Türkiye’nin, YPG’ye yönelik operasyon seçeneği Rusya ve ABD’nin sözlerinde durmasına bağlı

Ankara, YPG’nin Türkiye sınırından 30 kilometre uzaklaştırılması taahhüdüne bağlılığını vurguladı.

Türkiye’ye ait iki tır Suriye’nin kuzeydoğusundaki Fırat Nehri’nin doğu bölgelerine tank sevk ediyor.
Türkiye’ye ait iki tır Suriye’nin kuzeydoğusundaki Fırat Nehri’nin doğu bölgelerine tank sevk ediyor.
TT

Türkiye’nin, YPG’ye yönelik operasyon seçeneği Rusya ve ABD’nin sözlerinde durmasına bağlı

Türkiye’ye ait iki tır Suriye’nin kuzeydoğusundaki Fırat Nehri’nin doğu bölgelerine tank sevk ediyor.
Türkiye’ye ait iki tır Suriye’nin kuzeydoğusundaki Fırat Nehri’nin doğu bölgelerine tank sevk ediyor.

Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) en büyük bileşeni olan YPG’yi hedef alacak olası bir askeri operasyon düzenleyip düzenlememe kararını, ABD ve Rusya’nın YPG’yi Türkiye sınırından 30 kilometre uzaklaştırma yönündeki sözlerine sadık kalıp kalmamasına göre alacak. Basında yer alan haberlere göre Türkiye, Fırat’ın doğusuna asker sevk ediyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu YPG’nin düzenlediği saldırıların arttığını belirterek, Türkiye ve Fırat’ın doğusunda destek verdiği silahlı grupların Ekim 2019’da düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı’ndan sonra varılan mutabakat uyarınca Rusya ve ABD’nin YPG unsurlarını Suriye’nin kuzey bölgelerinden çekme konusunda verdiği sözlere bağlı kalmadığını söyledi ve ekledi: “Böyle durumda da kendimiz gereğini yapmamız lazım”.
Dün (perşembe) bir televizyon kanalının canlı yayınına katılan Çavuşoğlu, YPG’nin son olarak Halep’in kuzeyinde düzenlediği ve 2 Özel Harekat polisinin hayatını kaybettiği saldırı sebebiyle Türkiye’nin Suriye’de muhtemel bir operasyon yapıp yapmayacağı sorusuna, “YPG'nin saldırıları arttı. Ne Rusya ne ABD bunları geri çekme sözünde durmadı. Böyle durumda da kendimiz gereğini yapmamız lazım” diye yanıt verdi. Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuları Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le 29 Eylül’de Soçi’de yaptığı görüşmede dile getirdiğini, Birleşmiş Milletlerin Glasgow kentinde düzenleyeceği İklim Değişikliği Konferansı marjında ABD Başkanı Joe Biden ile yapması öngörülen görüşmede de ele alacağını söyledi.
Çavuşoğlu, Ekim 2019’da Suriye’nin kuzeydoğusunda gerçekleşen Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra ABD ve Rusya'nın Türkiye'yle vardığı mutabakata işaret ederek şunları söyledi:
“ABD’nin bulunduğu yerlerde ABD, Rusya’nın bulunduğu yerlerde Rusya bu PKK teröristlerini 30 kilometre aşağıya götüreceklerdi. Şu ana kadar sözlerinde durmadılar. Bunlar böyle. Biz bir söz verdiğimiz zaman sözümüzde dururuz. Bir anlaşmaya imza attığımız zaman gereğini yaparız. Ama açıkça söylüyorum. Hem Rusya için söylüyorum hem ABD için söylüyorum. Sözlerinde durmadılar. Tam tersi ABD bunlara destek vermeye devam etti.”
Rusya ve ABD ile Suriye'ye ilişkin temaslara ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, "ABD ile Suriye konusunda fikirdaş ülkeler ya da uluslararası Suriye destek grubu toplantısı yapalım fikri ortaya koyduk, bunun üzerinde çalışıyoruz. Şimdi böyle bir toplantıya ihtiyaç var. Biz şu mesajı Ruslara da söylüyoruz, İran'a da söylüyoruz: 'Sizler gördünüz, rejime de bunu anlatın, askeri çözüm mümkün değil’” ifadelerini kullandı.
Şam'daki terör saldırısının, rejimin İdlib'e saldırılarının ülkede anayasa görüşmelerine olumsuz yansıdığını anlatan Çavuşoğlu, “Tek çözüm bu süreç. Yani muhalefetle rejimin bir araya gelip Suriye'nin geleceği konusunda anlaşmaları” dedi.
Geçen hafta Şam’da askerleri taşıyan bir otobüste meydana gelen patlama sonucu Suriye rejim güçlerine bağlı 14 asker öldü. Aynı gün Suriye rejimi ve onu destekleyen İranlı milislerin İdlib kırsalındaki Eriha kentine gerçekleştirdiği top atışları sebebiyle 13 sivil hayatını kaybetti, onlarca sivil yaralandı.
Çavuşoğlu, Suriye'deki rejimin askeri çözümü tercih ettiğini ancak bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini belirterek, siyasi sürecin desteklenmesinin önemini vurguladı. Türkiye’nin Suriye toprak bütünlüğün olan desteğini yineleyen Çavuşoğlu, aynı zamanda YPG’nin herkes için tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, her yerde terörle mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayarak, “Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru kurulması hayali yaşayanlar vardı. Bu terör koridoru, kurmaya çalışan teröristlerin başlarına yıkıldı” diye konuştu.
Akar, “Suriye’nin kuzeyinde terör koridorunu kurdurmadık, kurdurmayacağız. Azim ve kararlılıkla terörle mücadeleyi sürdüreceğiz. Teröristlerin bulunduğu her yer güçlerimiz için hedef sayılır” dedi.
Kaynaklar, Türkiye’nin YPG’ye karşı muhtemel bir askeri operasyon için Suriye’nin kuzeyine yüzlerce ek asker konuşlandırdığını bildirdi. ABD merkezli haber ajansı Bloomberg’e konuşan ve ismi açıklanmayan bir Türk yetkili, “Planlanan operasyonun amacı, Türkiye’nin 911 kilometrelik sınırının üçte ikisini kapatmak ve Fırat’ın doğusu ile batısında Türkiye’nin kontrolündeki bölgeleri birbirine bağlamak için Ayn el-Arab’ın (Kobani) güney bölgelerini kontrol altına almaktır. YPG’nin konuşlandığı ve Türk güçleri ile müttefiki Suriyeli savaşçılara karşı saldırılarda kullandığı Azez yakınlarındaki Menagh Hava Üssü de ele geçirilmek istenen hedeflerden biri” dedi.
Bloomberg’e konuşan iki Türk yetkili kaynak, “Bu hamlenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iç siyasette destek sağlayacağı ve YPG’ye desteklerini kesmesi konusunda ABD ile Rusya üzerinde baskı oluşturacağı” yorumunu yaptı.
Türkiye, Suriye’de 2 Özel Harekat polisinin hayatını kaybetmesi ve geçtiğimiz haftalarda topraklarına havan mermilerinin düşmesinin ardından YPG güçlerine ait mevzilerini bombalamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekat Bölgesi'nde 3 Türk askerinin ve Halep’in kuzeyindeki Mara bölgesinde de 2 Türk Özel Harekat polisinin hayatını kaybettiği YPG saldırılarının ardından Suriye’de yeni bir operasyon planladıklarını söyledi.
Erdoğan önceki gün Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönüşte yaptığı açıklamada, ülkesinin halihazırda sınır ötesi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirterek, içerde ve sınır ötesinde teröre karşı verilen mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı.
YPG, ABD’nin Suriye’deki DEAŞ terör örgütüyle mücadelede öncülük ettiği çabalarda önemli bir rol oynadı. ABD’nin YPG’ye verdiği destek Washington ile Ankara arasındaki temel ihtilaf noktasını oluşturuyor. Nitekim Ankara YPG’yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı ve terör örgütü olarak tanımlıyor.
Halil Erdoğan



Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı
TT

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan BAE ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alırken HDK’nın dron saldırıları Port Sudan'daki hayati tesislerin çalışmalarını aksattı

Sudan Güvenlik ve Savunma Konseyi tarafından dün yapılan açıklamada, (BAE) Sudan ordusuna karşı savaşan paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK) finanse etmekle suçlanan Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alındığı bildirildi.

Sudan Savunma Bakanı İbrahim Yasin, Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin kararlarını içeren bildiriyi okudu. Kararlar arasında BAE’nin ‘saldırgan devlet’ ilan edilmesi, Sudan’ın BAE ile ‘diplomatik ilişkilerinin kesilmesi, Sudan’ın BAE’deki büyükelçiliği ve başkonsolosluğunun geri çekilmesi yer aldı. Bildiride HDK’nın son günlerde Port Sudan'ı hedef alan saldırılarında BAE tarafından temin edilen silahların kullanıldığı kaydedildi.

Sonuncusu dün olmak üzere son üç gündür Sudan'ın ordu yanlısı hükümetinin geçici merkezi olan Port Sudan'daki havalimanı, bir askeri üs ve bir elektrik santrali dronlarla hedef alındı.

Dün sabaha karşı şehrin havaalanı ve askeri üssünün bombalanmasının ardından dronlar, ana elektrik santralini de hedef alarak elektrik kesintisine neden oldu.

Saldırılardan bir gün önce, bundan kısa bir süre öncesine kadar iki yıldır süren savaştan kaçan yüz binlerce yerinden edilmiş insan için güvenli bir sığınak olan Port Sudan’ın güneyinde ana yakıt deposu vurulmuş, saldırı büyük bir yangının çıkmasına yol açmıştı.

Sudan’ın elektrik dağıtım şirketi, Port Sudan’daki elektrik santraline saldırılar düzenlendiğini ve ekiplerinin hasar tespit çalışmalarına başladığını açıkladı. Şirket tarafından yapılan açıklamada, dün Port Sudan'daki ana elektrik santralinin dronlarla vurulduğu ve ordu yanlısı hükümetin geçici merkezi haline gelen ülkenin doğu kentinde elektriğin tamamen kesildiği belirtildi.

Açıklamada, ekiplerin hasarı değerlendirmek üzere Port Sudan elektrik santrali sahasına konuşlandığı ve dronların Kızıldeniz’e kıyısı olan bu liman kentini üç gündür hedef aldığı vurgulandı.

Fransız Haber Ajansı (AFP) muhabiri, sabaha karşı patlama sesleri duyduğunu ve liman ile güneydeki bir yakıt deposundan şehrin üzerine duman bulutlarının yükseldiğini bildirdi. AFP’nin objektifine yansıyan görüntüler, saldırının ne denli büyük olduğunu gösterdi.

İngiltere merkezli deniz güvenlik şirketi Ambrey dün yaptığı açıklamada, Sudan'ın başlıca liman kentinin adını taşıyan Port Sudan Limanı’nda meydana gelen bir olaydan haberdar olduğunu belirterek, olayı araştırdığını ve daha fazla bilgi edindikçe duyuracağını ifade etti.

Savaş nedeniyle El-Cezira eyaletinde yerinden edilenlerden biri olan Hüseyin İbrahim (64), sokak durup yangının neden olduğu yoğun dumanı izlerken “Dün ve bugün yaşananlar bize bu savaşın her yere ulaşacağını gösterdi” dedi.

Port Sudan’daki havaalanı yetkililerinden biri, askeri üssün ilk kez hedef alınmasından iki gün sonra Port Sudan Havaalanı’nın sivil bölümünün dronla hedef alındığını söyledi.

Sudan ordusundan bir kaynak başka bir dronun ordunun şehir merkezindeki ana üssünü hedef aldığını söylerken, görgü tanıkları da dronun bir otelin yakınlarına düştüğünü bildirdi.

Askeri üs ve otel, 2023 nisanından bu yana eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK'ya karşı iktidar mücadelesi veren Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan'ın karargahına yakın bir konumda bulunuyor.

Üçüncü bir saldırı ise Birleşmiş Milletler’in (BM), insani yardım kuruluşlarının ve yüz binlerce insanın başkent Hartum'dan ayrıldıktan sonra yerleştiği şehrin kalabalık merkezindeki Port Sudan limanının güney kısmına yakın bir yakıt deposunu vurdu. Şehrin kuzeyindeki görgü tanıkları bir askeri üsten uçaksavar ateşi duyulduğunu bildirdi.

HDK, Hartum'un neredeyse tamamı dahil olmak üzere toprak kaybettiğinden beri dronları kullanarak ordunun kontrolündeki bölgelerin derinliklerindeki mevzilere saldırılar düzenliyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres pazartesi günü yaptığı açıklamada, Port Sudan’a yönelik saldırının ‘sivillerin korunmasını ve insani yardım faaliyetlerini tehdit eden endişe verici bir gelişme’ olarak nitelendirdi.

Kıtlık ilan edilen ve yaklaşık 25 milyon kişinin ciddi gıda güvensizliği yaşadığı Sudan'a yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu Port Sudan üzerinden dağıtılıyor.

Port Sudan Havaalanı’ndaki bir yolcuya göre bombalamanın ardından havaalanındaki bazı kısımlarda yangın çıktı. Ordu kaynağı ise saldırının Port Sudan Havaalanı’ndaki yakıt tanklarını hedef aldığını söyledi.

HDK, son birkaç hafta içinde ülkenin kuzeydoğusunda ordunun kontrolündeki çeşitli bölgelerde sivil altyapıyı bombalayarak milyonlarca insanın elektriksiz kalmasına neden oldu.

BM’ye göre Sudan'daki savaş on binlerce kişinin ölümüne, 13 milyon kişinin yerinden edilmesine ve bazı bölgelerde kıtlık yaşanmasına yol açarak dünyanın ‘en kötü insani krizine’ dönüştü.

Müttefikleriyle birlikte batıdaki Darfur bölgesinin çoğunu ve güneydeki bölgeleri kontrol eden HDK, Hartum ve Sudan'ın orta kesimlerindeki askeri mevzilerini kaybettikten sonra son zamanlarda dronlar ve uzun menzilli toplarla saldırılarını yoğunlaştırdı.

HDK, Sudan ordusunun BAE'yi tedarik etmekle suçladığı hem doğaçlama hem de gelişmiş dronlar kullanıyor. Sudan Enformasyon Bakanı Halid el-İsa bir kez daha BAE'yi HDK'ya saldırılarda kullanılan dronları tedarik etmekle suçladı.

Sudanlı Bakan, yaptığı açıklamada, “Bugün erken saatlerde, BAE tarafından vekili olan terör örgütü HDK'ya sağlanan dronlar kullanılarak gerçekleştirilen bir suç ve terör saldırısına maruz kalan Port Sudan'ın güney limanındaki yakıt depolarını ziyaret ettim” dedi.

Öte yandan Uluslararası Adalet Divanı (UAD) pazartesi günü Sudan'ın ‘HDK’yı destekleyerek soykırıma suç ortaklığı yaptığı’ gerekçesiyle BAE aleyhine açtığı davayı reddetti. Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, bu kararın BAE'nin 2005 yılında BM Soykırım Sözleşmesi'ne yaptığı çekince nedeniyle alındığını belirterek karara saygı duydukları belirtildi.