Gazze’deki bir sergide İsrail’in uluslararası düzeyde yasaklanmış silahları gözler önüne serildi

Filistin makamları, İsrail ordusunun savaş suçları işlediğini kanıtlamak için mühimmat kalıntılarını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sunmaya çalışıyor.

Sergide İsrail’e ait yaklaşık 150 farklı tipte mühimmat kalıntısı yer alıyor. (Independent Arabia-Meryem Ebu Dakka)
Sergide İsrail’e ait yaklaşık 150 farklı tipte mühimmat kalıntısı yer alıyor. (Independent Arabia-Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze’deki bir sergide İsrail’in uluslararası düzeyde yasaklanmış silahları gözler önüne serildi

Sergide İsrail’e ait yaklaşık 150 farklı tipte mühimmat kalıntısı yer alıyor. (Independent Arabia-Meryem Ebu Dakka)
Sergide İsrail’e ait yaklaşık 150 farklı tipte mühimmat kalıntısı yer alıyor. (Independent Arabia-Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Abu Işa
İsrail savaş uçakları 15 Mayıs gecesi, yaşanan son çatışma sırasındaki en kapsamlı hava saldırısını düzenledi. Gazze şehrinin merkezindeki kalabalık bir yerleşim yerini bombaladı. Tüm binalar, içlerindeki insanların başlarına yıkılmıştı. Saldırının yapıldığı alanda bomba imha uzmanları, patlamamış mühimmatlar ile atılan bombaların kalıntılarını buldular. Uzmanlar, Tel Aviv ordusunun uluslararası hukuk tarafından cezalandırılabilecek savaş suçları teşkil eden eylemlerde bulunduğunu kanıtlamak için bunları Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı uluslararası uzmanlara sundular.
Bu, bomba imha ekiplerinin İsrail’e ait mühimmat kalıntıları bulduğu ilk olay değil. Şarku’l Avsat’In Independent Arabia’dan aktardığı habere göre emniyet güçleri, İsrail’in 2008 kışında düzenlediği askeri operasyondan bu yana  bombalama alanlarından kalıntılar toplamaya devam ediyor. Mayıs ayındaki son çatışmadan sonra ekipler bu kalıntıların gözler önüne serildiği bir sergi açtılar.

Tehlikelerin belgelenmesi
Filistin Polisi Patlayıcı Mühendisliği Rehberlik ve Eğitim Bürosu Başkanı Muhammed Mikdad, İsrail'in saldırılarında kullandığı mühimmatların tüm kalıntılarını etkisiz hale getirip tehlikelerinden arındırdıktan sonra sergiyi açtıklarını ve her mühimmat türünün yanına bilgilendirici levhalar koyduklarını söyledi.
Filistinli gruplar ile İsrail arasında çok sayıda çatışma yaşandı. İlki 2008 kışında gerçekleştirildi. Bunu 2012 yılındaki bir saldırı ve daha sonra 2014 yılında kara harekatını içeren uzun bir operasyon ve 2019 yılında da bir saldırı izledi. En sonuncusu da 2021 yılının mayıs ayında, Filistinli grupların başlattığı askeri eylemler oldu. Bunun yanı sıra 2018 - 2019 yılları arasında Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır halk gösterilerine (Dönüş Yürüyüşleri) tanık oldu.
Mikdad, İsrail’in mühimmatlarının gösterildiğibir sergi açılmasının amacının İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde Filistinlilere karşı kullandığı silah türlerini belgelemek ve böylece sivillere karşı yaptığı katliamların ve çevreyi, toprağı ve tarımı öldürdüğü diğer ihlallerin bir kanıtını sağlamak olduğunu söyledi.
Sergide İsrail’e ait yaklaşık 150 farklı tipte mühimmatın kalıntısı yer alıyor. Mikdad, İsrail Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan toplanan en önemli parçaların GBU 31 ve uydu güdümlü GBU 39’un da aralarında olduğu MK bomba ailesine ait olduğuna dikkat çekti.
Mikdad açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bomba imha uzmanlarından oluşan ekip, İsrail Kara Kuvvetleri tarafından kullanılan mühimmatları da topladı. Aralarında en göze çarpanlar 155 mm obüs füzeleri ve en meşhuru 3 bin öldürücü parça içeren APAM olan çeşitli tiplerde tank füzeleriydi.”

Kanserojen Maddeler
BM Mayın Eylem Servisi’ne (UNMAS) göre Gazze’de 500 bin tondan fazla patlayıcı güce sahip 7 binden fazla patlamamış mühimmat kalıntısı incelendi ve etkisiz hale getirildi. Buna rağmen halen Gazze Şeridi sakinlerinin hayatlarını tehdit eden patlamamış mühimmatlar mevcut.

DIME bombalarını etkisiz hale getirmeyi başaran Filistin polisi aralarında uluslararası alanda yasaklanmış, kanserojen etkisi olan Tungsten metali buldu. (Independent Arabia-Meryem Ebu Dakka).
İsrail'in Gazze sakinlerine karşı kullandığı ve bomba imha ekiplerinin etkisiz hale getirmeyi başardığı silah türleri arasında en bilinenleri  Hellfire ve Spike güdümlü füzeleriydi. Tamir füzelerinin (Demir Kubbe füzeleri) kalıntılarının yanı sıra İsrail ordusunun 2014 yılındaki çatışmalarda binaları havaya uçurmak için kullandığı kara mayınları ve sınır protestolarında (dönüş yürüyüşleri) göstericilere karşı kullandığı göz yaşartıcı gaz bombaları ve mermiler bulunuyor.
Mikdad, keşif uçakları tarafından fırlatılan DIME bombalarını etkisiz hale getirebildiklerini ve içlerinde uluslararası düzeyde yasaklanan kanserojen etkisi olan Tungsten metalini bulduklarını belirterek bunu kanıtlamanın da serginin hedeflerinden biri olduğuna dikkat çekti.

Uluslararası düzeyde yasaklı maddeler
Mikdad, başta İsrail'in 2008 savaşında kullandığı beyaz fosfor maddesi olmak üzere uluslararası teçhizatlara göre yasak patlayıcı maddeler içeren bombalar kullandığına dair ellerinde güçlü kanıtları olduğunu vurguladı. Ayrıca içinde solunur solunmaz ölüme yol açan karbonmonoksit gazının olduğu başka mühimmatların da tespit edildiğini söyledi.
Zira Sağlık Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı'nın laboratuvarları ve araştırma enstitüleri, savaş uçaklarının attığı bombaların gazları soluyan herkesin ölümüne sebep olan veya organlara zarar veren kimyasal tepkimeler içerdiğini kanıtladı.
Mikdad'a göre İsrail'in Gazze'de kullandığı tüm silahlar sivilleri ve yoğun nüfuslu bölgeleri hedef aldı. Söz konusu silahların önemli bir kısmı uluslararası düzeyde yasaklı.
Gazze Şeridi dünyanın en fazla nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerinden biri sayılıyor. Zira yüzölçümü yaklaşık 45 kilometrekare olan Gazze Şeridi’nde sadece 2 milyondan fazla kişi yaşıyor. Filistin İstatistik Kurumu'nun (devlet kurumu) verilerine göre kilometrekare başına ortalama 5 bin 500 kişi düşüyor.

Somut belgeler
İsrail'i suçlarından sorumlu tutmak için girişimde bulunan Filistin Yönetimi 2014 yılında Gazze Şeridi'nde işlenen ve savaş suçu teşkil eden saldırılarla ilgili olarak Tel Aviv ordusunun komutanlarının yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) gitme kararı aldı.
Mikdad, Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu (ICHR) (UCM'de Filistin dosyasını takip eden birim) ile iş birliği içinde olduklarını ve İsrail'in kullandığı silah türlerine ilişkin ayrıntılı raporlara somut belgeler eklediklerini söyledi. Ayrıca UCM'ye sunulmak üzere fotoğraflar, resmi belgeler ve fiziksel kanıtları Filistin Yönetimi'ne sunmaya hazır olduklarına işaret etti.
Mikdad ayrıca UNMAS da dahil olmak üzere uluslararası patlayıcı merkezlerinde çalışan uzmanlara mühimmat kalıntıları ile ilgili kesin kanıtlar sunduklarına dikkat çekti.
İsrail: Orantılı güç kullanımı ilkesine riayet ediyoruz
Buna karşılık İsrail Ordusu Sözcüsü Avichai Adrai, orantılı güç kullanımı ilkesine riayet ettiklerini, daha fazla hasara yol açmamak için hedefle orantılı silahlar kullandıklarını ve hava saldırısının hasara yol açabileceği konusunda herhangi bir şüphe olması halinde sakinlere bulundukları yerleri boşaltmaları gerektiğini söylediklerini savundu.
Mikdad ise İsrail mühimmatlarının kalıntılarını topladıklarında bombaları fırlatma ve yönlendirme kalitesinde bir gelişme olduğunu fark ettiklerini söyledi. Nitekim İsrail, 2021 yılındaki son çatışmada lazer güdümlü füze sistemi ve Küresel Konumlama Sistemi (GPS) kullandı.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Euro-Mediterranean Human Rights Monitor) verileri İsrail’in 2014 yılındaki çatışma sırasında Gazze'ye yönelik hava saldırılarını artırdığını bildirdi. Günde 25 ila 30 hava saldırısı düzenlendiği, 2021'de günlük hava saldırılarının sayısının yaklaşık 250'ye ulaştığı bilgisini paylaştı.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.