Lockheed Martin Uluslararası İşletme Başkan Yardımcısı Ray Beasley, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan, askeri ürünlerimizin parça üretimi için ideal fırsatlar sunuyor

Lockheed Martin Uluslararası İşletme Başkan Yardımcısı Ray Beasley, Şarku’l Avsat’a konuştu: Körfez ülkelerinde büyüme potansiyeli var

Ray Beasley (Şarku’l Avsat)
Ray Beasley (Şarku’l Avsat)
TT

Lockheed Martin Uluslararası İşletme Başkan Yardımcısı Ray Beasley, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan, askeri ürünlerimizin parça üretimi için ideal fırsatlar sunuyor

Ray Beasley (Şarku’l Avsat)
Ray Beasley (Şarku’l Avsat)

ABD merkezli küresel savunma-teknoloji şirketi Lockheed Martin’in Uluslararası İşletme Başkan Yardımcısı Ray Beasley, Suudi Arabistan'ın, şirketin ürettiği askeri ürünlerin parçalarının üretilebileceği bir yer olarak ideal fırsatlar sunduğunu söyledi. Beasley, Lockheed Martin’in dünya çapında askeri üretici olmak için Riyad ile birlikte çalıştığına dikkati çekti.
Lockheed Martin Uluslararası İşletme Başkan Yardımcısı Beasley, ‘Dubai Havacılık Fuarı 2021’in başlamasından önce Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ulusal bütçeler üzerinde bir takım baskılar olmasının beklenmesine rağmen, bölgede şirketin ürünlerine güçlü bir talep olduğunu belirterek, “Bölgedeki ana hedefimiz, gelecek nesillerin korunmasına yardımcı olmaktır” ifadelerini kullandı. Beasley, rakiplerin, stratejilerini ve yeteneklerini hızla geliştirdiği modern savaş alanında bir karmaşanın yaşandığına işaret etti.
İşte bölgedeki insan kadrolarının rehabilite edilmesindeki rollerine, şirketin performansına ve ürünlerinde yapay zeka kullanımına değinen Beasley'in Şarku'l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı:

Dünya, birden fazla siyasi ve ekonomik cephede değişimlere ve değişen ittifaklara tanık olurken Lockheed Martin'in önümüzdeki dönem için stratejisi nedir?
Lockheed Martin, dünyanın en büyük havacılık ve savunma şirketi olması çerçevesinde uçakları, uyduları ve gemileri aracılığıyla dünyanın farklı yerlerinde gün boyunca her dakika gerçek zamanlı olarak çalışmalarını sürdürüyor. 100'den fazla ülke, güvenlikleri için çalışanlarımıza, ürünlerimize ve teknolojimize güveniyor. Lockheed Martin’de, günümüzün hızla gelişen karmaşık savunma ortamında tek hedefli çözümlere yer olmadığına inanıyoruz. Bu nedenle, gelecekteki stratejimiz, tüm alanlarda hızla gelişen tehditleri caydırmak için ortaklarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya dayanıyor. Ayrıca, düşman tehditlerine karşı savaş alanında belirleyici bir güç olarak esnek bir şekilde çalışan birden fazla platformu birbirine bağlayan bir ağ oluşturmak için savunma teknolojisindeki gelişmiş ağlarla ilgili bir araştırma yapıyoruz. Günümüzde savunma güçlerince kullanılan uçaklar, uydular, gemiler ve kara ekipmanları, zengin bir bilgi birikimi sağlıyor. Bu kadar büyük miktarda veriyi işlemek ve analiz etmek, özellikle bu sistemlerin birlikte çalıştığı çoklu güvenlik seviyeleri düşünüldüğünde zorlu bir görev haline geliyor. Lockheed Martin'de bu faktörü ele almak amacıyla tüm alanlarda ortak veya çoklu operasyonlar olarak bilinen yeni bir konseptin geliştirilmesine yardımcı oluyoruz. Bu konsept, veri devriminin basitliği ile temel sistemleri, kritik veri kaynaklarını ve kapsamlı birleşik operasyon çözümlerinin senkronize ederek, modern savaş alanlarının eksiksiz bir resmini sunup ortaklarımızın karar vermelerini ve hızlı hareket etmelerini sağlayacak.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve genel olarak Körfez ülkeleriyle çalışmanın size ne gibi getirileri olacağını düşünüyorsunuz?
Lockheed Martin, 55 yılı aşkın bir süredir Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) güvenilir bir ortağıdır. Aynı zamanda yerel havacılık ve savunma sektöründe işgücü becerilerini ve egemen kapasite geliştirme alanında bölgesel bir liderdir. Bölgesel ortaklarımızın ulusal vizyonlarını anlıyor ve ekonomik çeşitlilik hedeflerine ulaşmalarında onları desteklemeye devam ediyoruz. Lockheed Martin’de bilgi aktarımı, endüstrilerin yerelleştirilmesi ve insan sermayesinin geliştirilmesini içeren üç sütunlu bir yaklaşımı benimsedik. Küresel sektör uzmanlarından oluşan ağımızın ve yerel ortaklarımızın uzmanlığının katkısıyla bir takım girişimleri hayata geçiriyoruz. Ayrıca ülke içi değer yaratmaya ve ortak ülkelerde savunma sektörlerinin gelişimine katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Suudi Arabistan ile ilişkinizi ve 2030 Vizyonu’na olan katkınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Lockheed Martin, ilk Lockheed C-130 Hercules model uçağın teslim edildiği 1965 yılından bu yana Suudi Arabistan’da bulunuyor. Şirket o tarihten bu yana, Suudi Arabistan’daki varlığını entegre hava ve füze savunma sistemleri, taktik ve helikopter teknolojisi, deniz sistemleri ve uydu iletişimi alanlarında genişletmeye devam etti. Aynı zamanda Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu çerçevesinde yerel havacılık ve savunma sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla yeni nesil yetenekler için eğitim girişimleri geliştiriyor ve uyguluyoruz.

Faaliyet gösterdiğiniz savunma sektörü, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından etkilendi mi? İyileşme sonrası dönem için ne gibi planlarınız var?
Salgına rağmen öngörülemeyen şekillerde gelişen bölgesel tehditlerin oluşturduğu tablo ve tehditlerin sürekliliği, Ortadoğu ülkelerinin savunmaya yaptıkları harcamaların sabit kalmasını sağladı. Sektörümüz, yenilik ve uyumlu çabalar gerektiren bir takım yeni karmaşık zorlukların üstesinden gelmek için sürekli olarak test ediliyor. İyileşme sonrası aşamada, müttefiklerimizin, karmaşık savaş alanlarının mevcut zorluklarını aşmalarını ve ortaya çıkan tehditlerle mücadele etmelerini sağlamaları için yapay zeka, gelişmiş bilgi işlem ve 5G iletişimi dahil olmak üzere ileri teknolojiden yararlanmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. 5G teknolojisi önceliklerimizden biri. Çünkü müttefiklerimizin daha fazla esneklik, daha yüksek verim ve çok düşük gecikme ile hızlı ve kararlı eylemlerde bulunmalarına izin verir. Teknoloji ayrıca, savaş alanında benzersiz bir hızla kararlar almak için yapay zekanın gücünden tam olarak yararlanmamızı sağlıyor. Hızlı bir şekilde yeni teknolojiler sunmak, maliyetleri azaltmak ve sürdürülebilirliği geliştirmek için dijital mühendisliği, akıllı uygulamaları ve açık mimarileri bir araya getiriyoruz. Ayrıca modern savaş alanlarına en son teknolojinin kullanımını sağlamak amacıyla savunma sanayi üssünü güçlendirmek için ticari şirketlere yatırım yapıyor ve ortak oluyoruz.

Teknoloji kullanımı, son dönemde çarpıcı bir şekilde yaygınlaşıyor. Yapay zekânın sektörünüzde bir rolü olacak mı ve hangi uygulamalarda kullanılacak?
Sistemlerimizde, her düzeyde karar alma hızını artırmak için dijital dönüşüme ve yapay zekaya yatırım yapıyoruz. Örneğin bir F-16 savaş uçağı ile uluslararası ortak filolardaki temel iletişim sistemleri ve dördüncü nesil savaş uçaklarının birbiriyle iletişim kurmaları gibi konulara odaklanıyoruz. Maliyeti düşürmek, teslim süresini kısaltmak ve ürün kalitesini artırmak için daha hızlı ve daha akıllı çalışan dijital fabrikalar kurma vizyonumuzun bir parçası olarak F-16 üretim hattındaki teknolojileri ve otomasyonu yükseltmek için de gayret sarf ediyoruz.

Şirketin ilerleyen yıllarda büyümesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce daha fazla büyümenize yardımcı olacak ürünler nelerdir?
Daha önce tüm alanlarda ortak yahut çoklu operasyonlardan bahsetmiştim. MDO ve JADO platformlarımız şuan ki önceliklerimizdir. Savaş alanını birbirine bağlayan, komuta ve kontrol eden, operasyonel komuta ve kontrol verilerini toplayan ve gelecekteki tehditlere yanıt vermek için çözümler sunan yeni nesil çok alanlı bir savaş yönetim sistemi olan DIAMONDshield platformunda da büyük potansiyel görüyoruz. DIAMONDshield platformu hava, kara, deniz ve uzay sistemlerini ve platformlarını birbirine bağlayarak istihbarat, gözetleme ve keşif verilerini entegre ederken strateji oluşturma, hedefleme, planlama, görev yapma ve ortak operasyonları değerlendirme yeteneğini otomatikleştirir ve kolaylaştırır. Tüm alanlarda ortak veya çoklu operasyon kavramı için önemli bir etkinleştirici faktör olarak Lockheed Martin F-35 Lightning II model savaş uçağının geliştirilmesine de devam ediyoruz. Bu uçak, geleceğin savaş alanını değiştirecek şekilde operasyonlarda ve tatbikatlarda merkezi bir iletişim noktası görevi görebilir. Savaş alanının yakınında ve yüksek bir konumda çalışırken, sensörleri ve iletişim kitleri, hava, deniz, uzay, yüzey ve yer ağı platformları ağının yeteneklerini önemli ölçüde artırır ve komutanlara saniyeler içinde kritik bilgiler sağlayarak, çevredeki operasyon ortamı hakkında önemli ölçüde farkındalık yaratır. Bunlar son olarak Hydra, Northern Edge, Orange Flag ve Flighttest-6 projeleri çerçevesinde bir dizi uçuş testi ve tatbikatı sırasında kanıtlanmış yeteneklerdir.

Ürünlerinizin bazı parçalarını bölgede mi üretmeyi düşünüyorsunuz?
Evet. Suudi Arabistan bu noktada bize ideal fırsatlar sunuyor. Suudi Arabistan’ın 2018 yılındaki savunma bütçesi, 80 milyar dolarla dünyanın en yüksek üçüncü bütçesi oldu. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın 2030 yılına kadar askeri harcamaların yüzde 50'sini yerelleştirmeye yönelik çabalarını takdir ediyoruz. Bu konuda, iki ana alanı kapsayan bir planımız var. ABD hükümetiyle birlikte ortağımız olan ülkelere sunulabilecek teknolojileri belirlemeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra Suudi yetkililerle, yerelleştirme çalışmaları kapsamında bu teknolojileri üretecek en uygun yerel şirketlerin belirlenmesi için iş birliği yapıyoruz. Suudi ortaklarımızın dünya çapında askeri teçhizat üreticileri haline gelmelerine yardımcı olmak için de bir takım çalışmalarımız var. Geçtiğimiz Ekim ayında Riyad’a tedarikçiler için özel bir çalıştaya ev sahipliği yaptık. Bu çalıştay bize yerel işletmelerle ortaklık fırsatlarını keşfetmemiz için ideal bir platform sağladı.  Ayrıca, yerel imkanların geliştirilmesine yardımcı olmak için bölgedeki diğer ülkelerde faaliyet gösteren savunma ve havacılık şirketleriyle iş birliği yapmakla da ilgileniyoruz.

Bölgedeki platformlarınızda çalışan sayısını artırmaya yönelik planlarınız nelerdir?
Lockheed Martin'de eğitim ve öğretime büyük bir önceliğimiz var. Çünkü yetenekli genç mühendisler ve bilim insanlarından oluşan güçlü bir yapı, savunma sanayinin geleceği için en önemli temeldir. BAE'de, 2017 yılında, yerel endüstri çalışanları için liyakate dayalı teknoloji eğitimi ve geliştirme programlarına ev sahipliği yapan Masdar Şehri’nde, Yenilik ve Güvenlik Çözümleri Merkezi'ni kurduk. Bunu diğer birçok yenilikçi çözüme eklediğimiz belirtmekten gurur duyuyorum. Yenilik ve Güvenlik Çözümleri Merkezi'ndeki kursiyerler, bugün ABD’deki Lockheed Martin uçak fabrikasında kullanılan uçakların kontrolleri için yapay zeka tabanlı bir yenilik geliştirdiler. Masdar Şehri’ni inşa eden Mubadala şirketi ile 2017-2018 yıllarında The Unmanned Air Systems Payload Design Challenge ve 2020 yılında Uluslararası Savunma Eğitim Programı’nı organize ettik. 2016 yılında, BAE’li 17 gence eğitim veren BAE Uzay Ajansı ile ortak olarak Uzay Temelleri Programı’nı yürüttük. Suudi Arabistan'da, Cidde şehrindeki Prens Muhammed bin Selman Yönetim ve Girişimcilik Okulu'nu güçlü bir şekilde destekliyoruz. Kral Abdulaziz Üniversitesi, Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Kral Suud Üniversitesi ile büyük araştırma anlaşmaları imzaladık. Ayrıca Kral Abdulaziz Bilim ve Teknoloji Şehri, Kral Fahd Petrol ve Mineraller Üniversitesi ve Cidde Üniversitesi ile birçok bağımsız araştırma ve geliştirme projesi yürüttük.

Sizce genel olarak savunma sanayi sektörünün karşılaştığı zorluklar nelerdir?
En büyük zorluk, rakiplerimizin müttefiklerimizin zayıflıklarından yararlanmak için stratejilerini ve yeteneklerini hızla geliştirdiği modern savaş alanının karmaşık oluşudur. Bu durum, muharebe, hava, kara, deniz, uzay ve elektronik gibi tüm alanlarda ekonomik refahı ve ulusal güvenliği tehdit ediyor. Bunun yanı sıra teknoloji açığını kapatmak için büyük yatırımlar yapıyorlar. Daima önde olmak, ortaya çıkan tehditleri öngörmek ve bunları etkin bir şekilde ele almak için esnek ve çevik olmalıyız.

Şirketin 2021 yılındaki iş performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce yakın gelecekte büyüme için hangi pazarlar başı çekecek?
Havacılık ve savunma sektörü 2020 yılındaki güçlü performansın ardından, 2021 yılında da gelişmeye devam etti. Kovid-19 salgını ile ilgili devam eden zorluklar karşısında güçlü kaldı. Salgın sırasında ulusal güvenlik gereksinimleri devam etti ve ürünlerimiz ve çözümlerimiz yoğun talep gördü. Ülkeler salgının ardından ekonomik toparlanma aşamasına girmeye başladıkça, Körfez bölgesinde büyüme potansiyelinin arttığını görüyoruz. Tedarik zinciri sorunlarına ve küresel olarak kilit sektörleri etkileyen diğer baskılara rağmen müşterilerimize hizmetlerimizi sunmaya devam edeceğiz. Ulusal bütçeler üzerinde baskı olması beklentilerine rağmen, hizmetlerimize ve çözümlerimize yönelik güçlü talebin devam edeceği ortada. Bölgedeki ana hedefimiz, yeni nesil uçaklar, gelişmiş hava ve füze savunma teknolojileri, komuta kontrol sistemleri, gelişmiş simülasyon ve eğitim yöntemleri şeklinde destek sağlayarak gelecek nesillerin korunmasına yardımcı olmaktır.



Veliaht Prens Muhammed bin Selman: Filistin'in çektiği acılar İsrail saldırganlığının sonucu ve bunun feci yansımalarına son vermeliyiz

TT

Veliaht Prens Muhammed bin Selman: Filistin'in çektiği acılar İsrail saldırganlığının sonucu ve bunun feci yansımalarına son vermeliyiz

Veliaht Prens Muhammed bin Selman: Filistin'in çektiği acılar İsrail saldırganlığının sonucu ve bunun feci yansımalarına son vermeliyiz

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırganlığının ‘feci yansımalarının’ sona erdirilmesi, masum sivillerin korunması ve uluslararası meşru kararlar çerçevesinde Filistin'in barış içinde yaşadığı yeni bir gerçekliğin oluşturulmasında uluslararası toplumun rolü olduğunu vurguladı. Veliaht Prens, Kral Selman bin Abdulaziz adına dün Mina Sarayı'nda Müslüman ülkelerin liderleri ve ileri gelenleri, Kral Selman’ın konukları, devlet yetkilileri, heyet başkanları ve bu yıl Hac farizasını yerine getiren hacılar için düzenlenen yıllık kabul töreni sırasında yaptığı konuşmada, “Filistin'deki kardeşlerimiz bu yılki Kurban Bayramı’nda da İsrail’in saldırganlığı nedeniyle acı çekmeye devam ediyor” dedi.

Muhammed bin Selman, salonda bulunan dinleyicilere hitaben “Kral Selman adına sizlerin ve dünyadaki tüm Müslümanların Kurban Bayramını kutlamaktan memnuniyet duyuyorum. Allah ülkemize, diğer Müslüman ülkelere ve dünyaya güvenlik ve istikrar ihsan etsin, hacıların haccını kabul etsin ve onları sağ salim ailelerine kavuştursun” ifadelerini kullandı.

sdfrgt
Veliaht Prens Muhammed bin Selman dün Mina'da Hac ibadeti çerçevesinde görevlendirilen ekiplerin liderleri ve başkanlarıyla da bir araya geldi (SPA)

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüce Allah bu ülkeyi Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’nin yanında hacılara ve umrecilere hizmet etme ayrıcalığıyla onurlandırdı. Suudi Arabistan da bu onuru önceliklenin en başına koydu.  Tüm imkanlarını hacılara ve umrecilere hizmet etmeye ve onların ibadetlerini kolaylıkla yerine getirmelerini sağlamaya adayan Suudi Arabistan Allah’ın yardımı ve inayetiyle hacılara ve umrecilere hizmetin büyük sorumluluğu ve onurunun bilincinde olmaya devam edecektir.”

Kudüs ve Filistin Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin yaptığı konuşmada, İslam'ın en önemli amaçlarından ve Haccın faydalarından birinin Müslümanların birliğini korumak, din kardeşliği bağlarını güçlendirmek, farklı mezhep, renk, ırk, dil ve ülkelerden Müslümanlar arasında sevgi, iş birliği ve muhabbeti teşvik etmek olduğunu söyledi.

Aynı zamanda Dünya Müslüman Birliği Genel Sekreteri Şeyh Muhammed Hüseyin yaptığı konuşmada, İslam'ın en önemli amaçlarından ve Haccın faydalarından birinin İslam milletinin birliğini korumak, din kardeşliği bağlarını güçlendirmek ve farklı mezhep, renk, cinsiyet, dil ve milletlerden Müslümanlar arasında sevgi, iş birliği ve muhabbeti teşvik ederek anlaşmazlıkları azaltmak, mesafeleri kapatmak, kalpleri kaynaştırmak, sözü birleştirmek ve din kardeşliğini sağlamak olduğunu söyledi.

Şeyh Hüseyin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suudi Arabistan, Müslümanların kalbinde yüksek bir konuma ulaşmış ve gerçek İslam dininin ılımlı boyutu ve sistematik ılımlılığıyla gerçek imajını yansıtan, uzlaşı, hoşgörü ve uyum kültürünü yaymaya ve kardeşlik ve dayanışma ruhuyla dolu umut verici bir ufukla geleceğe bakmaya çalışan bilge ve dengeli bir yaklaşımla Müslümanların saflarını birleştirmeye ve Müslüman ülkelerin ve halkların özlemlerini gerçekleştirmeye çalıştı.”

dfrgt
Veliaht Prens Muhammed bin Selman cumartesi günü Mina'da Hac ibadeti çerçevesinde görevlendirilen ekiplerin liderlerini ve başkanlarını kabul etti (SPA)

Şeyh Hüseyin, Filistin davasını destekleme ve savunmadaki tarihi duruşu ve Gazze Şeridi'ndeki soykırım vahşetini ve işgalci İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen yıkım ve dayatılan açlığı durdurmaya yönelik uluslararası çabalara liderlik etmesinin yanı sıra İslami, insani ve Arap değerleri ve ilkeleri temelinde bağımsız bir Filistin devletinin tanınması için uluslararası desteği harekete geçirmek üzere üstlendiği diğer büyük görevler nedeniyle Suudi Arabistan'a büyük takdir ve teşekkürlerini sunarak hem duygularını hem de her bir Arap ve Müslüman'ın duygularını dile getirdi.

Suriye Vakıflar Bakanı Şeyh Muhammed Ebu el-Hayr Şukri ise Hac işleri ofisleri başkanlarına hitaben yaptığı konuşmada, hacılara sağlanan istisnai ve nitelikli ayrıcalıklar için Kral Selman’a ve Veliaht Prens'e şükranlarını ifade etti. Suriyeli Bakan konuşmasında, “Bu yılki hac sezonu, Suudi Arabistan’ın hacılara kolaylık sağlama konusundaki köklü yaklaşımının bir devamı niteliğinde olmasının yanında İslam dinine ve Müslümanlara hizmet etme konusundaki ebedi misyonunu ve bu ülkenin liderliğinin ve halkının Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’nin yanı sıra ziyaretçilerine de hizmet etme konusundaki tarihi onurunu somutlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

Hacıların, hizmet sağlayıcılar arasındaki yüksek rekabetin yanı sıra en son elektronik sistemlere ve akıllı telefon uygulamalarına dayalı hizmet sisteminin kendilerine sağladığı büyük kolaylıklara tanık olduklarını, bunun da sağlanan hizmetlerin kalitesine olumlu yansıdığını ve hacıların yolculuklarının eşi benzeri görülmemiş bir şekilde iyileştirilmesine katkıda bulunduğunu belirten Şukri, “Altyapının kapsamlı ve sürdürülebilir şekilde geliştirilmesi, akıllı hizmetlerin verilmesi ve kalabalık yönetiminde en son teknolojilerin kullanılması, Suudi Arabistan 2030 Vizyonu’nun ve zamanından önce elde edilen etkisinin bir kanıtıdır” dedi.

dfrgthy
Suudi Arabistan Veliaht Prensi dün Mina Sarayı’nda Maldiv ve Moritanya cumhurbaşkanlarını kabul etti (SPA)

Hacılara ve umrecilere hizmet vermekle görevli makamların hizmetlerini geliştirmek ve en yüksek standartlara çıkarmak için önceden yaptıkları planlamalardan ve daha önce eşi ve benzeri görülmemiş hazırlıklardan övgüyle bahseden Şeyh Muhammed Ebu el-Hayr, Hac ibadeti için görevlendirilen ekiplerin liderlerinin ve hacılara hizmet veren Suudi Arabistan kurumlarının bu büyük ibadetin maneviyatını bozan her türlü siyasi slogan ve yönelimden uzak bir şekilde organizasyon yapmayı ve hacıların güvenlik ve emniyetini sağlamayı amaçlayan yönetmelik ve talimatları uygulama çabalarını desteklediklerini vurguladı.

Bir diğer gelişmede Veliaht Prens Muhammed bin Selman cumartesi günü Mina Sarayı'ndaki Kraliyet Divanı'nda Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Gazvani ve Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu ile bir araya geldi.