Squid Game'deki Frank Sinatra şarkısının anlamı ne?

Hayranlar dizideki ufak detayları konuşmaya devam ediyor

Squid Game, Netflix'in gelmiş geçmiş en başarılı dizisi kabul ediliyor (Netflix)
Squid Game, Netflix'in gelmiş geçmiş en başarılı dizisi kabul ediliyor (Netflix)
TT

Squid Game'deki Frank Sinatra şarkısının anlamı ne?

Squid Game, Netflix'in gelmiş geçmiş en başarılı dizisi kabul ediliyor (Netflix)
Squid Game, Netflix'in gelmiş geçmiş en başarılı dizisi kabul ediliyor (Netflix)

Netflix'in izlenme rekorları kıran dizisi Squid Game'in hayranları, yapımın gizli köşelerindeki saklı detayları tartışmaya devam ediyor. 
We Got This Covered'ın haberine göre bu detaylar arasında dizide kullanılan ABD'li efsanevi sanatçı Frank Sinatra'nın Fly Me To The Moon şarkısı da yer alıyor. Şarkıyı dizide Güney Koreli şarkıcı Joo Won Shin seslendirmişti. 
Squid Game'in hayranları Oh Yeong-su'nun canlandırdığı Oh Il-am'la söz konusu şarkı arasında bir ilişki olabileceğini düşünüyor. 
Dizinin ilk sezonunun sonunda Oh, Lee Jung Jae'nin hayat verdiği Seong Gi-hun'a ölümcül oyunların beyni olduğunu açıklamıştı. 
Zengin bir iş insanı olan Oh, ruhuna heyecan katmak için Squid Game organizasyonunu geliştirmiş ve kendisine kanser teşhisi konduğunda bizzat mücadeleye dahil olmuştu. 
Bir Reddit kullanıcısı dizinin sonunda açıklanan bilgiyle ilk bölümde çalan şarkıya bakmanın daha büyük bir anlam ifade ettiğini belirtiyor. 

Kullanıcıya göre şarkıda yer alan "let me play among the stars" (bırak yıldızların arasında oynayayım) ifadesi Oh Il-nam'a atıf içeriyor. 
Bu ifadenin ardından şarkıda "Bırak da Jüpiter ve Mars'ta baharın nasıl olduğunu göreyim" sözleri geliyor. 
Bir başka kullanıcıysa şarkının dizide yarattığı atmosfere dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Reddit gönderilerinin şarkının izleyicilerin dehşete düşmüş bir durumdan çok daha sakin bir inançsızlık durumuna geçmesini nasıl sağladığı hakkında konuştuğunu gördüm ve buna tamamen katılıyorum. Oyuncuların boş yere öldüğünü görmek yerine şarkı onları sanki cennete gidiyormuş gibi gösteriyor."
Dizinin ikinci sezonu beklenirken Squid Game'e doyamayan izleyiciler geri dönüp bölümleri bir kez daha izlerken yeni detaylar keşfediyor. 
 
Independent Türkçe, We Got This Covered, Popsugar



Kült film yeniden çekiliyor: Altından kalkmak zor olacak

Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)
Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)
TT

Kült film yeniden çekiliyor: Altından kalkmak zor olacak

Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)
Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)

Mary Harron imzalı Amerikan Sapığı (American Psycho) 25. yılını kutlarken, kült yapımın ekibi, yönetmen Luca Guadagnino'nun yeni projeyle ilgili planlarını Hollywood Reporter'a değerlendirdi.

Amerikan Sapığı, 2000'de yazar Bret Easton Ellis'in çok satan romanından uyarlanmıştı. Christian Bale'in Patrick Bateman karakterine hayat verdiği film, 1980'lerin beyaz yakalı kültürüne sert bir hicivle yaklaşan, karanlık ve çarpıcı bir yapımdı. Lionsgate, geçtiğimiz haftalarda Guadagnino'nun, Scott Z. Burns'ün kaleme aldığı senaryoyla romanı yeniden uyarlayacağını duyurdu. Guadagnino, bu ay CinemaCon'da video aracılığıyla projeye dair ilk ipuçlarını da paylaştı.

Filmin oyuncularından Matt Ross, yeni proje fikrine temkinli yaklaştığını söyledi: 

Bir yandan yeniden çevrimler her zaman beni biraz üzer. Geçmişte bana da benzer teklifler geldi ama bu iş genellikle sadece ticari kaygıyla yapılmış gibi geliyor ve bu yüzden uzak duruyorum.

Lionsgate, Guadagnino'nun projesinin filmin değil, romanın yeni bir yorumu olacağını özellikle vurguluyor.

Ross, Guadagnino'yu "harika bir yönetmen" diye tanımlarken, romanın kaynak metin olması sayesinde projeye farklı bir yaklaşım getirilebileceğini düşünüyor. 

Shakespeare oyunlarının her kuşakta yeniden sahnelenmesi gibi bu işin de farklı yorumlara açık olduğunu kabul etmek gerek. Yine de bana göre hâlâ ticari bir hamle. Ama kitabı temel alması işin rengini biraz değiştiriyor. Yalnız işlerinin zor olduğunu söylemek lazım çünkü Christian Bale'in performansı gerçekten istisnaiydi.

2000 yapımı filmin yapımcılarından Chris Hanley ise Hollywood'da popüler yapımları yeniden yorumlamanın artık olağanlaştığını belirtiyor. 

Herkes bana dönüp 'Amerikan Sapığı'nı yeniden mi yapacaklar, ne kadar saçma' diyor. Ama ben öyle düşünmüyorum. Luca harika bir yönetmen, şimdiye kadar kötü bir filmi olmadı.

Beni Adınla Çağır (Call me By Your Name) ve Rekabet'in (Challengers) yönetmeni Guadagnino ise CinemaCon'daki video mesajında, 1991 tarihli Ellis romanının hayatında önemli bir yeri olduğunu belirtti. "Bu kitap benim için çok kıymetli. Beni derinden etkilemiş bir metin" diyen yönetmen, senaryonun da "son derece iyi ilerlediğini" ifade etti. Henüz oyuncu kadrosuna dair resmi bir açıklama yapılmazken, geçen yıl Austin Butler'ın başrol için düşünüldüğü yönünde söylentiler çıkmıştı.

Filmin casting direktörü Kerry Barden, Butler'ın Bateman'dan çok Jared Leto'nun canlandırdığı Paul Allen karakterine daha uygun olacağını düşünüyor: 

Austin kesinlikle çok yakışıklı ve biz Jared'ı da bu yüzden seçmiştik. Tabii Jared da çok iyi bir oyuncu ve Austin'in de derinliği var. Ama o tür güzelliğe herkes sahip değil.

Filmin yapımcılarından Alessandro Camon ise meslektaşlarıyla aynı fikirde. "İkonik bir filmi yeniden yapmak ya da böylesine unutulmaz bir karaktere hayat vermek her zaman büyük bir meydan okuma" diyen Camon şöyle devam ediyor: 

Ama oyuncular için de bu tarz işler heyecan verici olabilir. Elbette Laurence Olivier denince akla Hamlet gelir ama mesele onu geçmek değil kendi Hamlet'ini bulmak.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, CBR.com