NASA'nın 5 uçuşta ıskartaya çıkmasını beklediği Mars helikopteri 15. uçuşunu yaptı

Minik helikopter, Kızıl Gezegen'e uzay aracı Perseverance'ın karnındaki bölmede gitmişti

Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)
Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)
TT

NASA'nın 5 uçuşta ıskartaya çıkmasını beklediği Mars helikopteri 15. uçuşunu yaptı

Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)
Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)

NASA'nın beklentileri aşan Mars helikopteri Ingenuity, 15. uçuşunu gerçekleştirdi.
Uzay ajansı tarafından 8 Kasım'da yapılan açıklamada, minik helikopterin Kızıl Gezegen'in semalarında 128,8 saniye boyunca uçtuğu kaydedildi.
18 Şubat 2021'de uzay aracı Perseverance'ın karnındaki bölmeden Mars'a inen Ingenuity'nin aslında sadece 5 uçuş yapması ve ardından ıskartaya çıkarılması planlanıyordu.
Ancak yetkililer, helikopterin başarısının ardından yeni görevler belirledi. Dolayısıyla Ingenuity uçuşlarına hız kesmeden devam etti.
Ingenuity ekibinin lideri Teddy Tzanetos cuma günü paylaştığı yazıda uçuşun 6 Kasım'da gerçekleştireceğini bildirmişti. Tzanetos, helikopterin saatte 17,9 kilometre hızla hareket edeceğini, 12 metre yükseklikte uçacağını ve 406 metre hareket edeceğinin planlandığını yazmıştı.
Ancak NASA, uçuş süresi hariç başka bir bilgi paylaşmadı. Ancak paylaşılan fotoğrafların 6 Kasım'da çekildiği yazıyor.
Helikopterin, Mars'a indiği ilk yer olan Wright Kardeşler Sahası'na 4 ila 7 uçuşluk bir süreçte geri dönmesi hedefleniyor. 15. uçuş, bu sürecin ilk adımı.
Ingenuity ayrıca, 2 Ekim-16 Ekim'de gerçekleşen Güneş kavuşumundan bu yana ikinci kez havalandı.
Bu dönemde NASA iletişim kesintisi yaşıyor. Çünkü Dünya ve Mars, Güneş'in çevresindeki ebedi yörüngelerinde dönerken, yıldızın ateşli küresinin iletişimlerini koparıyor.
Güneş, Dünya'yla Mars arasındayken Kızıl Gezegen'e gönderilen radyo sinyalleri, Güneş'in uzaya fırlattığı sıcak ve iyonize gaz tarafından bozulabilir ve NASA'nın Mars'taki robotik kaşiflerinde beklenmedik davranışlara yol açabilir.
 
Independent Türkçe, Space.com, Business Insider



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news