ABD'li milyarderin tasarladığı penceresiz öğrenci yurdu tartışma yarattı

Spor salonu, çalışma salonu, çok amaçlı oda gibi ortak alanlar tasarımda pencerelere sahip olsa da öğrenci odalarının çoğunluğu penceresiz olarak tasarlandı (Van Tilburg, Banvard & Soderbergh, AIA)
Spor salonu, çalışma salonu, çok amaçlı oda gibi ortak alanlar tasarımda pencerelere sahip olsa da öğrenci odalarının çoğunluğu penceresiz olarak tasarlandı (Van Tilburg, Banvard & Soderbergh, AIA)
TT

ABD'li milyarderin tasarladığı penceresiz öğrenci yurdu tartışma yarattı

Spor salonu, çalışma salonu, çok amaçlı oda gibi ortak alanlar tasarımda pencerelere sahip olsa da öğrenci odalarının çoğunluğu penceresiz olarak tasarlandı (Van Tilburg, Banvard & Soderbergh, AIA)
Spor salonu, çalışma salonu, çok amaçlı oda gibi ortak alanlar tasarımda pencerelere sahip olsa da öğrenci odalarının çoğunluğu penceresiz olarak tasarlandı (Van Tilburg, Banvard & Soderbergh, AIA)

ABD'nin Santa Barbara şehrindeki Kaliforniya Üniversitesi'ne yeni yurt tasarlayan ve finanse eden milyarder Charlie Munger'ın penceresiz projesi tepki çekti. 
The New York Post'un haberine göre üniversitenin danışman mimarı projeyi "sosyal ve psikolojik deney" diye niteledi ve mega yurdu protesto etmek amacıyla istifa etti. 
Üniversite yurt planının aynen uygulanması şartıyla 200 milyon dolar (yaklaşık 1 milyar 900 milyon TL) bağışlandığını belirtti. Öğrencilerin barınma sorunu nedeniyle otellerde kaldığını ifade eden üniversite yönetimi bu sorunu çözeceği gerekçesiyle projeyi savunuyor. Kaliforniya Üniversitesi adına açıklama yapan Andrea Estrada projenin planlandığı gibi ilerlediğini söyledi. 
Munger'in tasarımına göre 11 katlı, 1,68 milyon metrekarelik yapının yüzde 94'ü penceresi olmayan ve 4 bin 500 öğrenci kapasiteli tek kişilik odalardan oluşuyor. 
Ancak 15 yıldır üniversitenin tasarım inceleme komitesinde bulunan mimar Dennis McFadden 25 Ekim'de teslim ettiği istifa mektubunda önerilen tasarımı sert bir dille eleştirdi.
Santa Barbara Independent'ın haberine göre McFadden istifa mektubunda şu ifadeleri kullandı:
"Bol miktarda belgelenmiş kanıt doğal ışığa, havaya ve doğa manzarasına erişimi olan iç mekanların bina sakinlerinin hem fiziksel hem de zihinsel sağlığını iyileştirdiğini gösteriyor. Munger Hall tasarımı bu kanıtları görmezden geliyor ve bunun önemli olmadığını düşünüyor."
Öte yandan üniversite McFadden'ın eleştirilerini boşa çıkaracak herhangi bir veri sağlamadı. 
Deneyimli mimar projenin tek bir "bağışçı milyarderin vizyonunu" yansıttığını söyledi ve tasarımın "sosyal ve psikolojik bir deneye" benzediğini belirtti. 

Munger Hall'da yer alması planlanan ortak çalışma alanı (UCSB)
McFadden şu sözleri de ekledi:
"Danışman mimar olarak hizmet ettiğim 15 yıl içinde komitenin önüne Munger Hall'dan daha büyük, daha dönüştürücü ve kampüs için potansiyel açısından daha yıkıcı bir proje getirilmedi."
Mimar yurt projesinin gereğinden fazla kapasiteye sahip olduğunu ve büyüklük açısından Princeton Üniversitesi'nin tüm lisans sınıflarını veya 5 tane Claremont Kolejini barındırabileceğini ekledi. 

Rektör tasarımın "ilham verici" olduğunu düşünüyor (UCSB)
Munger ise tasarımının, alanı verimli kullandığını belirterek savunuyor. Milyardere göre yurt; market, spor salonu ve derslikler de dahil olmak üzere istenebilecek her şeyi barındırıyor. 
Öte yandan üniversitenin rektörü Henry Yang tasarımı "ilham verici" bulduğunu ve "devrim niteliğinde" olduğunu belirtti. Yang projenin üniversitenin öğrenci konut kapasitesini yüzde 50 oranında artıracağını ifade ediyor. 
Munger'ın Michigan Üniversitesi'nin lisansüstü öğrencilerinin kalması için 2013'te hazırladığı tasarım da tepki çekmişti. Öğrenciler tasarımın, lisansüstü öğrencilerinin yaşam biçimiyle uyuşmadığını söylemişti. 
Independent Türkçe, The New York Post, Santa Barbara Independent, The New York Times



Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
TT

Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)

Köpekbalığı derisinden ilhamla uçaklara film kaplama geliştiren Avustralyalı bilim insanları, sürükleme kuvvetini azaltabileceklerini ve havayolu endüstrisinde milyarlarca dolarlık yakıt tasarrufu sağlayabileceklerini iddia ediyor.

Delta Air Lines, Avustralya merkezli havacılık şirketi MicroTau'yla işbirliği yaparak yakıt verimliliğini artırmak üzere uçaklara uygulanabilecek özel bir filmin kullanımını araştırdı.

Avustralya Ulusal İmalat Tesisi'yle (ANFF) birlikte geliştirilen teknoloji, köpekbalıklarının suda sorunsuzca süzülmesini sağlayan, üst üste binmiş binlerce küçük pula sahip derisini taklit ediyor.

Araştırmacılar yapay film kaplamanın da benzer şekilde uçakların türbülansı azaltmasına, uçuş hızını artırmasına ve yakıt maliyetlerini düşürmesine katkı sağladığını söylüyor.

Bir uçağın içinde ilerlediği hava, uçağın yüzeyini ovalayıp direnç yaratan, saç tokası girdabı (hairpin vortex) adlı küçük girdaplar oluşturur.

Yeni film kaplamasının üzerinde, bu girdaplardan daha dar olan ve girdapların uçak yüzeyinin yakınında oluşmasını engelleyen küçük oluklar var.

İşin zor kısmı filmi sürtünmeye dirençli hale getiren bu tür minik olukların olduğu bölümler oluşturmaktı.

Özel lazer üretim teknolojisini kullanan MicroTau, köpekbalığı derisi benzeri deseni hafif bir malzemeyle hızla üretip bunları kendinden yapışkanlı yamalar haline getirerek bu engeli aştı.

Şirket film kaplamanın, mevcut ulaşım araçlarına uyarlanabilen ölçeklenebilir bir çözüm sunarak taşımacılık endüstrilerinin karbon ayak izini en aza indirebileceğini belirtiyor.

Firma bu teknoloji sayesinde ticari havacılık ve nakliye şirketlerinin yakıt maliyetlerinde 34 milyar doların üzerinde tasarruf sağlayabileceğini ve yüzlerce milyon ton civarında karbondioksit emisyonunu azaltabileceğini iddia ediyor.

MicroTau, örneğin filmin Airbus A380 gibi bir uçağa uygulanması halinde, Sidney'den Los Angeles'a uçuş başına 5 bin dolardan fazla yakıt ve 18 tondan fazla karbondioksit emisyonu tasarrufu sağlanabileceğini ifade ediyor.

Şirket, bu rakamın bir uçağın ömrü boyunca milyonları bulabileceğini dile getiriyor.

MicroTau, kaplamayı Lockheed Martin'in devasa C-130J nakliye uçakları ve Boom Supersonic'in şık XB-1 prototipi de dahil bir dizi hava aracında halihazırda test ediyor.

New Scientist'e konuşan Boom Supersonic sözcüsü "Yamalar gözle görülür bir bozulma olmadan bu koşullara rahatlıkla dayandı" diyor.

Delta'nın Sürdürülebilir Gökyüzü Laboratuvarı Direktörü Sangita Sharma ise CBC News'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

Köpekbalığı derisini taklit eden teknoloji, bu mikro oluklardan yararlanarak yüzeydeki bir tür sürükleme kuvvetini azaltıyor. Yüzeydeki bu sürükleme kuvveti yüzde 4'e varan bir yakıt avantajı sağlayabilir.

Sharma'ya göre havayolu şirketleri bu sayede yılda 15 milyar litre yakıt tasarrufu yapabilir. 

Avustralya merkezli şirket, teknolojinin daha da geliştirilmesiyle havayolu şirketlerinin verimliliği yüzde 10'a kadar artırmasını sağlamayı umuyor.

Independent Türkçe