Suudi sanatçı Abadi Al-Johar, Şarku’l Avsat’a konuştu: Riyad Sezonu'nun bu yılki etkinlikleri büyük bir değişime tanık oldu

Abadi Al-Johar, Mısır için söylediği yeni şarkının ülkenin  kültürel rolüne takdirini vurguladığını söyledi.

Al-Johar çarşamba günü Arap müziği severler için performans sergiledi (Mısır Opera Binası sosyal medya hesabı)
Al-Johar çarşamba günü Arap müziği severler için performans sergiledi (Mısır Opera Binası sosyal medya hesabı)
TT

Suudi sanatçı Abadi Al-Johar, Şarku’l Avsat’a konuştu: Riyad Sezonu'nun bu yılki etkinlikleri büyük bir değişime tanık oldu

Al-Johar çarşamba günü Arap müziği severler için performans sergiledi (Mısır Opera Binası sosyal medya hesabı)
Al-Johar çarşamba günü Arap müziği severler için performans sergiledi (Mısır Opera Binası sosyal medya hesabı)

Suudi sanatçı Abadi Al-Johar, en köklü Arap şarkı festivallerinden biri olan Arap Müzik Festivali’nin 30’uncu yıl etkinliklerine katılan ilk Suudi sanatçı olarak onurlandırılmaktan büyük mutluluğu duyduğunu söyledi. Etkinlik, Mısır Opera Binası’nda 15 Kasım’a kadar düzenlenmeye devam edecek. Abadi Al-Johar, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda, Mısır’daki sanat kariyeri boyunca böylesine bir onuru üçüncü kez adlığını belirtti. Mısırlılara olan sevgisini vurguladı.
Al-Johar, çarşamba günü Mısır Opera Binası’nda Arap Müzik Festivali kapsamında bir performans sergiledi. Arap Körfezi’nin sanatsal doğasını temsil eden eserlerinden bir repertuar sundu. Söz konusu eseler arasında El-Mazhariye, İhtefet, Ensaf el-Hulul, Şeffet el-Vehm parçalarının yanı sıra sanatçı Muhammed Abdülvaha’nın ‘Kulleda kan leh’ isimli şarkısı da yer alıyordu.
Al-Johar, Arap Müzik Festivali’ne katılımı ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Mısır Arap Müzik Festivali, Arap şarkılarının önde gelen isimlerini ve sanatçılarını ilk kez onurlandırmıyor. Festival, Arap müziğinin büyük isimlerini ve yıldızlarını bizlere hatırlatıyor. Bu nedenle, Arap dünyamızın müzik alanındaki büyük yıldızlarının katıldığı bu etkinlikte  beni de onurlandırdıkları için festival yönetimine teşekkür ederim.”
‘Udun Ahtapotu’ lakaplı Al-Johar, Arap Müzik Festivali’ne daveti vesilesiyle Mısır’a yeni bir şarkı hediye ettiğini belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Daha önce, 6 Ekim Zaferi kutlamalarına katıldığımda söylediğim de dahil olmak üzere sanat kariyerim boyunca birkaç kez Mısır için şarkı söyledim.  Ancak bu sefer Mısır için tamamen yeni bir şarkı olan “Mısr ayat fi kitab”ı seslendirdim. Şarkının başlangıcında ‘Mısır bir kitapta ayettir, Mısır kalbimdir, Mısır ayettir, Mısır bir gece ve hikayedir, Mısır bir aşk ilahisidir, Mısır dünyanın annesi sensin, sen benim kalbim ve evimsin’ mısraları yer alıyor. Şarkı, Mısır’a olan sevgimin boyutunu ve kültürel rolüne olan takdirimi dile getirdiğim, Mısır’a ve Mısırlılara yönelik bir sevgi mesajıdır.”
Al-Johar, daha önce Angham ve Amal Maher’in ile yaptığı düetler gibi gelecekte başka performansların olup olmayacağına ilişkin de şunları söyledi:
“Kariyerimde resmi olarak yaptığım tek düet, ‘Zaman Ma Huve Zamani’ isimli şarkıda Cezayirli şarkıcı Varda ile gerçekleştirdiğim çalışmaydı. Sözleri Ummanlı şarkı sözü yazarı Tarish Qatan tarafından yazılmış ve bestesi ile el-Nedim tarafından yapılmıştı. Bunun dışındakiler televizyon programlarında veya konserlerde yapılan düetlerdi. Örneğin Amal Maher ile yaptığımız düet Mısır Opera Binası’nda düzenlenen bir konser içindi. Sözleri merhum şarkı sözü yazarı Hüseyin Seyyid’de, bestesi de Talal’a ait olan ‘Samihini ya habibi’ şarkısını seslendirmiştik.  Gelecekte, herhangi bir sanatçıyla yeni bir düet yapmamız, eserin kalitesine ve iki sesin uyumuna bağlı.”
Sanatçı, Rotana Audio Visual şirketi ile sözleşmesi yenilemesinin nedeninin, birlikte 15 yılı aşkın süredir devam eden başarıları olduğunu vurguladı:
“2005 yılından bu yana Rotana Audio Visual ile çalışmaktan onur duyuyorum. Ondan önce çalışmalarım 1985 yılında kurduğum Awtar Media Production şirketim aracılığıyla yürütülüyordu. Şirkete katıldığımdan günden bugüne kadar başarılı olduk.”
Al-Johar, “Abadi Al-Johar 2021” ismini taşıyan yeni albümde toplam 8 şarkı bulunduğunu, bunlardan 7’sinin kendisine ait, birinin ise Ahmed Abdo tarafından bestelenen ve sözleri el-Mundhir tarafından yazılan “Fi aman-illah” adlı bir şarkı olduğunu söyledi. Suudi sanatçı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yeni albümümde ilk kez birlikte çalıştığım şarkı yazarları var. Daha önce birlikte çalıştığım, örneğin birçok kez şarkılarını söylediğim şarkı sözü yazarı Avad el-Harisi gibi isimler de bulunuyor. Birlikte ‘Acubike el-hıyn’ adlı şarkıda çalıştık. Ayrıca daha önce ‘Fini Hanin’ şarkısında birlikte çalıştığım şarkı yazarı Halid el-Avd ile de yeni albüm için ‘Taibtu Ena Min Tayyibetuk’ şarkısını kaydettik. Yeni albümde Dalal el-Şarif adında yeni bir şarkı yazarı ile de iş birliği yaprım. Sözlerini yazdığı ‘İndi Sual’ şarkısı ile ilk kez onun sözlerini seslendirmiş olacağım. Ayrıca şarkı yazarı Ahmed el-Hüseyin’in ‘Dame Tardini Keza’ ve  Kuveytli şarkı yazarı el-Faris’in ‘Şeffet el-Vehm’ şarkılarını da seslendiriyorum.”
Sanatçı yakında Rotana şirketinin müzik platformlarında yayınlayacağı iki yeni şarkı daha hazırladığını söyledi.
Suudi sanatçı, Suudi Arabistan Krallığı’nın son dönemde tanık olduğu değişimin ve gelişimin yanı sıra Riyad Sezonu'nun büyük başarısını övgüde bulundu:
“Şu an Suudi Arabistan’da olan, sadece Krallık için değil, tüm Arap sanatçılar için de bir açılımdır. Geçtiğimiz dönemde 70 Arap ve 70 uluslararası konser düzenlendi. Riyad Sezonu'nun bu yılki etkinlikleri, katılım ve kutlamalar açısından büyük bir değişime sahne olacak.”
Al-Johar, Suriyeli sanatçı Asala Nasri’nin de kendisine eşlik edeceği bir konser vereceğine yönelik haberleri ise yalanladı:
“Şu an sanatçı Asala Nasri ile ortak bir konser düzenlememize yönelik herhangi bir anlaşma yok. Bu ay sona ermeden önce Prens Navaf bin Faysal bin Fahd için bir konser verilecek. Ancak benimle birlikte sahne alacak sanatçılar henüz belirlenmedi.”
Suudi sanatçı, Yemenli usta sanatçı Ahmed Fethi’nin bir konserinde, Al-Johar’ın da kendisine katılmasını istediğini dile getirdiği açıklamalarına şu yanıtı verdi:
“Müzisyen Ahmed Fethi ile son çalışmam, Suudi Arabistan Eğlence Kurumu tarafından benim adıma düzenlenen bir törende gerçekleşti. Aslında bu ilk çalışmamız da değildi.  Katar, Umman ve Suudi Arabistan’da da birlikte konserler verdik. Mısır’daki yeni konserde onun da olmasını umuyorum.”



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.