Asilah Forumu, Arapçılık ideolojisini tartışıyor

Forum katılımcıları ‘Arapçılık’ tanımında fikir birliğine varamazken, alternatiflerin olup olamayacağını tartıştılar

Asilah Forumu kapsamında, Arapçılık üzerine düzenlenen sempozyumundan bir kare (Şarku’l Avsat)
Asilah Forumu kapsamında, Arapçılık üzerine düzenlenen sempozyumundan bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Asilah Forumu, Arapçılık ideolojisini tartışıyor

Asilah Forumu kapsamında, Arapçılık üzerine düzenlenen sempozyumundan bir kare (Şarku’l Avsat)
Asilah Forumu kapsamında, Arapçılık üzerine düzenlenen sempozyumundan bir kare (Şarku’l Avsat)

Fas’ın tarihi kültürel yapısı ile tanınan sahil kenti Asilah’ta çalışmaları devam etmekte olan Asilah Forumu’nda salı günü düzenlenen Araplar ve yeni bölgesel ve uluslararası dönüşümler: Arapçılık nereye gidiyor?” başlılık sempozyumunun ikinci ve üçüncü gününün katılımcıları, Arapçılık tanımı üzerinde anlaşmaya varamama ihtimalini dile getirirken, “Bunun yerine kullanılabilecek alternatifler üzerinde anlaştık mı? Bu alternatifler daha iyi ve daha doğru mu? Bizim için bu alternatifleri en iyi yapan ne?” sorularını da ele aldılar.
Katılımcılar, çağdaş Arap düşüncesinde kimlik ve ulusal aidiyetin arka planı ve bunun sonuçlarının yanı sıra Arap sisteminin izlediği yolları, uluslararası, bölgesel ve Orta Doğu’daki eğilimleri tartışırken, Arapçılığın ideolojiden uzak bir şekilde bir dil, kimlik ve kültür olarak içinde olduğu koşulları da ele aldı.
Bu bağlamda, Faslı yazar Ahmed el-Medini, “Araplar, yeni bölgesel ve uluslararası dönüşümler: Arapçılık nereye gidiyor?” sempozyumunda, vatandaşların ve Arap kültürüne mensup olanların, farklı şekil ve kalıplarda da olsa içgüdüsel olarak Arap olarak doğduklarına ve bu ortamda büyüyüp geliştiklerine dikkat çekti. Aynı zamanda Arapçılık kavramının, değerlerini kaybetmekte olan Arap varlığının enkazı olabileceğini söyledi. 
El-Medini, kendisi ve nesli için Aracılığı, bağımsızlıktan sonraki ulusal bir kurtuluş savaşı aynı zamanda ulusal projenin bir parçası olarak ulusal devlet ve demokrasi olduğunu belirtti.
Al-Medini, Asilah Forumu’nda bir araya gelen Arap yönetimlerinin Arapçılığının, kültürel olarak oluşturmak isteyen halkların Arapçılığından farklı olduğunu belirtti.
Şeyh Zayed Kitap Ödülü Komitesi Genel Sekreteri ve el-İttihad gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Raşid Salih el-Arimi ise, Araplığın gerek milliyetçilik gerekse İslami ideolojiden uzak bir dil, kimlik ve kültür olduğunu belirtirken, Araplık ve Arapçılık arasındaki ayrımın ortaya çıkış nedenine yönelik konulara değindi.
El-Arimi, Arap kalkınmasının başlangıcını ve ardından gelen dönüşümleri hatırlattı. Arapçılık meselesini, milliyetçilik ve din ile ilgili bir temelde ele alan tartışmalara ara veren el-Arimi, Arap milli alanı fikrinin dil, kültür ve siyaset ile karışmış bir Arapçılık olsaydı, 20. yüzyılın ikinci yarısında denenen siyasi akımlar ve partiler açısından Arap birliği projeleri daha net bir görüntüye sahip olacağını belirtti.
El-Arimi, 1967 yenilgisinin siyasal Arapçılığı kalbinden vurduğunu zira yenilginin yükünü esas olarak Mısır ve Suriye’de önderlik edenlerin çektiğini açıkladı. Arap solunun ve Arap milliyetçiliğinin sembollerinin Altı Gün Savaşı’nda başarısız olduğunu bunun, Arap birliğinin temellerinden biri olarak İslam dininin rolünün vurgulanması ile İslami eğilimin geri dönmesine neden olduğunu ancak kısa sürede bun düşüncenin Arap ülkelerinin dışına çıktığını, örgütlerin kendilerini ulus ötesi örgütler olarak tanıtmaya başladığını belirtti. Daha sonrasında ise Arap Baharı döneminin, bu örgütlerin gerçeklerini ortaya çıkardığını hatırlattı.
El-Arimi, bugün tüm Arap ülkelerinin ulusal devletler olduğunu, siyasi Arapçılığın herhangi bir seviyede artık söz konusu olmadığını, ancak bir dil, kimlik ve aidiyet olarak kaldığını düşünüyor. Bununla birlikte, siyasi Arapçılığın onlarca yıl önce sona ermesine rağmen hiçbir tarafın dil, kimlik ve kültürü açısından Araplığından vazgeçmediğini belirtiyor.
El-Arimi, konuşmasını sonlandırırken “Tarihin çocukları olduğumuz gibi, bugünün de çocuklarıyız. Dolayısıyla beka göstermek istiyorsak, Arap dili, aidiyetine bağlı bir çağdaşlıkla kalmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Bahreyn Üniversitesi Medya ve İletişim uzmanı Prof. Dr. Hatim Ahmed es-Suridi ise, Arap kimliğinin, Arap kültürel kimliği ile sürekli olarak karıştırılması, Arap milliyetçiliğine yönelik aidiyetinin gerilemesi ile derin bir kriz yaşadığını ayrıca küresel medya ve iletişimin bu krizi derinleştirmede etkili bir gizli rol oynadığını düşünüyor.
Suridi, Arapların medya ve iletişim araçlarını ne kadar kullandığı aynı zamanda bunu Arap kimliğini savunmada ve milli aidiyeti pekiştirmede ne kadar kullanıldığı sorusunu gündeme getirdi.
Suridi bunu “Bugün, daha öncekilerden çok daha şiddetli olan kimliğe önem vermeme ve ulusal aidiyeti sarsmaya çalışan, yeni bir kültür ve medeniyet savaşına tanık oluyoruz. Bu savaşta görünmez akıllı silahlar kullanılırken, kaos en belirgin mekanizmalarından biri olarak kullanıyor.” ifadelerini kullandı.
Moritanyalı yazar ve araştırmacı Abdullah Velid Abahi ise, bugün Arap ulusal projesinin birçok zorlukla karşı karşıya olduğunu, bunun sonucunda Arapçılık siyasetinin sadece daralmakla kalmayıp, toplumsal yapı içinde parçalanıp yok olduğunu belirtti.
Sempozyumun ikinci oturumunda, Lübnan’dan ‘Şiddetsizlik ve İnsan Hakları Birliği’ Başkanı İlham Kulayb yaptığı sunumda, kültürel ve dilsel Arapçılık üzerinde yaptığı çalışmalar sebebiyle, Butrus el-Bustani’nin kişiliğine odaklandı. Bustani’nin vatanseverlik ve milliyetçilik ideolojisinin hiç aklından çıkarmamış, vizyonundaki kapsamlılık ve söz ve eylemlerindeki güvenilirlikle dikkat çektiğini, kalkınma programlarında eğitim, bilgin, dil ve okulların önemini vurguladığını belirtti. Kulayb, Bustani’nin kendilerinin yaptıklarını göz ardı ederek, atalarının yaptıkları ile övünen Arapları eleştirdiğini belirterek sözlerini sonlandırdı. 
Fas’ta bir üniversitede profesör yapan ve Görsel-İşitsel İletişim Yüksek Otoritesi üyesi Muhammed el-Mazuz ise, Arapçılık düşüncesinin kapsadığı aidiyet duygusuna zarar veren, kültürel kimliğin bozulması konusunu ele aldı. Arapçılığı korumak ve milliyetçiliğe ulaşmak için demokrasi çağrısının bilimsel açıdan doğru bir çağrı olup olmadığını sormadan önce Arap gelişim bilincinde meydana gelen kırılmalara dikkat çekti.
El-Mazuz, bunun bilimsel boyutun olmaması sebebiyle, reformist kalkınmacı düşüncesinde ortaya çıkan determinizmden örnekler verdi. El-Mazuz, Faslı düşünür Abdullah Laroui’nin Arap milliyetçilerinin abartılmış siyasi yaklaşımına yönelik uyarısını hatırlatarak, “Bugün, uzun bir süredir bizi bir virüs gibi etkileyen politik ideolojileri içeren sorulara mı yoksa epistemolojik sorulara mı ihtiyacımız var? Dördüncü Sanayi Devrimi’nin ve teknolojik araçlarının çeşitliliğinin ortaya çıkardığı meydan okuma karşısında nasıl bir Arap olabiliriz?” sorusunu dinleyicilere yöneltti.
BBC Arabic kanalının eski yöneticisi Mısırlı Hüsam es-Sukkeri ise, Arapçılığın ne olduğu, Arapların kim olduğu ve nasıl oldukları bilinmiyorsa “Arapçılık nereye gidiyor?” sorusunu yanıtlamanın zorluğundan bahsetti. Arapçılığın basit bir vatandaş için neler sağladığı konusunu ele aldı. Ardından gelecekte başka bir şeye, belki de insani bir kimlik şeklinde gelişebilecek, yeni bir kimlikle karşı karşıya olunduğunu belirtti.
Arap Düşünce Forumu’nun Kültürel İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Kayed Haşim akşam yapılan üçüncü oturumda yaptığı konuşmada aidiyet hissinin zayıf olması ve kimlik bozukluğundan kaynaklanan sorunlarla ilgili olarak “Tabi olma, parçalanma ve geri kalmışlık giderek derinleşiyor, medeni kişiliği oluşturan unsurlar arasındaki iletişimin kaybolması, medyanın toplumlarla ve onların sorunlarıyla etkileşime giren bu toplumların kimliklerini, entelektüel geçmişlerini ve kültürel değerlerini vurgulayan bir vizyon ve söylem sunmadaki kusurlarıyla birlikte, bu durum geleceğin görüntüsünü bulanık bir hale getiriyor.” ifadelerini kullandı.
Lübnanlı gazeteci ve Şarku’l Avsat yazarı İyad Ebu Şakra, artık bir Arap sistemi olarak tanımlanabilecek bir duruma sahip olunmadığını belirtti. Arap varlıklarının, maceracıların sınır krizleri ve toplum içi ve komşularla açgözlü anlaşmazlıkların zarar verdiğini ancak bu krizlerin ve anlaşmazlıkların, Arap olmayan bölgesel güçlerin hırslarının karşısında çoğunlukla küçük hacimli kaldığını belirterek, Arap olmayan güçlerin kalıcı bir zayıflığa neden olduğunu dolayısı ile Araplara karşı müdahaleye cesaret edebildiklerini belirtti.
Ebu Şakra ileriye doğru kaçmaya ve bataklık kumu üzerine inşa etmeye devam etmenin istenen sonucu vermeyeceğini düşündüğünü belirtirken ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Arapçılığın kesin bir tanımı üzerinde anlaşamayabiliriz, ama buna yönelik alternatifler üzerinde anlaştık mı? Bu alternatifler, Arapçılığın sahip olduğumuz en iyi şey yapacak, daha iyi ve daha sağlam tanımlarlar mı, kurtarılmayı hak ediyorlar mı?”
Iraklı yazar ve araştırmacı Raşid el-Huyun, Arapçılığın bir ideoloji ve otorite olarak ele alındığı takdirde, Arap bölgesinde bulunan Kürtler, Türkmenler ve diğerleri de olmak üzere Arap olmayanların durumun nasıl olacağını odaklandı. Huyun, coğrafyayı ve milliyetçiliği aşan siyasal İslam kavramı ile kimlikleri aşan milliyetçiliğin ayrımını yaparak sözlerini sonlandırdı.



Mısır: Ramses Central binasında çıkan yangında 4 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı

Kahire'nin merkezindeki Ramses bölgesinde bulunan bir telekomünikasyon binasında çıkan yangının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Kahire'nin merkezindeki Ramses bölgesinde bulunan bir telekomünikasyon binasında çıkan yangının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Mısır: Ramses Central binasında çıkan yangında 4 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı

Kahire'nin merkezindeki Ramses bölgesinde bulunan bir telekomünikasyon binasında çıkan yangının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Kahire'nin merkezindeki Ramses bölgesinde bulunan bir telekomünikasyon binasında çıkan yangının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

Mısır medyası bugün, Kahire'nin merkezindeki Ramses Central binasında dün çıkan yangında dört kişinin hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 30 kişinin yaralandığını bildirdi.

Mısır İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Amr Talat, telekomünikasyon hizmetlerinin 24 saat içinde kademeli olarak geri döneceğini belirterek, Ramses Central binasının yangın nedeniyle günlerce hizmet dışı kalacağını açıkladı.

ı8

Mısır devlet televizyonunun dün kontrol altına alındığını açıkladığı Mısır Telekomünikasyon Şirketi binasındaki yangın başkent genelinde telekomünikasyon ve internet kesintilerine neden oldu.

Mısır Telekomünikasyon Şirketi bugün yaptığı açıklamada, çalışanların yaşamını yitirmesinden üzüntü duyduğunu belirtti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Mısır Telekomünikasyon Şirketi, dün Ramses Central'da meydana gelen yangında hayatını kaybeden çalışanlarının yasını tutuyor… Şirketin yönetim kurulu, üst yönetimi ve tüm çalışanları hayatını kaybedenlerin ailelerine ve sevdiklerine en derin taziyelerini sunuyor.”

dfvgthy
Kahire'nin merkezindeki Ramses bölgesinde bulunan bir telekomünikasyon binasında çıkan yangının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

Talat, olayla ilgili gelişmeleri takip etmek, meydana gelen hasarın boyutunu değerlendirmek, telekomünikasyon hizmetlerinin devamını sağlamak ve yangının etkilerini en aza indirmek için alınan tedbirleri gözden geçirmek üzere Kahire'ye dönmek üzere yurtdışı ziyaretini yarıda kesti.

fgthyu
Yangın söndürme çalışmalarına katılan itfaiyeciler dinleniyor. (Reuters)

Mısır Borsası, sistemle etkin bir şekilde iletişim kurmakta yaşanan güçlükler nedeniyle bugün işlemlere ara verme kararı aldı.

Mısır Borsası’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Son gelişmeler ışığında ve tüm tarafların ticaret için uygun bir ortam yaratma ve aracı kurumların ticaret sisteminin tüm taraflarıyla verimli bir şekilde iletişim kurabilmeleri için sürekli girişimlerine ve büyük çabalarına rağmen, tarafların çıkarları ve tüccarlar arasında eşit fırsatlar için Mısır Borsası'nın çıkarları doğrultusunda, bugün, 8 Temmuz 2025 Salı günü işlemlerin askıya alınmasına karar verilmiştir.”

ıko
Kahire'nin merkezindeki Ramses bölgesinde bulunan bir telekomünikasyon binasında çıkan yangını söndürmeye çalışan bir itfaiyeci (AFP)

Mısır Merkez Bankası krizin aşılması amacıyla bugünden itibaren ikinci bir duyuruya kadar bazı bankaların açılış saatlerinin iki saat uzatılarak akşam 5'e çekildiğini açıkladı.

Yangın telekomünikasyonu doğrudan etkiledi, insanlar telefon görüşmesi yapamadıklarını bildirdi ve binada yangın çıktıktan sonra büyük internet kesintileri rapor edildi. Küresel internet erişimini takip eden Birleşik Krallık merkezli NetBlocks, ağ verilerinin yerel düzeyde bağlantının normal seviyelerin yüzde 62 altında olduğunu gösterdiğini bildirdi.

Mısır Sağlık Bakanlığı, vatandaşların ana telefon hattına ulaşamaması durumunda çeşitli valiliklerdeki ambulans hizmetleri için alternatif numaralar yayınladı.

Telefon görüşmelerinin yanı sıra bir bankacılık kaynağı ve vatandaşlar kredi kartları, ATM'ler ve online işlemler gibi bazı dijital bankacılık hizmetlerinin de etkilendiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Hussam Abdulgaffar dün yaptığı açıklamada, yaralanmaların çoğunun duman solumaktan kaynaklandığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Mısır resmi haber ajansı MENA’dan aktardığına göre bir güvenlik kaynağı, “Sivil savunma görevlileri yangının merkez binanın tamamına yayılmasını önlemenin yanı sıra komşu binaların çatılarına sıçramasını da engellemeyi başardı” dedi.

Kaynak, ilk incelemenin ‘yangının muhtemelen bir elektrik kısa devresinden kaynaklandığını gösterdiğini’ ifade etti. Öte yandan uzmanlar, yangının nedenini belirlemek için yangının kalıntılarını inceliyor.

Kahire Valiliği daha önce yaptığı açıklamada, ‘merkezi operasyon odası ve valilik kontrol merkezinin 10 katlı Ramses Central binasının yedinci katında yangın çıktığına dair bir ihbar aldığını’ belirtmişti.