Papa, Vatikan Şehir Devleti Yönetimi Genel Sekreteri olarak ilk kez bir kadın rahibe atadı

Papa, kadınların Katolik Kilisesi’nde daha büyük bir rol oynamasını istediğini birkaç kez ilan etti

Katolik Kilisesi lideri Papa Franciscus (AP)
Katolik Kilisesi lideri Papa Franciscus (AP)
TT

Papa, Vatikan Şehir Devleti Yönetimi Genel Sekreteri olarak ilk kez bir kadın rahibe atadı

Katolik Kilisesi lideri Papa Franciscus (AP)
Katolik Kilisesi lideri Papa Franciscus (AP)

Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus, Vatikan Şehir Devleti Yönetimi Genel Sekreteri olarak 52 yaşındaki rahibe Raffaella Petrini’yi atadı.
Bu göreve ilk kez bir kadın atanırken, Papa Franciscus’un bu adımı, kilisede daha fazla eşitlik istediğinin bir göstergesi oldu.
Petrini, Vatikan Şehir Devleti Yönetimi Genel Sekreteri olarak, Vatikan’daki yönetim, polis, itfaiyeciler, sağlık hizmetleri ve müzeler gibi servislerin günlük idari operasyonlarını denetlemekle görevlendirildi.
Böylece Petrini, Vatikan’daki en yüksek rütbeli kadın oldu.
Katolik Kilisesi ile ilgili haberler veren National Catholic Reporter’a göre, bu rol şu ana kadar genellikle bir piskopos tarafından üstlenildi.
Papa Franciscus (84), birkaç kez kadınların Katolik Kilisesi’nde daha fazla rol oynamasını istediğini dile getirdi.
Papa, Ocak ayında yaptığı yasal değişiklik ile kadınların, ayin sırasında kutsal yazıların okunması ve sunağa hizmet etmesi gibi ritüelleri yapmasının önünü açtı.
Ancak Papa, kadınların rahip olmayacağını bu yasa değişikliğinde teyit etti.
Şubat ayında ise, Papa Franciscus, Piskoposlar Meclisi’nde oy kullanma hakkına sahip müsteşarlık pozisyonuna ilk kez bir kadını atadı.
Katoliklerin ruhani lideri, reformcuların umduğu gibi, bugün kadınların bu rolü üstlenmelerinin önünü açabilecek bir hamleyle, 2016’da Katolik Kilisesi’nin ilk yıllarında kadın diyakozların (3 yüksek ruhban derecesinin ilk basamağı) tarihini incelemekle görevli bir komisyon kurdu.
Ancak bu komisyonun bulguları beklentileri karşılamadı ve Papa geçen yıl konuyu incelemek için başka bir komisyon atadı.
 



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”