Netflix'ten bir ilk: Sadece robotların yazdığı korku filmi yayımlandı

Netflix'in yapay zekasının ortaya çıkardığı senaryo Testere serisinin ikonik sahnelerinden esintiler barındırıyor (Netflix)
Netflix'in yapay zekasının ortaya çıkardığı senaryo Testere serisinin ikonik sahnelerinden esintiler barındırıyor (Netflix)
TT

Netflix'ten bir ilk: Sadece robotların yazdığı korku filmi yayımlandı

Netflix'in yapay zekasının ortaya çıkardığı senaryo Testere serisinin ikonik sahnelerinden esintiler barındırıyor (Netflix)
Netflix'in yapay zekasının ortaya çıkardığı senaryo Testere serisinin ikonik sahnelerinden esintiler barındırıyor (Netflix)

Dijital yayın platformu Netflix, senaryosunu sadece robotların yazdığı bir korku filmi yayımladı. Netflix'e göre söz konusu film türünün ilk örneği.
Pop Culture'ın haberine göre Mr. Puzzles Wants You To Be Less Alive (Mr. Puzzles Daha Az Canlı Olmanı İstiyor) adındaki kısa animasyon Testere (Saw) serisinden ve serinin ikonik karakteri Jigsaw'dan etkilenmiş. 
Kısa filmin YouTube'daki açıklamasındaysa senaryoya dair şu ifadeler yer alıyor:
"Bir robotun 400 bin saatin üstünde korku filmi izlemesi ve ardından kendi korku filmini yazması için Keaton Patti'yle çalıştık. İşte ortaya çıkan şey."
Keaton Patti daha önce yapay zekaya bir Friends bölümü yazdırdığını da açıklamıştı. 
Filmde şeytani bir maskesi olan Mr. Puzzles, Jennifer adında bir kadını terk edilmiş bir depoya hapsediyor ve onu bir dizi farklı tuzakla boğuşmak zorunda bırakıyor.
Animasyonun girişinde Mr. Puzzles, Jennifer'a, "Oyun oynamak ister misin" diye soruyor. Jennifer ise, "Hayır. İsmimi nereden biliyorsun?" diye cevap veriyor. 

Küçük bir yardımla Jennifer çok geçmeden Mr. Puzzles'ı nasıl alt edeceğini anlamaya başlıyor.  
Netflix daha önce de yapay zeka temelli projeler denemişti. "Netflix is a Joke" isimli YouTube kanalı robotların yazdığı başka senaryolar da içeriyor. 
Independent Türkçe, Pop Culture, Yahoo News



Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
TT

Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)

Journal of Personality and Social Psychology adlı bilimsel dergide yeni yayımlanan bir makale, narsisistik kişilik özelliklerine sahip kişilerin kolay kolay kaçamadığı ve gittikçe daha fazla dibe battığı döngüyü detaylandırdı. 

Kendi benliğine daha fazla bağlanan kişilerin, sosyal ortamlardaki işaretleri daha negatif görme ihtimalinin daha fazla olduğu belirtildi. 

Narsisistlerin gösterdiği baskın kişilik özelliklerinin de dışlanma ihtimallerini artırdığına işaret edildi. 

Bu iki durumun birleşmesiyle birlikte narsisistik özelliklerin zamanla daha da şiddetlendiği ve kendi kendini yenileyen bir döngünün devreye girdiği vurgulandı. 

İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nden Christiane Büttner, başyazarı olduğu makale hakkında konuşurken araştırmalarının kişilik özelliklerinin günlük yaşamı nasıl etkilediğine ışık tuttuğunu söylüyor:

Pek çok kişi, narsisizmi kibir ve kendini bazı şeylere layık görme üzerinden değerlendiriyor ama bizim araştırmamız sosyalleşmeden kaynaklanan acıları narsisistlerin de sıklıkla yaşadığını gösteriyor.

ABD, Almanya, Britanya, İsviçre ve Yeni Zelanda'da yaşayan onbinlerce kişinin dahil edildiği büyük ölçekli anketler ve deneylere dayandırılan çalışmada, sosyal dışlamadan en çok kimin, niye muzdarip olduğu ele alındı. 

Sosyal ortamların dominasyonu için etraftaki işaretlere daha çok dikkat eden büyüklenmeci narsisistlerin daha fazla dışlanma hissini yaşadığı bulundu.

Doğrulanmayan diğer ihtimalse kendilerini üstün gören bu kişilerin kötü davranışları hissetmeyeceğiydi. 

Ancak daha da ilginci, narsisistlerin gerçekten dışlanmaları oldu.

Büttner, bulgularına göre "dışlanma ve narsisistik özelliklerin zamanla birbirini beslediğini" aktarıyor.

Birleşik Krallık'taki Surrey Üniversitesi'nde sosyal psikoloji dersleri veren Erica Hepper, dahil olmadığı araştırmanın önceki bulguları desteklediğini söylüyor:

Narsisistlerin daha bencil ve empati yoksunu olduğunu ve zamanla daha az sevildiğini, ilişkilerinde sorun yarattığını halihazırda biliyoruz. Narsisistler kanıt olmasa da diğerlerinin kendilerine zarar vereceğini düşünebilir. Bizim araştırmalarımız, bunun narsisistlerin büyüklenmeci ama aynı zamanda kırılgan benliklerini durmadan savunma ihtiyacı duymasından kaynaklandığını öne sürüyor. Her zaman egolarına yönelik tehditleri ararlar ki bunları kolaylıkla savuşturabilsinler.

Büttner, son araştırmanın kısıtlamalarını da saydı. Katılımcıların kendi dışlanma anlatılarına dayanan ve patolojik ölçüde narsisist olanları dahil etmeyen çalışmanın ıskaladığı şeyler bulunabileceğini belirtti. 

Konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmaların iş yerleri ve sosyal medya gibi geniş gruplardaki çatışmaların yönetimi ve dışlanmanın kötü sonuçlarını azaltma konusunda etkili olabileceğini sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN