Arap Koalisyonu: Sirvah ve el-Cevf’e düzenlenen 11 operasyonda 60 Husi unsuru etkisiz hale getirildi

Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki (Şarku’l Avsat)
Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki (Şarku’l Avsat)
TT

Arap Koalisyonu: Sirvah ve el-Cevf’e düzenlenen 11 operasyonda 60 Husi unsuru etkisiz hale getirildi

Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki (Şarku’l Avsat)
Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki (Şarku’l Avsat)

Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, son 24 saat içerisinde Sirvah ve el-Cevf’de Husi milisleri ve araçlarını hedef alan 11 operasyonun gerçekleştirildiğini duyurdu.
Arap Koalisyonu açıklamasında, operasyonlarla Husilere ait 8 askeri aracın imha edildiğini ve 60 terörist unsurun etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu, dün ayrıca Suudi Arabistan hava savunmasının, Husi milisleri tarafından Krallığın güneyine fırlatılan 3 balistik füzeyi engellediği açıkladı.
Koalisyon açıklamasında Husi milislerinin sivilleri ve sivillere ait alanları rastgele bir şekilde hedef alma girişimleri engellendiğini belirti. Husilerin imkanlarının etkisiz hale getirilmesi için uluslararası insancıl hukuka uygun bir şekilde gerekli adımların atılacağını vurguladı.
Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacref dün yaptığı açıklamada, terörist Husi milislerinin Suudi Arabistan’ın güney bölgesine yönelik üç balistik füze fırlatılmasını, sivilleri ve sivil nesneleri hedef alan girişimlerini kınadı.
KİK Genel Sekreteri el-Hacref, Suudi Arabistan liderliğindeki Koalisyon güçlerinin ve Kraliyet Hava Savunma Kuvvetleri’nin dikkatine, kabiliyetine ve terörist Husi milisleri tarafından gerçekleştirilen tüm terör saldırılarına karşı mücadeledeki başarılarına övgüde bulundu. El-Hacref KİK’in, Suudi Arabistan’ın ülkenin güvenliğini, istikrarı ile topraklarındaki vatandaşların ve sakinlerinin güvenliğini korumak amacıyla terörist Husi milislerinin saldırıları ile mücadele kapsamında uyguladığı prosedürlere verdiği desteği vurguladı. Dr. el-Hacref, Körfez ülkelerinin güvenliğini, istikrarını ve toprak bütünlüğünü hedef alan tüm saldırılara karşı, Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olduğunu dile getirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Dr. Yusuf el-Useymin de, terörist Husi milislerinin Suudi Arabistan'ın güney bölgesine yönelik üç balistik füze fırlatmasını en sert ifadelerle kınadı ve uluslararası topluma, Husi milislerinin sivillere ve sivil nesnelere yönelik balistik füze ve bombalı uçaklarla yapılan korkakça tehditlerini durdurmak üzere kararlı bir şekilde tavır alınması çağrısında bulundu.
Husilerin Suudi Arabistan’ı hedef alan ve giderek artan saldırıları devam ederken, son dönemde Marib’e ve ülkenin batı kıyısındaki şehirlere, yerleşim bölgelerine ve hayati tesislere yönelik saldırılarını şiddetleniyor. Husiler bu saldırılarda bulunurken, Yemen’de yıllardır süren çatışmaya barışçıl bir çözüm bulunması amacıyla müzakereleri yeniden başlatılmasına yönelik ateşkesin sağlanması için yoğun çabalar dikkate almıyor.
Yemenli siyaset araştırmacısı Dr. Sabit el-Ahmedi, Husilerin sadece Yemen için değil, tüm Arap bölgesi için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Dr. el-Ahmedi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “El-Husi barışçıl bir adam değil, asla da olmayacak. Barışa yönelimi, asıl doğasından bir sapma ve geçici bir siyasi taktikten öteye geçmiyor. Hayatı boyunca hiçbir sözleşmeye veya anlaşmaya bağlı kalmadığı için bulduğu ilk fırsatta, yaptığı tüm anlaşmalara ve anlaşmalara karşı çıkar. Bunu daha önceki deneyimlerimizden biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Yemen halkının barışa olan özlemini vurgulayan Dr. el-Ahmedi sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm Yemenliler güvenlik ve emniyet istiyorlar ve ülkede farklı partiler ve akımlar olmasına rağmen birbirleriyle bir arada yaşayabiliyorlar. Kendisinden başka kimseyi kabul etmeyen sadece el-Husi’dir. Zira kendisinin en iyisi olduğuna inanıyor ve bu da diğer insanların onu takip etmesi gerektiğine inandığı düşüncesine dayanıyor. Meşruiyetini, göklerin hükmüne dayandırıyor.”



'Halep Savaşı' 'Musul'un hayaletleri' korkusunu artırıyor

'Halep Savaşı' 'Musul'un hayaletleri' korkusunu artırıyor
TT

'Halep Savaşı' 'Musul'un hayaletleri' korkusunu artırıyor

'Halep Savaşı' 'Musul'un hayaletleri' korkusunu artırıyor

Suriyeli silahlı grupların Halep kentine doğru hızla ilerlemesi dün bölgesel ve uluslararası tarafları şaşırttı ve on yıl önce Irak'ın Musul kentinin DEAŞ’ın eline geçmesinin hayaletlerini hatırlattı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) ve görgü tanıklarına göre, son iki gündür devam eden saldırıların ardından, başta Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ, eski adıyla Nusra Cephesi) ve Türkiye destekli gruplar olmak üzere silahlı grupların savaşçıları, Devlet Başkanı Beşar Esed'e bağlı hükümet güçlerinin zayıf direnişi karşısında, ülkenin ikinci büyük kentinin kalbine ulaşmadan önce, Halep'in batısındaki beş mahalleyi ele geçirmeyi başardı.

Halep savaşı, Suriye hükümet güçlerinin ve onların Rus ve İranlı destekçilerinin, 2020'den bu yana, Devlet Başkanları Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın aracılık ettiği bir Rus-Türk anlaşması kapsamında Suriye'nin kuzeybatısındaki kontrolü ortadan kaldırıyor.

Bu silahlı grupların ilerleyişi, İran ve Hizbullah tarafından desteklenen grupların yıllar içinde oluşturduğu nüfuz alanlarıyla çarpışacak. Silahlı gruplar dün akşamı Suriye'nin kuzeyindeki başkente doğru ilerlerken, SOHR’a göre İran yanlısı Liva el-Bakır milislerine ait “40 araçlık bir askeri konvoy” doğudaki Deyrizor kentinden Halep'e doğru ilerledi.

Çatışmalarla eş zamanlı olarak Rus ve Suriye savaş uçakları İdlib şehri ve çevresindeki köylere 23'ten fazla hava saldırısı düzenlerken, Türkiye, Suriye'nin kuzeybatısındaki Suriyeli silahlı grupların kalesi olan İdlib'e yönelik “saldırıların durdurulması” çağrısında bulundu.