Üniversitelere girişte hukuk, sağlık ve mühendislik alanlarının asgari başarı puanı şartı artırılacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Üniversitelere girişte hukuk, sağlık ve mühendislik alanlarının asgari başarı puanı şartı artırılacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Resmi Gazete'de yayımlanan 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'na göre, mezuniyet sonrasında doğrudan meslek icra yetkisi veren yükseköğretim programlarında asgari başarı puanı şartı uygulaması genişletilecek.
Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), meslek icra yetkisi veren hukuk, sağlık ve mühendislik alanlarının asgari başarı puan şartının artırılması ve bu uygulamanın kapsamının genişletilmesi öngörüldü.
Resmi Gazete'de yayımlanan "2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı"nın "eğitim" başlığı altında yükseköğretim sistemindeki yeni hedeflere yer verildi.
Yükseköğretimde çeşitliliğin artırılması amacıyla belirlenen hedefler arasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk olarak Japonya'da dile getirdiği ve daha sonra 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı'nda yer alan kadın üniversitelerine ilişkin yeni hedefler de yer aldı.
Buna göre, Japonya örneği incelenerek, sadece kadın öğrencilerin kabul edildiği kadın üniversiteleri kurulacak. Bu kapsamda yürütülecek faaliyetler arasında, kız öğrencilerin ülkede farklı derecelerde yükseköğretime katılımlarının değerlendirilmesi, sorun bulunan alanların saptanarak buna yönelik çözüm önerileri geliştirilmesi yer alıyor. Yeni programda, kurulması planlanan kadın üniversitesinin akademik birimlerinin oluşturulmasına yönelik çalışmaların başlatılacağı da vurgulandı.
Öte yandan, dünya akademik başarı sıralamalarında 2023 itibarıyla en az 2 üniversitenin ilk 100'e ve en az 5 üniversitenin de ilk 500'e girmesi sağlanacak.
Araştırma üniversiteleri öncelikli olmak üzere, belirlenen hedefe ulaşma potansiyeli olan üniversiteler için nesnel ölçütlere dayalı olarak performans kriterleri belirlenecek.
Öncelikli sektörler başta olmak üzere, plan döneminde doktora mezun sayısı yıllık ortalama 15 bine çıkarılacak.

Kontenjanlar belirlenirken arz-talep dengesine bakılacak
Yükseköğretim kurumlarının kontenjanları, sektörel ve bölgesel beceri ihtiyaçları, üniversitelerin kapasiteleri, arz-talep dengesi ve mevcuttaki programların asgari doluluk oranları dikkate alınarak belirlenecek.

Baraj puanlarına ilişkin yeni hedef
Programda, YÖK ve üniversitelerin çalışmasıyla üniversiteye girişte baraj puanlarına ilişkin de yeni bir hedefe yer verildi. Buna göre, mezuniyet sonrasında doğrudan meslek icra yetkisi veren yükseköğretim programlarında asgari başarı puanı şartı uygulaması genişletilecek. Meslek icra yetkisi veren hukuk, sağlık ve mühendislik alanlarının asgari başarı puan şartı artırılacak ve bu uygulamanın kapsamı genişletilecek.
YÖK bünyesinde üniversitelerin verilerini düzenli olarak takip eden, raporlayan ve bu bilgileri kamuoyu ile paylaşan mevcut izleme ve değerlendirme sistemine ilişkin tanımlanan kriterler iyileştirilecek, veri bütünlüğü sağlanacak.

Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Strateji Belgesi hazırlanacak
Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Strateji Belgesi (2023-2027) çalışmalarına devam edilecek. Yükseköğretim sistemindeki nitelikli uluslararası öğrenci sayısı artırılacak. Yükseköğretim sistemindeki nitelikli uluslararası öğrenci sayısını artırmak için kabul ve başvuru kriterleri konusunda çalışma yapılacak.
Yabancı dilde eğitim veren programların sayısı artırılacak, yükseköğretim kurumlarının uluslararası öğrencilere yönelik barınma imkanları geliştirilecek ve uluslararasılaşmada kurumsal kapasite artırılacak.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe