Muhammed bin Selman, 39 milyar riyal değerinde iki iklim girişiminin kurulduğunu duyurdu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’nde konuşuyor (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’nde konuşuyor (SPA)
TT

Muhammed bin Selman, 39 milyar riyal değerinde iki iklim girişiminin kurulduğunu duyurdu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’nde konuşuyor (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’nde konuşuyor (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, dün Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’ni başlattı.
Veliaht Prens, bölgede döngüsel karbon ekonomisi teknolojilerine yönelik çözümlere yatırım yapmak için bir işbirliği platformunun kurulduğunu ve dünyadaki 750 milyondan fazla insana gıda sağlamak için temiz yakıt çözümleri sağlamaya katkıda bulunacak küresel bir girişimi duyurdu.
Bu iki girişime yapılan toplam yatırımın yaklaşık 39 milyar riyal olduğunu ve Riyad’ın bunların yaklaşık yüzde 15’inin finansmanına katkıda bulunacağını bildirdi.
Muhammed bin Selman, Yeşil Ortadoğu Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Bugün bu zirvede güçlerimizi birleştirmek, çevreyi korumak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve bölgedeki karbon emisyonlarını küresel katkının yüzde 10’undan fazlasını azaltmaya yönelik bir yol haritası geliştirmek için çabalarımızı koordine etmek ve 50 milyar ağaç dikmek amacıyla toplandık. Bölge, küresel olarak en büyük ağaç dikme programı olsa da, bu küresel ağaçlandırma hedefinin yüzde 5’ine ulaşılmasına katkıda bulunacaktır” dedi.
Veliaht Prens, bu iddialı hedeflere ulaşılmasını sağlamak için bölgesel bir yol haritası ve çalışma metodolojisi geliştirmek için birlikte çalışmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Muhammed bin Selman konuşmasına şu ifadelerle devam etti;
“Suudi Arabistan, bölge ülkeleri ve dünyanın geleneksel ekonomilerden küresel olarak aktif ekonomilere dönüşmesinin en önemli nedeninin geleneksel enerji kaynakları olduğuna, bunun insanlığın şimdiye kadar bildiği en hızlı ekonomik büyümeye yönelik katalizör olduğuna inanıyor. Bugün, iklim değişikliğinin etkilerinin sadece doğal çevre ile sınırlı kalmadığına, ekonomi ve güvenliğe de yansıdığına dair ortak inancımızla, bölge için yeni bir yeşil çağ başlatıyor, önderlik ediyor ve meyvelerini birlikte topluyoruz.”
Bölgesel iklim eylem sisteminde boşluklar olduğuna dikkat çeken Veliaht Prens şöyle devam etti;
“Bölgesel çabaları koordine ederek ve deneyim ve teknolojileri paylaşarak girişimlerimizde başarıları hızlandırabiliriz. Suudi Arabistan bunu sağlamak için döngüsel karbon ekonomisi kavramlarını uygulamak konusunda bir işbirliği platformu kuracağını, iklim değişikliği için bölgesel bir merkez kuracağını, karbon çıkarma, kullanma ve depolama tesisi kuracağını, erken fırtına uyarı sistemi için bölgesel bir merkez geliştireceğini, sürdürülebilir balıkçılık gelişimi için bölgesel bir merkez kurulacağını ve bölgesel bir bulut tohumlama programı oluşturulacağını duyurdu. Bu merkez ve programlar, çevreyi korumak, emisyonları azaltmak ve bölgesel koordinasyon düzeyini yükseltmek için gerekli altyapının oluşturulmasında büyük rol oynayacaktır.”
Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın gelişen enerji piyasalarındaki lider rolünün bir uzantısı olarak, dünyadaki 750 milyondan fazla insana gıda sağlamak için temiz yakıt çözümleri sağlamaya katkıda bulunan küresel bir girişimin yanı sıra bölge için döngüsel karbon ekonomisi teknolojilerine yatırım yapacak bir platformun kurulduğunu duyurarak, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Bu iki girişime yapılan toplam yatırım yaklaşık 39 milyar riyaldir. Suudi Arabistan, bunun yaklaşık yüzde 15’inin finansmanına katkıda bulunacak. Bu girişimleri finanse etmenin ve uygulamanın yollarını tartışmak için ülkelerle, bölgesel ve uluslararası kalkınma fonlarıyla birlikte çalışacak. Koordinasyon seviyesini yükseltmek amacıyla zirvenin gündemini desteklemek için kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak Yeşil Girişim Vakfı’nın kurulduğunu duyuruyoruz. İklim değişikliğiyle yüzleşmek, ileri teknolojiler geliştirmek ve bunları finanse etmek için uygun ortamı yaratmak, bölgemizin doğal hazinelerini korumak ve işbirliğimizi güçlendirmek, ortak çalışmamızı gerektiriyor.”
Yeşil Ortadoğu Zirvesi, Ortadoğu’da iklim değişikliğiyle mücadele için ilk koalisyonu kurmayı ve bilgi ile sermayeyi birleştiren bir platform sağlamayı amaçlıyor.
Girişimin çevresel stratejisi, bilgi aktarımı, çevre yönetimi ve iklim sorunlarına yönelik gelecekteki yenilikçi çözümlere odaklanıyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.