Cezayir’deki partiler, Fransız sömürgeciliğini suç sayan yasaya itiraz ettiler

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (DPA)
TT

Cezayir’deki partiler, Fransız sömürgeciliğini suç sayan yasaya itiraz ettiler

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (DPA)

Cezayir’de Fransız sömürgeciliğini suç sayan bir yasanın çıkarılması süreci, iktidara yakın iki partinin milletvekilleri ile bağımsız milletvekillerinin çekinceleri nedeniyle sekteye uğradı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Alman Der Spiegel dergisine verdiği röportajda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Maccron’un Fransa’nın 1830 yılındaki işgali öncesinde ‘Cezayir diye bir ulusunun olmadığı’ yönündeki açıklamasını ‘son derece tehlikeli bir açıklama’ olarak değerlendirirken ilk adımın Macron tarafından atılması gerektiğini ima etti.
Şarku'l Avsat'a konuşan Cezayir Parlamentosu’nun alt kanadı Ulusal Halk Meclisi üyeleri, 1 Kasım’da başlayan Fransız sömürgeciliğini suç sayan bir yasa çıkarma çabalarının, Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN), Demokratik Ulusal Birlik (RND) ve bağımsız milletvekillerinin bu çabalara katılmayı reddetmeleri nedeniyle tökezlediğini söylediler. Çünkü bahsi geçen partilerin milletvekilleri ve bağımsız milletvekillerinin toplamı, meclisin yüzde 50'sinden fazlasını oluşturuyor.
İslami eğilimli Barış Toplumu Hareketi’nden bazı milletvekillerinin başlattığı girişimle ilgili bir takım çekinceleri olanlar, tutumlarını ‘siyasi partiler arasında uzlaşı olmamasına’ bağladılar. Buradan ülkenin en tepesindeki yetkililerin, Fransa ile geçtiğimiz Eylül ayının sonlarında Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un bir Fransa’nın 1830 yılında Cezayir’i işgalinden önce Osmanlı hakimiyetine işaret ederek “Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı? şeklindeki sözlerinin ardından başlayan anlaşmazlıkta tansiyonu daha fazla yükseltmek istemedikleri anlaşılıyor.
Öte yandan Fransız sömürgeciliğini suç sayan yasa ikinci kez askıya alındı. Söz konusu yasanın çıkarılmasına yönelik ilk girişim, 2010 yılında Paris tarafından ‘Fransa’nın 19. ve 20. yüzyıllarda Kuzey Afrika'daki varlığının uygarlık yönleri’ ile ilgili bir yasa çıkarılmasına tepki olarak FLN’den bir milletvekilinin yasa tasarısının meclise sunulmasıydı. Ancak eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, gözlemcilerin “Cezayir’in yönetimindeki kişilerin, Fransız yetkililerle güçlü kişisel ilişkileri ve çıkarları’ olarak yorumladığı nedenlerle ‘Fransız sömürgeciliğini suç sayan yasa tasarısını’ veto etti.
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, Alman Der Spiegel dergisine verdiği ve Cuma günü yayınlanan röportajda, Cezayir-Fransa ilişkilerinde bir atılım olasılığından söz etti. İlk adımı atanın kendisinin olmayacağının altını çizen Tebbun, “Çünkü böyle bir durumda tüm Cezayirlileri kaybedeceğim. Hakarete uğrayan Cezayirliler arasında kendileriyle tekrar iletişim kurmamı kabul edecek bir kişi dahi bulamam” ifadelerini kullandı.
Macron'un Elysee Sarayı'nda Cezayir asıllı Fransız ve çifte uyruklu gençlerle gerçekleştirdiği bir görüşme sırasında yaptığı  “Cezayir'in bir ulus olarak inşası, izlenmesi gereken bir fenomendir. Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı? Soru bu. (Cezayir'de) Daha önce sömürgeler vardı. Türkiye'nin Cezayir'de oynadığı rolü ve kurduğu hakimiyeti tamamen unutturabilmesi beni büyüledi” şeklindeki sansasyonel açıklamalara atıfta bulunan Tebbun, “Fransızlar tek sömürgecidir. Cezayirlilerin inandığı tek gerçek de bu” dedi.
Macron, Cezayir'de ‘askeri-siyasi bir sistemin’ hüküm sürdüğünü iddia ederek bu sistemi şiddetle eleştirmiş ve Cumhurbaşkanı Tebbun’un da ‘bu oldukça katı sistem tarafından kontrol edildiğini’ söylemişti. Fransa Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri, Cezayir'de büyük infiale yol açtı. Bu büyük ifke dalgasının neden olduğu sonuçlarından biri de Mali'de askeri görevlerde bulunan Fransız savaş uçaklarının Cezayir hava sahasını geçmesini engellemek oldu. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir'in Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud'u istişare için derhal ülkeye çağırırken Cezayir'de faaliyet gösteren Fransız şirketlerinin sözleşmeleri feshedildi.
Macron, Cezayir hakkındaki bu sözleri, Cezayir'in Fransa'daki onlarca düzensiz göçmen vatandaşını iade etmeyi reddetmesiyle ilgili sert bir tartışma sırasında sarf ederken Tebbun, Der Spiegel dergisine, Fransa ile yaşanan krizin ‘Cumhurbaşkanı ile ilgili bir sorun değil, ulusal bir sorun’ olduğunu söyledi. Macron'un ‘Cezayirlilerin itibarını zedelediğini’ söyleyen Tebbun, Macron’un Fransa’da yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olması beklenen aşırı sağcı Eric Zemmour'un İslam ve göçmen karşıtı konuşmalarını ‘tekrarlamakla’ suçladı. Ayrıca Fransa ile ilişkilerin geleceği konusunda karamsar bir tablo çizen Tebbun, krizin ‘hemen yarın çözülemeyeceğini’ söyledi.
Cumhurbaşkanı Tebbun, Fransa’ya ait askeri uçakların, Cezayir hava sahasını kullanmalarının yasaklanmasıyla ilgili olarak kararın net olduğunu da vurguladı. Oysa Fransız savaş uçakları, krizden sadece 4 saatte gidebildikleri Mali ve Nijer'e artık yaklaşık 9 saatte gidebilecekler. Tebbun, “Ancak (askeri) iş birliği normal olarak başka konularda devam edecek” diyerek Fransız güçlerinin konuşlu olduğu Sahel bölgesinden yaralıların tahliye edilmesi ihtiyacı doğması durumunda Cezayir'in Fransa ile bu konuda iş birliği yapacağının da altını çizdi.



Riyad, Arap ve uluslararası toplantılarda Suriye'nin ilk temsilinin başlangıç noktası oldu

TT

Riyad, Arap ve uluslararası toplantılarda Suriye'nin ilk temsilinin başlangıç noktası oldu

Riyad, Arap ve uluslararası toplantılarda Suriye'nin ilk temsilinin başlangıç noktası oldu

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bir ay sonra mevcut durumu ve ülkeyi insani ve siyasi açıdan desteklemenin yollarını görüşmek üzere Riyad'da düzenlenen yeni Suriye toplantıları önde gelen Arap ve uluslararası katılımla başladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığındaki Arap dışişleri bakanları, toplantılarına, Arap Birliği Genel Sekreteri ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri'nin huzurunda başladı. Toplantıya Mısır, Suriye, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ürdün, Umman, Lübnan ve Bahreyn dışişleri bakanları katılıyor.

fvdrbgtny
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı,  yeni Suriye yönetiminin Dışişleri Bakanı ile görüştü (Reuters)

Toplantı sonrasında aralarında Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi'nin de bulunduğu Batılı dışişleri bakanları Arap bakanlara katılacak.

Baerbock: Yeni bir umut ancak durum çok değişken

Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Yeni bir umut var (...) Tüm Suriye halkı adına adil bir siyasi diyalog ve yeniden inşa süreci için güçlerimizi ne kadar çok birleştirirsek, Suriye halkı için başarı şansımız o kadar artar. Bu süreç Suriyelilerin kendileri tarafından yönetilmeli. Bugün burada bulunan ülkelerin birleşik desteği bu sürece yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat'ın sorusu üzerine Baerbock şunları söyledi: “Suriye’deki durum çok değişken. Bunu son günlerde patlak veren yeni şiddet olaylarında gördük.”

xu76
Almanya Dışişleri Bakanı Annalana Baerbock, Riyad'da Suriye konulu bakanlar toplantısı öncesinde basına konuştu. (Reuters)

Kilit oyuncuların Riyad'da bulunmasının Ortadoğu ve Suriye için barışçıl süreçler bulmayı amaçladığını vurgulayan Baerbock, “Bu çok önemli” dedi.

İngiliz iyimserliği

İngiltere, Arap liderliğindeki Riyad toplantılarının, Esed rejimini Suriye halkına karşı işlediği savaş suçlarından sorumlu tutacak mekanizmalar da dâhil olmak üzere, uluslararası toplumun Suriye geçici makamlarını desteklemek için atabileceği bir sonraki adımlara odaklanacağını söyledi.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ülkesinin Suriye halkına bağlı olduğunu ve Suriye liderliğinde kapsayıcı ve mezhepçi olmayan bir hükümete yol açacak siyasi geçişe tam destek verdiğini vurguladı.

Lammy yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Birleşik Krallık, geçici yetkililerle yaptığı ilk görüşmelerde kapsayıcı yönetim, insani yardımın kolaylaştırılması, kimyasal silahlar konusunda iş birliği yapılması ve DEAŞ'ın Birleşik Krallık'ın ulusal güvenliğine yönelik oluşturduğu tehdidin ele alınması konularında harekete geçilmesi gerektiği hususunda son derece netti.”

Lammy sözlerini şöyle sürdürdü: “Uluslararası toplum, demokratik bir gelecek ve çeşitliliğe sahip modern bir ülke inşa eden Suriye halkını desteklemek üzere birleşmeli. Biz de sivillerin korunması, yardıma erişim ve Suriye'de güvenliğin sağlanması için bölgedeki ve ötesindeki kilit ortaklarımızla birlik içindeyiz. Suriyeliler parlak ve müreffeh bir geleceği hak ediyor. Biz de bugün bunu desteklemek için buradayız.”

İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre İngiliz Dışişleri Bakanı, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve bir dizi Arap ve Avrupalı dışişleri bakanı ile görüşecek.

Suriye'nin Suudi Arabistan Büyükelçisi Eymen Susan, Şarku’l Avsat'a daha önce yaptığı açıklamalarda, ‘Suudi Arabistan'ın Suriye'nin içinde bulunduğu aşamayı aşmasına destek olabilecek bölgesel ve uluslararası ağırlığa ve muazzam bir potansiyele sahip olduğunu’ vurgulamış ve ‘her zaman olduğu gibi Suriye'yi yalnız bırakmayacağını ve doğal konumuna geri dönmesi için her şeyi yapacağını’ belirtmişti.

Susan, “Suudi Arabistan'ın bugün İki Kutsal Caminin Hizmetkârı'nın rehberliğinde, Veliaht Prens ve Başbakan'ın takibinde yaptığı şey bize hiç de yabancı değil. Suudi Arabistan, krizin başladığı 2011 yılından bu yana Suriyelilere yardım elini uzattı ve Suriye'nin tüm bölgelerine yardım göndermekte hiçbir sorun yaşamadı. Ancak eski rejim bu yardımları dilediği gibi kontrol etmek için halka ulaşmasını engelledi” ifadelerini kullandı.

Birkaç gün önce Suudi Arabistan, çeşitli krizler ve sıkıntılar yaşayan kardeş ve dost ülkelere devam eden desteğinin bir parçası olarak, Suriye halkının içinde bulunduğu zor koşulların etkilerini hafifletmek amacıyla Şam'a kara ve hava yoluyla gıda, barınma ve tıbbi malzeme taşıyan insani yardım göndermişti.

Riyad, bu yardımın ‘belirli bir üst sınırının olmadığını’, yardım köprüsünün, Suudi liderliğinin insanların acılarını hafifletme direktifleri doğrultusunda, insani durumu istikrara kavuşturarak sahadaki hedeflerine ulaşana kadar açık kalacağını vurguladı.

Riyad toplantısı, aralık ayı ortasında Ürdün'ün Akabe kentinin ev sahipliğinde düzenlenen ve Suriye Bakanlar Temas Komitesi'nin Suriye halkının yanında olduğunu ve vatanlarını güvenlik, istikrar, egemenlik ve birliğini koruyan temeller üzerinde yeniden inşa etme ve halkının kendi topraklarında güvenli, özgür, istikrarlı ve onurlu bir yaşam sürme haklarını karşılama yönündeki bu tarihi aşamada onlara her türlü yardım ve desteği sağlayacağını yinelediği toplantının ardından gerçekleşti.