Cezayir hükümeti, mal ve ürünlerin fiyatları konusunda halka güvence verdi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)
TT

Cezayir hükümeti, mal ve ürünlerin fiyatları konusunda halka güvence verdi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun (DPA)

Akdeniz'de Cezayir-Rusya ortak askeri tatbikatları başlatılırken, Cezayir Başbakanı Parlemento’da görüşülen 2022 yılı bütçe yasasındaki maddelere dayanarak, işçilere ve diğer çalışanlara mal ve ürünlerin fiyatları konusunda güvence verdi. Aynı zamanda Maliye Bakanlığı yapmış olan Başbakan Eymen bin Abdurrahman, dün Parlamento'da 2022 Bütçe yasa tasarısının tartışılması sırasında, devletin sosyal rolünden vazgeçmeyeceğini, sübvansiyonları hak edenlere yönlendirmeye çalışacağını doğruladı. Ayrıca, genelleştirilmiş destekten hedefli desteğe geçişle ilgili olarak bütçe yasa tasarısında belirtilenler konusunda yanlış anlaşılma olduğuna işaret etti.
Başbakan, 17 milyar dolarlık fonun yardımı hak etmeyenlere ve destek fonlarından yararlanarak ülke ekonomisini perişan eden aracılara yönlendirilmesine izin verilmemesi gerektiğini ve devletin ihtiyaç fazlası sosyal desteği ihtiyacı olanlara yönlendirdikten sonra sağlık, eğitim, ücret iyileştirme gibi diğer sektörlere verileceğini vurguladı. Ayrıca, birkaç yıl önce, Ulusal İstatistik Kurumu aracılığıyla başta içişleri, maliye ve istatistikten sorumlu bakanlıklar olmak üzere birçok bakanlığın katkılarıyla, devletin sosyal desteğine hak kazanan aileleri belirlemek için derinlemesine bir çalışma başlatıldığını kaydetti.
Eymen bin Abdurrahman, 2021 yılı bütçesi ile karşılaştırıldığında 2022 bütçesine dahil edilen sosyal yardımların değerinin yüzde 19'luk bir düşüşle 1942 milyar dinar veya gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 4,8'i olacağını belirtti. Öte yandan Başbakan, süre belirtmeden işten çıkarılan 190 binden fazla kişinin işsizlik sigortası sisteminden, yani bu sosyal yapının kuruluşundan bu yana yılda ortalama 7 bin 500 hak sahibinin yararlandığını açıkladı. Ayrıca, bu hibeden yararlananlar, ya işçi sayısının azaltılması ya da çalışanın faaliyetinin sona ermesi bağlamında, ekonomik nedenlerle işten çıkarılan ücretliler olduğuna dikkat çekti.
Buna ek olarak, Cezayir Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Cezayir-Rusya ikili askeri işbirliğinin 2021 yılı için somutlaştırılması çerçevesinde, Rus donanmasına ait birliğinin Cuma günü başkent Cezayir limanına yanaştığını söyledi.
Açıklamada, Rus birliğinin fırkateyn Amiral Grigorievich, kruvazör Dmitriy Rogchav ve denizde kurtarma römorkörü SB742’den oluştuğu açıklandı. Rus deniz müfrezesinin, Cezayir deniz kuvvetleri ile Ortak Deniz Manevrası 2021 adlı bir tatbikat gerçekleştireceğine dikkat çekildi. Açıklamaya göre 20 Kasım’a kadar devam edecek olan tatbikat şüpheli gemileri durdurmak ve düşman gemileriyle savaşmak için taktik manevralar ve tatbikatların icrasını  içeriyor. Açıklamada ayrıca, tatbikatın tecrübe alışverişini ve ortak koordinasyonu geliştirmeyi amaçladığı da vurgulandı. Cezayir ve Moskova arasındaki askeri iş birliği son yıllarda yoğunlaşmaya tanık oldu ve iki ülkenin üst düzey subayları arasında karşılıklı ziyaretler gerçekleşti. Rusya, Sovyetler Birliği döneminden bu yana Cezayir'e ilk kez silah ve askeri teçhizat sattı.
Öte yandan Savunma Bakanlığı dün, bakanlığa bağlı yeni bir idari yapılanma olan Sinyalizayon, Bilgi Sistemleri ve Elektronik Harp Başkanlığı’nın başına üst düzey bir subayın atandığını duyurdu.
Genelkurmay Başkanı Korgeneral Ahmed Kaid Salah'ın 2019’daki ölümünden bu yana üst düzey askeri faaliyetler ve pozisyonlar dikkate değer bir hareketliliğe tanık oldu. Kendisine bağlı düzinelerce subay görevden alındıktan sonra, askeri yargı, yolsuzluk ve askeri talimatları ihlal etme suçlamalarıyla diğer bazılarına karşı kovuşturma başlatıldı.
Öte yandan Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, dün resmi ziyaret için Cezayir'de bulunan Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı Naledi Pandor'u kabul etti. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, görüşmede iki dost ülkeyi birbirine bağlayan sağlam ve köklü tarihi ilişkilerin gözden geçirildiği ve bu seçkin ilişkilerin düzeyini yükseltmek için bir dizi faaliyet alanını içeren  işbirliğini geliştire ihtiyacının değerlendirildiği belirtildi.



Humus'taki Aleviler verilen güvencelere rağmen güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli

Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
TT

Humus'taki Aleviler verilen güvencelere rağmen güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli

Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)

Suriye'nin üçüncü büyük kenti Humus'ta, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in mensubu olduğu Alevi toplumu, yeni yetkililerin ‘rejim kalıntılarını’ aramak için mahallelerinde günlerdir sürdürdüğü ve yüzlerce kişinin gözaltına alındığı güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli.

Humus'un merkezindeki çarşı, kurşunlarla delik deşik edilmiş binaların arasında satıcılardan meyve ve sebze almaya gelen insanlarla dolup taşıyor. Ancak Alevilerin çoğunlukta olduğu mahallelerin girişlerinde, bu hafta sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından yeni kurulan kontrol noktalarında askeri üniformalı silahlı adamlar duruyor.

Humus'un Alevi bölgelerinin bazı sakinleri AFP'ye, genç erkeklerin hatta silahlarını teslim eden askerlerin bile gözaltına alındığını söyledi.

AFP'nin konuştuğu tüm kişiler güvenlik kaygıları nedeniyle isimlerinin açıklanmamasını istedi.

Şehirdeki iki kişi, kontrol noktasındaki silahlı adamların insanlara mezheplerini sorması üzerine bölge sakinlerinin şikâyeti sonrası bir kontrol noktasının kaldırıldığını belirtti.

Alevilerin çoğunlukta olduğu ez-Zehra mahallesinin bir sakini, “Şu ana kadar yaşadığımız ve hissettiğimiz şey korkunun gerçekliğiydi. İlk başlarda münferit vakalardı, ancak şimdi çok sayıda olduğu için böyle adlandırılamaz” ifadelerini kullandı.

Humus'ta bir kontrol noktasında nöbet tutan Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri (AFP)Humus'ta bir kontrol noktasında nöbet tutan Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri (AFP)

‘Büyük çoğunluk sivil’

Suriye'deki yeni yönetim 8 Aralık'ta iktidara geldiğinden beri azınlıklara güven vermeye çalışıyor. Ancak Aleviler, Esed ailesiyle olan uzun süreli ilişkileri nedeniyle kendilerine karşı bir tepki oluşmasından korkuyor. Yetkililer ise herhangi bir ihlal olduğunu reddetti.

Humus vilayetinden eski bir Halk Meclisi üyesi olan Şehade Meyhub, ez-Zehra mahallesi sakinleri tarafından bildirilen yüzlerce ihlal ve gözaltına alınmayı belgelediğini kaydetti.

AFP'ye, “Şu ana kadar elimde ez-Zehra mahallesinde gözaltına alınan 600 kişinin ismi var” diyen Meyhub, Humus kentinin tamamında ‘gözaltına alınanların sayısının bin 380’i aştığını’ ifade etti.

Meyhub, gözaltına alınanlar arasında ‘yerleşim merkezlerine müracaat etmiş emekli tuğgeneraller ve albaylar olduğunu, ancak en büyük oranın zorunlu hizmette bulunan siviller ve askerler olduğunu’ belirtti.

Esed'i deviren yeni yönetim Suriye'nin çeşitli kentlerinde uzlaşma merkezleri açarak, eski askerleri silahlarını teslim etmeye davet etti.

Meyhub, kentin es-Sebil mahallesinde bir grup subayın eşleri ve çocuklarının önünde dövüldüğünü söyledi.

Humus'taki yetkililerin vatandaşların şikâyetlerine yanıt verdiğini ve gözaltına alınanları kısa süre içinde serbest bırakma sözü verdiğini belirten Meyhub, ihlallerin arkasında Heyetu Tahriru’ş-Şam'a (HTŞ) bağlı bazı grupların olduğunu ifade etti.

Ez-Zehra mahallesindeki bir başka adam AFP'ye, eski bir asker olan oğlundan geçen hafta Hama kırsalındaki bir kontrol noktasında gözaltına alındığından beri haber alamadığını söyledi.

Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında motosikletli bir adamın kimliğini kontrol ediyor. (AFP)Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında motosikletli bir adamın kimliğini kontrol ediyor. (AFP)

‘Öfke’

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman geçen hafta AFP'ye yaptığı açıklamada, Humus kenti ve kırsalında çoğunluğu Alevi olan en az bin 800 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Esed'in devrilmesinden bu yana Alevilere yönelik şiddet Suriye genelinde artışa geçti. SOHR o tarihten bu yana çoğunluğu Humus ve Hama vilayetlerinde olmak üzere 150 Alevinin öldürüldüğünü kaydetti.

Çatışmaların başladığı 2011 yılında Humus, insanların gösteri yapmak için sokaklara döküldüğü ilk şehirlerden biri olduğu için ‘devrimin başkenti’ olarak adlandırılmıştı. Özellikle bu şehirdeki protestolar sert bir şekilde bastırıldı ve mezhepsel şiddet savaş sırasında zirveye ulaştı. Humus'ta Sünni Müslümanların çoğunlukta olmasının yanı sıra Alevi ve Hıristiyan azınlık da bulunuyor.

Son günlerde internette dolaşan videolarda silahlı kişilerin Humus'ta erkekleri topladığı ve onlara çömelmelerini emrettiği görüldü.

AFP bu videoların hepsini doğrulayamadı, ancak kendisini bazı tutuklularla konuşurken kayda alan 21 yaşındaki HTŞ üyesi Muhammed Ebu Ali ile konuştu.

Ebu Ali AFP'ye, “Videoda görünenler suçlular ve şebbihalar... Savaşın ilk yıllarında Humus'ta katliamlar yaptılar. Onları yakaladık ve ilgili makamlara teslim ettik” şeklinde konuştu.

Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında sürücülerin kimliklerini kontrol ediyor. (AFP)Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında sürücülerin kimliklerini kontrol ediyor. (AFP)

‘Savaştan yorulduk’

Humus'ta Ebu Yusuf kod adlı bir HTŞ yetkilisi, İçişleri Bakanlığı personelinin kentteki tarama operasyonları sırasında ‘üç silah zulası bulduğunu ve onlarca aranan ismi gözaltına aldığını’ söyledi.

Humus'taki Kamu Güvenliği Departmanı pazartesi günü, kentin mahallelerinde beş gün süren tarama operasyonunun sona erdiğini duyurdu. Ancak HTŞ yetkilisi tarama operasyonunun devam ettiğini ve bölgenin ‘rejim kalıntılarından tamamen temizlenmediğini’ söyledi. Yetkili, “Sünni, Alevi, Hıristiyan fark etmeksizin herkes için güvenlik ve emniyet istiyoruz” dedi.

Şehrin başka bir yerinde, 2012 yılında rejim ordusu tarafından ele geçirilen muhaliflerin kalesi Baba Amr mahallesinin yol kenarları yıkıntılarla dolu. Evlerin duvarlarında ve kapılarında kurşun izleri var.

On yıl önce Lübnan'a kaçan 46 yaşındaki Fayez el-Cemal, eşi ve yedi çocuğuyla birlikte evlerine döndüğünde evlerini yıkılmış, kapıları ve pencereleri olmayan bir halde bulmuş.

El-Cemal, yıkılan binalar arasında komşularının ve arkadaşlarının öldürüldüğü yerleri işaret ediyor ama intikam almak istemiyor. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre el-Cemal, “Savaştan ve aşağılanmaktan bıktık. Biz sadece herkesin kendi hayatını yaşayabilmesini istiyoruz. Biz mezhepçiliğe karşıyız” ifadelerini kullandı.