Eleştirmenler belirledi: En iyiden en kötüye 26 Marvel filmi

Black Panther, Kaptan Amerika ve Black Widow'a odaklanan filmleri listenin üst sıralarında yer alıyor (Marvel)
Black Panther, Kaptan Amerika ve Black Widow'a odaklanan filmleri listenin üst sıralarında yer alıyor (Marvel)
TT

Eleştirmenler belirledi: En iyiden en kötüye 26 Marvel filmi

Black Panther, Kaptan Amerika ve Black Widow'a odaklanan filmleri listenin üst sıralarında yer alıyor (Marvel)
Black Panther, Kaptan Amerika ve Black Widow'a odaklanan filmleri listenin üst sıralarında yer alıyor (Marvel)

Eternals'ın 5 Kasım'da vizyona girmesinin ardından Marvel filmlerinin kendi aralarındaki sıralama yeniden gündeme geldi.
Richard Madden, Salma Hayek, Angelina Jolie, Kit Harington gibi yıldızların yer aldığı Eternals eleştirmenlerden ve izleyicilerden ilk yorumlarını almaya başladı. Ancak Rotten Tomatoes'ta yer alan puanlamalara göre film hakkında ciddi bir tartışma var. 
Rotten Tomatoes, izleyicilerin ve eleştirmenlerin yapımlara yönelik değerlendirmelerini toplayarak film veya dizilerin beğenilip beğenilmediğine yönelik genel bir fikir veriyor. İzleyicilerin Eternals'a verdiği puan şimdilik %83 görünürken filmin Domatesmetre (Tomatometer) puanıysa %49. Bu, eleştirmenlerin belirlediği Domatesmetre sıralamasında Eternals'ı sonuncu Marvel filmi yapıyor. 
Eternals'ın 26. film olduğu Marvel Sinematik Evreni, 2008’de vizyona giren Iron Man’le büyük bir süper kahraman furyası başlatmıştı. Bu çılgınlık yıllar içinde katlanarak arttı. 
Marvel Stüdyoları’nın başkanı Kevin Feige’in önderliğinde Kaptan Amerika’dan Black Widow’a Örümcek Adam’dan Doktor Strange’e birçok karakterin hikayesi detaylıca işlendi ve kendi zaman çizelgesinde bu hikayeleri bir bütün olarak birbirine harmanlayan muazzam bir dünya kuruldu.
Bazı filmler hayranlardan olduğu kadar eleştirmenlerden de iyi puanlar alırken bazılarıysa sadece izleyicileri memnun etmekle yetindi. 
Domatesmetre puanlarına göre Marvel filmleri sırayla şu şekilde:

Eternals (2021) - %49
Oscar ödüllü Chloé Zhao'nun yönetmenliğini üstlendiği Eternals insanlığın var olduğu ilk günden bu yana dünyayı koruyan, muazzam güçlere sahip bir grup kahramanı anlatıyor. 

Thor: Karanlık Dünya (Thor: The Dark World) (2013)- %66
Tüm Thor filmlerinde olduğu gibi bol miktarda mizahi öğe ve yüksek düzeyde aksiyon barındıran film, Marvel’ın en iyi yapımı olmasa da esasen beklentileri karşılamıştı.

The Incredible Hulk (2008) - %67
Bruce Banner karakteri, Mark Ruffalo’ya emanet edilmeden önce Edward Norton tarafından canlandırılmıştı. Her ne kadar hayranların gözünde yeteri kadar etkili bir vuruş gerçekleştiremese de The Incredible Hulk, yeşil deve dair daha fazla şey görmek isteyenlerin dönüp baktığı filmlerden biri olmaya devam ediyor.

Iron Man 2 (2010) - %72
Milyarder Tony Stark’ın öyküsünü derinleştiren Iron Man 2, 2011'de En İyi Görsel Efekt Oscar Ödülü'ne aday gösterilmişti. 

Yenilmezler: Ultron Çağı (Avengers: Age of Ultron) (2015) - %76
Tüm Avengers filmleri gibi aksiyon dolu Ultron Çağı azılı bir düşmana karşı Iron Man, Thor, Hulk, Kaptan Amerika gibi sevilen karakterleri bir araya getirmişti. 

Thor (2011) - %77
Chris Hemsworth’ün göz kamaştırıcı bir performans ortaya koyduğu filmde Natalie Portman, Anthony Hopkins ve Tom Hiddleston da yer almıştı. 

Iron Man 3 (2013) - %79
Stark’ın karizmatik liderliği ve etkileyici sahneleriyle Iron Man 3 süper kahraman filmlerinin çıtasını yükseltmişti.

Black Widow (2021) - %79
İçeriğinden çok başrol oyuncusu Scarlett Johansson ve Marvel arasındaki gerilimle gündeme gelen Black Widow uzun bir pandemi arasının ardından hayranlara yine de bekleneni vermeyi başarmıştı. 

Captain Marvel (2019) - %79
Marvel'ın yeni kahramanlarından Carol Denvers’ı anlatan film güçlü bir başlangıç yapmış ve evrene yeni bir boyut katmıştı.

İlk Yenilmez: Kaptan Amerika (Captain Amerika: The First Avenger) (2011) - %80
Steve Rogers’ın Kaptan Amerika’ya dönüşümünü anlatan film Chris Evans’a büyük bir hayran kitlesi kazandırmıştı.  

Ant-Man (2015) - %83
Ant-Man her ne kadar Marvel’ın en gözde süper kahramanı olmasa da Paul Rudd’ın oyunculuk performansı onun izleyicilerin gönlünde taht kurmasını sağlamıştı.

Galaksinin Koruyucuları 2 (Guardians of the Galaxy Vol. 2) (2017) - %85
James Gunn’ın yönetmenliğini yaptığı film Chris Pratt, Zoe Saldana, Bradley Cooper, Dave Bautista’yı ikinci kez bir araya getirmişti. 

Avengers: Sonsuzluk Savaşı (Avengers: Infinity War) (2018) - %85
Anthony ve Joe Russo kardeşlerin büyük bir başarı elde ettiği Avengers filmi Yenilmezler’i gelmiş geçmiş en tehlikeli düşmanlarına karşı birleştirmişti. 

Ant-Man ve Wasp (Ant-Man and the Wasp) (2018) - %87
Scott Lang ve Hope van Dyne’ın geçmişteki sırları çözmek için işbirliği yaptığı filmin senaryosunda Paul Rudd’ın da imzası vardı.

Doctor Strange (2016) - %89
Scott Derrickson’ın yönetmenliğini yaptığı film Benedict Cumberbatch’in canlandırdığı Doktor Strange’in doğum hikayesini anlatıyor.

Kaptan Amerika: Kış Askeri (Captain America: The Winter Soldier) (2014) - %90
Steve Rogers, Nick Fury ve gizli SHIELD örgütüyle işbirliği yaparak modern dünyaya ayak uydurmaya çalışırken hikaye Sovyetler Birliği’ne kadar uzanıyor. 

Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı (Captain America: Civil War) (2016) - %90
Marvel Sinematik Evreni’nin en tartışmalı filmlerinden biri olan Kahramanların Savaşı fikir ayrılığı yaşayan Steve Rogers ve Tony Stark’ı karşı karşıya getirmişti. 

Örümcek-Adam: Evden Uzakta (Spider-Man: Far From Home) (2019) - %90
Arkadaşlarıyla gittiği okul gezisinde gizemli bir görev üstlenen Peter Parker’ın başından geçenleri anlatan ikinci Örümcek Adam filmi evrenin en sevilen yapımları arasında. 

Yenilmezler (The Avengers) (2012) - %91
SHIELD örgütünün başındaki isim Nick Fury dünyayı büyük bir felaketten kurtarmak için süper kahramanlardan oluşan bir ekip toplamak zorunda. 

Shang-Chi ve On Halka Efsanesi (Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings) (2021) - %92
Babasının suikastçı olarak yetirştirdiği Shang-Chi nihayetinde onunla karşı karşıya gelir. Babasının düşmanıyla dost olan kahramanın yolu birçok süper kahramanla kesişir.

Galaksini Koruyucuları (Guardians of the Galaxy) (2014) - %92
Chris Pratt, Zoe Saldana, Dave Bautista gibi isimlerin yer aldığı üçlemenin ilk filmi evrenin kontrolünü ele geçirmeye çalışanları durdurmaya çalışan bir grup suçlunun hikayesini anlatıyor. 

Örümcek-Adam: Eve Dönüş (Spider-Man: Homecoming) (2017) - %92
Yenilmezler’le yaşadığı maceranın ardından kendini kanıtlamaya girişen Peter Parker bu filmde çok büyük dersler çıkaracak. 

Thor: Ragnarok (2017) - %93
Chris Hemsworth ve Tom Hiddleston’ın merkezinde yer aldığı film kıyametin eşiğindeki Asgard’ı kurtarmak üzere harekete geçen kahramanları anlatıyor. 

Iron Man (2008) - %94
Marvel evreninin ilk filmi olmasına rağmen en akılda kalan filmlerinden biri olan Iron Man hem Tony Stark’ı hem evreni tanıtarak işaret fişeğini yakmıştı. 

Avengers: Endgame (2019) - %94
Gişede gelmiş geçmiş en başarılı ikinci film olan Avengers: Endgame, Sonsuzluk Destanı’nı kapatarak büyük bir yankı uyandırmıştı.

Black Panther (2018) - %96
Wakanda’nın genç kralı T’Challa ihanet ve tehlikenin kıskacında düşmanlarını yenmek ve halkının güvenliğini sağlamak için kollarını sıvıyor. Filmin başrolünde 2020’de hayatını kaybeden Chadwick Boseman yer alıyor. 

Independent Türkçe, Rotten Tomatoes, We Got This Covered



Somon balığının çocuklar için başlıca faydaları

Somon balığı, vitaminler açısından yüksek bir içeriğe sahip (Pexels)
Somon balığı, vitaminler açısından yüksek bir içeriğe sahip (Pexels)
TT

Somon balığının çocuklar için başlıca faydaları

Somon balığı, vitaminler açısından yüksek bir içeriğe sahip (Pexels)
Somon balığı, vitaminler açısından yüksek bir içeriğe sahip (Pexels)

Pembe rengi ve zengin tadıyla öne çıkan somon balığı, lezzetli olmasının yanı sıra sağlık açısından da son derece faydalı bir besin olarak dikkat çekiyor.

Beslenme uzmanı Julia Zumpano, somonun kalp sağlığı, ruh sağlığı ve kas kütlesi üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirterek, “Haftada sadece iki kez somon tüketmek, aktif bir yaşam tarzını desteklemeye ve sağlıklı kilonun korunmasına yardımcı olur” ifadelerini kullanıyor. Şarku’l Avsat’ın Cleveland Clinic’in internet sitesinden aktardığı bilgilere göre, somon; protein, vitamin ve mineral açısından zengin yapısıyla öne çıkıyor.

Uzmanlar, somonun özellikle omega-3 yağ asitleri bakımından yüksek, cıva oranı açısından ise düşük olmasının önemli bir avantaj olduğuna dikkat çekiyor. Yüksek miktarda cıvanın insan sağlığına zarar verebildiği biliniyor.

Somon balığının çocuklar için öne çıkan faydaları ise şöyle sıralanıyor:

Beyin gelişimini ve dikkati destekliyor

Somon, özellikle DHA olmak üzere omega-3 yağ asitleri açısından zengin. Bu maddeler çocukların beyin gelişimine katkı sağlarken, hafıza ve konsantrasyonu güçlendiriyor. Büyüme çağındaki çocuklar için beyin sağlığını destekleyen ideal besinler arasında yer alıyor.

Kemikleri güçlendiriyor, kas gelişimine katkı sağlıyor

Çocukların kas ve kemik gelişimi için proteine ihtiyacı bulunuyor. Somon, yağsız ve kolay sindirilebilir protein kaynağı olmasıyla öne çıkıyor.

Ayrıca somon, D vitamini bakımından da zengin. 100 gram somon, günlük D vitamini ihtiyacının yaklaşık yüzde 66’sını karşılıyor. D vitamini, kalsiyum emilimini artırarak kemik sağlığında kritik rol oynuyor. Somonda bulunan fosfor da kemiklerin güçlenmesine katkı sağlıyor.

Bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Somon; D vitamini ile birlikte B12 ve B6 vitaminleri içeriyor. Bu vitaminler, çocukların bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına ve genel sağlıklarının korunmasına yardımcı oluyor.

Uyku kalitesini artırıyor

Araştırmalar, balık tüketimi ile çocukların uyku kalitesi arasında ilişki olduğunu ortaya koyuyor. 9–11 yaş arası çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada, düzenli balık tüketiminin daha kaliteli uyku ve daha yüksek zeka düzeyi ile bağlantılı olduğu belirlendi. Çalışmaya göre balık tüketimi arttıkça uyku kalitesi ve zeka düzeyi de yükseliyor.

Uzmanlar, çocukların beslenme düzenine haftada birkaç kez somon eklenmesinin, hem fiziksel hem zihinsel gelişim açısından uzun vadeli faydalar sağlayabileceğini vurguluyor.


1,4 milyar yıllık tuz kristalleri, Dünya'nın eski atmosferine ışık tuttu

Kaya tuzuna hapsolan hava kabarcıkları, yüz milyonlarca öncesinin atmosferinin içeriğini ortaya çıkardı (Justin Park/Rensselaer Politeknik Enstitüsü)
Kaya tuzuna hapsolan hava kabarcıkları, yüz milyonlarca öncesinin atmosferinin içeriğini ortaya çıkardı (Justin Park/Rensselaer Politeknik Enstitüsü)
TT

1,4 milyar yıllık tuz kristalleri, Dünya'nın eski atmosferine ışık tuttu

Kaya tuzuna hapsolan hava kabarcıkları, yüz milyonlarca öncesinin atmosferinin içeriğini ortaya çıkardı (Justin Park/Rensselaer Politeknik Enstitüsü)
Kaya tuzuna hapsolan hava kabarcıkları, yüz milyonlarca öncesinin atmosferinin içeriğini ortaya çıkardı (Justin Park/Rensselaer Politeknik Enstitüsü)

Bilim insanları 1,4 milyar yıllık tuz kristallerini inceleyerek Dünya'nın bu dönemdeki atmosferi hakkında doğrudan bilgi edinmeyi başardı.

1,4 milyar yıl önce Dünya bugünkünden çok farklı bir gezegendi. Baskın yaşam formu bakterilerdi ve hayvanlarla bitkiler gibi karmaşık, çok hücreli yaşam formları 800 milyon yıl daha ortaya çıkmayacaktı.

Bu dönemde, bugünkü Kanada'nın Ontario eyaletindeki sığ bir havzada yer alan subtropikal bir göl, güneş ışınları altında buharlaşarak geriye bir miktar kaya tuzu bıraktı.

Buharlaşma sürecinde suyun bir kısmı kristallerin içinde hapsoldu. Bazen bu tuzlu su damlalarına hava kabarcıkları da eşlik edebiliyor. 

ABD'deki Rensselaer Politeknik Enstitüsü'nden doktora öğrencisi Justin Park liderliğindeki araştırmacılar, bu hava kabarcıklarını analiz ederek o dönemki atmosfer hakkında fikir edindi. 

Araştırmacılar, kristallerdeki sıvının erken Dünya atmosferinin örneklerini içerdiğini uzun zamandır bilse de buna ulaşamıyorlardı. Oksijen ve karbondioksit gibi gazların suda, havadakinden farklı davranması temel zorluktu.

Ancak Park, danışmanı Morgan Schaller'ın laboratuvarında geliştirdiği bir yöntemle bu sorunun üstesinden gelmeyi başardı.

Schaller, "Justin'in elde ettiği karbondioksit ölçümleri daha önce hiç yapılmamıştı" diyor: 

Daha önce Dünya tarihinin bu dönemine hiç bu kadar doğrulukla bakma fırsatımız olmamıştı. Bunlar o dönemin havasının gerçek örnekleri.

Park ise "Dinozorlardan bir milyar yıl daha eski bir hava örneğini açmak inanılmaz bir duygu" ifadelerini kullanıyor.

Bulguları hakemli dergi PNAS'te 22 Aralık Pazartesi yayımlanan çalışmaya göre, 1,4 milyar yıl önce atmosferdeki oksijen oranı bugünkünün yüzde 3,7'si kadardı. 

Karbondioksit oranıysa günümüzdekinin 10 katı kadardı. Araştırmacılar bu oranın, o zamanlar daha zayıf olan güneş ışınlarını dengeleyerek bugünküne benzer bir iklim yaratabileceğini söylüyor.

Bilim insanlarının tuz üzerine yaptığı incelemeler de bu dönemdeki iklimin, bugünküne sanılandan daha çok benzediğine işaret ediyor.

Öte yandan oksijen oranlarının beklenmedik derecede yüksek çıkması araştırmacıları şaşırttı. Bu oran çok hücreli karmaşık yaşam formlarını destekleyecek seviyede olmasına rağmen hayvan ve bitkiler yüzlerce milyon yıl sonra ortaya çıkmıştı.

Park daha fazla veri olmadan bu soru işaretinin giderilemeyeceğini söylüyor. Araştırmacı "Örnekler, bu uzun dönem içinde kısa süreli, geçici bir oksijenlenme olayını yansıtıyor olabilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları ayrıca kırmızı alglerin de bu dönemde ortaya çıktığını ve oksijen üretimine önemli bir katkı sağladığını belirtiyor. Nispeten yüksek oksijen seviyeleri, alglerin çoğalmasının doğrudan bir sonucu olabilir.

Schaller "Aslında çok heyecan verici bir an yakalamış olabiliriz" diyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Pys.org, PNAS


Hubble Uzay Teleskobu, gezegen oluşumuna ışık tutacak "dev bir hamburger" keşfetti

Yeni tespit edilen ön gezegen diski, bugüne dek görülenlerden çok daha kaotik bir ortama sahip (NASA)
Yeni tespit edilen ön gezegen diski, bugüne dek görülenlerden çok daha kaotik bir ortama sahip (NASA)
TT

Hubble Uzay Teleskobu, gezegen oluşumuna ışık tutacak "dev bir hamburger" keşfetti

Yeni tespit edilen ön gezegen diski, bugüne dek görülenlerden çok daha kaotik bir ortama sahip (NASA)
Yeni tespit edilen ön gezegen diski, bugüne dek görülenlerden çok daha kaotik bir ortama sahip (NASA)

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanan gökbilimciler bugüne kadarki en büyük ön gezegen diskini keşfetti. Dev bir hamburgere benzeyen sistem, tuhaflığıyla da dikkat çekiyor.

Bütün gezegen sistemleri, başlangıçta genç yıldızların etrafındaki gaz ve toz disklerinden meydana geliyor. Ön gezegen diski denen bu yapıdaki maddeler birleşip birikerek yıldızın etrafındaki gezegenleri oluşturuyor. 

Bilim insanları bu süreci daha detaylı inceleme imkanı veren yeni bir keşfe imza attı.

NASA'nın emektar Hubble Uzay Teleskobu, Dünya'dan bin ışık yılı uzakta devasa bir ön gezegen diski buldu. 

Ekipteki araştırmacılardan birinin Transilvanya, başka birinin de Uruguay'dan olması nedeniyle, dev bir hamburgere benzeyen diske "Dracula'nın Chivitosu" adı verildi. Chivito, Uruguay'ın ulusal yemeği.

Bugüne dek görülen bu türden en büyük yapı olan disk, Güneş Sistemi'nin çapının yaklaşık 40 katı. Araştırmacılar toz ve gaz arkasında büyük kütleli bir yıldızın veya bir yıldız çiftinin gizlendiğini düşünüyor.

Resmi adı IRAS 23077+6707 olan diskin kütlesi de Jüpiter'in 10 ila 30 katı. 

Ancak bu yapı yalnızca büyüklüğüyle değil, bazı ilginç özellikleriyle de öne çıkıyor.

Bulguları hakemli dergi The Astrophysical Journal'da dün (23 Aralık) yayımlanan çalışmaya göre IRAS 23077+6707'den uzanan iplik benzeri yapılar, diskin sadece bir tarafında görünürken, diğer tarafı keskin bir kenara sahip. 

Araştırmacılara göre bu tuhaf, dengesiz yapı, diske toz ve gaz akışının veya çevresel etkileşimler gibi dinamik süreçlerin diski şekillendirdiği anlamına gelebilir. Bu durum, "beklenmedik derecede kaotik ve türbülanslı" bir yapıya yol açıyor.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden (CfA) çalışmanın ortak yazarı Joshua Bennett Lovell, "Bu diskin ne kadar asimetrik olduğunu görünce hayrete düştük" diyerek ekliyor:

Hubble, bize yeni gezegenler oluşturan diskleri şekillendiren kaotik süreçlere ön sıradan bir bakış açısı sağladı; henüz tam anlamadığımız bu süreçleri artık yepyeni bir şekilde inceleyebileceğiz.

Bilim insanları IRAS 23077+6707'nin, erken Güneş Sistemi'nin büyütülmüş bir versiyonunu temsil edebileceğini düşünüyor. Bu nedenle devasa yapının gezegen oluşumuyla ilgili pek çok soruya cevap vermesini umuyorlar.

CfA'dan makalenin başyazarı Kristina Monsch, "Gezegen oluşumu bu kadar büyük ortamlarda farklılık gösterebilir ama altta yatan süreçler muhtemelen benziyor" diyerek ekliyor:

Şu anda elimizde cevaplardan çok sorular var ancak bu yeni görüntüler, gezegenlerin zaman içinde ve farklı ortamlarda nasıl oluştuğunu anlamak için bir başlangıç ​​noktası sunuyor.

Independent Türkçe, Popular Science, NASA, The Astrophysical Journal