AB sınırlarındaki gerilim, askeri çatışma endişesine neden oluyor

Brüksel, Belarus'a yaptırım uygulamak üzere

Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)
Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)
TT

AB sınırlarındaki gerilim, askeri çatışma endişesine neden oluyor

Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)
Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)

Avrupa Birliği (AB) mültecileri Avrupa'ya yönelik bir ‘bayağı bir hamle’ olarak kullanmasına misilleme olarak birkaç gün içinde Belarus'a karşı ek yaptırım kararı almaya hazırlanıyor.
Polonya'ya girmek isteyen binlerce göçmen mevcut. Sınırdaki gerilimler ise iki ülkenin şuanda silahlı kuvvetlerini konuşlandırdığı AB sınırında bir çatışma çıkacağı endişesine neden oluyor. Başbakan Mateusz Morawiecki’nin ifade ettiğine göre Polonya, AB’den Belarus sınırlarındaki mevcut durumu tartışma yönünde acil bir zirve düzenlemesini istiyor. Almanya ise Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko rejimine karşı ek yaptırımları destekliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, dün, Belarus ile Polonya sınırındaki mülteci krizi konusunda Belarus Devlet Başkanı üzerindeki etkisini kullanmaya ikna etmek için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Ofisinden yapılan açıklamaya göre Merkel, “Belarus ile Polonya sınırında yaşananlar ve Belarus rejiminin AB’ye karşı mülteci adımı insanlık dışıdır, kabul edilemez” ifadelerine başvurdu.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet ise dün yaptığı açıklamada, iki ülke sınırındaki benzeri görülmemiş göçmen krizini ‘kabul edilemez’ şeklinde değerlendirerek mültecilerin iki ülke arasında bir gece daha mahsur kalmamaları gerektiğini vurguladı. Bachelet aynı zamanda, “İlgili ülkeleri, tırmanışı durdurmak ve bu kabul edilemez durumu çözmek için acil adımlar atmaya çağırıyorum. Belarus-Polonya sınırında çok sayıda göçmen ve mültecinin sıfıra yakın derecelerde umutsuz bir şekilde beklemesi dehşet verici” vurgusunda bulundu.
Avrupalılar, Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko’yu göçmenlere vize vererek gerilimi körüklemekle, 2020 seçimleri ardından muhalif hareketini bastırdığı için ülkesine uygulanan Avrupa yaptırımlarına misilleme olarak mültecileri sınıra yığmakla suçluyor. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Belarus sınırındaki manzara ürkütücü. Lukaşenko, gerilimi tehlikeli bir şekilde artırmaya, sığınma arayan insanları, gücünü kanıtlamak için vicdansızca rehine olarak kullanmaya devam ediyor. Ancak AB bu şantaja boyun eğmeyecek” açıklamalarında bulundu. Yaptırımları ekonomiyi de kapsayacak şekilde kapsamlı hale getirme tehdidinde bulunan Maas, Lukaşenko’nun hesaplamalarının doğru olmadığının farkında olması gerektiğine dikkat çekti. Polonya ise Rusya'yı Lukaşenko’yu desteklemekle suçluyor.
Dün Kremlin, Polonya Başbakanı’nın, Polonya-Belarus sınırında binlerce göçmenin mahsur kaldığı göç krizinden Moskova'yı sorumlu tutan suçlamalarına karşı çıktı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, basın toplantısında yaptığı açıklamada, Polonya Başbakanı’nın Rusya'nın bu durumdan sorumlu olduğuna dair açıklamalarını tamamen sorumsuzca ve kabul edilemez buluyoruz” ifadelerine başvurdu. Dün yaptığı açıklamada, Batı'yı Minsk'e yeni yaptırımlar uygulamak için Polonya sınırında bir göç krizi yaratmakla suçlayan Belarus Dışişleri Bakanı Vladimir Makey ise “Bahsettikleri beşinci tur yaptırımlar ışığında bu kez kullanılan bahane ise AB’nin ve Belarus ile sınır paylaşan üye devletlerinin yarattığı göç krizidir” vurgusunda bulundu. Belarus’u hedef alan ‘düşmanca eylemlere’ karşı koymak için ana müttefiki Rusya ile ‘çalışmaları’ artırmayı umduğunu da sözlerine ekledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Minsk ve Moskova'nın, Washington ile Avrupalı ​​müttefiklerinin uluslararası örgütler aracılığıyla başlattığı Belarus karşıtı kampanyaya karşı koyma yönündeki işbirliğini aktif olarak artırdığını söyledi.
Geçtiğimiz Eylül ayından bu yana Irak, Suriye gibi ülkeler ile arasındaki uçuş sayısını önemli ölçüde artırarak haftada 40 uçuşa çıkaran Belarus, polis tarafından Polonya ile kara sınırına itilen Iraklılar ile Suriyeliler için giriş işlemlerini kolaylaştırıldı. Polonya Savunma Bakanlığının bildirdiğine göre Almanya’ya ulaşarak sığınma talebinde bulunmak için hafta başından bu yana Polonya sınırından topluca geçmeye çalışan binlerce mülteci, 12 bin asker tarafından korunan demir çiti kesmeye çalıştı.
Almanya’nın 2015'teki büyük mülteci dalgasından bu yana görülmemiş rekor sayıda mülteci kaydetmesi ülke dahilinde endişelere neden oldu. Eski İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Belarus sınırı boyu bir ayrım duvarı inşasını hızlandırmak için Polonya'yı destekleme ihtiyacına vurguda bulundu. Almanya Dışişleri Bakanı’nın bildirdiğine göre mültecilerin Belarus'a gelmek için geçtiği ve geldikleri ülkelerle, aynı zamanda mültecileri taşıyan havayollarıyla iletişim kuracak olan Berlin, kendi deyimiyle Lukaşenko’nun ‘insanlık dışı davranışını’ kolaylaştırmak için işbirliğinde bulunan herkese yaptırım uygulamakla tehdidinde bulundu. Bakan aynı zamanda mültecilerin Belarus ormanlarında mahsur kalmak için binlerce dolar ödeyerek yalan vaatlere kurban gittiklerini de vurguladı.
Lukaşenko rejimi, Ryanair’e ait bir yolcu uçağını içerisinde muhalif gazeteci Roman Pratasevich’in bulunması dolayısıyla geçtiğimiz yaz durdurması ve aktivistin tutuklanarak Minsk’e indirilmesi ardından AB tarafından yaptırımlara tâbi tutuluyor. Nitekim Belarus rejimine uygulanan yaptırımlarda rejime yakınlığı ile bilinen 166 kişi ve bağlantılı 15 şirket hedef alınıyor.
Almanya'da yayın yapan Bild gazetesinin haberine göre Lukaşenko, AB'nin daha fazla yaptırım tehdidi ve mülteci krizi yaratma suçlamalarına bir Rus dergisine verdiği röportajda Avrupalı ​​yetkililere hakaretler ederek ve ‘nükleer savaş’ tehdidinde bulunarak yanıt verdi. Natsionalnaya Oborona dergisine verdiği demeçte “En ufak bir hatada dünyanın en büyük nükleer gücü Rusya hemen devreye girecek” ifadelerini kullanan Lukaşenko, sınırdaki gelişmelerin kendi deyimiyle mültecileri korkutmayı amaçlayan ordu helikopterlerinin de dahil olduğu ‘Polonya provokasyonları’ nedeniyle aktif bir çatışmaya yol açmasından korktuğunu dile getirdi.
Söz konusu kriz başladığı sırada Polonya Başbakanı Morawiecki, Lukaşenko’nun tek başına değil de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in desteğiyle hareket ettiğini söylemişti. Belarus ile aynı sınırı paylaşan Letonya Dışişleri Bakanı ise birkaç hafta önceki açıklamasında daha az mültecinin sınırı geçmeye çalıştığını söyleyerek “Mültecilerle birlikte geçmeye çalışanlardan bir kısmının yıllardır Belarus veya Rusya'da yaşadığına, bazılarının terör örgütleriyle bağlantılı olduğuna dair bir veriler var. Bu da güvenlik endişeleri olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullanmıştı. Yetkililer ise Rusya'nın casuslarını mülteciler arasından Avrupa'ya sokmaya çalıştığını söylemişti.
Almanya, Rusya'nın ise gaz kartını AB’ye daha fazla baskı yapmak için kullanacağından endişe ediyor. Almanya ve Avrupa ülkeleri, Gazprom'un Almanya'ya pompaladığı Rus gazının kıtlığı nedeniyle üçte biri Rusya'dan ithal edilen doğal gaz fiyatında önemli bir artış kaydediyor.



G7 toplantısının gündeminde Ortadoğu ve Ukrayna var

İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)
İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)
TT

G7 toplantısının gündeminde Ortadoğu ve Ukrayna var

İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)
İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)

G7 dışişleri bakanları bugün Roma yakınlarında toplandı; İki gün boyunca bölgesel mevkidaşlarının katılımıyla Ortadoğu'daki çatışmanın yanı sıra, Ukrayna'daki savaşa odaklanan görüşmelerde bulunulacak.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Roma yakınlarında bulunan Fiuggi ve Anani'deki toplantıda, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Galant ve Hamas hareketindeki askeri yetkili Muhammed Al-Dayf hakkında çıkardığı tutuklama emirleri müzakere edilecek.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in de katılımıyla bugün öğleden sonra başlayan oturumların ilk konusu, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes öngören bir karar tasarısını veto etmesinden beş gün sonra Ortadoğu ve Kızıldeniz'deki durum olacak.

İtalya Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Ortaklarımızla birlikte Gazze ve Lübnan'da ateşkesin sağlanmasına yönelik çabaları desteklemenin yollarını, halkı desteklemeye yönelik girişimleri ve bölgenin istikrarı için güvenilir bir siyasi ufku teşvik etmeyi görüşeceğiz” denildi.

İtalya, en gelişmiş yedi ülkeden oluşan Grubun (Fransa, ABD, Japonya, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya ve İtalya) dönüşümlü başkanlığını yürütüyor ve bu toplantının gündemine genişletilmiş bir diyalog oturumu dahil edildi. Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Emirlikler ve Katar'dan bakanların yanı sıra Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit de toplantıda yer alacak.

Salı günü yapılacak ikinci gün görüşmelerinde, Ukrayna'daki savaş ve Hint-Pasifik bölgesindeki durum ele alınacak ve oturuma birçok Asya ülkesinden bakanlar katılacak. G7 bakanları ayrıca Haiti, Sudan ve Venezüella'da devam eden krizleri de görüşecek.

Bu arada Akdeniz ülkelerinin dışişleri bakanları, Batı Balkan ülkelerinin ilk kez bulunacağı “Akdeniz Diyalogları”nın onuncusuna katılmak üzere saat 9.00'da (08.00 GMT) Roma'da bir araya gelecek. Katılımcılar arasında Hırvatistan, Ürdün, Mısır, Hindistan, Libya, Lübnan, Yemen ve Filistin'in yanı sıra Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Karadağ'ın dışişleri bakanları da yer alıyor.