Cezayir Genelkurmay Başkanlığı: Fransa, Cezayir'i sömürgeleştiremediği için yeniden tarih kurgulamak istiyor

Fotoğraf (AA)
Fotoğraf (AA)
TT

Cezayir Genelkurmay Başkanlığı: Fransa, Cezayir'i sömürgeleştiremediği için yeniden tarih kurgulamak istiyor

Fotoğraf (AA)
Fotoğraf (AA)

Şangariha, Cezayir'in Fransa'ya karşı 1 Kasım 1954'te başlattığı Kurtuluş Devrimi'nin patlak vermesinin 67. yılı dolayısıyla mesaj yayımladı.
Savunma Bakanlığının internet sitesinde yayımlanan mesajda, Fransa'nın, Cezayir'i sömürgeleştirmeyi başaramadığı için yeniden tarih kurgulama yoluna gittiği belirtilerek, "Bugünün mücadelesi, geçmişin yüzleşmeleri bağlamında yürütülüyor. Dünkü düşman (Fransa), yaşanan gerçek tarihteki olaylardan memnun olmadığı için yeniden tarih üretmek istiyor." ifadeleri kullanıldı.
Fransa'nın Afrika'daki kara lekesi: "Cezayir sömürge dönemi"
Cezayir, Fransa'nın 1830'lara uzanan işgaline karşı 1 Kasım 1954'te bağımsızlık mücadelesine başladı.
Fransa'nın kanlı yıldırma çabalarına karşı koyan Cezayir, 8 yıl süren ve 1,5 milyon kişinin hayatını kaybettiği çetin mücadele sonucu, Arap ve İslam coğrafyasında istiklali için en ağır bedel ödeyen ülke olarak öne çıktı.
Paris yönetimi, Cezayir topraklarında 1960-1966 yıllarında 17 nükleer bomba denemesi yaptığını savunurken, Cezayir makamları ise bu sayının 57 olduğunu belirtiyor.
Fransa, Afrika'daki sömürgeci tarihinin en güncel ve en kanlı örneği olan Cezayir'deki suçlarını hala resmen tanımıyor.



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”