AB'nin 'Stratejik Pusula' belgesinin taslağı hazır

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

AB'nin 'Stratejik Pusula' belgesinin taslağı hazır

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avrupa Birliğinin savunma ve güvenlik alanında gelişmesi ve karar almasında operasyonel rehber niteliği taşıyacak "Stratejik Pusula" adlı belgenin taslağının hazırlandığı belirtildi.
AB Dış İlişkiler Konseyinde dışişleri bakanlarının yanı sıra savunma bakanları da toplanacak. Savunma bakanları, salı günü yapacakları toplantıda AB'nin savunma ve güvenlik konularında daha bağımsız hareket edebilmesi hedefine ilişkin çerçeveyi belirleyen "Stratejik Pusula" belgesini görüşecek.
Belgeyi AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell hazırladı. Mart 2022'de düzenlenecek AB Liderler Zirvesinde onaylanması planlanan belgenin taslağının 10-12 aylık çalışmanın ve diyalogların ardından hazırlandığı, taslağın son halinin üyelere sunulduğu belirtiliyor.
"Stratejik Pusula" belgesinin, "AB'nin hangi sınamalar ve tehditlerle karşı karşıya olduğu, AB ülkelerinin varlıklarını ortak bir havuzda nasıl bir araya getirebileceği ve bunları nasıl etkin şekilde kullanabileceği, ayrıca Avrupa'nın bölgesel ve küresel bir aktör olarak etkisini nasıl en iyi şekilde yönlendirebileceği" sorularına cevap niteliği taşıdığı ifade ediliyor.
AB yetkililerinin verdiği bilgiye göre, belgede operasyonel öneriler, olası askeri operasyonlar ve misyonlar için eylem planları, takvimler ile AB'nin savunma ve güvenlik alanında karşılaştığı sınamalar, tehditler ve tehdit analizleri yer alıyor.

AB'nin "hızlı intikal kuvveti" planı
Bu kapsamda AB sınırları dışına gönderilmek üzere 5 bin askerden oluşabilecek hızlı intikal kuvveti oluşturması önerisinin de belgede yer aldığı ifade ediliyor.
Hızlı intikal kuvvetinin "istikrarın sağlanması için" AB sınırları dışına gönderilebileceği, kuvvette yer alacak asker sayısının duruma göre 5 bine kadar çıkabileceği kaydediliyor.
Stratejik Pusula belgesinde, hızlı intikal kuvveti konuşlandırılması gibi AB'nin güvenlik ve savunması ile ilgili kararları oybirliğiyle alması teklifi bulunuyor.
AB anlaşmalarının 44. maddesini hatırlatan AB yetkilileri, oy birliğiyle alınan karar sonrası hızlı intikal kuvvetinin tüm AB üyelerince değil, bir grup üye ülke tarafından "koalisyonlar şeklinde" oluşturulabileceğini vurguluyor.

Düzenli deniz tatbikatları önerisi
Ayrıca AB'ye yönelik hibrit saldırılar, siber saldırılar, dezenformasyon gibi konularda Birlik'in neler yapması gerektiği de belgede ifade edilecek.
Belgede, AB'nin savunma kapasitesini canlı tutmak için tatbikatlar düzenlemesi, daha önce hiç yapılmamış olan düzenli ortak deniz tatbikatlarının yapılması gibi teklifler de yer alıyor.

Üçüncü ülkelerle iş birliği
Belgeye göre, AB, Avrupa Savunma Fonu ve 2017'de kurulan Yapılandırılmış Daimi İş Birliği (PESCO) projeleriyle askeri varlıklarını desteklemeyi de planlıyor. PESCO projelerine daha önce AB üyesi olmayan ABD, Kanada ve Norveç'in de katılması onaylanmıştı.
AB Savunma Bakanlarının gelecek hafta yapacakları toplantıda 14 yeni projeyi daha onaylaması bekleniyor. Böylece PESCO kapsamındaki proje sayısı 60'a yükselecek.
Stratejik Pusula'da, AB'nin karşılıklı çıkar temelinde savunma ve güvenlik konularında üçüncü ülkelerle iş birliği yapabileceği de ifade ediliyor.
AB içinde savunma ve güvenlik konularında daha bağımsız hareket edilebilmesi, ortak bir askeri güç oluşturulması gibi konular son yıllarda sıkça tartışılıyor.



Trump'ın ticaret savaşı Çin ekonomisini zayıflatıyor mu?

Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)
Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)
TT

Trump'ın ticaret savaşı Çin ekonomisini zayıflatıyor mu?

Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)
Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)

ABD’nin başlattığı ticaret savaşında Çin, yurtiçi piyasayı hareketlendirmeye çalışıyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) analizinde, Pekin’in iç tüketimi desteklemeyi ilk kez en önemli politika önceliği haline getirdiği yazılıyor. 

Haberde, eski beyaz eşya, araç ve elektroniklerin yeni ürünlerle takasına yönelik hükümet sübvansiyonlarının 300 milyar yuanı (yaklaşık 1,6 trilyon TL) bulduğu belirtiliyor. Bunun kısa vadede satışları artırdığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan bu teşviklerin, uzun süredir ekonomik büyümeyi sağlayan imalat politikasını bir anda değiştirmesinin mümkün olmadığına dikkat çekiliyor. 

ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergileriyle başlattığı ticaret savaşının ardından Pekin’in ihracat kapasitesinin baskı altında kaldığı, Çin yönetiminin ekonomiyi tüketime ağırlık vererek yeniden dengelemeyi hedeflediği belirtiliyor. 

Pekin yönetimine bağlı düşünce kuruluşu Çin Ekonomik Reform Derneği'nin başkanı Peng Sen, yakın zamanda katıldığı bir forumda şu değerlendirmeleri paylaşmıştı:  

Geçmişte mali kaynaklarımız ağırlıklı olarak projelere yatırımı destekliyordu. Şimdiyse insana yatırıma geçmemiz gerekiyor.

New York Times’ın (NYT) analizinde de Washington’ın gümrük tarifelerinin, Çin'in ihracata dayalı ekonomisi için istihdam sorunu yaratabileceği yazılıyor.

Trump'ın 2 Nisan'da açıkladığı gümrük vergileriyle Washington-Pekin hattında yeni bir ticaret savaşı başlamıştı. ABD ve Çin arasındaki misilleme tarifeler sonucunda Washington, Pekin'e uyguladığı vergi oranını yüzde 145'e kadar çıkarmıştı. Çin de tarife oranını son olarak yüzde 125'e yükseltmişti.

Daha sonra taraflar arasında yapılan müzakerelerle ABD, Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerini yüzde 30'a, Çin de yüzde 10'a düşürme taahhüdü vermişti. 12 Mayıs'ta alınan kararın 90 gün içinde uygulanacağı bildirilmişti.

Fransa merkezli yatırım bankası Natixis’in Asya-Pasifik bölgesi başekonomisti Alicia Garcia-Herrero, Çin'in imalat sektöründe 100 milyon kişiye istihdam sağlayan işleri koruması gerekeceğini belirtiyor. 

NYT’ye konuşan ekonomist, Trump’ın gümrük tarifeleri mevcut yüzde 30 oranında kalırsa, Çin’den ABD’ye yapılan ihracatın yarı yarıya düşeceğini söylüyor. Bu da imalat sektöründe 6 milyona yakın istihdam kaybı yaşanacağı anlamına geliyor. Eğer ticaret savaşı ilk belirlenen tarifeler üzerinden devam ederse bu kayıp 9 milyona kadar çıkabilir. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal