Cezayir yurdışına kaçırılan fonlarının peşinde

Cezayir, ‘çetenin yurtdışına kaçırdığı fonları’ geri almak için diplomatik temsilcilerini görevlendiriyor

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)
TT

Cezayir yurdışına kaçırılan fonlarının peşinde

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)

Cezayir hükümeti, belirli ülkelerdeki büyükelçilerini, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın 20 yıllık iktidarı sırasında, yönetimin önde gelen isimleri tarafından yasadışı bir şekilde el geçirilen ve tam değerini açıklanmayan ‘yağmalanmış fonları’ geri almak amacıyla, aylar önce yargının atadığı adli temsilcilerin çalışmalarını takip etmek üzere çalışmalarını istedi.
Cezayir Başbakanı Eymen Bin Abdurrahman, dün başkentte Diplomatik Misyon Başkanları Konferası’nın ikinci gününde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un birçok kez yolsuzluğa karşı mücadele verme ve ülke dışına kaçırılan yağmalanmış fonları geri alma sözü verdiğini ve bu konuda kapsamlı bir yaklaşımı onayladığını belirtti. Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın ayrıca, bu dosyanın takibi için Başbakan’ın doğrudan gözetimi altında çalışan bir uzmanlar komitesi kurmaya karar verdiğini de belirtti.
Başbakan, Cezayir’in yurtdışındaki diplomatik temsilciliklere Cumhurbaşkanı’nın sözünün yerine getirilmesi için çalışma çağrısında bulundu. Bu çerçevede, çeşitli adli heyetlerin sonuçlarını, adli heyetlerin çalışmalarını ve Cezayir adli makamları tarafından yapılan işbirliği taleplerini takip etme konusunda önemli bir rol üstlenmeleri ve ilgili yabancı makamlarla temasları yoğunlaştırılmasını sağlamalarını istedi. Bunun yanı sıra, fonların boşa gitmesine engel olmak için, yerlerinin tespit edilmesi ve aranmaları ile ilgili ulusal ve yabancı taraflarla yardımlaşma sağlanmasını, dosyanın gerektirdiği tüm hız ve verimlilik koşullarının yanı sıra prosedürlerin uygulanmasını istedi.
Çalışmaları dün sona eren Büyükelçiler Konferansı’nda, hükümetin belirttiğine göre Cezayir’in yurtdışındaki rakipleriyle yüzleşmeye ve yabancı yatırıma verilen kolaylıkları artırmaya yönelik yeni dış politika planı görüşüldü.
Başkentte bulunan yolsuzluk davalarına bakan bir mahkeme, Mayıs ayında yağmalanan fonları geri alma çabası veya yerel medyada ‘çete fonu’ olarak adlandırılan fonun geri alınması kapsamında, belirli ülkelere 53 adli temsilciler atadığını açıklamıştı. Açıklamada, fonların bankalarında olduğu varsayılan ülkelerin hangileri olduğu belirtilmemişti. Ancak baskın düşünce, fonların başta İsviçre olmak üzere Avrupa ülkeleri ve dünyanın diğer bölgelerindeki ‘vergi cennetlerinde’ olduğu yönündeydi.
Hükümet Haziran ayında yaptığı açıklamada, yolsuzlukla mücadele davaları kapsamında el konulan, ‘yağmalanan para ve mülkler için özel bir fon’ kurulduğu duyuruldu. Tebbun, hükümetten söz konusu fonun 2021 yılı için ek bütçe kanunu hükümlerine dahil edilmesini istedi. Tebbun’un açıklamalarında, fonla ilgili olarak yolsuzlukla mücadele davaları bağlamında nihai mahkeme kararlarına dayalı olarak el konulacak yağmalanan para ve mülkler olduğu belirtildi.
Cumhurbaşkanı daha önce yaptığı bir açıklamada, açılan davalarda yolsuzlukla suçlanan Buteflika rejiminin önde gelen isimleri ile ilgili son hükümlerin verilmesini beklediğini, ardından yurt dışına aktarılan fonların geri alınması için savcılık tarafından, yasal ve diplomatik prosedürlerin takip edileceğini belirtmişti. Cumhurbaşkanı bu konuşmasında Başbakanlar Ahmed Uyahya ve Abdülmelik Sellal dahil olmak üzere Buteflika iktidarının önde gelenleri ve yargı tarafından yolsuzluk suçlamalarıyla ağır hapis cezalarına çarptırılan birkaç bakan ve iş adamına atıfta bulunuyordu. Bununla birlikte, söz konusu kişilerin 2019 ve 2020’deki davalarında, yurt dışına kamu fonları aktardıkları hiç bahsedilmemişti.
Tebbun, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik kampanyalar sırasında, defalarca kaçak paralar meselesini gündeme getirmiş ancak bir kez bile miktarından bahsetmemiş, paraların nerede olduğunu belirtmeden sadece nerede olduğunu bildiğini açıklamakla yetinmişti. İktidara geldikten sonra düzenlediği ilk basın toplantısı sırasında, bu konu kendisine sorulduğunda, ‘çete’ taraftan gelebilecek bir planla sürecin engellemesinden endişe ettiği için yurtdışından parayı geri almaya yönelik planını açıklamak istemediğini söylemişti. Cumhurbaşkanı’nın kullandığı ‘çete’ tanımı hapisteki sivil memurları ve iş adamlarını simgeliyordu.
Başbakan Eylül ayında, yetkililerin çalınan fonları geri almak üzere dostane bir çözüm aradıklarını söyledi. Başbakan’ın sözlerinden, hapisteki yetkililer ile , cezalarının hafifletilmesi karşılığında söz konusu fonların nerede olduğunu söylemelerini sağlamak için görüşmelerin yürütüldüğü anlaşıldı. Yetkililerin bu konuyu büyük gizlilik ile yürütmesi dikkat çekti.



Riyad, Arap ve uluslararası toplantılarda Suriye'nin ilk temsilinin başlangıç noktası oldu

TT

Riyad, Arap ve uluslararası toplantılarda Suriye'nin ilk temsilinin başlangıç noktası oldu

Riyad, Arap ve uluslararası toplantılarda Suriye'nin ilk temsilinin başlangıç noktası oldu

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bir ay sonra mevcut durumu ve ülkeyi insani ve siyasi açıdan desteklemenin yollarını görüşmek üzere Riyad'da düzenlenen yeni Suriye toplantıları önde gelen Arap ve uluslararası katılımla başladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığındaki Arap dışişleri bakanları, toplantılarına, Arap Birliği Genel Sekreteri ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri'nin huzurunda başladı. Toplantıya Mısır, Suriye, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ürdün, Umman, Lübnan ve Bahreyn dışişleri bakanları katılıyor.

fvdrbgtny
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı,  yeni Suriye yönetiminin Dışişleri Bakanı ile görüştü (Reuters)

Toplantı sonrasında aralarında Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi'nin de bulunduğu Batılı dışişleri bakanları Arap bakanlara katılacak.

Baerbock: Yeni bir umut ancak durum çok değişken

Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Yeni bir umut var (...) Tüm Suriye halkı adına adil bir siyasi diyalog ve yeniden inşa süreci için güçlerimizi ne kadar çok birleştirirsek, Suriye halkı için başarı şansımız o kadar artar. Bu süreç Suriyelilerin kendileri tarafından yönetilmeli. Bugün burada bulunan ülkelerin birleşik desteği bu sürece yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat'ın sorusu üzerine Baerbock şunları söyledi: “Suriye’deki durum çok değişken. Bunu son günlerde patlak veren yeni şiddet olaylarında gördük.”

xu76
Almanya Dışişleri Bakanı Annalana Baerbock, Riyad'da Suriye konulu bakanlar toplantısı öncesinde basına konuştu. (Reuters)

Kilit oyuncuların Riyad'da bulunmasının Ortadoğu ve Suriye için barışçıl süreçler bulmayı amaçladığını vurgulayan Baerbock, “Bu çok önemli” dedi.

İngiliz iyimserliği

İngiltere, Arap liderliğindeki Riyad toplantılarının, Esed rejimini Suriye halkına karşı işlediği savaş suçlarından sorumlu tutacak mekanizmalar da dâhil olmak üzere, uluslararası toplumun Suriye geçici makamlarını desteklemek için atabileceği bir sonraki adımlara odaklanacağını söyledi.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ülkesinin Suriye halkına bağlı olduğunu ve Suriye liderliğinde kapsayıcı ve mezhepçi olmayan bir hükümete yol açacak siyasi geçişe tam destek verdiğini vurguladı.

Lammy yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Birleşik Krallık, geçici yetkililerle yaptığı ilk görüşmelerde kapsayıcı yönetim, insani yardımın kolaylaştırılması, kimyasal silahlar konusunda iş birliği yapılması ve DEAŞ'ın Birleşik Krallık'ın ulusal güvenliğine yönelik oluşturduğu tehdidin ele alınması konularında harekete geçilmesi gerektiği hususunda son derece netti.”

Lammy sözlerini şöyle sürdürdü: “Uluslararası toplum, demokratik bir gelecek ve çeşitliliğe sahip modern bir ülke inşa eden Suriye halkını desteklemek üzere birleşmeli. Biz de sivillerin korunması, yardıma erişim ve Suriye'de güvenliğin sağlanması için bölgedeki ve ötesindeki kilit ortaklarımızla birlik içindeyiz. Suriyeliler parlak ve müreffeh bir geleceği hak ediyor. Biz de bugün bunu desteklemek için buradayız.”

İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre İngiliz Dışişleri Bakanı, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve bir dizi Arap ve Avrupalı dışişleri bakanı ile görüşecek.

Suriye'nin Suudi Arabistan Büyükelçisi Eymen Susan, Şarku’l Avsat'a daha önce yaptığı açıklamalarda, ‘Suudi Arabistan'ın Suriye'nin içinde bulunduğu aşamayı aşmasına destek olabilecek bölgesel ve uluslararası ağırlığa ve muazzam bir potansiyele sahip olduğunu’ vurgulamış ve ‘her zaman olduğu gibi Suriye'yi yalnız bırakmayacağını ve doğal konumuna geri dönmesi için her şeyi yapacağını’ belirtmişti.

Susan, “Suudi Arabistan'ın bugün İki Kutsal Caminin Hizmetkârı'nın rehberliğinde, Veliaht Prens ve Başbakan'ın takibinde yaptığı şey bize hiç de yabancı değil. Suudi Arabistan, krizin başladığı 2011 yılından bu yana Suriyelilere yardım elini uzattı ve Suriye'nin tüm bölgelerine yardım göndermekte hiçbir sorun yaşamadı. Ancak eski rejim bu yardımları dilediği gibi kontrol etmek için halka ulaşmasını engelledi” ifadelerini kullandı.

Birkaç gün önce Suudi Arabistan, çeşitli krizler ve sıkıntılar yaşayan kardeş ve dost ülkelere devam eden desteğinin bir parçası olarak, Suriye halkının içinde bulunduğu zor koşulların etkilerini hafifletmek amacıyla Şam'a kara ve hava yoluyla gıda, barınma ve tıbbi malzeme taşıyan insani yardım göndermişti.

Riyad, bu yardımın ‘belirli bir üst sınırının olmadığını’, yardım köprüsünün, Suudi liderliğinin insanların acılarını hafifletme direktifleri doğrultusunda, insani durumu istikrara kavuşturarak sahadaki hedeflerine ulaşana kadar açık kalacağını vurguladı.

Riyad toplantısı, aralık ayı ortasında Ürdün'ün Akabe kentinin ev sahipliğinde düzenlenen ve Suriye Bakanlar Temas Komitesi'nin Suriye halkının yanında olduğunu ve vatanlarını güvenlik, istikrar, egemenlik ve birliğini koruyan temeller üzerinde yeniden inşa etme ve halkının kendi topraklarında güvenli, özgür, istikrarlı ve onurlu bir yaşam sürme haklarını karşılama yönündeki bu tarihi aşamada onlara her türlü yardım ve desteği sağlayacağını yinelediği toplantının ardından gerçekleşti.