Cezayir’de Fransız sömürgeciliği suç sayılacak

Macron'un, 'Cezayir Fransız sömürgeciliği sayesinde ulus oldu' sözlerine tepki olarak Arapça kullanımını yaygınlaştırmaya yönelik girişimler devam ediyor.

Fransa'daki Cezayirliler, onlarca Cezayirlinin öldürüldüğü 1961 olaylarının 60’ıncı yıl dönümünde Paris’te yürüyüş düzenlediler. (AFP)
Fransa'daki Cezayirliler, onlarca Cezayirlinin öldürüldüğü 1961 olaylarının 60’ıncı yıl dönümünde Paris’te yürüyüş düzenlediler. (AFP)
TT

Cezayir’de Fransız sömürgeciliği suç sayılacak

Fransa'daki Cezayirliler, onlarca Cezayirlinin öldürüldüğü 1961 olaylarının 60’ıncı yıl dönümünde Paris’te yürüyüş düzenlediler. (AFP)
Fransa'daki Cezayirliler, onlarca Cezayirlinin öldürüldüğü 1961 olaylarının 60’ıncı yıl dönümünde Paris’te yürüyüş düzenlediler. (AFP)

Cezayir Parlamentosu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 'Cezayir Fransız sömürgeciliği sayesinde ulus oldu' sözlerine sert tepki verdi. Cezayir Parlamentosu’nun alt kanadı Ulusal Halk Meclisi, Fransız sömürgeciliğini (1830-1962)  suç sayan bir yasanın yürürlüğe girmesi için düzenlemeleri başlatmaya hazırlanıyor. Diğer yandan Cezayir'in Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud, iki ülke arasında ciddi gerginliğe neden olan açıklamaların ardından çalışma ve ikamet yerini değiştirerek Monako Prensliği'ne taşındı.
Ulusal Halk Meclisi üyeleri, adeta Fransa'nın yargılandığı bir mahkeme oturumu gibi görünen bir oturumda Fransız hükümetine, parlamentosuna ve ‘Cezayir'e karşıtı kampanyada suç ortağı’ olarak gördükleri tüm siyasi çevrelere sert eleştiriler yönelttiler. Oturuma, parlamentodaki (hükümete yakın) Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC), Demokratik Ulusal Birlik (RND) ve Bağımsız Milletvekilleri Bloku’nun yanı sıra (muhalefetteki) Barış Toplumu Hareketi'nin genel başkanları da katıldı. Söz konusu harekete, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın görev süresinin uzatılmasının en önde gelen destekçilerinden biri olması nedeniyle geçtiğimiz haziran ayında yapılan milletvekili seçimlerine katıldığında ciddi eleştirilere maruz kalan RND Milletvekili Munzir Buden’in liderlik ediyor. Buden, Cezayir hükümetince ‘çetenin başı’ olarak tanımlanıyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklara göre Cumhurbaşkanlığı’ndan parlamentoya Fransız sömürgeciliğini suç sayan yasanın hazırlıklarına başlanması talimatı verildi. Kaynaklar, Cezayirli yetkililerin ilk kez 11 yıl önce UKC’li 125 milletvekili tarafından sunulan fakat eski Cumhurbaşkanı Buteflika tarafından açıklanmayan sebeplerden dolayı yasağı askıya alınan bu girişimi harekete geçirmek için ortak siyasi bir irade gösterdiklerini aktardılar.
Gözlemcilere göre Cezayir Parlamentosu’nun attığı bu adım, yürütme yetkisine ne ölçüde hakim olduğunu yansıtıyor. Aynı zamanda her ne kadar ülkenin anayasası kuvvetler ayrılığı ilkesine saygı gösterilmesi gerektiğini şart koşsa da girişimin önce askıya alınması, parlamentonun eski dönemde Cumhurbaşkanlığı’nın kararlarına boyun eğdiğini de gösterdi. Halk Meclisi Başkanı İbrahim Buğali, geçtiğimiz yaz göreve başlaması vesilesiyle yaptığı konuşmadan bu yana ilk kez Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un politikalarını destekleyeceğini duyurdu.
Fransa’ya verilen bir diğer tepkide de dün Cezayir Çalışma Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık, tıpkı Spor ve Mesleki Eğitim Bakanlıkları gibi tüm kurum ve kuruluşlarla olan ilişkilerinde Fransızcanın kullanılmasına son verilmesi ve yalnızca Arapçanın kullanılması talimatı verdi. Bu karar ülkedeki en üst düzey yetkililerin talimatlarıyla alındı. Bazı gözlemciler bunu ’bir anlık duyguyla alınan’ karar olarak değerlendirdiler. Geçmişte de birçok bakanlığın işlemleri Arapça ile yapma girişimleri olduğuna dikkat çeken gözlemciler fakat bu uygulamanın teknik araç ve personel eksikliği nedeniyle sürdürülemeyerek kısa sürede terk edildiğinin altını çizdiler.
Söz konusu gelişmeler, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un 30 Eylül’de ‘askeri-siyasi rejim’ olarak nitelediği Cezayir yönetimini sert bir şekilde eleştirdiği açıklamaların ardından yaşandı. Macron, söz konusu dönem yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Tebbun’un ‘son derece katı bir rejim tarafından kontrol edildiğini’ söylemiş ve ‘Fransız kolonizasyonundan önce bir Cezayir ulusu var mıydı?’ sorusunu yöneltmişti.



Yusufzay: İsrail Gazze Şeridi'nin eğitim sistemini yok etti

Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)
Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)
TT

Yusufzay: İsrail Gazze Şeridi'nin eğitim sistemini yok etti

Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)
Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde (AFP)

Pakistanlı aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay bugün kız çocuklarının eğitimi konusunda Pakistan'da düzenlenen Müslüman ülkeler zirvesinde, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerini kınamaya devam edeceğini vurguladı.

Kız çocuklarının eğitim hakkını savunan genç kadın zirvede yaptığı konuşmada, “İsrail Gazze Şeridi'ndeki tüm eğitim sistemini yok etti. Tüm üniversiteleri bombaladılar, okulların yüzde 90'ından fazlasını yok ettiler ve okul binalarına sığınan sivillere ayrım gözetmeksizin saldırdılar. İsrail'in uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerini kınamaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Yusufzay, eğitim hakkını savunduğu için henüz 15 yaşındayken Pakistanlı milisler tarafından vuruldu. Tedavi için İngiltere'ye götürüldü ve iyileştikten sonra bu alanda önde gelen bir aktivist oldu. Yusufzay, 17 yaşında kazandığı Nobel Barış Ödülü'yle bu ödülü alan en genç kişi unvanını kazandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Yusufzay şunları söyledi: “Filistinli çocuklar hayatlarını ve geleceklerini kaybettiler. Okulu bombalanan ve ailesi öldürülen Filistinli bir kız çocuğu hak ettiği geleceğe nasıl kavuşabilir?”

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenilir kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail'in 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısının ardından Gazze'de başlattığı savaşta çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 46 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti.