Quentin Tarantino kendisini en çok korkutan filmlerden birini açıkladı

Ünlü yönetmen, Şey'i "gelmiş geçmiş en iyi korku filmlerinden biri" diye niteledi

Şey'in başrollerinde Kurt Russell ve Charles Hallahan yer almıştı (IMDb)
Şey'in başrollerinde Kurt Russell ve Charles Hallahan yer almıştı (IMDb)
TT

Quentin Tarantino kendisini en çok korkutan filmlerden birini açıkladı

Şey'in başrollerinde Kurt Russell ve Charles Hallahan yer almıştı (IMDb)
Şey'in başrollerinde Kurt Russell ve Charles Hallahan yer almıştı (IMDb)

ABD'li yönetmen Quentin Tarantino, Bir Zamanlar… Hollywood'da (Once Upon A Time… in Hollywood) filminin roman uyarlamasını tanıtmak üzere katıldığı programda kendisini bugüne kadar korkutmayı başaran nadir bir filmden bahsetti. 
Stephen Colbert'in The Late Show'una katılan ünlü yönetmen John Carpenter'ın korku klasiği Şey'e (The Thing) duyduğu hayranlığı anlattı. 
Program sırasında Tarantino, Şey'i kullandığı pratik efektler nedeniyle övdü ve filmin tüm zamanların en iyi yapımlarından biri olduğunu söyledi. 
Tarantino şu ifadeleri kullandı:
"Rob Bottin'in Carpenter'ın filminde kullandıkları, şimdiye kadar beyazperdede yapılmış en kullanışlı özel efektler arasında. Bence şimdiye kadar yapılmış en iyi filmlerden biri değilse de gelmiş geçmiş en iyi korku filmlerinden biri."
Yönetmen filmin kendisini neden korkuttuğunuysa şu şekilde anlattı:
"Korkmuştum ve bu da beni neden bu filmi izlerken korktuğumu mercek altına almaya itti. Bu adamlar kutup araştırma merkezinde kapana kısılmış durumda ve hepsini yutacak olan Şey muhtemelen bunlardan biri veya birkaçı. Ve hiç kimse ezelden beri tanıdığı kişi mi yoksa Şey mi olup olmadığını bilmiyor."
Tarantino filmdeki paranoyanın giderek elle tutulur hale geldiğiniyse şöyle aktarıyor:
"Ve film bunun paranoyasını o kadar elle tutulur, o kadar gerçek kılıyor ki saf paranoya neredeyse filmdeki başka bir karaktere dönüşüyor. Antarktika'da bu sığınakta kapana kısılmış durumdalar ve bu yüzden paranoya dört duvardan sekiyor, ta ki 4. duvardan seyirciye ulaşmaktan başka gidecek yeri kalmayana kadar. Tam olarak onların hissettiği gibi hissetmeye başlamıştım."
Filmin etkileyici olmasında muhtemelen film müziklerinin efsanevi ismi Ennio Morricone'nin de payı var. 
Şey, 1982'de John W. Campbell Jr.'ın Who Goes There? adlı kitabından uyarlanmıştı. 
 
Independent Türkçe, We Got This Covered, Bloody Disgusting



Michelle Obama kızlarına şaplak atmayı neden bıraktığını açıkladı

Michelle Obama, kendisini "utandırdığını" fark etmeden önce kızları Malia ve Sasha'ya şaplak attığını söylüyor (AFP)
Michelle Obama, kendisini "utandırdığını" fark etmeden önce kızları Malia ve Sasha'ya şaplak attığını söylüyor (AFP)
TT

Michelle Obama kızlarına şaplak atmayı neden bıraktığını açıkladı

Michelle Obama, kendisini "utandırdığını" fark etmeden önce kızları Malia ve Sasha'ya şaplak attığını söylüyor (AFP)
Michelle Obama, kendisini "utandırdığını" fark etmeden önce kızları Malia ve Sasha'ya şaplak attığını söylüyor (AFP)

Michelle Obama, kızlarına küçükken şaplak atmayı bırakmasının, "utanmasından" kaynaklandığını söyledi.

Eski First Lady, IMO podcast'inin son bölümünde konukları Damon ve Marlon Wayans'la ebeveynlik hakkında konuşuyordu.

Obama'nın, eski ABD Başkanı eşi Barack Obama'dan 26 yaşındaki Malia ve 23 yaşındaki Sasha olmak üzere iki kızı var.

Sohbet sırasında konu çocukları hizaya getirme yöntemlerine gelince Obama, eskiden kızlarına şaplak attığını ancak daha sonra bunun kendisini "utandırdığını" fark ettiğini söyledi.

"Kendimi aptal gibi hissettim" dedi.

Evet, biliyor musunuz, bu küçük bir çocuk ve derdimi anlatmak için poposuna şaplak atmaktan daha iyi bir yol düşünemediğim gerçeğini, birkaç şaplaktan sonra fark ettim, utandım.

Yine de onları yola getirmek için fiziksel ceza kullanmasa da kızlarına karşı katı davranıyormuş.

Obama sözlerine "Bizim sahip olduğumuz bazı şeylerin yeniden yürürlüğe konmasının savunucusu olmak istiyorum" diye devam etti. 

Çocuklar 'Annemden nefret ediyorum' dediğinde, bunu kafalarında, odalarında söyleseler daha iyi olur. Bunu yüksek sesle söyleyemezsin. Bilirsiniz, ebeveynler bu tür sınırlar koymaktan çok korkuyor. Bence bu da bu nesilde karşılaştığımız zorlukların bir parçası.

Ayrıca çocuklarına "sağduyu ve muhakeme" sahibi olmayı öğretmekten ve kendi hatalarından ders çıkarmalarının ne kadar önemli olduğundan bahsetti.

Obama "Bence bugünlerde pek çok ebeveyn, evlatları hiç hata yapmasın ve başarısızlık duygusu hissetmesin diye çocuklarının hayatını onlar yerine yaşamaya çalışıyor ve bu da onları öğrenmekten alıkoyuyor" dedi.

Ben sizi sağduyu sahibi olmanız, muhakeme yeteneğiniz olması için yetiştirdim. Ve bir noktada bunu uygulamak zorundasınız, bu da benim bırakmam gerektiği anlamına geliyor.

Kısa süre önce Obama, eşinin ABD başkanlığı sırasında Malia ve Sasha'nın ergenlik çağındaki maceralarını kamuoyunun gözünden uzak tutmaya çalışmanın yaşattığı "kabus" hakkında konuşmuştu. Babaları 2009'da ABD başkanlığına geldiğinde Malia 10, Sasha ise 7 yaşındaydı. Ergenlik yıllarının büyük bir bölümünü, Obama'nın Ocak 2017'de sona eren ikinci dönemi süresince Beyaz Saray'da geçirdiler.

Eski First Lady "Araba kullanmaları gerekiyordu, baloya gitmeleri gerekiyordu, takımlarda yer alıyorlardı, başka okullara gidiyorlardı, üniversite araştırmaları yapmaları gerekiyordu, partilere gidiyorlardı, içki içiyorlardı, sigarayı deniyorlardı ve her şeyi yapıyorlardı" demişti.

Her hafta sonu kabustu çünkü onların sıradan ergenlerin yaptığı hareketleriyle Page Six'e çıkmamalarını sağlamaya çalışmamız gerekiyordu.

Independent Türkçe