayasa Komitesi toplantılarının bir sonraki turunun tarihinin de belirlenemediğini söyledi.

Krizin nasıl aşılacağını Pedersen'in temasları belirleyecek
Altıncı turda yeni Suriye anayasasının taslak metinleri hazırlanamadığı gibi, Suriye Anayasa Komitesi görüşmeleri süreci de rejimin uzlaşmaz tavrı nedeniyle tehlikeye girdi.
Krizin nasıl aşılacağını ise Pedersen'in özellikle Astana sürecinin garantör ülkeleri Türkiye, Rusya ve İran ile yapacağı görüşmelerin belirlemesi bekleniyor.
Öte yandan, bu üç ülkeden heyetler altıncı tur görüşmeleri devam ederken Cenevre'de bir araya gelmişti. Görüşmelerde Türkiye heyetine Dışişleri Bakanlığı Suriye Genel Müdürü Büyükelçi Selçuk Ünal başkanlık yaptı.
Suriye Anayasa Komitesinin 25-29 Ocak 2021'de gerçekleştirilen beşinci tur görüşmelerinde taraflar ilk kez anayasanın içeriğine odaklanarak yazım aşamasına geçmeyi hedefliyordu. Fakat Esed rejimini temsil eden heyetin uzlaşmaz tavırlarını sürdürmesi süreci tıkamıştı.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.