AB, Türkiye'ye yönelik Doğu Akdeniz yaptırımlarını bir yıl uzattı

AB Konseyi, Dogu Akdeniz'deki sondaj ve petrol arama faaliyetleri gerekçesiyle Türkiye'ye uyguladığı yaptırımları uzatma kararı aldı

Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye'ye uyguladığı yaptırımları 1 yıl süreyle, 12 Kasım 2022'ye kadar uzattı / Fotoğraf: AA
Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye'ye uyguladığı yaptırımları 1 yıl süreyle, 12 Kasım 2022'ye kadar uzattı / Fotoğraf: AA
TT

AB, Türkiye'ye yönelik Doğu Akdeniz yaptırımlarını bir yıl uzattı

Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye'ye uyguladığı yaptırımları 1 yıl süreyle, 12 Kasım 2022'ye kadar uzattı / Fotoğraf: AA
Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye'ye uyguladığı yaptırımları 1 yıl süreyle, 12 Kasım 2022'ye kadar uzattı / Fotoğraf: AA

Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye'ye uyguladığı yaptırımları 1 yıl süreyle, 12 Kasım 2022'ye kadar uzattı.
Avrupa Konseyi’nin açıklamasında; Doğu Akdeniz’de “yetkisiz” olarak nitelendirdiği sondaj faaliyetlerinden sorumlu kişi ve kuruluşlara karşı hedefli olarak getirdiği sınırlayıcı tedbirlerin uygulamaya devam edeceği, yaptırımların hedefindeki iki şahsa yönelik kararın da yine 1 yıl süreyle uzatıldığı belirtildi.
Independent Türkçe'nin haberine göre, Konseyin kararı yarın AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanacak ve takip eden gün yürürlüğe girecek.
Küresel enerji krizinin devam ettiği ve doğalgaz fiyatlarının özellikle Avrupa’da sert yükselişler kaydettiği bir dönemde gelen karar Doğu Akdeniz ekseninde Türkiye ve AB arasında yaşanan siyasi gerilimi tekrar yükseltebilecek nitelikte.
“Doğu Akdeniz’deki yasadışı sondaj faaliyetlerine yönelik yaptırım rejimi 1 yıl uzatıldı” başlıklı 6 Kasım 2021 tarihli kararda şu ifadeler yer alıyor:
"Konsey bugün Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yetkisiz sondaj faaliyetlerine tepki olarak almış olduğu kısıtlayıcı tedbirler çerçevesini bir yıl süreyle 12 Kasım 2021 tarihine kadar uzatma kararı almıştır.Avrupa Birliği, Doğu Akdeniz'de hidrokarbonlarla ilgili yetkisiz sondaj faaliyetlerinden sorumlu veya müdahil olan kişi veya kuruluşlara hedefli kısıtlayıcı tedbirler uygulayabilecektir. Bu tür kısıtlayıcı önlemler aşağıdakilerden oluşur: Listedeki kişi ve kuruluşlar için mal varlıklarının dondurulması ve AB'ye seyahat yasağı. Ayrıca, AB kişileri ve kuruluşlarının listelenenlere fon sağlamaları yasaktır. Şu anda iki kişiye yaptırım uygulanıyor"
Karara iliştirilen “Arka plan” başlıklı bölümde ise şu ifadeler yer alıyor:
"Doğu Akdeniz'de izinsiz sondaj faaliyetlerine karşı yaptırım rejimi, 17-18 Ekim 2019 tarihlerinde Avrupa Konseyi tarafından onaylanan 14 Ekim 2019 tarihli kararın doğrudan takibidir.  AB, bu kararıyla uluslararası hukuka uygun olarak egemenliğine ve egemenlik haklarına saygı konusunda Kıbrıs (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ile tam dayanışmasını teyit etmiş ve Yüksek Temsilci ve Komisyonu kısıtlayıcı tedbirler için bir çerçeve için öneriler sunmaya çağırmıştı."



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.